Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2243 E. 2019/35 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2243 Esas
KARAR NO : 2019/35
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31/05/2018
NUMARASI : 2017/434 Esas, 2018/554 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 19.12.2014 tarihli dava dilekçesinde, sağlık sektöründe, hastane, klinik ve poliklinik alanında, görüntüleme ve tanı faaliyeti gösteren müvekkili şirketin, sahibi olduğu tüm iş yerlerini doğabilecek her türlü hasara karşı, “Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi” ile davalı sigorta şirketine sigortalattığını, poliçenin elektronik cihaz teminatını da kapsayacak şekilde düzenlendiğini, sigortanın 01.01.2014 / 31.12.2014 tarihleri arasını kapsamakta olup, müvekkili tarafından tüm primlerin ödendiğini, tüm yasal sorumlulukların yerine getirildiğini,sigorta süresi içinde müvekkili firmanın lehdarı olduğu poliçe kapsamında iki ayrı hasar meydana gelip hasar ihbarı sonucu hasar dosyalarının açıldığını ,hasarlardan birinin poliçe konusu işyerinin asma tavanının çökmesi sonucu oluştuğunu,müvekkilinin hasar sonucu ciddi zarara uğradığını,gerekli onarım ve tadilatların yapılması için müvekkili şirketin 12.450,00 TL ödemek zorunda kaldığını, sigorta şirketinin müvekkili şirketin tüm yasal yükümlülüklerini yerine getirdiği halde hasar tazminatını ödemekten imtina ederek temerrüde düştüğünü, diğer hasarın ise müvekkili şirkete ait ve yine poliçe kapsamında olan Siemens İconos R200 model röntgen cihazına ilişkin olduğunu, cihazdaki hasar bedelinin 18.910,10 TL olarak tespit edildiğini, sigorta şirketi bu zararları ödemekten haksız ve mesnetsiz olarak imtina ederek müvekkilini zarara uğrattığını, ödenmeyen toplam 25.860,00 TL sigorta tazminat bedeli üzerinden davalı sigorta şirketi aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını ancak davalı şirketin itiraz ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 25.860,00TL alacağın temerrüt tarihi 04.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, meydana gelen hasarların taraflar arasında tanzim edilen sigorta poliçe teminatı haricinde olduğunu, bu nedenle müvekkili sigorta şirketinin poliçe ve ilgili genel şartlar icabı davacı tarafça talep edilen tazminatla ilgili herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında tanzim edilen “Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi” ile davacı şirketin işyerinin sigortalandığını, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen poliçede,üretim tarihi 2007 ve öncesi olan tüm elektronik cihazların poliçe teminatı haricinde olduğunun belirtildiğini, poliçenin 15. sayfasında dava konusu röntgen cihazının 2005 model olduğunun açıkça belirtilmekte olduğunu,davacı tarafın işbu röntgen cihazında oluştuğunu beyan ettiği hasara ilişkin hiçbir tazmin yükümlülüğünün olmadığını, davacı tarafından, poliçe içerisinde yer alan makine kırılması ve elektronik cihaz teminatları başlıklı bölümde yer alan özel şarta riayet edilip edilemediğinin somut olarak ortaya konulamadığını, davacı işyeri asma tavanının çökmesi sonucu meydana geldiği iddia edilen hasara yönelik taleplerinin poliçe ve ilgili genel şartlar icabı teminat dışında olduğunu,poliçenin eki yangın sigortası genel şartlarının A.4. teminat dışında kalan haller başlıklı bölümün 4.7 maddesi icabı teminat haricinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi 2014/2344 Esas, 2016/736 Karar ve 04.10.2016 tarihli kararı ile, gerekçenin deliller ve gerekçe üst başlık altında, bilirkişilerin ünvan ve isimleri yazılarak bilirkişi rapor ve ek raporu hükme olduğu gibi yazıldıktan sonra, heyet raporunda somut olayda sigorta tazminatı ödemenin bütün şartlarının gerçekleşmediği, davalı sigorta şirketinin yeni tüm işyeri sigorta poliçesi kapsamında davacı sigortalısına tazminat ödemekle yükümlü olmadığının belirtildiği ,ek raporda hasarın imalat hatasından kaynaklandığı ,meydana gelen rizikonun sigorta Sözleşmesi ile sağlanan sigorta teminatı kapsamında olmadığının belirtildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir .Karar davacı vekili tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 2017/281 ESAS, 2017/332 KARAR Ve 29.03.2017 tarihli kararı ile;
“…Anayasanın 141/||| maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yapılması zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde ayrıntılı bir şekilde hükmün kapsamı düzenlenmiş,hükmün hangi hususları kapsayacağı maddeler halinde ve açıkça belirtilmiştir. HMK 297/1- c bendinde “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin” hükümde gösterilmesi gerektiğine yer verilmiştir. Gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri)kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak (m.33), hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.Hakim gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını ,yani kendi kendini denetler.Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm,ne kadar haklı olursa olsun ,gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. Hakim hükmün gerekçesini hazırlarken yargı kararlarından (içtihatlardan) ve bilimsel görüşlerden yararlanır. (TMK m.1).Gerekçe çok önemli olduğundan, Anayasa’ya “bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı ” hakkında açık hüküm konulmuştur(Anayasa m.141/3)(Prof.Dr.Baki Kuru, Prof.Dr.Ramazan Arslan, Prof. Dr.Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku 22. Baskı, sayfa 472).
