Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2222 E. 2018/1887 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2222 Esas
KARAR NO : 2018/1887
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/07/2018
NUMARASI : 2018/4638 2018/4638
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 08/11/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Sigorta Tahkim Komisyonunun K-2016/12494 karar sayılı 02.05.2016 tarihli kararına karşı, davalı itirazı üzerine verilen 20.08.2016 tarih ve K-2016/İHK.2145 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti Kararına karşı, itiraz eden davalı sigorta şirketi vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından, hakem heyeti kararının hüküm kısmında gösterilen şekilde 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/12.madddesi gereğince temyiz kanun yoluna başvurularak karar temyiz edilmişse de, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/20464 Esas, 2017/3589 Karar ve 03.04.2017 tarihli oy çokluğu ile alınan kararı üzerine, söz konusu ilamın sonuç kısmında, bölge adliye mahkemelerinin açıldığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen hakem heyeti ya da itiraz hakem kararlarının istinaf kanun yoluna tabi olduğu, incelemenin bölge adliye mahkemesince yapılacağı gerekçesi ile dosyanın ilgili bölge adliye Mahkemesine gönderilmek üzere yerel mahkemesine iadesi sonucunda, dosya saklanmak üzere tevdi edilen İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından Yargıtay ilamı gereğince istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş, Dairemizin 2017/2716 Esas, 2018/35 Karar ve 17.01.2018 tarihli kararı ile itiraz hakem heyetinin 20.08.2016 tarihli, K-2016/İHK-2145 sayılı kararının kaldırılması kararı sonrasında ise, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 11.06.2018 tarihli, 2018/-94 Karar sayılı kararının saklanmasına için tevdi edilen İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/4638 D.İş Esas, 2018/4638 D.İş Karar ve 05.07.2018 tarihli karar sayılı dosyası üzerinden davacılar vekilinin istinaf talebinin incelemesi için dosya yeniden dairemize gönderilmiştir.
İDDİA:
Davacılar vekili, 29.01.2016 tarihli başvuru dilekçesinde, başvurucuların murisi …’nun uzun süren kanser tedavisinden sonra 07.07.2015 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı olarak başvurucuların kaldığını, murisin 25.04.2015 tarihinde …bank A.Ş Saray Şubesi’nden konut kredisi kullandığını, ekinde 45.000,00 TL bedelli Hayat Sigortası ile sigortalandığını, gerek murisin sağlığında gerekse de vefatından sonra kredi taksitlerinde hiçbir aksama olmadığını, buna rağmen sözlü veya yazılı başvuruya rağmen vefat sonrası mirasçılara ödenmesi gereken teminatın ödenmediğini, 27.11.2015 tarihli noter ihtarına banka tarafından herhangi bir cevap verilmediğini, sigorta şirketinin ise verdiği cevapta, uzun süreli kredi grup hayat sigortası katılım sigortası ile sigortalandığını kabul ettiğini, ancak katılım sigortasının 25.04.2015 tarihli 21,34 TL ‘lik aylık prim tutarının sigortalının vadesiz hesabında bulunmadığı gerekçesiyle tahsil edemediklerini bu hususu sigortalının cep telefonuna bildirdiklerini buna rağmen ödenmeyince 25.05.2015 tarihinde sigorta ettiren …bank A.Şnin onay ve talebi ile sigortadan ayrılma işlemi gerçekleştirilerek sona erdirildiğinin belirtildiği, ancak sigortalıya yapılacak her türlü bildirimin fesih bildirimi de dahil cep telefonu mesajı ile yapılmayacağının açık olduğunu, ayrıca her ay düzenli olarak ve aksatmadan konut kredisini ödeyen sigortalının 21,34 TL’lik prim nedeniyle haklarından mahrum edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, sigortalının uzun süre sağlık problemleri ile uğraştığını ve neticesinde kanser hastalığı nedeniyle vefat ettiğini, sigorta şirketinin fesih gerekçesinin kanuna uygun olmadığı gibi tamamıyla kötü niyetli olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, muris … ‘nun vefatı sonrasında konut kredisi ekinde düzenlenen … Sigortası vefat teminat bedeli 45.000,00 TL nin tahsilli ile başvuruculara ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, dain-i mürtehin …bank A.