Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2204 Esas
KARAR NO: 2022/166
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI: 2014/324 Esas, 2018/500 Karar
Asıl Dava ve Birleşen Davalar Olan İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/419 esas sayılı dosyası ve İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/271 esas sayılı dosyasında:
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; sigortalı … AŞ”nin işletmecisi olduğu Atatürk Hava Limanı C Terminalindeki antreponun müvekkili nezdinde Yangın Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, 24/05/2006 tarihinde C Terminalindeki sundurma ve gümrüklü antrepoların bulunduğu alanda yangın çıktığını, yangın nedeniyle sigortalının antreposunda hasara uğrayan emtialara ilişkin olarak emtia sahiplerine toplam 2.007.1288 USD ödeme yapıldığını, davalıların malik, işletmeci ve mesuliyet sigortacısı sıfatlarıyla yangından ve zarardan sorumlu olduklarını belirterek 2.007.128 USD’nin ödeme tarihinden işleyecek ve devlet bankalarının 1 yıl vadeli döviz hesabına uyguladıkları en yüksek döviz faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleşen … Esas sayılı dosyasında ibraz ettiği dava dilekçesi ile; aynı olay sebebiyle ilk davanın açılmasından sonra 103.659,25 USD hasar ödemesi daha yaptıklarını belirterek 103.659,25 USD’nin aynı davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davacı vekili birleşen … Esas sayılı dosyasında ibraz ettiği dava dilekçesi ile, aynı olay sebebiyle ilk davanın açılmasından sonra 140.139,00 USD hasar ödemesi daha yaptıklarını belirterek 140.139,00 USD’nin aynı davalılardan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP Davalılar asıl ve birleşen davaların reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, asıl ve birleşen davalarda davalılar Ulaştırma Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve DHMİ yönünden dosya tefrik edilmiş, diğer davalılar yönünden ise aynı olaya ilişkin Yargıtay incelemesinden geçen dosyalarda taraflara ait kusur durumlarının kesinleştiği, buna göre davacı tarafın sigortalısı … AŞ’nin yangını önleyemeyeceği ve yangının oluşumunda kusurunun bulunmadığı, antrepo işleten diğer davalılar … ve … AŞ’nin ve bunların mali mesuliyet sigortacısı davalıların da herhangi bir sorumluğunun bulunmadığı, yangının meydana gelmesinden dosyası tefrik edilen DHMİ’nin sorumlu olduğu, davalı … Sigorta’nın DHMİ’nin sigortacısı olarak sigorta poliçesi kapsamında hasardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı … Sigorta yönünden asıl ve birleşen davaların kabulüne, diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı … Sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; mahkeme kararında sabit görülen vakıalar ile bunlardan çıkarılan sonuçlar ve hukuki sebeplerin yer almadığını, bu nedenle kararın gerekçesiz olduğunu, bilirkişi raporunda davacının sigortalısı … AŞ’nin yangında mütefarik kusurunun bulunduğu sonucuna ulaşıldığını, HMK’nın 282. maddesi uyarınca gerekçeleri ortaya konularak raporun aksi yönünde karar verilmesinin mümkün olduğunu, ancak mahkemenin hakkaniyetle bağdaşmadığı şekilde belirsiz bir gerekçe ile rapora itibar etmediğini ve zararın tamamen müvekkilinden tahsiline karar verdiğini, müvekkili sigorta şirketinin dosyası tefrik edilen DHMİ’nin sorumluluk sigortacısı olduğunu, sigorta ettirenin sorumluluğu bulunmadığı hallerde sorumluluk sigortasının da bulunmayacağını, müvekkilinin sorumluluğunun varlığının DHMİ’nin sorumlu olması şartına dayandığını, DHMİ yönünden tefrik edilen dosyada idari yargının görevli olması nedeniyle davanın reddedildiğini, DHMİ’nin sorumlu olup olmadığının idare hukuku kapsamında hizmet kusurunun bulunup bulunmadığı yönünde yapılacağını, yangının çıkışı ve zararın oluşumunda DHMİ’nin sorumluluğu olup olmadığı hususunda karar verecek merci idari yargı olmasına rağmen mahkemenin yangında DHMİ’nin sorumlu olduğuna karar vermesinin hatalı olduğunu, yangının çıktığı alanda DHMİ’nin hiçbir çalışanının görevli olmadığını, yangının yüksek ihtimalle davalı …’ın kullandığı kısımda yapılan tadilat sırasında çıktığını, bilirkişi raporunda binanın yangın duvarları ile ayrılması ve srinkler sistemi bulundurması gerekliliğine değinilmişse de 2002 tarihli binanın yapıldığı tarihteki yönetmelikte böyle bir gereklilik öngörülmediğini, DHMİ’nin yapının maliki de olmadığını, DHMİ ile antrepo işleten davalılar ve davacının sigortalısı ile yapılan kira sözleşmelerinde, kiracı antrepo işletmecisinin yangın ve tehlikeli durum talimatlarına uymaması halinde sorumlu olacakları ve kiracının 3 kişilere verdiği zararları karşılamayı taahhüt ettiklerini, buna göre sorumluluğun antrepo işletmecisi şirketlerde