Mahkemece verilen kararın incelenmesinde, hangi delillere dayanıldığı, hangi delilin diğerine üstün tutulduğu gibi gerekçelere yer verilmemiş,takdiri delil olan bilirkişi raporu neredeyse tamamen yazılarak gerekçe haline getirilmiştir. Bu şekilde bir karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir.
Açıklan nedenler ve yasal düzenlemeler kapsamında, istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kararın gerekçesiz ve delil değerlendirilmesi hiç yapılmadan verilmiş olması nedeniyle kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına …” gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusu esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabul edilerek, hükmün kaldırılmasına ve dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, poliçenin 15.sayfasında hasara uğrayan dava konusu röntgen cihazının imalat yılı da olmak üzere sigortalanan cihazlar arasında belirtildiği, bu durumda dava konusu röntgen cihazınında teminat altına alındığı hususunda davacıda oluşan haklı güven dikkate alınarak, poliçenin 15.sayfasında yer alan dava konusu röntgen cihazının sigorta teminatı altında olduğuna dair kaydın davalıyı bağlayıcı nitelikte olduğu, tarafların ortak arzusu ile 2007 yılı ve öncesi cihazları teminat dışı bırakan şarta istisna tanındığı kabul edilerek, sigorta ekspertizi tarafından tespit edilen 18.910,10 TL hasar bedelinden 5.500,00 TL muafiyet bedelinin indirilmesi ile tespit edilen 13.410,00 TL nin davacıya ödenmesi koşullarının oluştuğu kabul edilmiş, İnşaat hasarı için yapılan teknik incelemede ,hasarın alçı asma tavan imalatındaki alçı levhalar ile birlikte taşıyıcı sistemin askı çubuklarından veya tavana sabitlenmiş olan dübellerden (vidalardan) kurtularak aşağıya düşmesi şeklinde gerçekleşmiş olduğu, bu durumda asma tavanın ve taşıyıcı sistemin montajında kullanılan askı çubukları ile dübel veya vidaların tekniğine uygun yeterli sağlamlıkta olmadığı ve imalat yapıldıktan sonra zaman içinde sabitlendikleri yerden kurtularak asma tavanın aşağıya düşmesine neden oldukları, bu durumun imalatın başlangıçta tekniğine, fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmadığı ve imalatın özensiz işçilik ile ayıplı yapıldığı sonucunu gösterdiğinin inşaat bilirkişisi tarafından tespit edildiği, imalat hatasından kaynaklanan ve asma tavan çökmesi şeklinde meydana gelen riziko ve hasarın Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesinin ayrılmaz eki olan yangın sigortası genel şartları ve poliçede yer alan teminat dahilinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 13.410,00 TL hasar bedelinin 22.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, davalı sigorta şirketi ile müvekkilinin 2014 yılını kapsayan tam işyeri sigortası yaptırıldığını, 8.170,86 TL sigorta ücreti ödendiğini, davalı sigorta şirketinin, sözleşme kurulurken eksperleri vasıtası ile gerek işyerinde gerekse de elektronik cihazlarla her türlü incelemeyi yaptığını, sigorta süresi içinde tavan çökmesi meydana geldiğini, ayrıca bu olaydan bağımsız olarak, sigorta poliçesine ekli listede açıkça belirtilmiş olan röntgen cihazında hasar meydana geldiğini, iki ayrı hasara dair dava açıldığını, elektronik cihaz hasarı yönünden taleplerinin kabul edilip, tavan çökme hasarı yönünden ise taleplerinin reddedildiğini, raporun uzman olmayan kişilerden alınmış ve denetime elverişsiz olduğunu, tavan hasarı yönünden kararın hukuka aykırı olduğunu, sigorta tarihinden sonra yapılmış bir İnşaat, tadilat ya da benzeri şekilde sigortalanan işyerine yapılmış hiçbir müdahale olmadığını, tavan çökmesinin imalat hatasından olduğu tespitinin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, itirazlarının değerlendirilmediğini, davalı sigorta şirketinin tehlikenin gerçekleşmesi sonucuna