Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2125 E. 2019/634 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2125 Esas
KARAR NO : 2019/634
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2017
NUMARASI : 2009/191 ESAS – 2017/1283 KARAR
DAVA: ALACAK-KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ : 04/04/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili, 24.07.2000 tarihli dava dava dilekçesinde, … Bank A.Ş ‘nin bedelinin, …’ler ve …’ların ortak eylemleri ile banka kaynaklarından karşılandığını, … grubunun muhtelif şirketler üzerinden sahip olduğu … Bank A.Ş ‘nin tüm hisselerinin devri amacıyla bu hisseleri ellerinde bulunduran kendilerine ait şirketlerin hisselerini 04.05.1998 tarihinde art arda yaptıkları iki sözleşme ile .. ‘ler grubuna devrettiğini, tarafların bu sözleşmelerde satış bedelinin kural olarak banka kaynaklarından ödenmesi esası üzerine kurulu bir ödeme düzenini öngördüklerini, ödemeyi banka kaynaklarından gerçekleştirdiklerini, bedele ilişkin imzadan sonra ortaya çıkan ihtilaf üzerine, yeni bir ödeme planı kararlaştırılan sulh sözleşmesinde de terk edilmediğini, aynen muhafaza edildiğini, banka kaynaklarından yapılan hiçbir ödemenin banka kayıtlarına geçirilmediğini, banka kaynaklarının kendi borçlarının ifası için kullanılması neticesinde sorumluluklarının doğacağını bildikleri için, riski paylaşmak istediklerini ve banka yetkilisi olarak iki taraftan seçilmiş kişilerin imza atmasını uygun gördüklerini, dikkat çeken bir noktanın, bonolarda adına aval verilen firmaların kredilendirilmiş olmaları olduğunu, esasen bu avallarında banka kayıtlarında hiçbir şekilde yer almış olmadıklarını, davalıların, kamu güvenine haiz bir itibar kurumu olarak adeta kamu hizmeti gördüğü kabul edilen müvekkili bankanın, mevduat toplamak suretiyle oluşturduğu kaynaklarına, kendi kişisel çıkarları doğrultusunda el atmalarının, kanuna olduğu kadar adaba ve ahlaka aykırı bir davranış oluşturduğunun kuşkusuz olduğunu, davalı …’in Bankalar Kanununa göre ,banka yönetim kurulu için öngördüğü kredi yasağını ihlal etmiş olduğunu, esasen, geçerli birer sözleşme olarak gözüken bu metinlerin bazı hükümlerinin alt alta sıralandığında, tarafların temel amacının bir hisse satımı yapmaktan daha ötede, …’ler grubunun tek bir kuruş dahi harcamadan bankaya sahip olmasını sağlamak olduğunu, bankanın yönetim, denetim ve bütün hisselerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devrinden sonra Fon’un temsilcilerinden oluşan yeni yönetim kurulunun talimatlarıyla, önce … grubuna dahil olup, kendi borçlarını devreden firmalara birer ihtarname gönderilip, kredilerin kat edildiğini, borcun ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, 4491 Sayılı Kanun ile değişik 4389 Sayılı Bankalar Kanunun 14. maddesinde, ortakların banka kaynaklarını kendi lehlerine kullanmamalarına İlişkin olarak, bu ortaklardan ya aynen iade ya da kaynakların haksız kullanımı nedeniyle doğan zararın tazmininin talep edilebileceğinin hükme bağlandığını, bu davadaki tazminat taleplerinin, bir birlerini takip eden dönemlerde Bankaya hakim olan … Grubu ile …’ler Grubunun banka kaynaklarını kendi lehlerine, haksız kullanımından doğan 45.750.000 USD’lik (11.743.111.666.734 TL ) ana para ile bu meblağa sözleşmelerin yapıldığı tarihten itibaren işletilecek en yüksek orandaki faizin ilavesi suretiyle bu meblağa temerrüt faizinin de eklenmesi sonucu oluşacak toplam tutarın bankaya ödenmesi olduğunu iddia ederek, bankanın toplam 100.397.450.410.739 TL tutarındaki zararının dava tarihinden itibaren en yüksek temerrüt faizi ile birlikte, gerçek ve tüzel kişi olmak üzere toplam 23 davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2000/902 Esas, 2007/539 Karar ve 01.10.2007 tarihli kararı ile, davalılardan, …, …, …, …, … Tic.A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, … Ltd… Ltd… A..Ş … San.Tic.A.Ş. ….A.Ş ve … San .Tic.A.Ş yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar, …, …, …A.Ş … A.Ş … A.Ş ve … hakkındaki davanın tefrikine ve başka esasa kaydına karar verilmiştir.İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/862 Esas, 2008/172 Karar ve 19.03.2008 tarihli kararı ile, tefrik edilen alacak davası hakkında, mahkemenin görevsizliğine, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. maddesi gereğince, davaya 1. ve 2 nolu Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılacağından karar kesinleştiğinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. Karar, temyiz edilmeksizin 03.10.2008 tarihinde kesinleşmiştir.Dosya görevsizlik kararı üzerine, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/680 Esas numarasına tevzi edilmiştir.İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/680 Esas sayılı dosyanın 11.03.2009 tarihli celse ara kararı gereğince, davalı … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar, …, … A.Ş, …., …. A.Ş, ….A.Ş haklarındaki davanın ayrı bir esasa kaydı ile yargılamaya devam olunmasına karar verilmiştir.Yargılama, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/191 Esas sayılı dosyasında devam etmiştir.
