Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2003 E. 2021/967 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2003 Esas
KARAR NO: 2021/967
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2018
NUMARASI: 2016/1080 Esas, 2018/177 Karar
DAVA: ALACAK (Kurtarma Ve Yardımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 26.08.2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket tarafından, Klasik Yangın Paket Poliçesi ile … A.Ş şirketinin sigortalandığını, 29.09.2015 tarihinde sigortalı hastanenin ameliyathane ve yoğun bakım zemininden geçen sterilizasyon makinesine ait demirden mamul sıcak su gider borusunun patlaması nedeni ile buradan akan suların hastanenin dekorasyonu sirayeti sonucu hasar oluştuğunu, ekspertiz incelemesi sonucunda, hastanede mevcut kullanılan … marka sterilizasyon makinasının sıcak su buhar hattının patlaması üzerine zeminden geçip dışarıya su akıtttığının belirlendiğini, bu hasarın nedeni konusunda yapılan tetkiklerde, sterilizasyon makinesinin ilk bağlantı aşamasında kurulan borunun ek olarak yapılması gerekirken, bükülmesi sonucu yanlış bağlanmasından kaynaklandığını, sıkıntı noktasının tam büküm noktası olduğunu, zayıflayan borunun içinden geçen sıcak suyun sızıntıya neden olduğunun anlaşıldığını, buradan akan sular nedeniyle hastanenin ameliyathane ve yoğun bakım ünitesi bölümündeki duvarların ıslanmak suretiyle boyalarının yer yer kabardığı, alçı sıvıların dökülmüş olduğunun tespit edildiğini, sigortalıya 30.12.2015 tarihinde 9.825,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, hasara yapılan inceleme ve tetkikler sonucunda, hastanede kullanılmakta olan cihazın borusunun ilk bağlantı aşamasında yanlış bağlanmış olması ve borusunun patlaması sonucu sızan suların sebep olduğunun anlaşıldığını, gizli ayıbın bulunması nedeniyle meydana gelen hasardan davalının hukuksal sorumluluğu olduğunu iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 9.825,00 TL tazminatın ödeme tarihi 30.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketin, … A.Ş ‘ne … marka makineyi 10.04.2013 tarihinde sattığını, müvekkili şirketin bu cihazla ilgili eğitimi ve montajı eksiksiz yaptığını ve makinenin 3 yıldan fazla süredir kullanıldığını, cihazın ve diğer cihazların bağlantısı ve alt yapı borularının hastaneyi yapan yüklenici firma tarafından yapıldığını, firma teklifinde ve faturasında da cihazın bağlanacağı altyapı borularının müvekkili şirket tarafından yapılacağı taahhüdü olmadığını, müvekkili şirketin cihaz ve aksamı ile ilgili bir nedenden kaynaklanmayan hasardan dolayı sorumlu tutulduğunu, asıl sorumluluğun hastane inşaatını yapan firmada olduğunu, davanın açılması sonrasında cihazla ilgili herhangi bir sorun olup olmadığı sorusuna hastane yönetiminin cevabı yazısında sorunun cihaz ve aksamından değil yüklenici firmaca yapılmış olan alt yapı boruluma sisteminden kaynaklandığının belirtildiğini bu durumun iddialarını doğrulandığını savunarak davanın reddine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, 14.04.2017 ve 26.07.2017 tarihli bilirkişi raporlarının esas hakkında hüküm vermeye yeterli olduğu, dava konusu, makinenin davalı tarafından dava dışı sigortalı … A.Ş ‘ye satıldığı, makine bağlantısının kurallara uygun olduğu, olayın hastanenin gider borusundaki korozyon sonucu delinmesinden kaynaklandığı, hasar bedelini ödeyen davacının rücuen iş bu davayı açtığı ancak hasar meydana gelmesinde davalının kusuru olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, hasarın meydana geldiği yerin cihaza bağlantılı yer olduğunu, faturaya bakıldığında, sıcak soğuk ve deminerilize olmak üzere 3 adet su bağlantısının davalı tarafından sağlandığının görüldüğünü, 3 adet su bağlantısından sorumlu olanın davalı şirket olduğunu, keşif ve rapora karşı itiraz dilekçelerinde belirttikleri üzere zararın meydana geldiği tarih ile keşif tarihi arasında iki yıllık bir zamanın