Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2183 E. 2018/2159 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2183 Esas
KARAR NO : 2018/2159
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/1207
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 06/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili 17.12.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı kooperatifin 193 nolu ortağı olduğunu, 11.12.2006 tarihinde kura çekimi sonucunda İstanbul Sarıyer , …parselde kayıtlı 43/1000 arsa paylı 11 numaralı bağımsız bölümün müvekkiline tahsis edildiğini, söz konusu dairenin müvekkiline teslim edilip 13.06.2014 tarihinde tapuya ferdileşme listesi verilmişse de tapudaki devir işlemlerinin geciktirildiğini, 23. 11.2015 tarihinde tapu devri yapılarak dairenin tapusunun müvekkiline verildiğini, devir esnasında tapu kaydına diğer davalı şirket tarafından ihtiyati haciz konulduğunu öğrendiğini, söz konusu haczin ferdileşme işleminden sonra 25.07.2014 tarihinde konulduğunu, davalı şirketin hakem kararı ile lehine hükmedilen alacağı tahsil için önce ihtiyati haciz kararı alarak Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı kooperatif aleyhine 12.580.840 TL lik ilamlı icra takibi başlattığını, hakem kararının iptal davasının halen derdest olduğunu , hakem kararının henüz kesinleşmediğini belirterek 11 nolu bağımsız bölümün mülkiyetinin haciz tarihinde müvekkiline ait olduğunun tespiti ile tapu kaydındaki haczin kaldırılmasına, taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesine ve dava konusu hacizli taşınmazın cebri icra yolu ile satışının dava sonuna kadar tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …Kooperatifi vekili cevap dilekçesi ile, HMK 14/2 madde gereğince Kooperatifin merkezinin bulunduğu Zonguldak mahkemelerinin kesin yetkili olduğunu, tüm ortaklara ferdi tapuların devrinin yapıldığını, taraflarınca kooperatifin ve ortakların daha fazla mağdur edilmemesinin önüne geçebilmek için taraflarınca icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına yönelik tedbir kararı İstemi’nde bulunulduğunu ve 21.01.2016 tarihli duruşmada istemleri doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilerek Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinin durdurulduğunu , icra dosyasından hacizli taşınmazların satılarak paraya çevrilmesinin şu aşama da mümkün olmadığını savunarak davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Davalı ….A.Ş vekili, davanın menfi tespit ve haczin fekki davası olduğundan nisbi harca tabi olduğunu , harcın tamamlattırılması gerektiğini , ihtiyati hacze itirazın reddedildiğini , davacının ise davayı ikame etmeden önce Ankara 6. İcra Hakimliği nezdinde 2015/1211 sayı ile müvekkili aleyhine aynı taleple ilgili açtığı davasının reddedildiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 24/05/2018 tarihli ara karar ile, HMK 390. maddesi uyarınca talep eden tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini, tapudan gelen yazılar ve dosyaya sunulan belgeler nazara alındığında yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden hacizli taşınmazın cebri icra yolu ile satışının dava sonuna kadar durdurulmasına yönelik tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 04/07/ 2018 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin üzerinde haciz olan bir taşınmazı tapuda devraldığını, fakat buna rağmen menfi tespit davası açtıklarını zira nasıl ki miras bırakanın mirasçıları ölüm ile ihalede taşınmaz mal alındığında ihalenin kesinleşmesi ile vs. Durumlarda taşınmaz mülkiyeti, tapudaki resmi devirden önce geçmekte ise iş bu dava konusu olayda da taşınmaz mülkiyetinin kura çekimi tarihi, yani tahsis ( ferdileşme) tarihi olan 11/12/2016 tarihinde geçtiğini, sonradan yapılan tapu devrinin sadece açıklayıcı bir işlem olduğunu, yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğunu,
2-Daha önce de mahkemeden icranın durdurulmasına yönelik talepte bulunduklarını, taleplerinin mahkemece reddedildiğini, davalıların kendi aralarındaki davadan dolayı ihtiyati tedbirin bulunması nedeni ile kendileri açısından tedbir talebinin reddinin o esnada durumu çok değiştirmediğini, ancak davalı taraflar arasındaki Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan davanın kooperatif aleyhine sonuçlanıp kesinleşmesi ve buna bağlı olarak ihtiyati tedbir kararının ortadan kalkması ve taşınmazın satış işlemlerine başlanması karşısında kendileri açısından tedbir kararı verilmemesi halinde telafisi imkansız sonuçlar doğacağını, mahkemece verilen ara kararın hatalı olduğunu, kaldırılması gerektiğini ve taşınmazın satışının durdurulması gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Talep, ihtiyati tedbir yolu ile hacizli taşınmazın cebri icra yolu ile satışının dava sonuna kadar durdurulması istemidir.
Taşınmaza ait kura çekiminin haciz tarihinden önce yapıldığı, taşınmazın davacıya tapuda devri esnasında, taşınmaz üzerinde ihtiyati haciz bulunduğu, davacının taşınmazı hacizli bir şekilde üzerine aldığı, davacının davadan önce aynı gerekçelerle davalı şirket hakkında icra hakimliğinde açmış olduğu davanın 27.01.2016 tarihli kararla reddedildiği, bu konularda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın, davacı talebi doğrultusunda ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında oluştuğu anlaşılmaktadır.
İhtiyati tedbir 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun, geçici hukuki korumalar üst başlığı ile 389 vd maddelerde düzenlenmiştir. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartlarına yer verilmiş, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Bu düzenleme ile, mevcut şartların varlığı halinde ihtiyati tedbir kararı vermeyi Yasa koyucu emredici değil, mahkemenin takdirine bırakmıştır. Ancak aynı yasanın 390/3 . fıkrada ise bu kez yasa koyucu, tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası hakkında kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır düzenlemesi ile emredici bir dil kullanmıştır. Bu düzenleme kapsamında ihtiyati tedbir talep eden tarafa yaklaşık ispat külfeti getirilmiştir.
Somut olayda, davacı, taşınmazı tapuda hacizli bir şekilde devraldığı, bu konuda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davalılar arasında taşınmazın devrine yönelik muvazaa iddiasının da bulunmadığı, hacizli taşınmazı bilerek almanın külfetine davacının katlanmak zorunda olduğu, külfetin alacaklı-davalıya yüklenemeyeceği, konutun tapuda devrinin gecikmesinde iddia edildiği gibi davalı kooperatifin kusurunun bulunması halinde davacının kooperatife rücu hakkının mevcut olduğu, bu durumda, satışın durdurulmasına yönelik tedbir şartlarının oluşmadığı, mahkemece tedbir talebinin reddi kararının hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1207 Esas sayılı dosyada verilen 24/05/2018 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi uyarınca REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,