Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2077 E. 2019/246 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2077 Esas
KARAR NO : 2019/246
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2017
NUMARASI : 2016/201 Esas 2017/732 Karar
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin sahibi olduğu spor toto bayi için, … SİGORTA A.Ş.’den …poliçe numarası ile 01/10/2014 ile 01/10/2015 tarihleri arasını kapsayacak şekilde “Esnafım Paket Sigortası Poliçesi” yaptırdığını, 18/05/2015 tarihinde davacı sigortalının iş yerinde hırsızlık olayının meydana geldiğini, hırsızlık olayı neticesinde davacı sigortalının iş yerinin kasasından toplamda 18.420,00 TL çalındığını, çalınan miktarın 4.640,00 TL’sinin ganyan geliri olması sebebiyle bu bedelin Türkiye Jokey Kulübü tarafından davacıya ödendiğini, davacının geriye kalan ve Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Toto Başkanlığı’nın resmi kayıtları ile kayıt altında olan 13.500,00 TL’sinin ödenmesi için davalı … SİGORTA A.Ş. ‘ye başvurduğunu, ancak davalının söz konusu başvuruyu davacı tarafından tutulması gereken günlük kasa defterinin davacı tarafından süresinde ibraz edilmemiş olması sebebiyle reddettiğini, bu minvalde müvekkilinin uğradığı 13.500,00 TL değerindeki zararının 28.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; müvekkili ile davacı arasında akdedilen sigorta poliçesinde kasa hırsızlığına ilişkin taleplerin teminat kapsamında değerlendirilebilmesi için sigortalının kasa hareketlerini gösteren günlük kasa defterinin ilk ekspertiz gününde ibraz edilmesinin gerektiğini, ancak davacı tarafından günlük kasa defterinin ilk ekspertiz gününde ibraz edilemediğini, poliçenin taraflar arasındaki bir delil sözleşmesi niteliğini haiz olduğunu ve tarafları bağlayacağını, davacının çalındığını iddia ettiği paranın hırsızlık olayı sırasında kasada bulunduğunu ispatlayamadığını, dolayısıyla davacının uğramış olduğu zararını poliçenin özel şartında öngörülen şekilde ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesinin özel şartında öngörüldüğü üzere, günlük kasa defterinin ilk ekspertiz gününde davacı tarafından ibraz edilememiş olması sebebiyle davacı tarafından ikame edilen işbu davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin uğradığı zararının, yapılan işlemlerin resmi kayıt altında olması sebebiyle resmi evrak ile ispat edildiğini, bilirkişi raporunda da bu hususa açık şekilde yer verildiğini, bu sebeple hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yapılacak yargılama neticesinde işbu davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME
Dava; “Esnafım Paket Sigortası Poliçesi” ne dayalı olarak, sigortalı iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde uğranılan 13.500,00 TL zararının davalından istemine ilişkindir.
