Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/206 E. 2020/1695 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/206 Esas
KARAR NO : 2020/1695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/06/2017
NUMARASI : 2013/408 Esas, 2017/720 Karar
DAVANIN KONUSU: Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz)
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında düzenlenen 11/06/2013 tarihli sıra cetvelinde, 1. sırada alacaklı olarak davalı şirketin gösterildiğini, satış bedelinden pay ayrılan davalı şirketin alacağının muvazaalı oluşturulduğunu, müvekkili şirket tarafından borçlu …. SAN. TİC. LTD. Şirketi aleyhine ve dava dışı diğer borçlular aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ve sıra cetveline konu hak ve alacakların haczedildiğini, sıra cetveline konu edilen … T.A.Ş. nezdinde haczedilen ve dosyaya celbedilen 1.106.663,26 TL tutardan müvekkili şirketin alacaklı olduğu dosyaya pay ayrılmadığını, takip dayanağının, 04/12/2012 keşide ve 03/01/2013 tarihli bono olduğunu, takibin 18/01/2013 tarihinde başlatıldığını, bu tarihin Cuma gününe rastladığını, takibin, vekilsiz olarak asıl alacaklılar tarafından başlatıldığını, borçlu şirket yetkililerinin hepsinin 21/01/2013 tarihinde icra dairesine gelerek ödeme emrini tebliğ aldığını ve sürelerden feragat ettiklerini, şirket yetkilisi tarafından 21/01/2013 tarihinde elden takipli müzekkereler ile nokta atışı yaparak … T.A.Ş.’ye elden haciz müzekkeresi götürüldüğünü, avukat olmayan dosya tarafının elden tebligat yapmasının hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle tebligatın geçersiz olduğunu, yapılan tebligat üzerine … T.A.Ş’nin borçlu şirket nezdinde 574.923,00 TL alacağı olduğunu bildirdiğini, bu bildirim üzerine borçlu … yetkilisinin icra dosyasına gelerek talep açıp … T.A.Ş’deki alacağının 574.923,00 TL olmadığını, 1.106.663,26 TL olduğunu beyan ettiğini, bunun üzerine müzekkere gönderildiğini ve …’un borçlu şirketin alacağının 1.106.663,26 TL olduğunu kabul ettiğini bu işlemlere bakıldığında icra takibinin, alacağın ve konulan hacizlerin muvazaalı olduğunun tartışmasız bulunduğunu belirterek müvekkili alacağının sıra cetvelinde davalıya ayrılan paydan ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin meyve sebze ticareti ile uğraştığını, üreticiden aldığı malları toptan bir şekilde piyasadaki diğer firmalara pazarladığını, bu çerçevede…. SAN. TİC. LTD. Şirketine yaş sebze ve meyve satışı yaptığını, bu satışlardan doğan alacağına karşılık, keşidecisi … SAN. TİC. LTD. Şirketi, lehdarı … SAN. TİC. A.Ş, cirantası …. SAN. TİC. LTD. Şirketi olan 04/12/2012 keşide, 03/01/2013 vade tarihli 2.200.000 TL bedelli bir adet bonoyu ciro yolu ile aldığını, haricen öğrendikleri kadarıyla müvekkili şirketten mal alan …. şirketinin, malın büyük bir kısmını …’ya, … Gıda da, … sattığını, bu durumun, müvekkili şirket de dahil olmak üzere 4 şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile açıkça ortaya çıkacağını, … A.Ş’deki alacaklarına 21/01/2013 tarihinde haciz konulduğunu, … AŞ. tarafından icra dosyasına verilen cevaba göre dosyalarının haciz tarihinin 21/01/2013 itibariyle 1. sırada olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesi iddia, savunma, bilirkişi raporuna göre; davalı şirketin … şirketi ile 06/04/2012 tarihinden 2013 yılı sonuna kadar ticari ilişkisinin bulunduğu, davalının 2013 yılı itibariyle Karakaş şirketinden 1.440.587,21 TL alacağı kaldığı, davalının satıcılar hesabından … şirketine 331.100,34 TL borcu olduğu ve bu durumda bakiye 1.109.486,87 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin davaya konu edilen 2.200.000,00 TL tutarlı senedi cari hesap içerisine dahil etmeyerek doğrudan icra takibine koyduğu, 2013 yılı itibariyle … şirketinin … şirketinden 2.204.563,83 TL alacaklı olduğu, davalı ile senedin diğer cirantaları arasında organik bağ bulunmadığı, davalı tarafın esas olarak senedi ciroyla aldığı … şirketi ile ticari ilişkisinin olduğu ve bu hukuki ilişkiden mahsuplaşma yapılması halinde dahi 1.109.468,87 TL alacaklı bulunduğu, bu alacağın kambiyo senedinden bağımsız olarak ticari kayıtlar ile de sabit olduğu, alacak miktarını aşan kısım için 2.200.000,00 TL tutarlı senetle takip yapılmasının tek başına muvazaaya delalet edemeyeceği, zira kambiyo senedinin sebepten bağımsız olduğundan bahisle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, ispat yükü davalı tarafta olmasına rağmen ispata elverişli iddiaların mahkemeye sunulduğunu, mahkemece toplanması gereken delillerinin dosyaya celb edilmediğini, muvazaa iddiası dayanaklarından ilkinin, davalı şirketin başlattığı takipte borçlu şirketin 6 yetkilisinin de takibin başladığı gün icra dairesinde ödeme emrini tebliğ alması ve sürelerden feragat etmesi ve … TAŞ.’ye elden takip ile haciz müzekkeresi götürülmesi ve devamı takip işlemleri olduğunu, bu durumun hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğunu, ayrıca Davalı ile dava dışı cirantalar …. SAN. ve TİC LTD. ŞTİ., … SAN. ve TİC. A.