Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/190 E. 2020/1697 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/190 Esas
KARAR NO: 2020/1697
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20/06/2017
NUMARASI: 2014/872 Esas, 2017/585 Karar
ASIL DAVADA ve
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2013/573 Esas – 2013/130 Karar sayılı davasında
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 9.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2013/573 Esas – 2013/130 Karar sayılı davasında
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Sit. … Blok … Kat … Nolu kooperatif hissesini 22/06/2006 tarihinde …’ dan devraldığını, devir işleminin ise aynı tarihte kooperatif tarafından kabul edildiğini, …’ın bu defa aynı hisseyi … adlı kişiye devrettiğini, kooperatifin de bu hukuksuz işlemi onaylayarak bu işleme ortak olduğunu belirterek yetkisiz ve hukuki dayanaktan yoksun hisse devir işleminin iptal edilerek müvekkilinin kooperatif üyeliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/573 Esas ve 2013/130 Karar sayılı dava dosyasında da davacı vekili; hisse ve kooperatif üyeliğinin yargılama sırasında … tarafından …’a devredildiğini belirterek hisse devir işleminin iptali ile müvekkilinin kooperatif üyeliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında hisse ve üyelik … tarafından …’a devredilmiş, … davaya dahil edilmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; hisse ve üyeliğin usulüne göre devralındığını, daha sonra müvekkili tarafından …’a devredildiğini, müvekkiline husumet düşmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin devir nedeniyle kooperatif üyesi olduğunu, düzenli olarak aidatlarını ödediğini, davacının hiçbir aidat ödemediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı Kooperatif ve dahili davalı süresinde davaya cevap vermemişler, yargılama sırasında davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; Davalı kooperatif ana sözleşmesine göre üyelik, ancak yönetim kurulu kararı ile mümkündür. Davacımız ile dava dışı … arasındaki adi yazılı devir sözleşmesi, davalı kooperatifçe çift imza ile imzalanmış, onaylanmıştır. Ne var ki bu onayın, ortaklığa kabul için ana sözleşmenin gerektirdiği yönetim kurulu kararı olarak kabul edilmesine imkan bulunmamaktadır. Zira bir yönetim kurulundan bahsedebilmek için, yönetim kurulu toplantı zamanı, yeri, toplantıya katılanların isimleri, kullanılan oylar, toplantıda alınan kararlar, karar numarasının yer aldığı bir karar şeklinde olması gerekmektedir ki davacımızın ortaklığa kabul için ana sözleşmenin gerekli kıldığı şartları taşıyıp taşımadığı tespit edilmelidir. Davacı ile dava dışı … arasındaki kooperatif üyeliğini devir sözleşmesi, ana sözleşmeye göre davacıya üyeliğin devri için yeterli değildir. Bu devir sözleşmesi, davalı kooperatifi bağlamamaktadır. Devir sözleşmesi gereği, devreden …, devirde kooperatif adına imzaları bulunan imza sahipleri davacımıza karşı ancak ve ancak şahsen sorumlu olabilirler. Birleşen davada davalı …, kooperatif üyeliğini dahili davalı …’a devir ettiği, davacı tarafından da HMK’nun 125. maddesi gereğince davalı … aleyhine açılan davadan vazgeçip davayı devir alan …’a yönelttikleri, davacının esas yönünden üyelik sıfatını kazanmadığından bahisle esas davanın reddine, birleşen davada hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını Zira müvekkilinin devreden …’a bedelini ödeyerek devraldığı hisse ile ilgili olarak üyelik başvurusunu yaptığını ve Kooperatifin 22/03/2006 tarihinde “… sitesi … Blok … Kat … nolu daireyi …’ dan devir almıştır. Bu dairenin kooperatifimize herhangibir borcu yoktur. Yalnız bundan sonra, Tapu emlak vergileri ve Belediye resmi harçları daireyi alan …’ a aittir.” şeklinde belgeyi imzalanarak verdiğini, her ne kadar gerekçede belirtilen yeri zamanı belirtilmeyen yönetim kurulu kararı olmasada bu belgenin müvekkilinin üyeliğe kabul edildiğinin göstergesi olduğunu, Kooperatif Kanunu M. 8’e göre ve ana sözleşme gereğince ortaklık niteliklerini taşıması halinde, kooperatif yönetim kurulunun kabul kararı vermek zorunda olduğunu, Anasözleşmenin 17. maddesinde de aynı düzenlemenin bulunduğunu, davalı kooperatif tarafından verilen belgede bahsedilen aidatların ve emlak vergilerinin müvekkili tarafından ödenmesi gerektiği yönünde ki beyanın örtülü kabul anlamını taşıdığını, yönetim kurulunun üç kişiden teşekkül ettiğini, müvekkile verilen belgede karar yeter sayısı kadar (2 imza) yönetim kurulu imzasının bulunduğunu, hal böyle iken yönetim kurulu kararı yokluğu üzerinden kooperatif üyeliğinin bulunmadığı tespitinin yerinde bulunmadığını, sayın Mahkemenin gerekçesinin uygulamaya ve hayatın olağan akışına da uygun olmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece Kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yapılmış bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişiler 05/03/2014 tarihli raporlarında; davacı …’un … Blok … Kat … no.lu daire ile ilgili …’a ait ortaklık