Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1898 E. 2018/1584 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1898 Esas
KARAR NO : 2018/1584
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2018
NUMARASI : 2015/1263 Esas, 2018/455 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/10/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 30.12.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin Can Sağlığı Sigorta Poliçesi ile davalı şirket tarafından sigortalandığını , prim tutarlarının tamamının ödendiğini, müvekkilinin sigortaya ilişkin kendisine yöneltilen soruları eksiksiz yanıtladığını , o güne kadar hiçbir sağlık problemi olmayan müvekkilinin 2015 Mayıs ayı başında iş gezisi nedeniyle yurt dışına çıktığını rahatsızlanınca yurda dönmek zorunda kaldığını , pankreas kanseri tanısı ile ameliyata alınarak günlerce yoğun bakımda kaldığını, poliçeye rağmen davalı … şirketi tarafından hiçbir tedavi teminatının karşılanmadığını bu nedenle tedavi giderlerine ilişkin toplam 39.965,48 TL nin müvekkili tarafından ödendiğini, davalı şirketin poliçeyi süresinde feshetmediğini, davalının hukuka aykırı olarak feshettiği poliçeyi tekrar hayata geçirmek ve davacının tedavi giderlerini , manevi kayıplarını tazmin etmek zorunda olduğunu iddia ederek, öncelikle davacının iptal edilen sigorta poliçesinin güvencesine tekrar alınarak yapmış olduğu sağlık harcamalarının bu kapsamda kendisine geri ödenmesini, poliçenin hayata geçirilememesi halinde ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle prim ödemesinin tespiti ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdatını , sağlık harcamaları bedeli toplam 39.965,48 TL nin olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalının haksız ve mesnetsiz olarak poliçeyi tek taraflı olarak iptal etmesi nedeniyle ruhi sıkıntı ve sinir bozukluğunun giderilmesi için avans faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, dava ve talep konusunu teşkil etmekte olan tedavi giderlerinin poliçe teminatları kapsamında olmadığını, başvuru formunun doldurulması sırasında yöneltilmiş bulunan tüm sorulara hayır cevabı verildiğini, poliçenin bu beyanlar esas alınarak akdedildiğini , sigortalının söz konusu operasyona neden olan rahatsızlığının poliçe başlangıç tarihinden öncesine dayandığının öğrenildiğini , beyan edilmemiş olan rahatsızlığın müvekkili şirketin mevcut şartlarda akdi yapmasına engel nitelikte olduğunu, fesih hakkının süresinde kullanılmadığı iddiaların hukuki dayanağının bulunmadığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece, maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, 39.965,48 TL nin 11.10.2015’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar yasal sürede davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, davanın sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup , davaya bakmakta görevli mahkemenin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2,3,73 ve 83. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesi olduğunu öncelikle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, sigorta şirketinin ödemeyi reddetmesinin sözleşme kapsamına uygun olduğunu , kabul anlamına gelmemek kaydı ile yasal faiz talep edilebileceğini, kararın kaldırılarak öncelikle görev yönünden reddine aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, “ Can Sağlığı Sigortası Poliçesi ” kapsamında sigorta bedelinin tahsili ile maddi ve manevi tazminat İstemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacı sigortalının, davalı … şirketi ile, başlangıç tarihi 04.05.2015, bitiş tarihi 04.05.2016 tarihi olan Can Sağlığı Sigorta Poliçesi düzenlediği, davacı sigortalının rahatsızlanıp operasyon geçirerek tedavi gördüğü, davalı … şirketi tarafından ,davacının sigorta bedeli talebini reddetmesi üzerine iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların sıfatı, davanın niteliği ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun nedeniyle öncelikle mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının değerlendirilmesi gerekmektedir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, yasanın 87. maddesi gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi , tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan ,eser ,taşıma ,simsarlık, sigorta ,vekalet , bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez .Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir. Somut uyuşmazlık, davacı ile davalı … şirketi arasında gerçekleştirilen sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Açıklanan yasal düzenlemer kapsamında uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmakta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde , mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna yer verilmiştir.Aynı yasanın 114/1-c bendinde mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır.Mahkemenin görevi ile ilgili yasal düzenlemeler sonucunda görevle ilgili konular taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmaz.Çünkü dava şartlarının mevcut olup olmadığı, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır ve dava şartı noksanlığı halinde HMK 115. maddesi gereğince davanın usülden reddine karar verilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmiş olması yerinde görülmediğinden, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1263 Esas, 2018/455 Karar ve 08.05.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-a) Mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE,
b) Davanın 6100 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunun 114/1-c bendinde düzenlenen mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2. Fıkrası gereğince usulden REDDİNE,
c)HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkemeye başvurması halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
d)Aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına,
e)HMK 331. Maddesi gereğince yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 98,10TL olmak üzere toplam 153,30 TL harcın davalı tarafça peşin olarak yatırılan 780,61 TL harçtan mahsubu ile bakiye 627,31 TL harcın talep halinde davalı tarafa iadesine
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Gerekli işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın ilk dereceli mahkemesine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/10/2018