Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1922 E. 2021/965 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1922 Esas
KARAR NO: 2021/965
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2018
NUMARASI: 2017/539 Esas, 2018/330 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı …vekili, 12.06.2017 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatmış olduğu icra takibine karşı itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, müvekkili şirketin organizasyon ve fuarcılık üzerine hizmet verdiğini ve dünyanın bütün ülkelerine Türkiye’den katılımcı götürerek hem ekonomiye hemde şirketlerin dışarı açılmasına yardımcı olduğunu, davalı borçlu şirketin Türkmenistan/ Aşkabat’a 20.07.2016/22.07.2016 tarihleri arasında yapılmış olan … isimli fuara katılmak için başvuruda bulunduğunu ve müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 31.05.2016 tarihinde Fuar Katılım Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin katılımcı olacak davalı firmaya 18 metre karelik yer ayırdığını ancak katılım olmadığı için verilen stant alanının boş kaldığını, ayrıca davalı adına fuara katılacak yetkili adına vize işlemlerini yürüttüğünü ve tamamladığını, bütün bu organizasyon karşılığında müvekkili şirkete hiçbir ücret ödemesi yapılmadığını ve takibe itiraz edildiğini, davalı tarafın fuara katılmayıp, katılmayacağını müvekkiline bildirmediğini, takibe itirazın haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, huzurdaki davanın davacısı ile dava konusu icra dosyasının alacaklısının farklı şirketler olduğunu, icra takip alacaklısının … Ltd.Şti olduğunu, söz konusu şirkete hiçbir borçlarının olmadığını, huzurdaki davanın taraf yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, ayrıca sözleşmenin yetkili kişi tarafından imzalanmadığını, imzanın sahibi olduğu iddia edilen kişinin müvekkili şirkette sözleşmenin imzalandığı tarihte imza yetkisinin olmadığını, şirket yetkilisinin imzasını taşımayan belge ile müvekkili şirketin borçlandırılmasının mümkün olmadığını, ek olarak hiçbir bilgilendirilme olmadığını, talebin fahiş olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, icra dosyasında da görüleceği üzere, tarafın … Ltd.Şti olduğunu, dava dilekçesinde sehven yanlış şirket ismi yazılarak maddi bir hata yapıldığını, davalı şirket aleyhine dürüstlük kuralına aykırı bir durum olmayıp herhangi bir hak kaybı yaşamadığının aşikar olduğunu, HMK 124. maddeye göre iradi taraf değişikliğinin hakimin izniylede olduğunu, mevcut yargılamanın uzamaması ve usul ekonomisi ilkesi gereğince sehven yanlış yazılan davacı tarafın değiştirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, iki şirketin birbirinden tamamen farklı olduğunu, iki ayrı tüzel kişi olduğunu, davanın usülden reddi gerektiğini ifade etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davaya konu icra takibinin dava dışı … Ltd.Şti tarafından başlatıldığı, davacı tarafın ise İtirazın iptalini talep ettiği, icra dosyasında takip alacaklısı olmadığı, davacı tarafın aktif husumet ehliyetinin olmadığı HMK 124. madde uygulanmak suretiyle davacı tarafta taraf değişikliğine gidilmesinin mümkün olmadığı, anılan maddenin davalı tarafın yanlış gösterildiği durumlarda şartları oluştuğunda uygulanması mümkün olduğu gerekçesiyle aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, yanlışlığın, her iki şirketin yetkilisinin aynı gerçek kişi ve her iki şirketin de müvekkilleri olmasından kaynaklandığını, herhangi bir kötüniyetli işlemin varlığından söz etmenin mümkün olmadığını, kararda yer verilen gerekçenin isabetsiz olduğunu, HMK 124. maddede tarafta iradi değişiklik olduğunu, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa hakim tarafından karşı tarafın rızasını aranmaksızın kabul edileceğini, kanun koyucunun söz konusu kuralın yalnızca davalı yan için uygulanmasını istemiş olsa idi taraf tabiri yerine açıkça davalı tabirini kullanacağını, Yargıtay tarafından davacının yanlış gösterilmiş olduğu uyuşmazlıklarda HMK 124. tatbik edildiğinin görüldüğünü, yine HMK 183. maddesine göre de tarafların dava dosyasında bulunan açık yazı hatalarının karar verilinceye kadar düzeltilebileceğini, davada yer alan maddi hatanın mahkeme tarafından talepleri üzerine düzeltilmesi ve UYAP’tan gerekli güncellemelerin yapılması gerekirken bu husustan imtina edilerek aksi uygulama ile verilen kararın hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE; Dava, fuar katılım sözleşmesi kapsamında alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında, davacı şirketin itirazın iptali davasına konu icra takip dosyasında takip alacaklısı olarak yer almadığı, ayrıca davalı şirketin şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığını savunduğu takibe konu alacak sebebi olarak gösterilen 31.05.2016 tarihli “ Fuar Katılım Sözleşmesi “ nin tarafının davacı şirket olmadığı konularında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, itirazın iptali olan iş bu davada, takip alacaklısı olmayan farklı bir şirket tarafından açılan itirazın iptali davasında, davacı tarafta hata yapıldığı gerekçesiyle tarafta iradi değişiklik yapılmasının uygun olup olmadığı ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığıdır. Dosya kapsamından, dava dışı … Ltd.