CEVAP:Davalı Müflis … İflas İdare vekili, 03.07.2009 tarihli dilekçe ile, … hakkında, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.12.2008 tarih, 2004/1 Esas, 2008/814 Karar sayılı dosyasında İflas kararı verildiğini, tasfiye işlemlerinin İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün 2009/1 sayılı dosyasında başladığını, tasfiye işlemlerinin Fon nezdinde gerçekleştirildiğini, ikinci alacaklılar toplantısının henüz yapılmadığını, İİK 194. maddesi gereğince davanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar durdurulmasını talep etmiştir.Davalılar vekili, davanın yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayalı bir tazminat davası olduğunu, dava şartı yokluğu ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın dayandığı yegane delilin, kendi bünyesindeki murakıpların hazırladığı raporlar olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, bilirkişi incelemeleri yaptırıldığı, işlemiş faiz ile birlikte toplam tutarın 3. bilirkişi kök raporunda belirtildiği üzere, 99.265.375,46 TL olduğu, bu tutar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davalı …hakkında açılan davanın reddine, tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere, davalı müflis … İflas idaresi yönünden davanın kısmen kabulüne, 4.549.336,11 TL alacağın İflas sıra cetveline kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin İflas idaresi tarafından kabul edilerek İflas sıra cetveline kayıt edildiğinden davanın bu kısmı konusuz kalmış olmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne, 11.743.111,66 TL asıl alacak, 87.522.263,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 99.265.375,46TL ‘nin adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazla alcağın reddine, asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, davacı vekili, davalı Müflis … İflas İdare vekili, davalılar ….A.Ş. … A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir. Mahkemece, davalılar ….A.Ş ve … A.Ş İle ilgili olarak, gerekli istinaf harçlarının bir haftalık kesin süre için de dosyaya yatırılması, aksi halde istinaf İsteminden vazgeçmiş sayılacağına karar verileceği ihtar edilmiş, 26.03.2018 tarihinde tebliğ edilen muhtıraya karşı, eksik harç ve gider avansı yatırılmadığı gerekçesi ile adı geçen davalılar hakkında, 04.05.2018 tarihli ek kararla bu kez kararın istinaf edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir. Adı geçen davalılar ek kararı istinaf etmişlerdir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, davası reddilen davalı …’in müteselsil sorumlu olduğunu, %225 faiz değil, avans faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek iddialarını tekrar ettikten sonra, kararın red kararı yönünden kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.Müflis … İflas İdare vekili istinaf nedenleri olarak, kayıt kabulüne karar verilen miktar yönünden İflas masasının sorumluluğunun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalılar ….A.Ş ve ….A.Ş vekili, ek karara karşı istinaf nedenleri olarak, müvekkili şirketlerin ortaklık hakları, yönetim ve denetiminin Fon tarafından devir alındığını, Fon iştirakının 5411 sayılı yasanın 140 maddesi gereğince harçtan muaf olduklarına dair beyanlarına rağmen eksik harç ve avans yatırılmadığı için taleplerinin reddedildiğini, mahkemenin muhtırasında istenilen 1.695.204,44 TL gibi çok yüksek miktarlı nisbi istinaf karar harcı ve istinaf kanun yolu başvuru harcını ödeyecek durumda olmadıklarını belirterek, ek kararın kaldırılarak istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, banka zararının tahsilli istemine ilişkindir.Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, dava Fon’a devredilen bankanın uğramış olduğu iddia edilen zararının tahsiline ilişkindir. Dava, birden fazla davalı hakkında açılmıştır.Dosyada öncelikle tartışılması ve çözüme ulaştırılması gereken husus, dava tarihinden sonra iflasına karar verilen davalı hakkında açılan alacak davası hakkında yapılması gereken usulü işlemlerdir.Yukarıda belirtildiği üzere, davalılardan … hakkında, İflas kararı dava tarihinden daha sonra verilmiştir. Müflis … İflas İdaresi, nin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na vermiş olduğu, 22.10.2012 tarihli cevabı yazıda, sıraya dair şikayetlerin 7 gün içinde icra Hakimliğine, alacağın esasına ve miktarına dair şikayet ve itirazların ise tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Ticaret Mahkemesi’ne yapılmasının İİK 235. madde gereği olduğu belirtilmiştir.2004 sayılı İİK ‘nun yedinci babının üst başlığı, “ İflasın Hukuki Neticeleri “ dir.194. maddesinde, hukuk davalarının tatili düzenlenmiştir. Müflisin 191. maddesi gereğince, tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması ,İflas masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip yetkisini de etkiler.Müflis, nasıl İflasın açılması ile medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmiyorsa, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki dava takip yetkisi ( ve taraf ehliyeti ), artık müflise değil, İflas idaresine aittir. Somut davada bu anlamda, İflas eden davalı hakkında ki davanın iflas idaresi tarafından takip edilmesi yerindedir. İflas idaresi tarafından takip edilen bu davalarda, müflisin taraf sıfatı son bulur. Taraf sıfatı İflas masasına geçer. Bu nedenle hüküm, müflis hakkında değil İflas masası hakkında verilir. Ancak İflas idaresine yöneltilen davanın kayıt kabul davası olarak devam olunup, kayıt kabul davası şeklinde hüküm tesis edilmesi gerekir. Somut davada olduğu gibi, ihtiyari dava arkadaşlığı olan davalarda, ihtiyari dava arkadaşlarından birinin İflas etmesi halinde, mahkemenin iflas eden müflis hakkındaki davayı HMK 167. maddesi gereğince ayırması gerekir. Çünkü, kayıt kabul davaları basit yargılamaya tabi olduğu gibi, hüküm şekli, yargılama giderleri vb gibi usulü işlemler ve esasa dair bir kısım incelemeler diğer davalılara uygulanan yasal düzenlemelerden farklı olduğu gibi, yasa yollarına başvuru süreleri de farklılık arz edecektir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 167 maddesinde, mahkemenin, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden karar verebileceği belirtilmiştir.Açıklanan nedenlerle, mahkemece, dava tarihinden sonra İflas kararı verilen ve İflas kararı kesinleştiği anlaşılan, Müflis … hakkında ki davanın tefrikine karar verilmesi ve mahkemenin bir başka esas numarasında kayıt kabul davası şeklinde yargılamanın gerçekleştirilerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, diğer davalılar ile birlikte yargılamaya devam edilip, kayıt kabul ile birlikte diğer davalılar aleyhine açılan alacak davasına aynı dosyada karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir. Bu nedenle, usulü eksiklikler ve buna dair yapılan hata nedeniyle, tarafların istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kabulüne karar verilmesi uygun görülmüştür.Diğer yandan, 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 140. maddesi “ Fon ve faaliyet izni kaldırılan bankalara İlişkin mali istisnalar “ üst başlığı “ nı taşımaktadır. Maddede, fonun her türlü vergi resim ve harçtan muaf olduğu belirtilmiştir. Düzenleme, faaliyet izni kaldırılan veya tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankalarla ilgilidir. Diğer taraftan, istinaf harç ve giderlerinin karşılanmaması nedeniyle istinaf edilmemiş sayılmasına karar verilen davalı şirketleri Fon temsil etmemektedir. Bu nedenle adı geçen davalıların mahkemenin ek kararına karşı yapmış oldukları istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle, davalılar, ….A.Ş İle … A.Ş vekilinin 04.05.2018 tarihli ek karara karşı istinaf başvurusunun HMK 352/1- ç bendinde düzenlenen başvuru şartlarının yerine getirilmemiş olması nedeniyle reddine, davacı vekili ile davalı müflis … İflas İdare vekilinin istinaf başvurusunun ise esasa dair hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Davalılar, …A.Ş ve …. A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/191 Esas, 2017/1283 Karar sayılı dosyada verilen 04.05.2018 tarihli kararı , davalıların HMK 352/1- ç bendi gereğince başvuru şartlarını yerine getirmiş olmamaları nedeniyle usul ve yasaya uygun olduğundan REDDİNE,2- Davacı vekili ve davalı Müflis … İflas İdare vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,3- İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/191 Esas, 2017/1283 Karar ve 16.11.2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,4- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine,5- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan , davalı … tarafından yatırılan 134,00 TL ‘nin mahsubu ile bakiye 55,50 TL harcın davalı …Ş’den tahsili ile hazineye irat kaydına, davalı … .A.Ş ile davalı …arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından ve ayrı ayrı harçtan sorumlu olacaklarından , dosyada fiziki olarak davalı … .A.Ş adına yatırılmış harca İlişkin makbuz olmadığından ve tahsil edilmemişse toplam 189,50 TL harcın …A.Ş ‘den tahsili ile hazineye irat kaydına, davalı Müflis … İflas İdare vekili tarafından yatırılan toplam 165,40 TL harcın alınması gereken 189,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 24,10 TL bakiye harcın Müflis … İflas İdare vekilinden tahsili ile hazineye irat kaydına,6- Davacı ve davalı Müflis … İflas İdare’nin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine, davalılar ,… Hiz.A.Ş ve …. A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,7- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/4 .bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/04/2019