dayalı aldığı ticari riskin sonuçlarına katlanması gerektiğini, aksine düşüncenin sigorta hukukuna aykırı olacağını, hükme esas alınan 02.08.2016 tarihli ek rapordaki tespitin teminat kapsamına etkisi olacak nitelikte olmadığını, davalının zararın tazmininden sorumlu olduğunu , müvekkilinin sigorta poliçesinden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı sigortanın dürüstlük kuralına aykırı davrandığını iddia ederek, taleplerinin reddine ilişkin kısmın kaldırılarak davanın tamamen kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf nedenleri olarak;
Teknik bilirkişi heyet raporunda dava konusu hasarların teminat dışı olduğunun açıkça belirtildiğini, mahkemece teknik rapora ve mevzuat hükümlerine aykırı karar verdiğini, belli bir süre kullanım sonrası aşınma sonucu değişmesi gereken ömürlü parçalar ile sarf malzemeleri ve elektronik bilgi işlem sistemlerinde kayıt edilen bilgiler dahil olmak üzere, manyetik disk,bant, kart ve düz metin formları ve benzer bilgi ortamının fiziki hasarlar sonucu ziya ve hasarların teminata dahil olmadığını, röntgen cihazındaki hasarın BUC kartından kaynaklandığının belirtildiğini, elektronik cihaz teminatı başlıklı maddede yer alan, belli bir süre kullanım sonucu aşınma ile değişmesi gereken ömürlü parçalar ile sarf malzemeleri ve elektronik bilgi işlem sistemlerinde kayıt edilen bilgiler dahil olmak üzere, manyetik disk, bant ,kart ve düz metin formları ve benzer bilgi ortamının fiziki hasarlar sonucu ziya ve hasarların teminata dahil olmadığını, mahkemece, poliçenin adeta davacı lehine yorumlanması süretiyle hasarın poliçe teminatı kapsamında olduğu şeklinde gerekçe sunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, poliçe içinde açıkça, üretim tarihi 2007 ve öncesi olan tüm cihazların teminat dışı olduğu şeklinde özel şart var iken mahkemece belirtildiği gibi, haklı güven gibi bir durumun olamayacağının sabit olduğunu, dosya kapsamında herhangi bir hesaplama yapmaksızın müvekkili şirket aleyhine 13.410,00 TL tazminata hükmedildiğini, bu hususun başka bir eksiklik olduğunu, eksik ve yetersiz inceleme sonucu karar verildiğini belirterek kararın kaldırarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, “Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi “ kapsamında hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacı sigortalı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında, başlangıç tarihi 01.01.2014, bitiş tarihi 31.12.2014 tarihi olan, sigorta poliçesinin düzenlendiği, sigortalının faaliyet konusunun poliçede, hastane, klinik, poliklinik olarak gösterildiği, sigortalının kiracı olduğu, sigorta konularının, muhteviyat-yangın olup, çok sayıda ek teminatların poliçede yer aldığı, poliçenin özel şartlarında, … numaralı ekli listenin poliçenin ayrılmaz eki olduğunun belirtildiği, teminat dışında kalan haller arasında, makinelerin normal işlemesinden ve mutat kullanılmasından doğan aşınma ve yıpranmalardan veya çürüme, paslanma vb ziya ve hasarların teminat dışındaki haller arasında yer aldığı, elektronik cihaz üst başlığı İle poliçenin özel şartlarında, elektronik cihaz teminatının belirtildiği, üretim tarihi 2007 ve öncesi olan tüm cihazların teminat dışında olduğu belirtildikten sonra devamında, belli bir süre kullanım ve aşınma sonrası değişmesi gereken ömürlü parçalar, sarf malzemeleri, elektronik bilgi işlem sistemlerinde kayıt edilen bilgiler dahil olmak üzere manyetik disk, bant, kart ve düz metin formları ve benzer bilgi ortamının fiziki hasarları sonucu ziya ve hasarların teminata dahil olmadığının belirtildiği, ekli listede, 2005 Siemens T04465 275.000,00 TL, Siemens röntgen skopi 2005 “ Iconos R 200MOD 250.000 TL olarak gösterildiği, muafiyet kısmında, renkli doopler, mr ..vb cihazlarda, muafiyetin