Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2076 E. 2018/1913 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2076 Esas
KARAR NO : 2018/1913
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2016
NUMARASI : 2014/508 Esas, 2016/879 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/11/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 27.06.2013 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket nezdinde Sağlık Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan …in 08.08.2010 tarihinde… plakalı araç İle seyir halinde iken davalılardan …in maliki ve sürücüsü, davalı … şirketinin sigortacısı olduğu … plakalı araç ile çarpması sonucunda trafik kazasının meydana geldiğini, sigortalının kaza sonrasında hastanelerde tedavi gördüğünü, ameliyat olmak zorunda kaldığını, tespit edilen ilaç ve tedavi masraflarına yönelik olarak 29.09.2010, 01.06.2011 tarihlerinde toplam 53.019,16 TL ödeme yapıldığını, alacağın tahsili amacı ile davalılar aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız itirazı sonucunda takibin durduğunu, itirazın haksız, dayanaksız ve alacağı geciktirmeye yönelik olduğunu iddia ederek, icra takibine yapılan İtirazın iptali ile takibin devamına %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili, …plakalı aracın 24.03.2010-2011 vadeli olarak Karayolları Motorlu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile müvekkili Sigorta şirketine sigortalı olduğunu, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 13.02.2011 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girdiğini, Kanunun 59.maddesi ile 2018 sayılı Kanunun 98. maddesinin değiştirildiğini ,sağlık harcama bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumundan karşılanacağını, aynı yasanın geçici 1.maddesinde, bu kanunun yayımı tarihinden önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı düzenlemesine yer verildiğini, dava konusu kaza ve tedavi nedeniyle SGK tarafından, Bakırköy 1.İş Mahkemesinin 2013/254 Esas, Aylin Esenlik tarafından ise Bakırköy 4 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/453 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine davalar açıldığını, davaların derdest olduğunu, icra inkar talebininde haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, beyanda bulunmamıştır.
İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/328 Esas, 2013/322 Karar ve 11.10.2013 tarihli kararı ile, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK 98. maddesindeki, trafik kazaları sebebi ile üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşların sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır düzenlemesinden anlaşıldığı üzere trafik kazası sonucu yaralanan kişinin tümüyle iyileşip eski sağlığına kavuşana kadar yaptığı tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı, bir başka anlatımla KTK 98.maddesindeki değişikliğin yürürlüğe girmesi ile birlikte zorunlu mali sorumluluk sigortacısının tedavi harcamaları konusunda bir sorumluluğunun kalmadığı, kök ve ek raporda somut olayda davaya dayanak yapılan harcamaların SGK kapsamındaki tedavi giderlerinden olduğunun belirlendiği davalı … şirketine husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili tarafından karara karşı yasal sürede istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2012/362 Esas, 2013/578 Karar sayılı kararında, 2918 saylı Yasanın 98.maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmesi nedeniyle eldeki davada yasal hasımın Sosyal Güvenlik Kurumunun olması gerektiğini, bu durumda mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumunun davaya dahil edilmesi, tarafların delillerinin toplanması ve talep edilen tedavi giderlerinin 2918 sayılı yasanın 98. maddesi kapsamında kalanların ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğuna esas olanların belirlenmesi gerektiğinin belirtilerek bu konuda yapılması gereken uygulamanın gösterildiğini, ilgili Yargıtay kararı uyarınca davanın reddine karar veren mahkeme kararının kaldırılarak SGK‘nun davaya dahil edilmesi ve bu şekilde yargılamaya devam edilmesini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu belirtmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, sağlık sigortası poliçesi kapsamında trafik kazası sonucu ödenen tedavi giderinin rücuan tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamından, dava dışı Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığının Sigorta ettiren, yine dava dışı …‘in sigortalı olduğu, sigorta başlangıç tarihi 01.01.2011 bitiş tarihi 01.01.2012 olan sağlık sigorta poliçesinin düzenlendiği, 08.08.2010 tarihli, davalı sürücü ile dava dışı sigortalının karıştığı trafik kazasının meydana geldiği, dava dışı sigortalının yaralandığı, tedavi giderlerinin davacı tarafça karşılandığı ve ödenen sigorta bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı davalıların itirazı üzerine iş bu İtirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Takip konusu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra takip dosyası incelenmiş, davacı alacaklı vekilinin her iki davalı borçlulara karşı, 53.019,16 TL asıl alacak, 8.258,99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 61.278,15 TL alacağın tahsili amacı ile 22.06.2012 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, her iki davalı borçlunun takibe karşı yasal sürede itiraz ettiği, davacı vekilinin ise, İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, meydana gelen trafik kazası, sigorta poliçeleri konusunda bir uyuşmazlık yoktur, uyuşmazlık, yasal değişiklik sonrasında, karşı taraf sürücüsü / araç maliki ve araç Sigorta şirketinin tedavi giderlerinden sorumlu olup olmayacağı, SGK.nun İş bu davada davaya dahil edilip edilemeyeceğidir.
12.01.2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda, kazanın meydana gelmesinde davalı … şirketine ZMMS trafik Poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın maliki ve sürücüsü davalı …’in %100 kusurlu olduğu, … plakalı aracın kazada yaralanan sürücüsü …in kusursuz sayıldığı, davacı sigortalısı … ‘in 08.08.2010 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında yaralanmasına bağlı olarak, davacı … şirketi tarafından Sağlık Sigorta Poliçesi kapsamında ödenen tedavi harcamalarının 6111 sayılı kanun kapsamında karşılığının 7.969,84 TL olduğu, kanuni düzenlemeler uyarınca dava konusu tedavi giderlerinin dolayısı 1 davalı sigortacının ve sigortalısının talep olunan tedavi giderlerinden sorumluluğunun gerek 6111 sayılı kanun gerekse 27.08.2011 tarihli 28038 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik kapsamında ortadan kalktığı belirtilmiştir.
