Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2105 E. 2021/1174 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2105 Esas
KARAR NO: 2021/1174
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2018
NUMARASI: 2016/214 Esas, 2018/502 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Büyükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/775 esas sayılı dosyasında verilen kararla müvekkili kooperatifin 04/01/1996 yılında yüklenici olarak sözleşme yaptığı SS .. . Konut Yapı Kooperatifine tazminat ödemesine karar verildiğini, kooperatif yönetimi ile yaptıkları protokol ile tazminat miktarını indirdiklerini, tazminatın ödenmesi amacıyla toplantılar yapıp kararlar aldıklarını, 20/05/2012 tarihli toplantıda daha evvel tapu tahsisi yapılan üyelerden 9.000,00 TL toplanmasına karar verdiklerini, kooperatif üyesi olup tapusunu alan davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini, takipte işlemiş faiz talep etmişlerse de kooperatif toplantısında faize ilişkin karar alınmadığını belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin 9.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı cevabında özetle; satın aldığı daireyi 2006 yılında sattığını, 16/03/2014 tarihli genel kuruldan haberdar olmadığını, borçtan icra takibi açılınca haberdar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi; davalının istifa iradesinin davacı kooperatife ulaştığının ispat edilemediği, noter kanalıyla bildirilen istifa dilekçesinin adres yetersizliği nedeniyle bila tebliğ iade döndüğü, kooperatif kayıtları ile davalının halen kooperatif üyesi olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davalı her ne kadar daireyi 3.kişiye satmış ise de, satış ile birlikte kooperatif üyeliğini de alıcıya devir ve temlik ettiğini ispat etmediğinden üye sıfatı ile takibe konu borç tutarından sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili istinaf talebinde; müvekkilinin takip konusu alacağa dayanak 20.05.2012 tarihli genel kuruldan önce İstanbul … Noterliği’nin 21/03/2011 tarihli istifaname ile ortaklıktan istifa ettiğini, noter aracılığı ile istifanın gönderildiği adres ile davacı kooperatifin dava ve takip talebinde bildirdiği adresinn ve ayrıca sicile kayıtlı adresinin aynı adres olduğunu, istifanın gönderildiği adreste davacı kooperatifin bulunmaması ya da kötüniyetli olarak tebligatın alınmaması halinde noter aracılığı ile TK 35. maddesine göre tebliğ yapılamayacağını, zira TK’nın 34. maddesi ve Yargıtay kararları gereği TK 35’e göre sadece kazai merciler tarafından tebliğ yapılabilecek olup, noterlerin kazai merci olmadığını, müvekkilinin takip konusu alacağa dayanak genel kuruldan haberi olmadığından alacağın bilinebilir olmadığını ve icra tazminatı istenemeyeceğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili istinaf talebine cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, kooperatif alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı taraf karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunun 99. maddesi; “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır. Bu davalarda basit muhakeme usulü uygulanır.” hükmünü düzenlemektedir. HMK’nın 150. maddesinde usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği, dosyası işlemden kaldırılmış olan davanın, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebileceği belirtilmiştir. HMK’nın 320/son fıkrası ise; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” hükmünü içermektedir. Yukarıda belirtilen maddelerden anlaşılacağı üzere basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilen dosya yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa dava açılmamış sayılır. Mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gereken tarihte böyle bir karar vermeyi ihmal etmiş olması, taraflara bu tarihten sonra davayı yenileme hakkı vermez. Dosya kapsamından, mahkemenin 19/09/2016 tarihli 1. celsesinde, taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMK’nın 150/1. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacının süresinde dosyanın yenilenmesini talep ettiği, sonrasında mahkemenin 29/05/2017 tarihli 4. celsesinde de taraflarca takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Buna göre işlemden kaldırıldıktan sonra yenilenen dosyanın tekrar takipsiz bırakıldığı anlaşıldığından mahkemece HMK’nın 320/son fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf talebinin yukarıda belirtilen nedenler ile kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden esas hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/214 Esas, 2018/502 Karar ve 14/05/2018 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2-a)Davanın HMK’nın 320/son fıkrası uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, b)Alınması gereken 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 153,70 TL harcın mahsubu bakiye 94,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, c)Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, d)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, e)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, f)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
İstinaf Giderleri Yönünden 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 153,73 TL harçtan mahsubu ile bakiye 94,43 TL’nin karar halinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 4-Davalı tarafından peşin yatırılan 153,73 TL istinaf karar harcı ve 98,10 TL istina1 kanun yoluna başvuru harcı ile 39,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/10/2021