Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2162 E. 2019/635 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2162 Esas
KARAR NO : 2019/635
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/05/2018
NUMARASI : 2016/203 ESAS – 2018/520 KARAR
DAVA : İSTİRDAT (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/04/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili, 03.03.2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı arasında 14.11.2011 tarihinde İstanbul Hipodrom Müdürlüğü İlave Güvenlik Alım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye nazaran 66.000,00 TL ihale bedeli tutarında teminat mektubu verildiğini, teminat mektubunun sözleşme hükümlerine uyulmadığı gerekçesiyle cezai şart olarak irat kaydedilmek istendiğini, Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/470 Esas sayılı dosyasında, sözleşmenin uyarlanması ve teminat mektubunun iadesine karar verilmesi şeklinde dava açıldığını, davanın aleyhlerine sonuçlansa da şu anda Yargıtay‘da olduğunu, kesinleşmediğini,davalının, 66.000,00 TL tutarındaki kati teminat mektubunun süresi geçtiği halde, bu alacağın tahsili için, … Pansiyon Hara Müdürlüğü ile yaptıkları ve hizmet karşılığı verdikleri 29.04.2016 tarihine kadar geçerli olan 72.000,00 TL bedelli teminat mektubunun irat kaydedilmesi kararı alındığını öğrenmiş bulunduklarını, her iki ihale kayıt numaraları, tarih, sayı numaraları hatta verildikleri illerin dahi farklı olmasına rağmen Karacabey Pansiyon Hara Müdürlüğü bünyesinde bulunan teminat mektubunun mevcut iş davalarının sonuçlanması sonucunda geri alınacağını, iddia ederek, kesin kabulün gerçekleşmesinden sonra bahse konu teminat mektuplarının taraflarına iadesine veya hükümsüzlüğünün tespitine, teminat mektuplarının irat kaydedilmesi ihtimalinde ise davalarının istirdat davası olarak kabulü ile teminat mektuplarının irat kaydedilme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili, 07.05.2018 tarihli mutemet alındı makbuzu ile tamamlama harcını yatırmış ve ekli dilekçede, 72.000,00 TL lik teminat mektubundan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 07.05.2018 tarihli hüküm duruşmasında, zapta geçen beyanında ise, kendilerinin, teminat mektubunun hükümsüz olduğunun ve teminat mektubunun taraflarına iadesini talep etmekle birlikte önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında 14.12.2011 tarihli güvenlik hizmet alım sözleşmesi akdedildiğini, davacının sözleşme ile üstlenmiş olduğu yükümlülükleri tam olarak yerine getirmediğini, sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle ihtarname gönderildiğini, sözleşmenin feshine neden olduğunu, davacının açmış olduğu davanın reddedildiğini ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesi tarafından onandığını, yargılama süresince dava konusu teminat mektubunun süresinin geçtiğini, müvekkilinin ise alacağını garanti altına almak için onanan karar gereğince borcun ödenmesi aksi durumda davacı tarafa ait teminatın irat kaydedileceğinin davacı tarafa bildirildiğini, müvekkili tarafından teminat mektubunun nakte çevrilmediğini, teminat mektubu süresinin 29.04.2016 tarihinde dolduğunun dikkate alınarak İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın, … Pansiyon Hara Müdürlüğü Güvenlik Hizmet Alımı Sözleşmesi kapsamında ihale bedeli tutarı olarak alınan teminat mektubundan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve teminat mektubunun hükümsüzlüğü talebi olduğu, iş bu davadaki sözleşmeden dolayı yükümlülüklerini yerine getirmediğine dair davalı tarafından bir ihtar veya delil bildirilmediği gibi davalının, davacının Karacabey İle ilgili yapılan güvenlik hizmet alım sözleşmesinde sözleşmeyi fesh edebilecek bir durumun söz konusu olmadığının görüldüğünü, teminat mektubunun süresinin de dikkate alındığında sözleşmenin ihlaline dair ve teminat mektubunun irat kaydedileceği bir husus olduğuna dair herhangi bir olay veya durumun söz konusu olmadığın ve artık teminat mektubunun hükümsüz olduğu, gerekçesi ile, taraflar arasındaki … Pansiyon Hara Müdürlüğü güvenlik hizmet alımı kapsamında davalı tarafça verilen 02.07.2012 tarihli 72.000,00 TL bedelli teminat mektubunun hükümsüz olduğunun tespitine, davacının teminat mektubu nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, savunmalarını tekrar