Davacı vekili, 04.02.2015 tarihli dilekçe ile rapora karşı beyan ve itirazda bulunarak, kusura yapılan tespite bir itirazlarının bulunmadığını, raporda 2010 yılı sağlıkta uygulama tebliğ ve eklerine göre sigortalınının tedavi masraflarının değerlendirilmesi halinde ortaya çıkacak toplam tutarın 7.969,84 TL olarak hesaplandığını, bu hesaplama tutarının gerçeği yansıtmadığını, SGK ‘na rücu edilmesi gerekeceği yönünde görüşün kanuni dayanaktan uzak olduğunu, ayrıca Yargıtay ilam örneğine göre haksız fiil sorumlusunun sorumluluğun devam ettiğini belirterek ek rapor alınmasını talep etmiştir.
14.06.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda bilirkişiler, kök rapor içeriğinde yer verilen, ek rapor kapsamında tekrar olunan kanuni düzenlemeler uyarınca ,dava konusu tedavi giderleri dolayısı ile davalı sigortacının ve sigortalısının talep olunan tedavi giderlerinden sorumluluğunun gerek 6111 sayılı kanun gerekse de yönetmelik kapsamında ortadan kalktığına dair görüş ve değerlendirmelerini belirtmişlerdir.
Davacı vekili, 12.07.2016 tarihli dilekçe ile, ek rapora karşı beyan ve itirazda bulunarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, kök ve ek rapor karara alınmak suretiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermiştir.
Trafik kazaları nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen ,tedavi hizmet bedellerinin tamamının SGK tarafından karşılanması esasının getirilmesi amacıyla, 25.02.2011 tarihli Resmî Gazatede yayımlanarak yürürlüğe giren, 13.02.2011 tarih 6111 sayılı kanunun 59. maddesi ile 2918 sayılı KTK nun 98. maddesi değiştirilmiş ,anılan değişiklikle trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşların sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğu zorunlu okarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiştir.27.08.2011 tarihli 28038 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte belirtilmiştir. Yönetmeliğin 4.maddesinin 1.fıkrasında yer alan”…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresi Türkiye Sigortave Reasürans Şirketler Birliğinin Başbakanlık ve Başbakanlık ve Hazine Müsteşarlığına karşı açmış olduğu iptal davası neticesinde Danıştay Onbeşinci Daire’ nin 2013/7713 esas,2016/1779 karar ve 16.03.2016 tarihli kararı ile iptal edilmiştir. 2918 sayılı KTK nun 98. maddesi sağlık hizmet bedellerinin ödenmesine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/10-1156 esas, 2013/339 karar ve 13.03.2013 tarihli ilamında, SGK nun süresinde aktarılmayan prim ve katkı payları için sigorta şirketlerine karşı 5510 sayılı Kanunun 89.maddesine göre takip yaparak tahsil yetkisi bulunduğu gözetildiğinde, trafik kazası nedeniyle, sigortalıya yapılan tedavi giderleri için 6111 sayılı Kanunun 59.maddesi ile 2918 sayılı Kanunun 98. maddesinde yapılan değişikliğinin yürürlük tarihi olan 25.02.2011 tarihinden itibaren, sigorta şirketlerine, güvence hesabına, sürücü ve işletene karşı, kurumun rücu hakkının sona erdiğinin kabulü gerektiği belirtilmiştir.
Yasal düzenlemeler ve HGK kararı ile yönetmeliğin ilgili maddesini iptal eden Danıştay kararı ile ilgili kanun ve yönetmelik hükümlerine göre, mahkemenin kabul şekli sonuç olarak yerinde kabul edilmiştir. Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özellikle Yargıtay 17. HD’sinin yukarıda belirtilen emsal ilamı uyarınca, Sosyal Güvenlik Kurumunun davaya dahil edilmesi ve davaya bu şekilde devam edilmesini talep etmiştir. Dava, davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde tekrar belirtildiği üzere İtirazın iptali davasıdır. Ve yargılamanın başından sonuna kadar dava aynı şekilde devam etmiştir. İtirazın iptali davasının şartları, bütün diğer dava çeşitlerinde olduğu gibi ve dava şartları arasında yer alan hukuki yarar şartı olmak üzere , geçerli icra takibinin yapılmış olması, süresi içinde yapılmış geçerli bir itiraz, itirazın tebliğinden itibaren bir yıl içinde davanın açılmış olması, itirazın icra mahkemesinde kaldırılmamış olması ve kesin hüküm bulunmamasıdır. İİK 67.maddesi gereğince, itirazın iptali davasını açacak olan alacaklı ancak icra takibinde borçlular arasında yer alan ve takibe İtiraz eden borçlu veya borçlular aleyhine itirazın iptali davası açabilecektir. Kaldı ki hükümde zaten itiraza konu olan icra takip dosyası hakkında oluşturulacaktır. Somut olayda, davaya dahil edilerek davaya bu şekilde devam edilmesi istenilen Sosyal Güvenlik Kurumu takip borçlularından ve dolayısı ile takibe itiraz edenlerden değildir.İtirazın iptali davasının niteliği itibarı ile icra takip borçluları haricinde bir kişi veya kurumun davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi ve karar verilmesi mümkün değildir.
Açıklanan tüm nedenler ve özellikle yasal düzenlemeler ve İtirazın iptali davasının şartları nedeniyle, davacı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından başvurunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/508 Esas, 2016/879 Karar ve 20.12.2016 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,80 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,40 TL olmak üzere toplam 36,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.