her bir hasarda 5.500 TL den az olmamak kaydı ile, hasar bedelinin %10, diğer tıbbi cihazlarda muafiyetin her bir hasar için 2.500 TL den az olmamak üzere hasar bedelinin %10 olduğunun düzenlendiği, davacı işyerinin asma tavanın çöktüğü, davacı şirketin onarım ve hasar bedeli olarak 12.450,00 TL ödediği, (fatura tarihi 21.08.2014),diğer hasarın ise Siemens marka röntgen cihazına ilişkin olduğu hasar bedeli olarak 18.910,10 TL tespit edildiği, (fatura tarihi 23.08.2014), davacı şirketin iki adet hasar bedelini davalı şirketin ödememesi üzerine, davacı şirketin toplam 25.860,00 TL hasar bedelinin tahsili amacı ile öncelikle, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, takibe davalı şirketin itiraz ettiği, davacının ise bu kez iş bu dava dosyasında alacak davası açtığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, sigorta poliçesi ve poliçenin içeriği ile ekleri konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı sigortalı işyerinde meydana gelen iki ayrı hasarın sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı ve hasar miktarıdır.
10.09.2014 tarihli ekspertiz raporu ile röntgen cihazına ilişkin rapor düzenlenmiş, raporda, 27.06.2014 tarihinde poliklinikte bulunan Siemens marka Iconos R200 model röntgen cihazında, Err 445, Err 558 gibi arıza mesajları görüldüğü, sistem sowtware yüklenmeye çalışıldığı, ancak BUC kartına yazılımın yüklenemediği, yapılan incelemede hasarlı kart üzerinden birçok kablo çıkışı olduğunun görüldüğü, kartın cihazda dedektör PC ünitesi, driver X ışın tüpü gibi muhtelif modülleri kontrol ettiği bilgisinin alındığı, cihazın hasarlı olduğunun tespit edildiği, hasar hesaplanmasında 6.525 Euro karşılığı olan 18.910,10 TL exchange bedelinin dikkate alındığı, poliçede söz konusu hasar için, 5.500,00 TL den az olmamak üzere %10 oranında tenzili muafiyet uygulanacağı, sonuç olarak , hasarın yakın nedeninin elektriksel olarak belirlenmiş olduğu, hasarın poliçe vadesi içinde gerçekleştiği belirtilmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, poliçede üretim tarihi 2007 ve öncesi olan tüm elektronik cihazların poliçe teminatı dışında olduğunun belirtildiğini, röntgen cihazının 2005 model olduğunu, tavan çökmesi sonucu meydana gelen hasarın ise, Tüm İşyeri Sigorta Poliçesine ekli Yangın Sigortası Genel Şartlarının A.4, teminat dışında teminat kalan haller başlıklı bölümünün 4.7.maddesi gereğince teminat haricinde olduğunu, ilgili maddede, alçak basınç sebebiyle kapıların içe doğru çökmesi, yırtılması ve sair şekilde deformasyonu, yıpranması ve santrifüj kuvvetler ve mekanik olaylar nedeniyle sigortalı cihaz ve motorlarda meydana gelen bütün zararların sigorta teminatı dışında olduğunu bu sebeple hasarın poliçe teminat kapsamı dışında değerlendirildiğini belirtmiştir.16.08.2014 tarihli ekspertiz raporunda ise, 05.08.2014 tarihinde meydana gelen asma tavan çökmesine ilişkin olup raporda, ana cadde üzerinde bulunan binanın giriş katında yer alan işyerinde sigortalının özel poliklinik ve görüntüleme merkezi olarak faaliyet gösterdiği, işyerinin alçıpan plakalardan imal edilmiş asma tavanının düşmüş vaziyette olduğu, asma tavan ile birlikte havalandırma sistemi kanallarının da aşağıya düşmüş olduğu, iskeletin oldukça zayıf olması nedeniyle bağlantıların zaman içinde ağırlığı taşıyamadığı ve bağlantıların yerlerinden koparak büyük ölçüde aşağıya düştüğünün tespit edildiği, meydana gelen olayın herhangi bir harici bir etki nedeni ile değil, iskeletin oldukça zayıf olması nedeni ile bağlantıların zaman içinde ağırlığı taşıyamadığı ve bağlantıların yerlerinden koparak tavanın büyük ölçüde aşağıya düştüğünün tespit edildiği, hasarın poliçe şartları gereğince teminat dışı olduğu, poliçede ki kazaen kırılma teminatını da kapsamadığı belirtilmiştir.
