Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2262 E. 2019/73 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2262 Esas
KARAR NO : 2019/73
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2018
NUMARASI : 2015/957 2018/480
DAVA: RÜCUEN TAZMİNAT (Sağlık ve Tedavi Giderinden Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 24/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; dava dışı …’in müvekkili şirket nezdinde 01/03/2013-2014 vade tarihleri arasında SSS Sağlık Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, (23/10/2013 tarihinde) davalı …’nun sevk ve idaresindeki, diğer davalı … nakliyatın işleteni olduğu … plakalı çekici ve çekiciye bağlı … plakalı römork ile geri manevra yaparken sigortalı …’e çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kaza nedeniyle …’in hastane masraflarının poliçe kapsamında ödendiğini, davalıların 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle SGK da dahil olmak üzere sorumlu olduğunu belirterek sigortalılarına ödenen tedavi giderleri 24.590,93 TL’nin ödeme tarihi 13/06/2014 tarihinden itibaren davalılardan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Vekili, müvekkili şirketin ZMMS sigortacısı olması nedeniyle, sigortalıların kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduklarını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı …ve Ltd. Şti. vekili, müvekkiline ait aracı kullanan …’nun kusurunun olmadığını, istenen tedavi giderleri miktarının fahiş olduğunu, sigorta şirketine başvurulmaksızın doğrudan müvekkil şirkete gidilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.Davalı SGK vekili ise, iş mahkemelerinin görevli olduğunu, kendileri tarafından verilen sağlık hizmetleri ile ilgili olarak sağlık hizmeti sunucuları ve sağlık hizmeti alanların kuruma yönelik talep hakkının özel sağlık sigorta poliçesi ya da ZMMS poliçesine binaen sigorta şirketlerine halefiyet yoluyla geçemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş, davası tefrik edilerek iş mahkemesine görevsizlikle gönderilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Davalılardan …., … Ve Tic. Ltd. Şti. ve … yönünden, davanın 6111 sayılı yasanın yürürlük tarihinden sonra açıldığı anlaşıldığından davanın husumet nedeniyle reddine, SGK yönünden ise dosya tefrik edilerek iş mahkemesine görevsizlikle gönderildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı …ş. Vekili İstinaf Taleplerinde;
1-Kazada dava dışı sigortalı …’in kusursuz olduğunu, kazaya sebep olan davalı … .nun, K.T.K da belirtilen “Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama” maddesine aykırı hareket ettiğinden kusurlu olduğunu, mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde “Trafik kazasına bağlı olarak sarf edilen tedavi giderine ilişkin 24.590,93 TL sağlık harcamasından, 6111 sayılı yasanın 59. Md. Ve geçici 1. Md ile 2918 sayılı yasanın 98. Maddesi gereğince, SGK nın sorumlu olduğuna” yönelik beyanda bulunduğunu, rapora itiraz edildiğini, itiraz üzerine alınan raporda bilirkişilerin sadece SGK nın sorumlu olduğuna ilişkin görüşlerinde ısrar ettiklerini, Yargıtay Kararlarına göre SGK’nın tedavi giderlerinin tamamından sorumlu olmasının diğer davalılar işleten ve araç sürücüsünün sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, onların sorumluluklarının aynen devam ettiğini, SGK ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/2992 E. 2015/9264 K. sayılı ilamında “Sigorta poliçesinde belirtilen , motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenlenme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Bununla birlikte söz konusu yasal düzenleme haksız fiil sorumluları (işleten ve sürücü gibi) yönünden her hangi bir ayrıksı düzenleme getirmemiş olduğundan bu kişiler yönünden tedavi giderlerine ilişkin sorumluluk devam edecektir. Denildiğini, bilirkişinin bu kararı eksik ve hatalı yorumladığını, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sadece sigorta şirketinin sorumluluğunun sona erdiğini, işleten ve sürücünün sorumluluğunun devam ettiğini, dilekçelerine ekli HGK kararının da aynı mahiyette olduğunu, Buna göre kanunun yürürlüğe girdiği 25/02/2011 tarihinden evvelki hasarlar ve ödemeler açısından sigorta şirketinin % 20 oranında prim aktarması gerektiğini, prim aktarmamışsa bile bu hasarlardan SGK.nın sorumlu olduğunu, SGK.nın söz konusu kazadan dolayı hala sigorta şirketinin sorumlu tutup ödemekten imtina yerine primi yani 59. Maddeye göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarı yasal yollarla tahsil yoluna gitmesi gerektiğini, yani her koşulda sigorta şirketlerinin sorumluluktan kurtulduklarını, yasanın geçici 1. Maddesinde 6111. Sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 25.02.2011 tarihinden önce meydana gelen trafik kazalarından prim aktarımı ile kurtulacak sigorta şirketinin yanında, bu haktan yani azade olma hakkından müşterek müteselsil sorumlu işleten ve sürücünün de yararlandığını, yani 2011 tarihinden evvelki kazalar için sigorta şirketi prim aktarmasa bile sorumluluktan kurtulacağını ancak SGK.nın icra takibi veya yasal takibi ile karşı karşıya kalacağını, bu durumda işleten ve sürücüde sigorta şirketinin hukuki sorumluluğunun değişen bu şeklinden bu dönemki kazalari için sorumluluktan kurtulacağını, bu durumdan ve haktan yani 2011 den evvelki ödemeler açısından araç maliki ve sürücünün de faydalanacağını,
