Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2194 E. 2018/2147 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2194 Esas
KARAR NO : 2018/2147
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2018
NUMARASI : 2017/904 2018/182
DAVANIN KONUSU: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 06/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket ile dava dışı … ile arasında 05.11.2013 başlangıç ve 05.11.2014 bitiş tarihli ve 7430603 numaralı “Işık Konut Güvence Sigorta Poliçesi” düzenlendiğini, 10.01.2014 tarihinde sigortalının konutunun bulunduğu binanın ana giderinin tıkanması sonucu, sigortalı konutun banyo giderlerinden geri tepen pis suların konuta yayılarak 1.687,50.-TL hasar verdiğini, Dahili Su Ekspertiz Raporu ile tespit edilen 1.688,00 TL tutarındaki zararın sigortalıya ödendiğini, ihtara rağmen alacağın ödenmemesi üzerine davalı-borçlu aleyhine İstanbul Anadolu ..2. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasında alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlattıklarını, takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalina karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; davalı apartman yönetimi adresinin Edirne olduğunu, bu nedenle İstanbul’da açılan davanın yetkisiz olduğunu, davalı apartman yönetimini meydana gelen olayda herhangi bir kusuru ve ihmalinin bulunmadığını, davanın belediye aleyhine açılması gerektiğinden davanın husumet noksanlığı ve yetkisizlik nedeniyle esasa girilmeden usulden reddine, şayet esasa girilecekse bu takdirde pis su basmanın hangi nedenden kaynaklandığı tespit edilmeden olayda herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmayan apartman yönetiminin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olması nedeniyle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Bahse konu uyuşmazlığa bakma görevinin Ticaret Mahkemelerine ait olmadığı gibi davalının ve sigortalının ikametinin Edirne olması, sigorta sözleşmesinin yapıldığı yer ile hasarın meydana geldiği yerinde Edirne olması gerekçesiyle davalının yetki ilk itirazının kabulü ile mahkemelerinin yetkisizliğine, davacının davasının yetki yönünden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı …Ş. Vekili İstinaf Taleplerinde;
1-Görevsiz olduğu kanısına varan mahkemenin yetki itirazını inceleyerek yetkisizlik karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar davacı olarak mahkemenin görevi konusunda bir tereddütleri bulunmasa da, aynı zamanda hem görevsizlik hem yetkisizlik kararı verilemeyeceği gibi görev konusu incelenmeden yetki konusunda ya da davanın esasına dair başkaca konuda da karar verilemeyeceğini ( Baki KURU, İstinaf Sistemine Göre Yazılış Medenî Usul Hukuku, 1. Baskı, s.97 ).Bu durumda yetki itirazını görevli mahkemenin inceleyip karara bağlaması gerektiğini,
2-Yerel mahkemenin görevli olması halinde dahi yetkisizlik kararı verilemeyeceğini, dava dilekçesinin davalıya 22.09.2017 günü usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, meşruatlı davetiyeye rağmen davalı tarafın iki haftalık süre içinde cevap dilekçesi sunmadığını, aylar sonra 13.12.2017 tarihinde dosyaya cevap dilekçesi olarak bir dilekçe sunularak yetki itirazında bulunduklarını, yetki itirazının ilk itirazlardan olup, HMK m. 19/2 uyarınca cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiğini, iki haftalık cevap süresi içinde yetki itirazında bulunulmadığını, hak düşürücü nitelikteki bu sürenin dolmasından sonra ilk itirazların mahkemece dinlenemeyeceğini, davalı tarafın icra takibine itiraz dilekçesinde de yetki itirazında bulunmadıklarını belirterek yetkisizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf Dilekçesi Davalı Vekiline 22/06/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Dilekçesine Cevap Verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava; sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine gereğince ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, mahkemece verilen yetkisizlik kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 22/11/2007 Tarih ve 2007/8097 E. 2007/14015 K. İle yine aynı dairenin 25/09/2016 Tarih ve 2006/8026 E. 2006/12280 K. Ve benzeri içtihatlarda da işaret edildiği üzere, 6100 sayılı HMK.nun 1.maddesinden itibaren öncelikle mahkemelerin görevini düzenlediğinden görev sorunu, yetki sorunundan önce çözüme kavuşturulmadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup (HMK.nun 1.maddesi), mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Türk Ticaret Kanununun “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmü karşısında davacının dava dışı sigortalı …’ın dava haklarına halefiyet yoluyla sahip olduğu açıktır. Davada onun sahip olduğu tüm haklara halefiyet gereği davacı da sahiptir. Diğer bir anlatımla somut olaya ilişkin dava, dava dışı sigortalı … tarafından davalı aleyhine açılmış olsa idi dava hangi mahkemede görüleceğini söyleyebiliyorsak halefiyet prensibi gereği de aynı şeyi düşünmek zorunludur. Değişen tek şey davacının taraf sıfatındadır. Bu da halefiyet prensibi gereği davada davacıya aktif husumet ehliyeti tanımaktadır.
6100 Sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde;
“(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile tapu senedi fotokopisinin incelenmesinde dava konusu yerde Kat Mülkiyeti kurulduğu, uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine göre çözüme kavuşturulmasının gerekli olduğu anlaşılmaktadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının Ek-1. maddesine göre, bu Yasanın uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh hukuk mahkemelerinde çözümlenmesi gerekir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24/02/2014 Tarih ve 2013/5071 E. 2014/2480 K. ile 07/02/2017 Tarih ve 2014/13648 E. 2017/1118 K.sayılı kararları da bu yöndedir.
Somut olayda, mahkemece verilen yetkisizlik kararının gerekçesinde görevli olmadığının düşünülmesine rağmen, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; Davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/904 E. 2018/182 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-HMK.nun 20.maddesi gereğince iki haftalık süre içerisinde ilk derece mahkemesine talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
5-HMK.nun 331/2.maddesi gereğince yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
6-Dosyanın UYAP üzerinden ve fiziki olarak görevli mahkemeye gönderilmek üzere yukarıda açıklanan ve sair gerekli işlemlerin yapılması için mahkemesine İADESİNE,
7-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1a,3. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/12/2018