Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2006 E. 2018/2146 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2006 Esas
KARAR NO : 2018/2146
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2017
NUMARASI : 2016/744 2017/388
DAVA : İFLAS (Takip Yoluyla)
KARAR TARİHİ: 06/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekilinin sunmuş olduğu 11/08/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle ; müvekkillerinin davalı şirketten olan alacaklarına istinaden şirket aleyhine ilamsız icra takibi yaptıklarını, borçlunun kayıtsız kalması üzerine iflas yolu ile takip başlatılarak ödeme emri gönderildiğini, takibe konu 50.000,00TL alacak ödenmediği gibi takibe de itiraz edildiğini belirterek davalının haksız itirazının iptali ile iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket adına duruşma günü ve saatini bildirildiği halde duruşmaya katılmamış, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacı tarafın, alacağının varlığının kanıtlayamaması nedeniyle açılan davanın subuta ermediğinden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf taleplerinde;
1-Davalı tarafından tutulması gereken defterlerin davalıdan istenilmesine rağmen sunulmadığını bu durum mahkemece davalının lehine değerlendirildiğini, HMK.nun 222.maddesi kapsamında davalının ticari defterlerine dayandıklarını, buna rağmen defterlerin incelenememesinin sorumluluğunun davacı müvekkillerinin üzerinde bırakıldığını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2004/854 E. – 2004/9308 K. ve 27.09.2004 tarihli kararınında bu yönde olduğunu,
2-Bilirkişi raporunda da görüleceği üzere, ortakların 17.07.2013 tarihli 2012 yılında yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında şirkete faizsiz finansman sağlama kararı aldıklarını, davacı müvekkillerinin alacaklarının hukuki temelinin mahkemenin hatalı kanaatine rağmen banka dekontları değil anılan Genel Kurulda alınan kararlar olduğunu, dekontların ise ispat aracı olduğunu, sunulan dekontların Genel Kurul Kararlarının yerine getirildiğini gösteren deliller olduğunu, mahkemenin ise banka dekontlarını tek başına delil saydığını, özetle; mahkemece defterlerin sunulmamasının davalı aleyhine delil olarak kabul edilmesi, sunulan banka dekontlarının 2012 yılı Olağan Genel Kurulunda alınan kararları tamamlayıcı nitelikte olması sebebiyle davanın ispatlandığını, en aleyhe şekilde düşünülcek olursa yeniden bilirkişiden ek rapor alınması yönünde karar vermesi gerekirken davanın sübuta ermediği gerekçesiyle reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf dilekçesi davalı tarafa TK.35. maddesine göre 24/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf dilekçesine cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararı davacılar vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
İstinaf harcının eksik yatırılması nedeniyle dosyanın dairemizin11/04/2018 tarih ve 2018/464 E. 2018/681 K.sayılı kararı ile geri çevrilmesine karar verildiği, eksikliğin ikmalinden sonra dosyanın istinaf incelemesi için tekrar dairemize gönderildiği anlaşıldığından öncelikli olarak re’sen öne alınmasına karar verilmiştir.
Dava, İİK.nun 154 ve devamı maddelerine dayalı iflas davasıdır.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Maltepe/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacılar vekili Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ..E. sayılı dosyası ile 12/02/2016 tarihinde 50.000,00.-TL asıl alacak üzerinden davalı aleyhine iflas yolu ile icra takibi başlattıktan sonra iflas ödeme emrinin borçlu/davalıya 17/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 24/02/2016 tarihinde kabul anlamına gelmemek üzere muacceliyet gerçekleşmediği gibi borcu da olmadığı belirtilerek borcun tamamına ve faize itiraz ettiği, bu şekilde takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacılarında 11/08/2016 tarihinde, İİK.nun 154/4.maddesi gereğince 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Davacıların davacı şirketin ortakları oldukları konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacı paydaşların davalı şirkete borç verip vermedikleri, vermişler ise miktarı ile ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
HMK.nun somutlaştırma yükü ve delillerin gösterilmesi başlıklı 194.maddesi gereğince; Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Yine HMK.nun hâkimin davayı aydınlatma ödevi başlıklı 31.maddesi gereğince; Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde müvekkillerinin davalı şirketten 50.000,00.-TL alacaklı olduklarını beyan etmekle beraber, hangi davacının ne kadar alacaklı olduğu konusunda bir açıklama yapmamıştır. İcra dosyasında da beş alacaklı (davacılar) adına, kimin ne kadar alacaklı olduğu açıklanmaksızın toplam 50.000,00.-TL üzerinden iflas yolu ile adi takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Yine davacılar vekili alacağın kaynağını, dayandığı vakıayı dava dilekçesinde belirtmemiştir. Alacağın sebebinin davacı ortakların davalı şirkete borç vermesinden mi kaynaklandığı, mal mı sattıkları, hizmet mi verdikleri veya başka bir nedene mi dayandığı konusuna hiç değinilmemiştir.
Bilirkişi raporunda, davacıların davalı şirkete finansman sağladıkları, zira 26/07/2013 tarih ve 8372 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 457.sayfasında yayımlanan 17/07/2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan karara atıf yaparak borcun kaynağı açıklanmış ise de davacılar vekili bu durumu açıkça kabullenmediği, ancak şirkete borç verildiğini işaret ederek ek rapor talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacılar vekilince bilirkişi raporundaki tespitlere açıkça itiraz edilmese de mahkemece yukarıda değinilen hususlarda HMK.nun 31.maddesi gereğince açıklanma istenerek, borcun dayandığı sebep ve vakıalar ile davalı şirketten kimin ne kadar alacaklı olduğu hususlarının açıklattırılmasından sonra sonucu gidilmesi gerekmektedir. Bu hususlara dikkat edilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Kabule göre de;
Davacılar vekilinin 07/04/2017 tarihli dilekçesi ile (3) nolu davacının ismini yanlış bildirdiğini belirterek dava dilekçesinde davacı olarak gösterdiği bir kişiyi değiştirmesine rağmen bu husus üzerinde durulmaması da doğru olmamıştır. Davacılar vekilinin istinaf taleplerinin sair yönler incelenmeksizin yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/744 E. 2017/388K. nolu kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/12/2018