söz konusu olduğunu, ilk günden farklı olduğunun fotoğraflardan görüldüğünü, cihazın montajının ilk raporda tarif edilen olması gereken şekline zarar sonrasında getirildiğinin görüldüğünü, bu durumda davalı tarafça döşenmemiş dahi olsa makinenin montajını yaparken davalının montaja uygun şartları kontrol ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmeyerek zarara neden olduğunun ortada olduğunu bu nedenle farklı keşif ve rapor talep edildiğini bu taleplerinin kabul edilmeyerek ek rapor için dosyanın aynı heyete verildiğini, ekspertiz raporunun yeterince incelenmediğini, sorunun ilk bağlantı aşamasındaki yanlış bağlamadan kaynaklanmakla birlikte bu yanlışlığın borunun içinden geçen suyun sızmasına neden olduğunu, mahkemece eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi rapor sonucu karar verildiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, “ Klasik Yangın Paket Poliçesi “ kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında, sigorta poliçesi, cihazın dava dışı sigortalı şirkete davalı şirket tarafından satılmış olması, meydana gelen hasar konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, cihazı satan davalı şirketin meydana gelen hasardan sorumluluğunu gerektirecek kusur veya ihmalinin olup olmadığı, bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … A.Ş arasında, başlama tarihi 04.03.2015, bitiş tarihi 04.03.2016 olan Klasik Yangın Paket Poliçesi gerçekleştirildiği, davalı şirket tarafından dava dışı sigortalı şirket adına, “… ( …)Marka … 550 model Masaüstü Ultrasonik Yıkama Cihazı” na dair 10.04.2013 tarihli irsaliyeli fatura düzenlendiği, fatura üzerine, cihazların yeni ve kullanılmamış, düzeltmelerinin taraflarından yapıldığına dair el yazısı ile not düşülerek imzalandığı, toplam fatura bedelinin KDV dahil 51.693,68 TL olduğu, 26.10.2015 tarihli ekspertiz raporunda, hasar tarihinin 29.09.2015 tarihi olarak belirtildiği ve 30.09.2015 tarihinde olay yeri sigortalı şirketin mülk sahibi olduğu Merkez/ İzmit adresindeki hastaneye gidildiği, meydana gelen hasarın oluş şeklinin incelendiği, binanın “ …“ ismiyle hastane olarak 3 yıldır faaliyet gösterdiği, yetkili ile yapılan görüşmede ve tapılan incelemeler ve tetkiklerden, hastanenin ameliyathane ve yoğun bakım zemininden geçen sterilizasyon makinasına ait demirden mamul sıcak su ( N 110 C ) gider borusunun patlaması ile zeminden geçip dışarıya su aktığı, hasarın, sterilizasyon makinasının ilk bağlantı aşamasında dirsek noktasındaki demirin bükülmesi ile oluştuğunun anlaşıldığı, makinanın ilk bağlantı aşamasında kurulan borunun ek olarak yapılması gerekirken bükülmesi sonucu yanlış bağlanmasından kaynaklandığının tespit edildiği, sıkıntı noktasının tam büküm kısmında olduğu, zayıflayan boru içinden geçen sıcak suyun sızıntıya neden olduğunun anlaşıldığı, buradan akan sular neticesinde, hastanenin ameliyathane ve yoğun bakım ünitesi bölümündeki duvarların ıslanmak suretiyle boyaların yer yer kabardığı, alçı – sıvaların dökülmüş olduğunun tespit edildiği, hasara neden olan sterilizasyon makinesinin faturasının ibraz edildiği, makinenin … Ltd.Ştinden alınmış olduğunun tespit edildiği, mevcut hasarın, hastanede kullanılmakta olan … (…) marka … model masaüstü ultrasonik yıkama cihazının ilk bağlantı aşamasında yanlış döşenmiş olan borudan patlayan sızan sular sonucu meydana geldiğinin anlaşıldığı, tüm hasarın sterilizasyon makinesinin tedarikçisi firma olan … Ltd.Ştinden rücu edilmesi gerektiği, toplam hasar bedelinin 9.825,00 TL olduğunun belirtildiği, poliçeye ekli fotoğrafların bulunduğu, davacı sigorta şirketinin hasar bedelini ödeyerek İş bu davayı açtığı, dava dışı sigortalı şirket tarafından, hastane genel müdürü tarafından davalı şirkete hitaben dava sonrasında hazırlanan cevabı yazıda, davaya konu olan sorunun cihazın kendisinden ve montajından kaynaklanmadığı, cihazın bağlantıları olan alt yapı borulama sistemleri ( gideri ), hastane inşaatını yapan yüklenici firma tarafından yapıldığını, sorunun tamamının alt yapı borulama sisteminden kaynaklandığı, hasar ve tamir işlemlerinin bu alanlarda yapıldığı, cihaz ve montajıyla yani bağlantılarıyla ilgili bir sorunun bulunmadığının ifade edildiği anlaşılmıştır. 