Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2082 E. 2018/1967 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2082 Esas
KARAR NO : 2018/1967
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2018
NUMARASI : 2018/152 E. 2018/727 K.
DAVA : İFLAS
KARAR TARİHİ: 22/11/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibine girişildiğini, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali için İstanbul 14.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/604 Esas sayılı dosyasında açtıkları davada, 04/12/2014 tarih ve 2014/718 Karar sayılı kararla itirazın iptali ile takibin devamına karar verildiğini, verilen kararın 07/05/2015 tarihinde kesinleştiğini, bu karara rağmen 3 yıldır borcun ödenmediğini ve borçlu şirketin tasfiye işlemlerinin devam ettiğini, Perpa’da ki adresinde şirketin bulunamadığını, adresinin belli olmadığını, mal varlığının bulunmadığını ileri sürerek davalı borçlu şirketin İİK’nın 177.maddesi gereğince iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; davacının dilekçesinde ileri sürdüğü İİK’nın 177.maddesindeki iflas koşullarının bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen icra takibinin ilamsız icra takibi olduğunu, adreslerin ise belli olduğunu, Şişli’de bulunan adreslerine yapılan tebligatları aldıklarını, iddiaların gerçek dışı ve zorlama olduğunu, takibe konu borcun ödenmesinden kaçınılmadığını, ekonomik sıkıntılar nedeniyle taksitle ödemeyi teklif ettiklerini ancak kabul edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; takibe konu yapılan alacağın bir mahkeme ilamına dayanmadığı ve iflası istenen takip borçlusuna gönderilmiş bir icra emri bulunmadığından İİK’nın 177.maddesine dayanılarak davalı borçlu şirketin iflasının istenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı …. Ltd. Şti. Vekili İstinaf Taleplerinde;
Davalının 2012 yılında yapılan icra takibine itirazının yapılan yargılama sonucu mahkeme kararı ile kaldırıldığını, kararın 2014 yılında kesinleşmesine rağmen takipten bu yana 6 yıl, itirazın kaldırılması kararından ise 4 yıldır borcun ödenmediğini, İİK.nun 177/2.maddesinde yer alan ödemelerin tatili halinin gerçekleştiğini, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmişse de, gerçekte söz konusu adreste fiilen davalı şirketin bulunmadığını belirterek davalı şirketin İİK.nun 177/2.maddesi gereğince ödemelerin tatili haline dayanarak iflasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf Dilekçesi Davalı Tasfiye Halinde …Tic. Ltd. Şti.
Vekiline 15/08/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 14/08/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 29.05.2008 tarih ve 2008/2487 E. 2008/5950 K. Sayılı kararında da belirtildiği gibi İİK’nın 177/4 hükmü uyarınca iflas talep edebilmek için ilama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemiş olması gerektiğini, ancak bu halde borçlu hakkında takip yapılmaksızın doğrudan iflas istenebileceğini belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesi kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, İİK.nun 177 ve devamı maddelerine dayalı doğrudan iflas davasıdır.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na… sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Şişli/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının kira alacağı nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatarak Adi Kiraya Ve Hasılat Kiralarına Ait Takipte Ödeme Emri (Örnek No:13) gönderdiği, davalı/borçlunun itirazı üzerine İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/12/2017 Tarih ve 2013/604 E. 2014/718 K.sayılı kararı ile itirazın kısmen iptaline karar verdiği, hükmün 07/05/2015 tarihinde kesinleştiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, İİK.nun 177/2.maddesi gereğince doğrudan iflas koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Doğrudan doğruya iflas hallini düzenleyen ve davacının dayandığı İİK.nun 177.maddesi gereğince;
Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1-Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3-308 inci maddedeki hal varsa;
4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır,
İlk derece mahkemesinin gerekçesinde de işaret edildiği üzere, davalı borçlunun İİK’nın 177.maddesi gereğince doğrudan doğruya iflasının istenebilmesi için ilama dayalı bir alacağın icra emriyle istenildiği halde ödenmemiş olması maddede aranan doğrudan doğruya iflas sebeplerinden sadece bir tanesi olup, davacının da bu yönde bir iddiası bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla davacı taraf, ilama dayanan bir alacağının icra emriyle istenmesine rağmen ödenmediğini iddia etmemektedir. Bu hususa yönelik anlatımların sadece iddiaların güçlendirilmesi amacıyla alacağın safahatına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer yandan ilk derece mahkemesince davacı iddia ve delilerinin takdir edilerek tensibin 9/a.bendinde iflas ilanlarının yaptırılmasına karar verildiği halde ilanların yaptırılmadan sonuca giderek davaya müdahil olabileceklerin iddia ve delillerinin sunulmasının önüne geçilmiş olması doğru olmamıştır.
İİK nun 166 mad gereğince, iflas ilanlarının yapılmasından sonra davaya müdahil olanların iddia ve delillerinin toplanarak ve davacının zaten ilamlı bir alacağa, diğer bir anlatımla İİK.nun 177/4.maddesine dayanmadığı da göz önüne alarak, toplanacak tüm delillerle birlikte İİK.nun 177.maddesindeki şartların bulunup bulunmadığı yönünde değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜNE,
2- İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/06/2018 Tarih ve 2018/152 E. 2018/727 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda açıklanan hususlar doğrultuğunda gereği için dosyanın HMK’nun 353/1a,6. maddesi gereğince mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/11/2018