Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1890 E. 2021/1401 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1890 Esas
KARAR NO: 2021/1401
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI : 2014/13 Esas, 2018/271 Karar
DAVA:GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
BİRLEŞEN İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2014/15 ESAS 2014/21 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde ile özetle; müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi olduklarını, davalı kooperatifin 15/12/2013 tarihinde yapılan genel kurulda karara bağlanan 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18 ve 19 nolu kararlarına ret oyu vererek durumu tutanağa geçirdiklerini; kooperatif yöneticilerinin kooperatif varlığına zarar vermeleri nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırıldıklarını, bu nedenle yönetimin genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi bulunmadığını; kooperatifin ortak ve hisse sayısının çelişkili olduğunu, bir kısım ortakların sorumluluk dışı bırakılarak aidat kaybı yaşanmasına neden olunduğunu; gündemin 4. ve 5. maddelerinde yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporlarının onanmasına karar verildiğini, ortakların zararına neden oldukları mahkeme kararı ile tespit edilen yönetimin gerçeğe aykırı beyanlar içeren raporlarının iptalinin gerektiğini; gündemin 7. ve 8. maddelerinde yönetim ve denetim kurulunun ibralarına karar verildiğini, kesinleşen ceza dosyası ve sorumluluk dışına çıkarılan ortaklar nedeniyle ibra kararlarının iptalinin gerektiğini; gündemin 9. nolu maddesine ilişkin karar daha önce mahkemece iptal edilen karara ilişkin olup yönetimin kendini aklama çabasıyla gündeme alınması nedeniyle iptalinin gerektiğini; gündemin 10, 11. ve 12. nolu kararlarının daha önce mahkemece iptal edilen kararlara ilişkin olup, mahkeme kararını etkisiz kılmaya yönelik olduğunu; gündemin 13, 14 ve 15. nolu kararlarının yönetim ve denetim kurulu üyelerinin görevinin devamı ile yönetim kurulunun aynı zamanda tasfiye kurulu olarak görevinin devamına ilişkin olduğunu, kesinleşen ceza dosyası ve sorumluluk dışına çıkarılan ortaklar nedeniyle göreve devam kararlarının iptali gerektiğini; gündemin 16 nolu kararının aidat alınmasına ilişkin olduğunu, büyük ölçüde işlerini bitirmiş kooperatifte cüzi miktarda aidat alınması gerekirken yüksek miktarda belirlenen aidat kararının iptalinin gerektiğini; gündemin 17. nolu maddesi ile 2013 ve 2014 yılı tahmini bütçelerinin onaylandığını, 2013 yılı bütçesi onaylanıp ilgililer ibra edilmeden iki yıla ait bütçenin birlikte onaya sunulamayacağını; gündemin 18. nolu maddesinin konut ve oto teslimi yönünden …’ın ibrası ile ilgili olduğunu, kooperatif ile … arasında trampa sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin trampaya taraf olmamak adına konut ve oto teslimi için dava açtıklarını, kooperatifin 2012 yılında yapılan genel kurulunda oto ve konutun kooperatif üzerinden müvekkillerine tahsis edileceği kararı üzerine davaların anlaşma ile sonuçlandığını, …’ın ibrasının müvekkilleri ile ilgisi olmamasına rağmen gündeme alınıp karar verilmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu; gündemin 19 nolu kararının çıkarılan ortaklar dikkate alınmadan hiç ortak eksilmemiş gibi karar alınması nedeniyle iptalinin gerektiğini belirterek öncelikle anılan kararların yok hükmünde olduklarının tespitine, aksi halde genel kurulda alınan 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18 ve 19 nolu kararların öncelikle genel kurulun yasaya aykırı toplanması nedeniyle iptaline, kararların ana sözleşme hükümlerine ve iyiniyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir Birleşen davacı vekili dava dilekçesi