Ş nin muvafakatının alınması gerektiğini, muvafakat sunulmadığı takdirde davanın aktif husumet ehliyet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müteveffanın …bank A.Ş Saray Şubesi’nden kullanmış olduğu kredisine istinaden, müteveffanın sigortalı, sigorta ettireni …bank A.Ş olan 25.04.2014 başlangıç ve 25.04.2024 bitiş tarihli, 45.000,00 TL teminat bedelli vefat teminatına havi …bank A.Ş Uzun Süreli Kredi Grup Hayat Sigortası katılım sigortası ile sigortalandığını, ancak söz konusu sertifikanın 25.05.2015 tarihinde tahsilatsızlık nedeniyle iptal edildiğini, hayat sigortası katılım sertifikasının 25.04.2015 vade tarihli 21,34 TL ‘lik aylık prim taksit tutarı ödeme aracı olarak belirlenen sigortalının vadesiz mevduat hesap bakiyesinin yetersiz olması nedeniyle tahsil edilemediğini, bu nedenle müteveffanın cep telefonuna 28.04.2015 tarihinde “ Konut Kredisi için düzenlenen … numaralı hayat poliçenizin 25/04/ tarihli ödemesi gerçekleşmemiştir. Hesabınızı müsait hale getiriniz.” İçerikli kısa mesaj gönderildiğini, ancak buna rağmen ilgili katılım sertifikası söz konusu prim borcunun ödenmediğini, bildirim ve vade tarihinden itibaren sigorta teminatı yürürlükte tutularak 30 gün beklendiğini ancak 25.04.2015-25.05.2015 tarihleri arasında prim tahsilatı gerçekleştirilemediği için sigortalı ve sigorta ettiren arasındaki ilişki çerçevesinde 25.05.2015 tarihinde sigorta ettiren …bank A.Ş ‘nin onay ve talebi ile sigortadan ayrılma işleminin gerçekleştirilerek sona erdirildiğini, cep telefonuna 25.05.2015 tarihinde iptal edildiğinin kısa mesaj ile bildirildiğini, sigorta şirketinin sigortalıya TTK 1434 çerçevesinde noter eliyle veya taahhütlü mektup göndermek suretiyle ihtar çekmesinin zorunluluğu bulunmadığını, sigorta sertifikasının sigorta ettireninin …bank A.Ş olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile 45.000,00 TL vefat tazminatının sadece katılım sertifikasının ilk yılı için geçerli olduğunu, vefat tarihi olan 07.07.2015 tarihinde geçerli teminat tutarının 43.205,44 TL olacağını savunarak talebin reddini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem heyeti 02.05.2016 tarih ve K-2016/12494 karar sayılı kararı ile; uyuşmazlığın temel nedeninin …’nun vefatına ilişkin tazminat taleplerinin sigorta şirketi tarafından prim ödenmemesi nedeni ile poliçenin iptal edilmesi nedeniyle reddedilmesi olduğunu, sigortalının 25.04.2014 tarihinde …bank A.Ş Saray Şubesi’nden konut kredisi kullanarak krediye bağlı olarak 45.000,00 TL teminatlı yapılan 25.04.2014/25.04.2024 vadeli olarak dain-i mürtehin ve sigorta ettiren sıfatı ile …bank Uzun Süreli Kredi Hayat Sigorta Poliçesi tanzim ettirildiği, 10 yıl vadeli olarak tanzim edilmiş vefat teminatlı Hayat Poliçesi olduğu, poliçenin yürürlükte olması halinde vefat tarihi 07.07.2015 yılının ikinci yıla denk geldiğini, 2. yıl teminat limitinin 43.205,44 TL olarak poliçede göründüğünü, sertifikada sigortalınının imzasının olmadığı, TTK 1434. madde gereğince, 1431’nci maddeye uygun olarak istenilen sigorta primini ödemeyen Sigorta ettirenin mütemerrit olacağını, 3. bentte, izleyen primlerin herhangi birinin zamanında ödenmez ise, sigortacının sigorta ettirene noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla on günlük süre verilerek borcun yerine getirilmesi, aksi halde süre sonunda sözleşmenin feshedilmiş sayılacağının ihtar edileceğini ve bu süre içinde borç ödenmez ise sigorta sözleşmesinin feshedilmiş olacağının düzenlendiğini, mevzuata uygun olarak sigortacı, sigorta şirketi veya aracısı sigortalısına poliçe tesis aşamasında ve poliçe başlangıcından sonraki 13-14. taksidi ödememesi nedeni ile poliçenin iptal edileceği yönünde bilgilendirmenin yapılmadığı, sigorta sertifikası üzerinde …bank A.Ş Saray Şubesinin dain-i mürtehin şerhi bulunduğu, ancak sigortalının vefat tarihinde primi ödenmiş ve yürürlükte olan bir sigorta bulunmadığından hak sahibi lehtar sıfatıyla banka şubesinden herhangi bir muvafakatnamenin talep edilmediği, sigorta Poliçesi / sertifika tesisi aşamasında ve gerekse temerrüde istinaden gerekli uyarıların gerektiği şekilde yapılmaması gerekçesiyle, hakem davasının 43.205,44 TL olarak kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Kararına karşı, sigorta şirketi tarafından, itiraz edilmiştir.
