Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/228 E. 2018/374 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/209 Esas
KARAR NO : 2018/392
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2017
NUMARASI : 2011/495 Esas, 2017/522 Karar
DAVANIN KONUSU : ALACAK
KARAR TARİHİ : 07/03/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekili 12.07.2011 tarihli dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisi…’ın ÖTV indiriminden yararlanarak motorlu taşıt almak için akdedilen 20.056,00 TL ana para tutarında tüketici kredisi sözleşmesine dayalı olarak Kredi Koruma Teminatlı Hayat Sigortasını ‘da … Finans’ın uygun gördüğü bir bakıma zorunlu kıldığı sigorta Sözleşmesi olarak bayilikte kredi Sözleşmesi ile beraber imzalatıldığını, bu sözleşme ile müteveffanın sigortalı kredi alan sıfatını , Kredi Finans Kurumu bankanın da daini mürtehin sıfatını aldığını, müvekkilinin kredi taksitlerini tam zamanında ödediğini ödemeyede devam ettiğini, yaklaşık 2 ay sonra ….’ın vefat ettiğini, Kurum Kredi Koruma Teminatlı Hayat Poliçe sahibi olurken mevcut sağlık durumunun eksik beyan edildiği gerekçesiyle tazminat talebinin yerine getirilemeyeceğinin beyan edildiğini, sigorta sözleşmesinin imzalatılırken sigorta genel şartlarının merhuma okutulmadığını, özel şartlar konusunda da bilgi verilmediğini, sigortacı olarak sigortalıyı bilgilendirme yükümlülüğünün her zaman olduğunu iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, Kredi Koruma Teminatlı Hayat Sigortası Poliçesi uyarınca teminat altına alınan ölüm halinde ödenmesi gereken tazminatın 10.000,00 TL sinin temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili, …. Sigorta A.Ş yönünden davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davalı …Ş açısından ise, sigorta genel ve özel şartlarına bakıldığında müteveffanın herhangi bir kronik hastalığa yakalanmamış olduğu yönünde beyanları ve imzası olduğunu, raporda müteveffanın 30 senedir diyabetüs mellitüs +15 senelik kronik böbrek yetmezliği hipovolimik şok rahatsızlıkları nedeniyle ex olduğunun anlaşıldığını, sigortalının poliçe görüşmelerinde sigortacıya doğru bilgi vermek zorunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacılar vekili cevaba cevap dilekçesinde;
Sigorta şirketlerinin adlarının alt alta yazılmış olmasının ikisinin de davalı olduğunu göstermediğini, davanın adres bilgilerinde de belirtildiği gibi Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş ye yöneltildiğini belirtmiştir.
Davalı vekili cevaba cevap dilekçesinde;
Önceki beyanlarını tekrar ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, taraflar arasında imzalanan sigorta Sözleşmesi sonucu düzenlenen poliçede dava dışı … Finansman A.Ş nin daini mürtehin olduğu, 6102 sayılı TTK 1456. maddesinde, sınırlı ayni hak İle takyit edilmiş bir mal üzerindeki malike ait menfaatin sigortalanması halinde kanunda aksi öngörülmemişse , sınırlı ayni hak sahibinin hakkının sigorta tazminatı üzerinde de devam edeceği, sigortacıya mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça sigortacının sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemeyeceği hükmünü taşıdığı, Yüksek Yargıtay 11. HD’nin ve gerekse 17. HD’nin kararlarında rehin alacaklısının davaya muvafakat etmemesi veya rehin alacağının ödenmemesi halinin dava ön şartı olarak değerlendirilerek bu halde davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddi gerektiğinin kabul edildiğini, dava dışı …Tüketici Finansman A.Ş ye muvafakat için müzekkere yazıldığı, muvafakat etmediği, keza rehin hakkını temlik alan …ninde risklerin devam ettiğini ve muvafakatlarının olmadığını bildirdiğini, davanın 2013 te ikame edilmiş olduğunu, davanın başından bu yana alınamayan muvafakatın alınması için son celse süre talep edilmiş ise de bu talebin uzun süren yargılama sürecinde alınamayan muvafakatın tekrar süre talep edilmek suretiyle yargılamayı sürüncemede bırakmaya yönelik olduğu kabul edilerek yerinde görülmediği, muvafakat sağlanamadığı , açılan davanın aktif husumet yokluğundan usülden reddine karar verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar davacılar vekili tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir.