23.02.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, teknik raporda, röntgen cihazında yapılan araştırmada, Err 445, Err 558 gibi arıza mesajları görüldüğü, sisteme software yüklenmeye çalışıldığı, ancak BUC kartına yazılımın yüklenemediğini , bu durumda kartın değiştirilmesi gerektiği ifadelerine yer verildiği, röntgen cihazının imalat tarihi ve hasar nedeni dikkate alındığında röntgen cihazı hasarının poliçe genel şartları ve sigorta poliçesinde yer alan özel şartlar uyarınca teminat kapsamı dahilinde olduğunu söylemenin mümkün gözükmediği, poliçenin eki olarak Yangın Sigortası Genel Şartlarının uygulanacak olup, genel şartların sigortanın kapsamı başlıklı A.1 hükmünde, sigorta ile yangının, yıldırımın, infilakın veya yangın ve infilak sonucu meydana gelen duman, buhar ve hararetin sigortalı mallarda doğrudan neden olacağı maddi zararların sigorta bedeline kadar temin olunduğunun belirtildiğini, ayrıca poliçede, tamir edilmesi veya bakım yapılması gereken binalarda bu tamir ve bakımların yapılmaması nedeniyle oluşan dolu zararlarının ve dolu vuruşunun neden olduğu ve zaman içinde oluşan aşınma, yıpranma, paslanma ve çürümeden ileri gelen zararların teminat dışı olduğu şeklinde klozlar olduğu, 16.08.2014 tarihli ekspertiz raporunda, hasar nedeninin zayıf imalat nedeni ile asma tavan çökmesi olarak tespit edildiği, raporda, düşen asma tavan iskeleti ve bağlantıları incelendiğinde iskeletin oldukça zayıf olması nedeniyle bağlantıların zaman içinde ağırlığı taşıyamadığı ve bağlantıların yerinden koparak tavanın büyük ölçüde aşağıya düştüğünün tespit edildiği, meydana gelen olayın herhangi bir harici etki ile değil asma tavanın ilk inşaatındaki noksanlıklar nedeniyle olduğunun belirlendiğinin ifade edildiği, hasarın meydana gelme nedeni dikkate alındığında asma tavan çökmesi şeklinde meydana gelen rizikonun ve bunun neticesinde meydana gelen hasarın poliçe genel şartları ve sigorta poliçesinde yer alan özel şartlar uyarınca teminat dahilinde olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, röntgen cihazı hasarı açısından 10.09.2014 tarihli raporu neticesinde 27.06.2014 tarihinde meydana gelen hasarın 04.07.2014 tarihinde ihbar edildiği, asma tavan hasarı ile ilgili 16.08.2014 tarihli ekspertiz raporundan 05.08.2014 tarihinde meydana gelen hasarın 06.08.2014 tarihinde ihbar edildiği, sonuç olarak, sigorta tazminatı ödemenin bütün şartlarının gerçekleşmemiş olduğu , davalının davacı sigortalısına tazminat ödemekle yükümlü olmadığı beyan edilmiştir.
İnşaat mühendisi bilirkişinin eklendiği 02.08.2016 tarihli ek raporda ise, tespitler ve ekspertizin mahallinde yapmış olduğu tespitler ve çekmiş olduğu fotoğraflar birlikte değerlendirildiğinde , alçı asma tavan imalatındaki alçı levhalar ile birlikte taşıyıcı sistemin askı çubuklarından veya tavana sabitlenmiş olan dübellerden (vidalardan) kurtularak aşağıya düşmesi sonucu gerçekleşmiş olduğunun anlaşıldığı, bu durumda asma tavanın ve taşıyıcı sistemin montajında kullanılan askı çubukları ile dübel veya vidaların tekniğine uygun yeterli sağlamlıkta olmadığı ve imalat yapıldıktan sonra zaman içinde sabitlendikleri yerden kurtularak asma tavanın aşağıya düşmesinin neden olduğunun düşünüldüğü, bu durumun imalatın başlangıçta tekniğine, fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmadığı ve imalatın özensiz işçilik ile ayıplı yapıldığı sonucunu gösterdiği, sigorta poliçesi ve eki yangın sigortası genel şartları, poliçe genel şartları ve poliçede yer alan özel şartlar bedeniyle teminat kapsamında olduğunu söylemenin mümkün olmadığı belirtilmiş, önceki rapor sonucu şeklinde ek rapor sunulmuştur. Mahkemece, 04.10.2016 tarihli karar ile raporlara göre davanın tümden reddine karar verilmiştir.