İtiraz nedenleri olarak, cevap dilekçesindeki savunmaları ile birlikte ne sigorta şirketine ne de bankaya yapılmış tek bir prim ödeme talebi ve bilgi talebi bulunmadığını, vefat tarihinde poliçenin yürürlükte olmadığını, sigorta sertifikasının olmaması nedeniyle talep edilen tazminatın hukuken ödenmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 20.08.2016 tarih, K-2016/İHK-2145 karar sayılı kararı ile; uyuşmazlığın müteveffanın vefatına ilişkin tazminat taleplerinin prim ödenmemesi nedeni ile poliçenin iptal olması gerekçesiyle sigorta şirketi tarafından reddedilmesi olduğu, uyuşmazlığa konu sigorta Poliçesinin iptalinin ilgili mevzuata ve prosedürlere uygun olarak yapılmadığı görüş ve kanaati ile ilk derece hakem kararının onanmasına, sigorta şirketinin ilk derece hakem kararına yönelik yaptığı itirazın reddine karar verilmiştir.
İtiraz hakem heyeti kararına karşı, her iki taraf istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dairemizin 2017/2716 Esas, 2018/35 Karar ve 17.01.2018 tarihli kararı ile: “….Dava, uzun süreli kredi grup hayat sigorta poliçesi kapsamında poliçe teminatının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, davacıların desteği müteveffa … ile davalı sigorta şirketi arasında, başlangıç tarihi 25.04.2014 bitiş tarihi 25.04.2024 olan 10 yıl süreli “Uzun Süreli Kredi grup Hayat sigorta poliçesinin düzenlendiği, sigortalının 07.07.2015 tarihinde vefat ettiği, 1972 doğumlu sigortalının vefatı ile davacı eş ve çocuklarının mirasçı olarak kaldığı, 25.04.2015-25.05.2015 tarihleri arasında prim tahsilatlarının gerçekleştirilemediği gerekçesi ile sigorta katılım sertifikası ile sağlanan sigorta teminatının davalı tarafça sona erdirildiği ve başvuru tarihinden önce yapılan ödeme talebininde aynı gerekçe ile reddedildiği konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, Öncelikle sigorta katılım sertifikasında daini mürtehin olan dava dışı bankanın muvafakatını almadan davaya devam edilip edilemeyeceği ve işin esasının incelenmesi gerektiğinde ise TTK ve sigorta genel şartları gereğince, primlerin ödenmesi ile ilgili sigortalıya bildirim yapılmaması halinde poliçenin halen yürürlükte olup olmayacağı, temerrüt hükümleri gerçekleşmediği sürece sigortalının sorumluluğunun devam edip etmeyeceği, Can hayat sigortalarında temerrütün ne şekilde yapılması gerektiği, talebin kabulü halinde hakem heyetince başvuran tarafa hükmedilen vekalet ücretinin yerinde olup olmadığıdır,
Dava konusu hayat sigortasının sigortalısı …, sigorta ettireni …bank A.Ş. teminatı vefat olup, teminat bedeli ise 45.000,00 TL dir. Poliçede daini mürtehin olarak dava dışı…bank Saray Şubesi gösterilmiştir. Poliçede ayrıca, sigortanın teminatları üst başlığı ile, vefat teminatının, sigortalının sigorta süresi içinde vefat etmesi halinde katılım sertifikasında belirtilen vefat teminat tutarının, vefat tazminatı olarak sigortalının daini mürtehine olan borçları nispetinde daini mürtehine ödeneceği, kalan bakiyenin olması halinde sigortalının lehtarına,lehtar belirtilmemişse kanuni varislerine ödeneceği belirtilmiştir. Sigorta priminin ödenmesi, sigortacının sorumluluğun başlaması ve sigorta ettirenin temerrüdü poliçenin özel şartları bölümünde ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Sigortalı müteveffanın dava dışı daini mürtehin olan banka şubesinden konut kredisi kullandığı ve kredi ile birlikte dava konusu hayat sigortasının yapıldığı tarafların kabulünde olan bir husustur. 17.01.2008 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak, 17.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren “ Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliğin“ amaç başlıklı bölümünde, yönetmeliğin amacının, Kredi kuruluşları tarafından verilen kredilerle bağlantılı olan zorunlu ve ihtiyari sigorta ürünlerinin sunumunda birlik ve güvenilirliği sağlamak, sigorta ettirenlerin, sigortalıların ve lehtarların hak ve menfaatlerini korumak ve verilecek hizmete ilişkin usul ve esasları olarak açıklanmıştır. Kredi Sözleşmesi nedeniyle hayat sigortası yapılmasındaki amaç, banka yönünden kredi borcunun teminat altına alınması olduğu kadar, belli prim borcu getirmekle birlikte sigortalınında menfaatinin olduğu kuşkusuzdur.