etmiş ve davacının Sözleşmenin 9. maddesi gereğince sözleşmeye aykırı davranışta bulunması ve ihtar edilmesine rağmen bu davranışlara son vermemesi durumunda cezai şart olarak nakte çevrilecek olan teminat mektubunun nakte çevrilmesinin tedbiren durdurulması ve sözleşmenin geçerliliğini koruduğunun tespitini talep ettiğini, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/470 Esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini, kararın onandığını, yargılama süresince dava konusu teminat mektubunun süresinin geçtiğini, onanan karar gereğince borcun ödenmesi aksi halde teminatın irat kaydedileceğinin davacı tarafa bildirildiğini, davacının, gönderilen ihtara rağmen ödeme yapmadığını, müvekkilinin teminat mektubunu nakte çevirmediğini, davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşme hükmünü yerine getirmeyen davacının, mahkemeler aracılığı ile teminat mektuplarının tazminini engelleyerek, yargılama süresince, süreleri geçen teminat mektuplarına neden olmasının kötü niyetli bir davranış olduğunu, teminat mektubunun süresinin 29.04.2016 tarihinde son bulduğunu, ön inceleme duruşmasının 20.06.2016 tarihinde yapıldığını, her iki taraf vekilinin teminat mektuplarının süresinin dolduğunu beyan ettiğini, mahkemece, davanın konusuz kalması hakkında ön inceleme işlemleri bitmeden karar vermesi ve davacı yararına vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekirken davanın kabulüne karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkeme hükmünde vekalet ücretinin de yazılmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, belirtilen ve resen nedenlerle kararın ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, güvenlik hizmet alım sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektuplarının kesin kabulün gerçekleşmesinden sonra iadeleri veya hükümsüz kaldığının tespiti ile teminat mektuplarının irat kaydedilmesi halinde ise bedellerinin ticari faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, taraflar arasında, 14.12.2011 tarihli güvenlik hizmet sözleşmesi imzalandığı, İstanbul Hipodromu İlave Güvenlik Alımı Sözleşmesi için, davacı şirket tarafından davalı tarafa sözleşmenin 4. maddesi gereğince, sözleşme konusu işin teminatı olarak ihale bedelinin %15 tutarındaki kesin teminat olan 66.000.00 TL tutarlı kesin teminat mektubunu verdiği, kesin teminat mektubunun, … Bankası A.Ş Zeytinburnu Şubesi tarafından, 14.12.2011 tarihinde, 31.12.2014 tarihine kadar geçerli olmak üzere davalı yararına düzenlendiği, davalı tarafın, 24.07.2012 tarihinde, davacı şirkete noter ihtarnamesi göndererek, davacı şirkete 23.05,2012 tarihinde eksik personel çalıştırılması nedeniyle sözleşmede belirtilen taahhütün ihlaline neden olunduğu ve 3 gün içinde eksikliğin yerine getirilmesi aksi halde, kesin teminatın cezai şart olarak kaydedileceğinin bildirildiği, ihtara rağmen personel talebinin yerine getirilmediği bu nedenle muhatabın 66.000,00 TL kesin teminatının irat kaydedildiği ve fasihten sonra 30 gün süreyle Sözleşmenin devam etmesi gerektiğinin belirtildiği, davacı şirket tarafından ihtarname tarihinden sonra, 07.08.2012 tarihinde 66.000,00 TL teminat mektubuna dair sözleşme nedeniyle, teminat mektubunun gelir kaybedilmemesi ve sözleşmenin geçerliliğinin tespiti için dava açıldığı, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/470 Esas, 2014/118 Karar ve 06.05.2014 tarihli kararı ile, davacının açmış olduğu davasının reddedildiği, kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/3216 Esas, 2015/4829 Karar ve 23.06.2015 tarihli ilamı ile onandığı, davacının karar düzeltme talebinin aynı dairenin, 2015/7310 Esas, 2018/252 Karar ve 05.02.2018 tarihli ilamı ile reddedildiği, taraflar arasındaki, … Pansiyon Hara Müdürlüğünün Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri kapsamında, davacı şirket tarafından, davalı tarafa, … Sefaköy Şubesi tarafından düzenlenen, 02.07.2012 tarihli, 72.000,00 TL miktarlı 30.07.2015 tarihine kadar geçerli, 23.10.2015 tarihinde geçerlik süresi 29.04.2016 tarihine kadar uzatılan kesin teminat mektubu verdiği, davalı tarafından, davacının açtığı ve retle sonuçlanan dava sonunda, kesinleşen karar uyarınca, 66.000,00 TL ana paranın faizi ile birlikte ödenmesi talebine dair 16.03.2016 tarihli noter ihtarnamesinin tebliğ edildiği, davacı şirketin iş bu ihtarnameden kısa bir süre önce, ilk açılan dosya karar düzeltme aşamasında ilken iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.