İstinaf nedenleri olarak, dava dilekçesindeki iddialar tekrar edildikten sonra, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere 2011 yılından beri takip ettikleri bu dosyada taleplerinin usul Ve yasaya uygun olduğunu, davanın 5. yılında dava dışı … Finansman A.Ş nin alacak haklarını …. A.Ş ye devrettiğini öğrenmiş bulunduklarını, adı geçen şirkete muvafakatlarının olup olmadığı yönünden müzekkere yazıldığını, 19. celsede …A.Ş vekilinin muvafakatlarının olmadığını beyan ettiğini, bunun üzerine mahkemeden dain mürtehin İle görüşüp muvafakat yazısı almak için süre istediklerini, yerel Mahkemenin taraflarına istedikleri süreyi verdiğini, ancak verilen sürenin kesin süre olmayıp talepleri üzerine verilen bir süre olduğunu, maddi durumu kötü olan müvekkillerinin dosya borcunu toparlamak ve ödemek için borç para ve kredi aramaya başladıklarını müvekkillerinin sonuca ulaşamadan duruşma tarihinin geldiğini, durumun izah edildiğini ancak taleplerinin ve davanın reddedildiğini, müvekkillerinin iş bu dosyadan gelecek olan para İle ödeyecekleri borcu dava bitmeden ödemek zorunda bırakıldığını dosyada kesin süre verilmeden hukuki ve yasal dayanağı olmadan yargılamayı sürünceme de bırakma kastı ile hareket edildiği bahisle reddedilen davalarına ilişkin kararın ortadan kaldırılmasını ve yeniden karar kurulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, “Kredi Koruma Teminatlı Hayat Sigortası“ poliçe bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacıların murisi Hatice Özgan İle davalı sigorta şirketi arasında, sigorta başlangıç tarihi 09.06.2010, bitiş tarihi 09.06.2013 , sigorta poliçe lehdarının ve aynı zamanda Dain- i mürtehinin dava dışı .. Finans A.Ş olan sigorta Poliçesi düzenlendiği, teminatın vefat halinde 20.056,00 TL olduğu, sigortalının 07.08.2010 tarihinde vefat ettiği, davalı sigorta şirketinin sigorta teminatını vermemesi üzerine iş bu davanın açıldığı , dain mürtehin …Tüketici Finansman A.Ş tarafından, alacağın tahsili amacıyla İstanbul…İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası İle rehnin paraya çevrilmesi yolu İle takibe geçildiği, takibin dava tarihinden sonra 18.05.2012 tarihinde başlatıldığı, …Finans A.Ş tarafından borcun tahsil edilememesi gerekçesi ile kredi İle ilgili alacağın …. A.Ş ye devir ve temlik edildiği, 31.01.2013 tarihli celsede, davalı vekilinin talebi üzerine , ara kararının 1 nolu bendinde , … Tüketici Finansmanı A.Ş den açılan davaya şartsız ve açık olarak muvafakatlarının olup olmadığının bildirilmesinin istenmesi için diğer hususlarda müzekkere yazılmasına karar verildiği, celsede taraf vekillerinin de hazır olduğu, bir sonraki celse olan 18.04.2013 tarihli yine taraf vekillerinin olduğu ve duruşma zaptına rehin hakkı sahibi ve poliçe lehtarı …Finansman A.Ş nin şartlı muvafakatını içerir dilekçeyi sunduğunun yazıldığı, davacı vekilinin aynı celse de rehin hakkı alacaklısının muvafakatını sağlamak için süre istediği, mahkemece celse ara kararının 1 nolu ara kararı İle davacı vekiline talebi doğrultusunda süre verildiği ve ayrıca aynı celsede bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin bir sonraki celse olan 10.09.2013 tarihli celsede yine süre talep ettiği, ikinci kez ve daha ayrıntılı şekilde süre verildiği ,03.12.2013 tarihli bir sonraki celse de davacılar vekilinin banka muvafakatının sağlanamadığına dair dilekçe sunduğunun zapta geçildiği , 05.09.2016 tarihli celse de mahkemece yeniden muvafakat edilip edilmediğine dair müzekkere yazılmasına karar verildiği, 01.12.2016 tarihli celse de temlik alana müzekkere yazılmasına karar verildiği, 20.03.2017 tarihli celseye katılan temlik alan .. vekinin muvafakatlarının olmadığına ilişkin beyanda bulunduklarını ifade ettikleri, davacı vekiline aynı celse de talebi üzerine muvafakata ilişkin beyanda bulunması için süre verildiği, yaklaşık 4ay sonraki celsede davacı vekilinin yeniden süre talebinin reddi ile dava konusu hükmün verildiği anlaşılmıştır.Taraflar arasında, sigorta Poliçesi, poliçede dain mürtehin olan bankanın kredi alacağını üçüncü kişiye temlik ettiği, temlik alan vekilin ise davaya muvafakat etmediği konusunda bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, muvafakatname için verilen sürelerin kesin olup olmadığı ve yeniden süre verilmeksizin davanın reddinin doğru olup olmadığıdır.