2-Yasa koyucunun 6111 sayılı yasanın 59.maddesi ile sigorta şirketi ve güvence hesabı açısından teminat sorumluluğunun prim aktarımı ile sona erdiğini ifade ettiğini, sürücü ve malikide muaf tutmak istese idi bunu açıkça belirtmesi ve metne eklemesi gerektiğini, bunun unutulduğunun varsayılamayacağını, ayrıca burada işleten ve malikin BK 49 ile düzenlenen temel sorumluluğu ortadan kaldırma iradesi de olmadığını, HGK kararının tüm Türkiye’de yanlış anlaşılarak 6111 sayılı yasanın işleten ve sürücünün BK 49 ve KTK 85 deki sorumluluğunu ortadan kaldırdığına inanıldığını, davada, davalı …., … San. Ltd. Şti. ve …nun SGK ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olması gerektiği belirterek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf Dilekçesi Davalı Taraflara Usulüne Uygun Tebliğ Edilmiş Olup, İstinaf Dilekçesine Cevap Verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava; sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine gereğince ödediği tedavi giderinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan tahsili talebine ilişkin rücuen tazminat davasıdır.
Dava dışı sigortalı …’in davacı … şirketi nezdinde 01/03/2013-2014 vade tarihleri arasında SSS Sağlık Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, 23/10/2013 tarihinde davalı …’nun sevk ve idaresindeki, diğer davalı Kol nakliyatın işleteni olduğu … plakalı çekici ve çekiciye bağlı … plakalı römorkun sigortalı …’e çarparak yaralanmasına neden olduğu, kaza nedeniyle sigortalının hastane masraflarının poliçe kapsamında ödendiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle ödenen tazminat bedelinin davalılardan rücuen talep edilebilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. İstinaf dilekçesinde atıf yapılan HGK kararı ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12/12/12016 tarih ve 2014/8420 E. 2016/11399 K., 17/03/2016 tarih ve 2016/3872 E. 2016/3419 K. Sayılı vb. kararlarında da işaret edildiği üzere; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına, yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın işleteninin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, aynı kanunun 91. Maddesinde ise işletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu düzenlenmiştir.Yasa Koyucu tarafından, trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması esasının getirilmesi amacıyla 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hüküm altına alınmıştır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesine göre, işletenler motorlu taşıtların kullanılmasından doğan, üçüncü kişilere verdikleri zararları karşılamak üzere zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorundadırlar. Sigorta şirketi, araç sahibinin, gerek müstahdeminin kusurundan ve gerekse, bizzat kendi kusurundan doğacak mali mesuliyetini temin etmektedir. Bu yönden sigorta şirketleri işletenin yada şoförlerinin, kusurları ile neden oldukları olaydan dolayı doğan mali sorumluluklarının belirli limit dahilinde kefili durumundadır. Karayolları Trafik Kanuna göre zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorunlu bulunmakla beraber, bu tür sigorta sözleşmesi de diğer sözleşmeler gibi sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklaması ile sigorta sözleşmesi poliçeye bağlanmak suretiyle kurulur. Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin, motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğunun zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Ne var ki; anılan Kanunun 59 ve Geçici 1.maddelerinde, aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülüklerinin sona ereceği belirtilmiş olup, Kanunun açık hükmü karşısında, sorumluluğun ancak yapılacak aktarım sonrasında ortadan kalktığının kabulü gerekir. Nitekim bu husus 27.08.2011 tarihli 28038 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte de vurgulanmıştır. Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleteni ve şoförlerinin yararlanması gerekmekte olup, poliçe limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle sorumlulukları sona erecektir. Ancak, zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacağı, bu kişiler yönünden poliçe limitini aşan kısım yönünden sorumluğun devam edeceği de kabul edilmelidir.Bu nedenle kazanın 6111 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 25/02/2011 tarihinden sonra 23/10/2013 tarihinde meydana geldiği, davanın da 19/03/2015 tarihinde açıldığı gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuna, bakiye 32,30 TL harç ile , yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile fazlaya dair haklar saklı tutulduğundan, HMK’nun 361. Maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/01/2019