Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2039 E. 2018/1610 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2039 Esas
KARAR NO : 2018/1610
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/319 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 18/10/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili 15.03.2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bir dış kaynak kullanım Sözleşmesi akdedildiğini , sözleşme kapsamında davalı tarafın kendi bordrosu ve emir talimatı altında çalışan personellerin müvekkili işyerinde çalışmasını temin ettiğini, sözleşme kapsamında, personel ödemelerinin ve kamu kurum kuruluşlarına yapılacak ödemelerin davalı tarafça yapılması ve ardından fatura karşılığında müvekkili şirketten tahsil edilmesinin hüküm altına alındığını ancak davalı tarafın nakit sıkıntısı çekmesi ve bu nedenle ödeme zorluğu yaşaması nedeniyle işleyişin, önce davalının bedeli müvekkili şirketten tahsil etmesi ardından ödemeleri gerçekleştirmesi şeklinde devam ettiğini, davalı tarafın müvekkili şirketin kendisine parayı göndermesine rağmen akdi ilişki kapsamında ödemesi gereken personel ve kurum giderlerini ödemediğini. bunun üzerine ihtarname gönderilerek sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davalı şirketin sözleşme kapsamında ki yükümlülüklerini yerine getirmemesinden ve kendisine gönderilen parayı ilgililere ödememesinden dolayı davalı adına yapılan ödemeler nedeniyle müvekkili şirketin davalıdan alacaklı duruma geçtiğini , davalı tarafın içerisinde bulunduğu mali durum nedeniyle dava sonunda müvekkilinin alacağına kavuşamama ihtimalinin söz konusu olabileceğini iddia ederek, davalının menkul ve gayrimenkulleri ile KDV alacakları üzerine tedbir konulmasını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 466.290,33 TL tutarındaki alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, davalının malvarlığına tedbir konulması isteminin usul ve yasaya uygunluk taşımadığı gerekçesi İle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili tarafından, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur .İstinaf nedenleri olarak, dava dilekçesindeki iddialar tekrar edildikten sonra, mahkemece herhangi bir gerekçe belirtilmeden red kararı verildiğini, bu nedenle bu hususlara yönelik bir itiraz veya beyanda bulunamayacaklarını , kararın gerekçeli ve denetime açık olması gerektiğini, davalı tarafın doğrudan ve dolaylı aktiflerini de muvazaalı olarak temlik etmiş olduğu yönünde kuvvetli şüphelerinin mevcut olduğunu , benzer bir yargılamada ihtiyati tedbir kararı verildiğini , davaya cevap vermeyen , takip etmeyen davalının söz konusu yargılama kesinleşinceye kadar ekonomik manada yok olacağını , müvekkili şirketin alacağına kavuşamayacağının ortada olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve müvekkilinin alacağına kavuşabilmesi için davalının menkul – gayrimenkulleri ile KDV alacakları üzerine tedbir konulması şeklinde karar tesis edilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, sözleşme kapsamında alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onuncu kısım birinci bölümde geçici hukuki korumalar üst başlığı İle , ihtiyati tedbirin şartları ise 389 maddede düzenlenmiştir. Maddede, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacağından endişe edilmesi hallerinde , uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yasanın düzenlediği şartların varlığı gerekli olmakla birlikte, şartların varlığı halinde bir davada her konuda ihtiyati tedbir kararı verilmemekte yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir. Somut olayda, davacı iddiası sözleşmeye dayanmaktadır, dava konusu para alacağıdır. Davacının talebinde dile getirdiği ve ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği , menkul – gayrimenkul ve davalının KDV alacakları dava konusu değildir.
Açıklanan nedenlerle, mahkeme gerekçesi ileri sürüldüğü gibi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297, 391 vb yasa maddeleri ve yasal düzenlemeler kapsamında yetersiz ise de, davacının ihtiyati tedbir talebinin ret kararı sonuç itibariyle yerinde görüldüğünden istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/319 Esas sayılı derdest dosyasında verilen 16.05.2018 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı açıklanan nedenlerle usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi uyarınca REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1- f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.