6102 sayılı TTK 1453. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse, dain mürtehin Sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1406. maddesi hükmü gereğince bir başkasınında rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür.Böyle bir durumda sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğuna göre , sigorta şirketinden tazminat talep hakkınında öncelikle ona ait olması gerekir.Yargıtay Dairelerinin yerleşik uygulamaları uyarınca bu durumda adı geçenin rehin hakkı bulunduğundan sigortadan tazminat talep hakkı da öncelikle ona ait olup , sigortalı ancak lehine rehin verilen alacaklının açık muvafakatını almak şartıyla ve kendi menfaatide zedelendiği takdirde tazminat istemek hakkına sahip olur. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal 14.06.2010 gün, 2009/430-6814 E.K, 12.10.2012 gün, 2011/8534-16045 E.K, 08.03.2013 gün ve 2012 gün 2012/4175 -4580 E.K). Buna göre, talep hakkına sahip dava dışı bankanın kredi alacağını temlik ettiği şirketten alınmış, açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunmaları için başvurucu tarafa süre verilmesi ve bu usulü eksiklik tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerekecektir. Somut olayda yukarıda özetlendiği gibi yargılamanın devam ettiği 2013 yılından itibaren bu konuda çok sayıda müzekkereler yazıldığı, davacı vekiline birden fazla sayıda süreler verildiği, yazılan müzekkerelere karşılık muvafakata dair olumlu cevap verilmediği gibi davacı vekilininde buna dair olumlu cevabı olmamıştır. Davacılar vekili kendilerine kesin süre verilmesi gerektiğini iddia etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun altıncı bölüm birinci ayırımında süreler düzenlenmiştir. Kesin süre 94, maddede düzenlenmiş, maddede kanunun belirlediği sürelerin kesin olduğu, ikinci fıkrada ise, hakimin tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebileceği, aksi halde belirlenen süreyi geçirmiş olan tarafın yeniden süre isteyebileceği, bu şekilde verilen ikinci sürenin kesin olduğu ve yeniden süre verilemeyeceğine yer verilmiştir. Somut olayda mahkemece davacılar vekiline verilen süreler kesin olarak verilmemiştir, ancak birden fazla kere süre verilmiştir, o halde davacılar vekilinin istinaf gerekçesinin HMK 94/2. fıkrası ikinci cümlesi uyarınca yerinde kabulü mümkün değildir. Davanın başından beri, dava konusu poliçede dain mürtehin olduğu davacılar vekili tarafından bilindiği gibi mahkemece yazılan ilk müzekkere karşı da daini mürtehin hak sahibi şirket şartsız ve koşulsuz olarak açılan davaya muvafakat etmemiştir. Aynı yasanın 30. maddesinde, hakimin yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesi ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Yargılamanın geçirmiş olduğu aşama da dikkate alındığında davacılar vekiline yeniden süre verilmesi usul kurallarına uygun düşmeyeceği gibi sonuca etkili de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılarak reddine karar verilmesi gerekmiştir.Kabul şekline göre, mahkemece gerekçede belirtildiği gibi ,davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair hüküm kurulması gerekirken, yalnızca davanın reddine şeklinde hüküm kurulması yerinde değilse de söz konusu yanlışlık sonucu etkili olmadığından hükmün kaldırılmasına gerek duyulmaksızın hatanın tekrarlanmaması için açıklamakla yetinilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/495 Esas, 2017/522 Karar ve 10.07.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı İle yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelmesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi İle aynı Kanunun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/03/2018