24.03.2017 tarihinde gerçekleştirilen keşif sonucu düzenlenen 14.04.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda, cihazın bulunduğu yerde inceleme yapıldığı, cihazdan itibaren üstü betonla örtülü olan gider borusunun paslanmaz çelik malzemeden döşendiğinin görüldüğü, … Marka … model masaüstü ultrasonik yıkama cihazının hastaneye montajını kelepçe ile hastanenin çelik borusuna bağladığı, bu bağlantının fen ve sanat kurallarına uygun olduğu, olayın hastanenin gider borusundaki korozyon sonucu delinmesinden kaynaklandığının anlaşıldığı, olayda davalı tarafın bir kusurunun bulunmadığı, fiyat teklif listesi ve fotoğrafların incelendiği, su kaçağı tespitinin 500,00 TL, beton atımı ve şap işlerinin 1.000,00 TL, FVC Zemin Kaplama malzeme ve işlerinin 6.120,00 TL, boya malzeme ve işçiliğinin 2.205,00 TL olmak üzere toplam hasarın 9.825,00 TL olduğu, olayın İnşaat sırasında döşenen siyah çelik borudaki delinmeler nedeniyle meydana geldiği, dolayısıyla gider bağlantısını yapan davalının olayda bir dahilinin bulunmadığı belirtilmiştir. Davacı vekilinin rapora itirazı sonucunda ek bilirkişi raporu alınmıştır. 26.06.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda, ekspertiz bulgularının ve sonuç kanaat kısmınındaki cümlelerin kendi arasında çeliştiğini, tespit sırasında, büküldüğü iddia edilen boru ile ilgili fotoğrafa rastlanmadığı, bükülen boru ile ilgili bir fotoğrafa rastlanmadığı, bükülen boruda iddia edildiği gibi patlama oluşturacak seviyede bir incelemenin söz konusu olamayacağı, hasar listesi incelendiğinde 2” lik 40 metre krom boru ve 40 mt. krom boru ek parçaların kullanıldığı, eski borunun söküm işçiliğinden söz edildiği, değiştirilenin 40 metre uzunluğundaki boru hattı olduğu, ekspertizin dosyaya sunduğu fotoğraflarla da net olarak belirtildiği, hastanede sterilize kısmına çekilmiş olan 40 metrelik yeraltı tesisatının davalı firma ile ilişkisinin söz konusu olmadığı, hastanenin yıkama cihazını gider borusunun bağlantı kısmında bir kusurunun bulunmadığı, dolayısıyla olayın inşaat sırasında döşenen siyah çelik borudaki delinmeler nedeniyle meydana geldiği, gider bağlantısını yapan davalının olayda bir dahilinin bulunmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Mahkemece, bilirkişi rapor ve ek rapora göre davanın reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK ‘nın 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Maddede, sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Halefiyete dayalı rücu davası ise esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. TMK 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddede ispat yükü düzenlenmiş ve ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu ifade edilmiştir. Somut davada, olay mahallinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi heyet raporunda, hasarın inşaat sırasında döşenen siyah çelik borudaki delinmeler nedeniyle meydana geldiği, gider bağlantısını yapan davalının olayda dahilinin bulunmadığı belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle halefiyete ilişkin rücu davasında, davalının kusurunu ispat etmek zorunda bulunan davacı sigorta şirketinin iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varıldığından ve bu anlamda ilk derece mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere, 1- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1080 Esas, 2018/177 Karar ve 26.03.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin olarak karşılanan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2. fıkrası gereğince aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/09/2021