Taraflar arasında geçerli bir sigorta poliçesi bulunduğu, sigortalı işyerinde poliçe döneminde kasa hırsızlığı meydana geldiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık, iş yerinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle meydana gelen zararın sigorta poliçesi kapsamında olup olmadığı, davalının söz konusu zarardan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.Somut olayda, davacı taraf, ganyan ve spor toto bayi olduğu, yaptığı işlemlerin kayıt altında olduğu ve kasadaki paranın bu nedenle miktarının bilinebilir olduğunu iddia etmiş, davalı sigortacı ise, kasa hırsızlığı olayının kabulünde olduğunu, fakat poliçedeki kasa hırsızlığı klozunda zararın ispatı için sigortalının kasa defteri tutmasının zorunlu olduğunu, meydana gelen zararın ancak bu şekilde ispatlanacağını, davacı tarafından tutulmuş bir kasa defteri bulunmadığından ve bu nedenle zarar miktarı tespit edilemediğinden kendisinin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmektedir.TTK’nın 1409’uncu maddesine göre sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Sigorta şirketinin, meydana gelen rizikonun teminat dışında kaldığına dair bir iddiası söz konusu ise bu durumu sigortacı ispat etmelidir. Nitekim bu husus TTK’nın 1409/2 maddesinde, “Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre poliçede belirtilen rizikonun gerçekleştiğini sigortalı, rizikonun teminat kapsamı dışında olduğu iddiasını ise sigortacı ispat edecektir. Bir davada çekişmeli olan hususları kanıtlamaya yarayan araçlara delil denir. Taraflar, kanunda belirli deliller ile ispatı öngörülen vakıaları başka delil veya delillerle ispatını yahut belirli deliller ile ispatı öngörülmeyen vakıaların da sadece belirli delil veya delillerle ispatını kararlaştırabilir. Taraflar arasında akdedilen bu anlaşmalara delil sözleşmesi denir. HMK’nın 193’üncü maddesi delil sözleşmelerini düzenlemektedir. Somut olayda rizikonun teminat altında olup olmadığı, rizikonun teminat altında olup olmadığı taraflar arasında düzenlenen “Esnafım Paket Sigortası Poliçesi” şartlarına göre belirlenecektir.Poliçenin kasa hırsızlığı klozu incelendiğinde “…kasada bulunan para çek ve senet çalınması taleplerinde; sigortalının kasa hareketlerini gösteren defter ile talebin kaynağını gösteren resmi belgeler ve bu belgelerin muhasebe kayıtlarına yansıdığını gösteren diğer defter kayıtlarının ilk ekspertiz gününde ibrazı…” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Bu kloz, uyuşmazlık konusu rizikonun hangi şartlarda sigorta poliçesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Buna göre, taraflar arasında, sigortalı nezdinde vuku bulabilcek bir kasa hırsızlığı olayında, uğranılan zararın tespiti için sigortalının tutacağı kasa defteri şart olarak düzenlenmiş olup buradaki düzenleme bir tür delil sözleşmesi niteliğindedir.Mahkemece yargılama sırasında alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında özetle, her ne kadar meydana gelen zararın sigorta kapsamında olduğu, zarar miktarının, sigortalının ganyan ve spor toto bayii olması nedeniyle hırsızlık esnasında kasadaki paranın miktarının tespit edilebileceği, kasa defterinin şart olmadığı görüşünü belirtmişse de, davacının ganyan ve spor toto bayi olarak yaptığı işlemler ile kasaya giren paranın kayıtlardan tespit edileceği doğru olmakla birlikte, kasadan çıkan paranın miktarının bununla tespit edilemeyeceği, rizikonun gerçekleştiği anda kasadaki para miktarının ne olduğunun ancak kasa defteriyle tespit edilmesinin mümkün olduğu ve günlük kasa defterine ilişkinde yukarıda açıklandığı üzere sigorta poliçesinde özel bir şart bulunduğu, davacının bu delili sunarak zararını kanıtlayamadığı görüldüğünden bilirkişi görüşünün dosya kapsamıyla uyuşmadığı sonucuna varılmıştır.Kaldı ki, davacı tarafça olay öncesindeki hafta içinde, bankaya 9.500,00 TL yatırmış, bu paranın kasadaki para mı, yada kasa dışındaki kişisel parası olup olmadığına dair bir saptamada yapılamamıştır.Bu bağlamda davalı sigorta şirketinin TTK’nın 1409’ncu maddesinde düzenlenen ispat yükünü yerine getirdiği ve meydana gelen rizikonun poliçe kapsamında değerlendirilemeyeceğini ispat ettiği, davacının, yapmış olduğu savunmaların aksine, resmi kurum tarafından tutulan kayıtların tek başına hırsızlık anında kasadaki paranın miktarını tespit etmeye yeterli olmadığı, poliçede öngörülen günlük kasa defterinin de ibraz edilmediği, zararın bu suretle ispat edilememesi nedeniyle ilk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararının esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/201 Esas, 2017/732 Karar sayılı 02/10/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 32,30 TL ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına ,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı yasanın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.07/02/2019