Öncelikle mahkeme tarafından, talepten farklı veya talebi aşar şekilde hüküm kurulup kurulmadığı konusunun değerlendirilmesi uygun görülmüştür. Çünkü yukarıda davacı vekilinin dava dilekçesi ve zapta geçen beyanlarında ayrıntılı şekilde yazıldığı üzere, davacı tarafından açılan dava, teminat mektuplarının kesin kabulün gerçekleşmesinden sonra iadesi veya hükümsüzlüğünün tespiti mahiyetinde terditli şekilde açılan bir davadır. Talebin sonuç kısmında ise, irat kaydedilmesi ihtimalinde teminat mektup bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili iş bu talebini hüküm tarihinde zapta geçen beyanıylada tekrar etmiştir. Mahkemenin, davacı tarafa açıklama yapılması ve 72.000,00 TL teminat bedeli üzerinden eksik harcın tamamlanması için süre verilmesi sonucunda, davacı vekili, 72.000,00 TL lik teminattan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiklerini yazılı dilekçesinde ifade etmiştir. Ancak davacının bu şekilde davasını ıslah ettiğine dair beyanı veya yazılı dilekçesi yoktur. Diğer yandan söz konusu açıklayıcı dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği veya beyanının alındığına dair bir bilgi ve belgede yoktur.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun, ikinci bölümünün üst başlığı “ Yargılamaya Hakim Olan İlkeler “ dir. 24. maddesinde “ Tasarruf ilkesi” düzenlenmiş, maddenin ilk fıkrasında, hakimin iki taraftan birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı incelemeyeceği ve karara bağlayamayacağı ifade edilmiştir. 26. maddede ise, “ Taleple bağlılık ilkesi “, hakimim, tarafların talep sonuçları İle bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre talep sonucundan azına karar verebileceği, ikinci fıkrada ise, hakimin tarafların talepleri ile bağlı olmadığına dair kanun hükümlerinin saklı olduğuna yer verilmiştir. Hakim, davacının talebi ile bağlı olup, bu talepten fazlasına karar veremez. Diğer yandan, aynı yasanın 141. maddesinde, “ iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi “ ne yer verilmiş, maddede, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunmanın genişletiletilemeyeceği yahut değiştirilemeyeceği, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakatı hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir.Somut olayda, usul kurallarına aykırı olarak, davacı tarafça, iddia değiştirilip, genişletilmiş ve mahkemece taleple bağlılık ilkesi uyarınca talepten farklı bir şeye karar verilmiştir.Kabul şekline göre ise, dava konusu teminat mektubunun yargılama aşamasında süresinin dolmuş olduğu hususu üzerinde durulmaması ve ayrıca, menfi tespit davasınına karar verilmiş olmasına rağmen, teminat mektubu ile ilgili, sözleşme ve eklerinin değerlendirilmemiş olması da yerinde değildir. Yine mahkeme hükmünde, davacı yararına verilen vekalet ücret miktarının hükümde gösterilmemiş olması, HMK 323 vd maddelerde düzenleme yeri bulunan, yargılama giderlerine ilişkin düzenleme ile birlikte aynı yasanın 297/1- ç bendindeki, hükmün kapsamına yargılama giderlerininde dahil olduğuna dair düzenlemelere uygun değildir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle, HMK ‘da yer alan, yargılamaya hakim olan ilkeler kapsamında, taleple bağlılık ilkesine ve diğer usul kurallarına riayet edilmemesi, yasanın hatalı değerlendirilmesi ve tarafların tüm delilleri ve dosya üzerinde gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu verilen hüküm yerinde görülmediğinden, davalı vekilinin esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, HMK ‘nun 355. maddesi de göz önünde bulundurarak hükmün kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,2- Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/203 Esas, 2018/520 Karar ve 07.05.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine,4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harcın davalının peşin olarak yatırmış olduğu 1.328,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.138,60 TL harcın talep halinde davalı tarafa iadesine,5- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,6- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/6.bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/04/2019