Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2010 E. 2018/1655 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2010 Esas
KARAR NO : 2018/1655
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2018 (Ara karar)
NUMARASI : 2017/630 Esas
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava kooperatif genel kurul kararlarının iptali davasıdır.
Davacı vekilince davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurul Toplantısının 6, 8, ve 9 nolu kararlarının iptalini ve tedbiren yürütülmesinin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece 13/04/2018 tarihli ara kararla davacıların tedbire yönelik talebin kabulü ile davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 8 ve 9 nolu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verildiği, davacı vekilince bu karara süresinde itiraz edildiği ve mahkemece davacının tedbir kararına yönelik itirazının reddine dair 17/05/2018 tarihinde karar verildiği, tedbire itirazın reddine yönelik bu mahkeme kararının da davacı tarafça 02/07/2018 havale tarihli ve süresinde sunulan istinaf dilekçesi ile istinaf edildiği görülmektedir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu genel kurulu kararı gereğince davacı haklarının zarara uğrama ihtimalinin bulunmadığını, tam tersine içerisinde davacı dört ortağın da bulunduğu bine yakın kooperatif ortağına ait olan ve tamamlanarak kullanıma hazır hale getirilen yeni iş yerlerinin dağıtımını engellemesi nedeni ile oluşan zararlarının telafi imkanının bulunmadığını, bu tedbir kararı ile bin tane kooperatif üyesinin mülkiyet hakkının istifadesinin engellenmiş olduğunu, tedbir kararı ile Anayasanın 13. Maddesinde belirtilen ölçülülük ilkesinin ihlal edildiğini, bu nedenle taraflar arasındaki çekişme ve orantılı bulunmayan hukuki dayanaktan yoksun ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiği ileri sürülmüştür.
Mahkemece tedbir talebine yönelik ara kararı gerekçesinde. genel kurulda alınan 8 ve 9 nolu kararlarının uygulanmasının davacılar yönünden hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale getireceği, ilgili kararların bu aşamada uygulanmasının ileride ve telafisi imkansız zararlara yol açabileceği, sebepleri ortaya konulmuştur.
2016 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan ve hak- kında yürütmenin durdurulması kararı verilen 8. Madde, ” Kooperatifteki işyerlerinin 634 sayılı kat mülkiyeti kanunu esaslarına göre, şerefiye payları dahil, arsa paylarının belirlenmesi gerektiğinin açıklandığı, 3. Ayrı gayrimenkul firmasından rapor alındığı, bunlardan birinin veya üçünün ortalamasının esas alınabileceğini belirttiği Her üç raporun ortalamasının oylamaya sunulduğu, 5 red oyuna karşılık 386 kabul oyu alarak oy çokluğuyla kabul edildi. “
9. Maddesi ise ” Gündemin 8. Maddesinde, arsa paylarının belirlenme yönteminin kararlaştırılmış olduğu, Kooperatif ortaklık paylarının güncelliğini yitirdiğini, ortaklık paylarının buna göre güncellenmesi gerektiğini beyan etti. Bu konu oylamaya sunuldu. Yapılan oylama sonucunda, Kooperatif ortaklık paylarının, gündemin 8. Maddesinde kararlaştırılan esaslar dahilinde hesaplanacak arsa paylı esas alınmak suretiyle belirlenmesine ilave her ortaklık payı için ortaklardan 100 TL tahsil edilmesine, ödemelerin en geç tiros projesinin kura çekiminin tarihine kadar ödemesinin defaten yapılmasına, tahsili için yönetim kuruluna yetki verilmesine, 48 red oyuna karşılık, 346 kabul oyuyla oy çokluğuyla kabul edildi.” şeklindedir.
HMK 389 Maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın veya ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararının verilebileceği öngörülmüştür.
İlk derece mahkemesince, daha önce 29/09/2017 tarihli ara karar ile, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, daha sonra dosyaya 12/04/2018 tarihli bilirkişi raporu sunulması ile yeniden değerlendirme yapılarak 13/04/2018 tarihli kararla davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 8 ve 9 nolu kararların yürütmesinin geriye bırakılması kararı vermiştir.
Dosyada mevcut bilirkişi raporu ile taraflarca sunulan deliller ve belgeler çerçevesinde bilirkişi raporunda olağan genel kurulunun 8 ve 9 maddelerinde alınan kararların kanun ve ana sözleşme ve objektif iyi niyet ilkelerine, aykırılık tespiti ile ortakların geçmişte kazanılmış (arsa payları) haklarının kaybedilmesine yol açacağı ve müktesep hakların ihlal edildiğine dair tespitlerin bilirkişi raporunda yeterince açıklanmadığı aynı somut vakalara dayanıldığının gösterilmediği ve bu nedenle bu tespitlerin dosya kapsamı çerçevesinde soyut kaldığı görülmektedir.
Öte yandan yine bilirkişi raporundaki tespitlere göre söz konusu kararların alınmasında toplantı ve karar alma nisabına bir aykırılık olmadığının kabulü gerektiği belirtilmiştir.
Bu çerçevede ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde davacıların, hangi haklarının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı endişesini gerektirecek olguların bu aşamada bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Kaldı ki söz konusu kararların, yürütülmesinin geri bırakıl- ması ve doğal olarak uygulanmaması halinde tüm kooperatifi ilgilendiren boyutta olmaları itibariyle tüm kooperatif ortaklarının zarar görme ihtimallerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Bu bağlamda HMK 389 maddesinde belirtilen şartların bu aşamada dosya kapsamı itibariyle var olduğu söylenemeyeceği ve bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 8 ve 9 nolu kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına dair karar ile tedbire itirazın reddi kararları hatalı olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 17.05.2018 tarihli kararı ile davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 8 ve 9 nolu kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına dair tedbirin 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 2017/630 Esas, 17/05/2018 tarihli ara kararı ile davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 8 ve 9 nolu kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına dair tedbirin 362/1.f maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- İstinaf harçları peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.nun 362/1.f Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verilmiştir. 25/10/2018