6102 sayılı TTK 1453. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse, dain mürtehin sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1406. maddesi hükmü gereğince bir başkasınında rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi de mümkündür. Böyle bir durumda sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğuna göre, sigorta şirketinden tazminat talep hakkınında öncelikle ona ait olması gerekir. Davanın dayanağını oluşturan sigorta poliçesinde …bank Saray Şubesi dain-i ve mürtehin olarak gösterilmiştir. Yargıtay Dairelerinin yerleşik uygulamaları uyarınca bu durumda adı geçenin rehin hakkı bulunduğundan sigortadan tazminat talep hakkı da öncelikle ona ait olup , sigortalı ancak lehine rehin verilen alacaklının açık muvafakatını almak şartıyla ve kendi menfaatide zedelendiği takdirde tazminat istemek hakkına sahip olur. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal 14.06.2010 gün, 2009/430-6814 E.K, 12.10.2012 gün, 2011/8534-16045 E.K, 08.03.2013 gün ve 2012 gün 2012/4175 -4580 E.K). Buna göre, talep hakkına sahip dava dışı bankadan alınmış , açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunmaları için başvurucu tarafa süre verilmesi ve bu usulü eksiklik tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerekirken, başvurucunun aktif taraf sıfatının ( husumet) varlığına ilişkin re’ sen göz önünde bulundurulması gereken bu yön hakem heyetince farklı yorumlanarak muvafakatname aranmaksızın işin esası hakkında karar verilmiş olması ve itiraz hakem heyetince de hiçbir değerlendirme yapılmaksızın verilen karar doğru kabul edilmemiştir….” gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve itiraz hakem heyeti kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİNİN 11.06.2018 tarihli, KIT/2018-94 sayılı 2.kararı:
İtiraz Hakem heyeti, Dairemiz kararı gereğince, başvuran tarafa anılan banka şubesine başvurarak açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunmaları için iki hafta kesin süre verilmesine, bu süre içinde adı geçen bankadan belge ibraz edilmediği takdirde dosya içindeki bilgi ve belgelerle karar verileceğini ihtar olunmasına dair 17.04.2018 tarihli ara karar oluşturmuş ve başvurucular vekili tarafından bu ara karar üzerine dava dışı bankaya 25.04.2018 havele tarihli dilekçe ile başvuruda bulunulmuş, dilekçede ayrıca ara karar uyarınca en geç 1 Mayıs 2018 tarihine kadar davaya muvafakat veya icazetlerinin olduğuna dair bilgilendirilmenin taraflarına yapılması istenmiştir. Başvurucular vekili tarafından, tarihsiz dilekçe ile itiraz hakem heyetine, başvurularına karşı henüz olumlu veya olumsuz bir cevap verilmediğinden bu hususta taraflarına ek mehil verilmesini veya doğrudan bir kez daha heyetçe sorulması talep edilmiştir. İtiraz hakem heyeti tarafından başvurucular vekiline gönderilen maille, 30.04.2018 tarihli maille bankaya başvuru yapıldığına dair belgeler sunularak ek süre talebinde bulunulduğu, bu talebe binaen 02.05.2018 tarihli maille 4 hafta ek süre verildiğinin iletilmesine rağmen bu güne kadar olumlu veya olumsuz beyanda bulunulmadığı , ara kararın 2 .maddesi gereğince dosya içeriğine göre karar verileceğinin tekraren bildirildiğinin ifade edildiği, itiraz hakem heyeti tarafından ikinci süreninde 04.06.2018 tarihinde dolduğu ve verilen sürede beyanda bulunulmadığı, Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere kesin sürenin ortaya çıkardığı hukuki sonucun kaldırılması, karşı taraf sigorta şirketi bakımından usulü kazanılmış hak teşkil ettiğinden mümkün olmadığı, bu durumda , başvuranlar vekiline iki kez verilen kesin sürede istenilen belge sunulmadığından, başvuranların aktif taraf ehliyeti bulunmadığından talebin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/15. maddesinde, hakemlerin sadece kendilerine verilen evrak üzerinden karar verir ilkesinin kabul edildiği, davadan önce tarafların davaya ilişkin tüm delilleri ibraz etmek zorunda oldukları, başvuranların aktif dava açma sıfatları ( ehliyetleri) bulunmadığı gerekçesiyle, itirazın kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına, başvuranların aktif dava ehliyetleri bulunmadığından davanın