Dairemizin hükmü kaldırmasından sonra, mahkemece bu kez sigorta bilirkişisinden rapor alınmıştır.
06.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda, önceki raporlarda ki belirtilen şekilde her iki hasar bedelininde teminat kapsamında olmadığı, talebin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili, bilirkişi raporuna itiraz ederek, dava konusu elektronik cihazın, poliçeye ekli listede ayrıca ve açıkça sigortalandığını, priminde buna göre belirlendiğini, tavan hasarı yönünden ise, davalının işyerini inceleyip, değerlendirdiğini ve ardından prim belirleyerek sigortaladığını, tavan çökmesinin ticari risk olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece , raporun aksine cihaz hasarının poliçe kapsamında olduğu, poliçenin 15.maddesinde açıkça cihazın yer aldığı , cihazın teminat kapsamında kaldığı, tavan çökmesi ile ilgili hasarın ise, poliçe genel ve özel şartları kapsamında teminat altında olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Sigorta sözleşmesi ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.nın altıncı kitabında, sigorta hukuku üst başlığı ile 1401.maddede düzenlenmiştir. Sigorta Sözleşmesi, sözleşme yanlarına yükümlülükler getiren sözleşme türlerindedir. Sigortacının yükümlülükleri arasında, sigorta tazminatı ve sigorta ödeme yükümlülüğü de vardır. Sigortacı , riziko gerçekleştiği takdirde, zarar sigortalarında, riziko sonucu sigortalının meydana gelen gerçek zararını ödemekle yükümlüdür. TTK.nın 1409. maddede, sigortacının, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olacağı, sözleşmede öngörülen rizikolardan birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükünün sigortacıya ait oluğu belirtilmiştir. Sigorta sözleşmesinin diğer bir unsuru olan ve sigortacılık uygulamasında riziko olarak adlandırılan tehlike doktrinde genellikle zarar verici özellikleri olan olayların gerçekleşmesi ihtimali olarak tanımlanmıştır. Uygulamada , bir kısım poliçelerde bir tür riziko teminat altına alındığı halde, bazılarında bir çok tehlikeleri ( All Risks ) teminat altına alacak şekilde düzenlenmektedir. Somut olayda, dava konusu röntgen cihazının arzasına ilişkin rizikonun açıkça poliçede düzenlendiği, poliçede üretim yılı 2007 ve öncesi tüm cihazlar teminat dışı bırakılmasına rağmen, ayrıca ekli listenin poliçenin ayrılmaz parçası olduğuna dair düzenlemeye yer verilmiş ve ekli listede açıkça arızalanan cihaza da yer verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı sigorta şirketinin TTK.nın 1409/2. fıkrası gereğince, dava konusu cihaz yönünden, rizikonun teminat dışında kaldığını ispatladığı kabul edilemeyeceğinden buna ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Diğer yandan, aynı yasal düzenlemeler kapsamında, dava konusu tavanın çökmesi şeklinde oluşan hasarın ,gerek poliçenin özel ve genel şartları ile poliçenin ayrılmaz eki olan Yangın Sigorta Genel Şartları kapsamında olduğuna dair bir düzenleme mevcut olmadığından davacı vekilinin ise buna ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi uygun görülmüştür. Diğer yandan, cihaz hasar bedeline ilişkin tazminat miktarı da, ekspertiz raporunda belirlenen hasardan muafiyet miktarının mahsubu sonucu bulunmuş olup bu konuda ki davalı istinaf nedenlerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan tüm nedenler ve özellikle TTK.nın ilgili hükümleri ile, dava konusu sigorta poliçesi, poliçenin özel ve genel şartları ile ekleri ve ayrılmaz parçaları dikkate alındığında, ilk derece mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatine varıldığından, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1- İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/434 Esas, 2018/554 Karar ve 31.05.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1.bendi gereğince esastan REDDİNE,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile, istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, davalının peşin olarak yatırmış olduğu 327,11 TL harçtan ise alınması gereken 189,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 137,61 TL harcın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davalı tarafa iadesine,
3-Davacı ve davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı yönünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere, davalı yönünden ise, 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/01/2019