Şti tarafından vekili vasıtası ile davalı şirket hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 29.932,62 TL asıl alacak ve ferileri toplamı 33.177,95 TL alacağın tahsili amacı ile Fuar Katılım Sözleşmesine istinaden 22.03.2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin yasal sürede borca ve takibe itiraz ettiği, takip alacaklısı olmayan davacı şirketin itirazın iptali davasını açtığı, dava dilekçesinde davacı şirkete ait 31.12.2019 tarihine kadar süreli olan Kadıköy … Noterliğinde düzenlenen 09.03.2017 tarihli … yevmiye nolu vekaletname örneğinin olduğu, takip alacaklısının gerek dava dilekçesi ekindeki vekaletname örneğinde gerekse de sözleşmede yer almadığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 124. maddenin üst başlığı “ Tarafta iradi değişiklik “ tir. 124/1 fıkrada, bir davada taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olacağı, 124/2. fıkrada, bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümlerin saklı olduğu, 124/3 fıkrasında, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği, 4. fıkrada ise, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir. Somut dava İtirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davasında, husumetin takip borçlusuna karşı yöneltilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Davacı vekillerinin takip alacaklısı dava dışı şirketin vekilleri oldukları anlaşılmaktadır. Diğer yandan davacının kabulünde de olduğu üzere, dava dilekçesine ekli örnek sözleşmede, takibin başlatıldığı şirketin ünvanı yer almaktadır. Davacı şirketin gerek sözleşmede gerekse de takipte herhangi bir taraf sıfatı mevcut değildir. Davacı vekillerinin sonradan ibraz ettikleri vekaletname örneğinden her iki şirket vekilleri oldukları ve söz konusu şirket temsilcilerinin aynı kişi olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda yukarıda sözü edilen HMK 124. maddesi göz önünde tutulduğunda, eldeki davanın takip alacaklısı şirket tarafından açılması gerekirken, farklı tüzel kişiliği bulunan ve takip alacaklısı bulunmayan şirket tarafından açılmış bulunmasının HMK 124. madde kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmamıştır. Çünkü, söz konusu yanlışlığın, maddi bir hatadan kaynaklanmış olmasını gösterir herhangi bir delil mevcut olmadığı gibi tarafın yanlış gösterilmiş olması da özelikle davanın itirazın iptali davası olması ve takip süreci de dikkate alındığında mümkün görülmemiştir. Şirket temsilcileri ile vekillerinin aynı olması, yapılan yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması neticesini doğurmayacaktır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle davanın itirazın iptali davası olması, takip süreci de dikkate alındığında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 124. madde kapsamında tarafta iradi değişikliğin mümkün görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin reddine karar verilmesi uygun görülmüştür. Her ne kadar mahkeme gerekçesinde, davacı tarafta, taraf değişikliğine gidilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş ve bu gerekçe yasanın HMK 124. maddesine uygun düşmemiş olsa dahi hüküm sonuç olarak doğru olduğundan ve yapılan hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, takdiren hüküm düzeltilerek yeniden karar verilmesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/539 Esas, 2018/330 Karar ve 03.04.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3- a) Davacın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle REDDİNE, b) Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin olarak karşılanan 566,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 507,30 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, c) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 3.981,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, d) Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, e) HMK 333. madde uyarınca davacı tarafından karşılanan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16/09/2021