oy çokluğu ile usülden reddine karar verilmiştir. Muhalefet şerhinde muhalif üye, ara kararın yerine getirilmemesinin davacının insiyatifi dışında olduğunu, bankanın Avukatlık Kanunun 2./3.fıkrasına aykırı davranması neticesinde ara kararın yerine getirilemediğini ifade etmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar yasal sürede başvuranlar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, dain-i mürtehin muvafakatının dosyaya ibrazı sorumluluğunun taraflarına yüklenmesi ve ibraz edilmediği gerekçesi ile başvurunun ret gerekçesinin usul hukukuna aykırı olduğunu, hakem heyeti tarafından ilgili bankadan sorularak temin edilmesi gerektiğini, bu konunun bildirilmesine rağmen müzekkere dahi yazılmadığını, hakem heyetinin re’sen araştırması gereken bir konunun taraflardan birinin sorumluluğuna yüklenerek usul hukukuna aykırı davrandığını, müvekkillerinin mağduriyetine neden olunmaması için , bankadan olumlu – olumsuz cevap alınabilmesi için çaba harcandığını, muhalefet şerhinde de belirtildiğini, banka lehine taşınmaz rehni de varken aslında daini mürtehin araştırmasına gerek olmadığı kanaatinde olduklarını belirterek kararın kaldırılmasını ve başvurunun kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, sigorta poliçesi kapsamında poliçe teminatının tahsili istemine ilişkindir.
Yukarıda ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere, poliçede dava dışı banka şubesi dain- i mürtehin sıfatındadır. Bu konuda adı geçen bankanın davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair belgenin dosyaya ibrazının sağlanıp, başvurucuların aktif taraf sıfatının olup olmadığının tespiti sonucu karar verilmesi gerekirken, farklı yorumla hiçbir değerlendirme yapılmaması yerinde görülmeyerek Dairemiz tarafından kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İtiraz hakem heyeti tarafından eksik hususun giderilmesi amacı ile başvuran vekiline mehil verilmiş, iki kez verilen süre sonunda muvafakatın ibraz edilmediği gerekçesiyle sigorta şirketinin itirazının kabulü , uyuşmazlık hakem kararının kaldırılması ve başvurunun reddine karar verilmiştir. Ancak, başvuranların vekiline verilen süreye rağmen, dava dışı bankaya yapılan başvuruya cevap verilmediği gibi hakem heyeti tarafından müzekkere yazılması talebine ilişkin herhangi bir işlem yapılmamıştır. Dairemizin ilk kararında belirtildiği şekilde, gerekli belgeyi sunmaları için taraflara süre verilmesi ifadesinden bu belge için yalnızca başvuran tarafın bankaya talepte bulunması anlamı çıkarılmamalıdır. Bu konu re’sen araştırmayı gerektirdiğinden ve zaten bu belgenin sunulmaması halinde hakemin re’sen araştırma yapması gerekeceğinden, itiraz hakem heyetinin bu konuda bankaya müzekkere yazarak sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, bu konuda talebe rağmen müzekkere yazılmaması ve ayrıca da başvuranların kendi insiyatifinde olmayan bir konuda kesin süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava dışı banka şubesine müzekkere yazılarak, başvuranların açmış olduğu davaya muvafakat veya icazetlerinin olup olmadığının sorulması ve verilen cevaba göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yasal düzenlemenin hatalı yorumu sonucu verilen karar yerinde görülmediğinden başvuran vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun işin esasına ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2-a)İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/4638 D.İş Esas, 2018/4638 D.İş Karar ve 05.07.2018 tarihli kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 11.06.2018 tarih ve KIT-2018/94 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b)Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna ilk derece mahkemesi aracılığı ile GÖNDERİLMESİNE,
c)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 19,30 TL harcın başvuranlardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
d)Başvuranların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
e)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 .ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/12. maddeleri gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/11/2018