Ş. ve Keşideci … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. arasındaki organik bağ bulunduğunu, söz konusu şirketlerde ortaklar-kurucular arasında eski/yeni ortaklık, hısımlık/kayın hısımlık, hemşehrilik(köylülük) ilişkisi bulunduğunu, yalnızca aynı çevrede aynı konuda faaliyet göstermenin dahi yüksek yargı karalarına göre organik bağın varlığı için yeterli sayıldığını, yerel mahkemece bu organik bağın tespitine yönelik delillerin celbedilmediğini, Ticaret odasından 2015 tarihinde alınan ‘şirketlerin kaydına ulaşılamadığı’ yönündeki eksik cevapla yetinildiğini, yeniden açıklayıcı şekilde Ticaret Sicil Müdürlüğünden kayıtların istenmediğini, defaatle belirtilmesine rağmen hısımlık/kayın hısımlık iddialarının ispatı için vukuatlı nüfus kayıt örneklerinin dahi celbedilmediğini, Gümrük ve Ticaret Bakanlığından … Gıdaya satılan emtianın olup olmadığının sorulması buna dair hal giriş teslim fişlerinin istenmesinin talep edildiğini, mahkemece bu talebin gözardı edildiğini, İstanbul Ticaret Odasına yazılan müzekkereye yanlış cevap verildiğini, ayrıca diğer takip borçluları …. da ticari defter kayıtlarının incelenmesi zaruret arzettiği halde bu yöndeki taleplerinin değerlendirilmediğini, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporuna göre davalının takip tarihi itibariyle borçludan 1.109.467 TL alacağı bulunduğunu, buna rağmen 2.400.000,00 TL için takip başlattığını, davalının takibi yaptından sonra borçludan 1.035.616,29 TL daha tahsilat yaptığını, sıra cetvelinin yapıldığı tarihte davalının borçludan 73.870,58 TL alacaklı olduğunu, alacağın varlığına yönelik yapılan itirazların değerlendirilmediğini, fazla payın müvekkiline ödenmesine hükmedilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, bononun ticari defterlerde kayıtlı olmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, İİK’nun 142. maddesi gereğince açılan sıra cetveline itiraz davasıdır. İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; Davalının 18/01/2013 tarihinde, borçlular …. SAN. TİC. LTD. Şirketi, …. TİC. Anonim Şirketi ve …SAN. TİC. LTD. Şirketi aleyhinde dayanak 04/12/2012 düzenleme, 03/01/2013 vade tarihli 2.200.000,00 TL bedelli senet gereğince 2.200.000,00 TL asıl alacak, 14.978,08 TL işlemiş ticari faiz olmak üzere toplam 2.214.978,08 TL üzerinden takip başlattığı, senette …SAN. TİC. LTD.’nin keşideci, … SAN. TİC. A.Ş’nin lehtar olduğu, lehtardan …. şirketine, buradan da davalı … şirketine ciro yolu ile devir ve teslim edildiği anlaşılmıştır. İİK’nın 142/1. maddesinde, “Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde yer alan “alakadarlar” ifadesi, sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve dava sonucunda etkilenecek olan alacaklıları ifade eder. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nun 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolunda açık bir düzenleme bulunmadığı, somut olayda olduğu gibi taraflar arasında temel ilişki (doğrudan ticari bir ilişki) ya da TTK’nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümlerinin uygulanmasını gerektiren kambiyo hukuku ilişkisi bulunmadığı hallerde bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. HMK’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme (alacağın sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın) HMK’nun 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:738) (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/6214 E, 2020/2386 K. Sayılı ilamı)Somut olayda; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KABULÜ İLE İstanbul Anadolu1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/408 Esas, 2017/720 Karar, 07/06/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,a)6100 sayılı HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,b)İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde HMK’nın 20. Maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ilk derece mahkemesince resen karar verilmesine,c)6100 sayılı HMK’nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerine talep üzerine davanın ilk açıldığı mahkemece dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,d)Sair işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 117,10 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 135,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,4-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/09/2020