olduğunu, DHMİ’nin uyarılarına rağmen eksiklikleri gidermeyen davacının sigortalısı … AŞ’nin hasardan sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Asıl ve birleşen davalar, sigortalıya ödenen hasar bedelinin hasar sorumlusu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava dışı sigortalı … AŞ”nin işletmecisi olduğu Atatürk Hava Limanı C Terminalindeki antreponun davacı sigortacı nezdinde Yangın Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, 24/05/2006 tarihinde C Terminalindeki sundurma ve gümrüklü antrepoların bulunduğu alanda yangın çıktığı, davacı sigorta şirketinin yangın nedeniyle sigortalının antreposunda hasara uğrayan emtialara ilişkin olarak emtia sahiplerine 2.007.1288 USD, 103.659,25 USD ve 140.139,00 USD ödemede bulunduğu, ödenen bedelin rücuen tahsili için eldeki dava ve birleşen davaların açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, DHMİ, İstanbul Valiliği ve Ulaştırma Bakanlığı yönünden dosya tefrik edildikten sonra, yangının meydana gelmesinde DHMİ’nin sorumlu olduğu ve davalı … Sigorta’nın DHMİ’nin sigortacısı olduğu gerekçesiyle davalı … Sigorta yönünden asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, davalı … Sigorta karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dosya kapsamından, dosyası tefrik edilen DHMİ yönünden, mahkemenin 2017/639 Esas sayılı dosyasında, yargı yolunun caiz olmaması ve uyuşmazlıkta idari yargının görevli olması nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve kararın temyiz aşamasında olup kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Mesuliyet sigortası, sigortacının sigorta sözleşmesinde öngörülen ve sigorta süresi içinde gerçekleşen ve sigorta ettirenin sorumluluğunu gerektiren bir olaydan kaynaklanan zararı, zarar görenlere ödenmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Somut uyuşmazlıkta dosya içerisinde davalı … Sigorta ile DHMİ arasında düzenlenen sorumluluk sigortası bulunamamışsa da, tarafların beyanından davalı … Sigorta’nın DHMİ’nin mesuliyet sigortacısı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yangında sigortalı DHMİ’nin sorumlu olduğu gerekçesiyle DHMİ’nin sigortacısı … Sigorta yönünden davanın ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, sigortalı DHMİ yönünden ise dava tefrik edilerek idari yargının görevli olduğundan bahisle dava reddedilmiş olup hükmün temyiz aşamasında olduğu ve henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK. 165. maddesi; (1) “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir” hükmünü içermektedir. Her ne kadar HMK’nın 165. maddesi uyarınca bir davanın bekletici mesele yapılması hakimin takdirine bırakılmış ise de bu husus hakime keyfiyet derecesinde takdir yetkisi bahşetmez. Zira, yargılama süreci sonrasında mahkemenin kabulünün aksi bir neticenin ortaya çıkması durumunda karar gerekçesinde dayanılan vakıaların ve buna bağlı olarak varılan hukuki sonucun bir önemi kalmayacak, dava dayanağı tümden geçersiz hale gelecektir. Bu durumda sorumluluk sigortası da dosya arasına alınarak davalı … Sigorta’nın sigortalısı DHMİ yönünden açılan davanın neticesinin dikkate alınması, DHMİ yönünden verilen kararın kesinleşerek idari yargıda uyuşmazlığın görülmesi halinde DHMİ’nin sorumluluğu idare mahkemesinde görülecek davada incelenip, davacının sigortalısının emtiasının zarar görmesinde DHMİ’nin sorumlu olup olmadığı belirleneceğinden idari yargıda görülen davanın sonucunun beklenmesi, DHMİ sorumlu bulunduğu takdirde, davalı sigorta şirketinin düzenlediği poliçe hükümlerine göre davalının sorumluluğu ve miktarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim aynı olaya ilişkin olan Yargıtay 11. HD’nin 2017/4582 Esas, 2018/309 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır. Diğer taraftan mahkemece aynı olaya ilişkin Yargıtay incelemesinden geçen dosyalarda taraflara ait kusur durumlarının kesinleştiği ifade edilmişse de, Yargıtay 11. HD’nin 2011/3968 Esas, 2013/5381 Karar sayılı kararında DHMİ’nin olayda kusurlu olup olmadığının idari yargı merciinde tayin ve takdir edileceği belirtilmiş olup, mahkemenin bu yöndeki gerekçesi de doğru değildir. Açıklanan nedenler ile davalı … Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince kararın kaldırılmasına karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/324 Esas, 2018/500 Karar ve 11/04/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince asıl ve birleşen davalarda ayrı ayrı alınması gereken istinaf maktu karar ve ilam harcı olan 80,70 TL’er TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla yatırılan 54.757,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 5-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/02/2022