hakkını 22/06/2006 tarihinde devraldığını, bu devre ilişkin olarak dava dosyası içerisinde …’ın devretme iradesini içeren dilekçesi ve …a ait ortaklığı devralmaya ilişkin iradesine havi devir belgesi mevcut olduğunu, bu belgenin altında kooperatif kaşesi ve kooperatif yetkili imzalarının mevcut bulunduğunu, devir sözleşmesinin geçerli olduğunu, bu sözleşmenin kooperatif yönetim kurulu karar defterinde karar olarak yer almamış olmasının sözleşmenin geçersizliği anlamına gelmediğini, 22/06/2006 tarihinden sonra …’ın kooperatifte devredeceği herhangi bir ortaklığı kalmadığını, bu sebeple 22/06/2006 tarihinden sonra …’ın kooperatif ortaklığının devri konusunda yapacağı tüm işlemlerin geçersiz işlem olarak kabul edilmesi gerektiğini, davacı …’un davalı kooperatifin ortağı olduğunu ve kendisine … Blok … kat … no.lu dairenin tahsis edilmiş olduğunu bildirmişlerdir. Bilirkişiler ek raporlarında; davacının, kooperatif üyeliğine kabulü hakkında davalı kooperatifin bir kararının bulunmadığını, davacının, üyelik sıfatıyla davalı kooperatife yaptığı herhangi bir ödemenin de olmadıığnı, ayrıca dosyaya sunulan hisse devir sözleşmesindeki kooperatif kaşe ve imzanın, kooperatif ve yetkililerine ait olduğunun ispatlanamadığını, kooperatif kayıtlarında, davalı …’in ortaklığa kabul kararının bulunduğunu ve …’in, üye sıfatıyla kooperatife ödeme yaptığını, bu durum karşısında davacının kooperatif üyesi olmadığını bildirmişlerdir. Oluşturulan başka bir bilirkişi heyeti 26/02/2016 tarihli raporlarında; ortaklık sıfatının, payın devredilmesiyle doğrudan kazanılmadığını, payı devralan kişinin, giriş isteminde bulunması ve yönelim kurulunun da gerekli incelemeleri yaparak ortaklık için gerekli şartların bulunup bulunmadığını tespit etmesi gerektiğini, dava konusu uyuşmazlıkta anasözleşme ile kooperatife girişin bazı şartlara bağlandığının tespit edildiğini, kooperatif ortağı olduğunu iddia eden davacının, dosyadaki belgeler değerlendirildiğinde, bu şartları sağlamadığının anlaşıldığını, somut uyuşmazlıkta kooperatifin devri kabul eltiğıne dair bir karar veya kayda rastlanılmadığını belirterek davacının kooperatif ortağı olarak kabul edilemeyeceğini bildirmişlerdir. Dava dosyasında, 22/06/2006 Tarihli … tarafından imzalanarak davalı kooperatife sunulmuş, üyelik haklarının devredildiğine ve ödemelerin tam ve eksiksiz alındığına ilişkin belge, 22/06/2006 tarihli …’a ait olan dairenin davacı …’a devredildiğini, bu dairenin kooperatife borcu olmadığını, Tapu Emlak Vergileri ve Belediye Resmi Harçlarının daireyi alan …’a ait olduğunu belirten, kooperatif tarafından onaylanmış belge, … ve … arasında 22/06/2006 tarihinde devrin yapıldığına ilişkin, taraflarca imzalı ve kooperatif tarafından onaylı belgenin bulunduğu, diğer davalıların ortaklığının kabulü ile ilgili kooperatif yönetim kurulu kararının bulunduğu, kararların deftere işli olduğu anlaşılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun ikinci bölümünde, ortaklık sıfatının kazanılması ve kaybedilmesi üst başlığı ile, “8.” maddede ortaklığa girme şartları düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, kooperatif ortaklığına girmek isteyen gerçek ve tüzel kişilerin, kooperatif ana sözleşmesi hükümlerinin bütün hak ve ödevleri ile birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvurulacağı, İkinci fıkrada, yönetim kurulunun, ortaklar ile ortak olmak için müracaat edenlerin anasözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadığını araştırmak zorunda olduğuna yer verilmiştir. Yasanın 14/2. fıkrasında ise, ortaklığın devredilebileceği, yönetim kurulunun, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul edeceği düzenlenmiştir. Davalı kooperatifin ana sözleşmesinin incelenmesinden, ortaklık şartlarının “10”. maddede, ortaklığa kabulün ise “11.” maddede düzenlendiği, düzenlemede, gerekli şartları taşıyıp da, kooperatife ortak olmak isteyenlerin yazılı olarak yönetim kuruluna başvuracağı, ortaklığa kabulün yönetim kurulu kararı ile gerçekleşeceği, Yönetim kurulu, ortaklar ile ortak olmak için başvuranların 10. maddede gösterilen şartları taşıyıp taşımadığını araştırmak zorunda olduğu, “17.” maddede, ortaklığın devri düzenlenmiş ve ortaklığın yazılı olarak yönetim kuruluna yazılı olarak bildirilmek süreti ile ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebileceği, yönetim kurulunun bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığı kabulden kaçınamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda, davacı ile … arasında hisse devir sözleşmesi bulunsa da, kooperatif nezdinde, yasa ve anasözleşmeye uygun bir müracaat ve kabul kararının bulunmadığı, mahkemece tesis edilen karada usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 117,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 115,00TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1 bendi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisine ilgili Yargıtay Dairesi nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/09/2020