ile; hazirun cetvelinin gerçeği yansıtmadığını, tasfiye halindeki kooperatifin yapacağı işlemlerin sınırlı olduğunu, mevcut yönetimin ceza davasında verilen karar nedeniyle genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi bulunmadığını; yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporlarının onaylanması kararının yasaya aykırı olduğunu; faaliyet raporu ve bilançolar yasaya aykırı olduğu için ibra kararlarının yasaya aykırı olduğunu; 9. nolu maddede bahsedilen mahkeme kararının ne olduğu belli olmadığında kararın iptali gerektiğini; 10. nolu gündem maddesinde 2004 yılı bilanço ve gelir gider hesaplarının onaylanmasına dair kararın, bilanço ve gelir gider tablosu sunulmadığından geçersiz olduğunu; gündemin 11. ve 12. nolu maddelerinde, daha önce mahkemece iptal edilen ibra kararlarına ilişkin olup, mahkeme kararı ile ilgili belgeler incelemeye sunulmadığı için iptali gerektiğini; gündemin 13, 14 ve 15 nolu göreve devam kararlarının iptali gerektiğini; …’tan asıl büyük alacağını almayan kooperatifin 16. nolu gündem maddesi ile aidat konusunda karar almasının iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu; 2013 yılı bütçesi onaylanıp ilgililer ibra edilmeden iki yıla ait bütçenin birlikte onaya sunulamayacağından gündemin 17. nolu kararının iptalinin gerektiğini; ortakların … ile sözleşme yapmaya zorlandığını ve …’ın da sözleşme yapılması için geniş yetkili ibra ve feragatname aldığından ibraya ilişkin 18. Nolu kararın iptalinin gerektiğini; iyiniyetli olmayan 19 nolu kararının da iptalinin gerektiğini berterek kararların kesin hükümsüz olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı kooperatif vekili asıl ve birleşen davaya cevabında özetle; 15.12.2013 tarihli 2012 yılı faaliyet dönemine ilişkin oğlan genel kurul toplantısının usulüne uygun olarak yapıldığını, kararların iptalini gerektirecek herhangi bir sebep olmadığını, toplantıya katılıp oy kullananların tamamının davalı kooperatifin üyesi olan kişiler olduğunu, kooperatifin değişir sermayeli ve değişir ortaklı olduğunu, yönetim kurulunun hisse devirlerine engel olma hakkının bulunmadığını, üye sayısının vaki devirler ve istifalar sebebiyle farklılıklar olmasının doğal olduğunu, davalı kooperatif ile … arasındaki sözleşme uyarınca kooperatifin alacağı olan 4.000.000 USD’nin akıbetinin belirsizliğine ilişkin iddia ile ilgili olarak bu tutarın kooperatif kayıtlarında mevcut olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; asıl ve birleşen davada 2012 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan 4-5-6-7-8-10-11-12-17-18-19 numaralı kararların iptaline; 9-13-14-15-16 numaralı kararlar yönünden iptali istemi talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak kooperatifin değişir sermayeli ve değişir ortaklı olduğundan üye sayısının vaki devirler ve istifalar sebebiyle farklı olmasının doğal olduğunu; mahkemece yerindelik denetimi yapılarak 6 nolu kararın ve buna bağlı olarak 4, 5, 7 ve 8 nolu kararların iptaline karar verildiğini, 2012 yılı bilanço ve gelir gider hesabının onaylanmasına dair 6 nolu kararın iptal edilmesinin 7 ve 8 maddelerdeki 2012 yılı ibra kararlarına bir etkisinin bulunmadığını, mahkemenin genel kurul iradesinin yerine geçerek ibra kararlarını iptal edemeyeceğini, 6 nolu maddenin iptali gerektiğine dair raporun mali müşavirden bilgi alınmaması nedeniyle eksikte olduğunu; mahkemece 10, 11 ve 12 nolu 2004 yılına ilişkin bilanço ve gelir hesabının onaylanması ile bu yıla ilişkin ibra kararlarının iptali kararında da genel kurul yerine geçilerek yerindelik denetimi yapıldığını, yetkisini aşan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu; 17 nolu kararın iptaline eksik bilirkişi raporu ile karar verildiğini; 18. nolu kararın konut ve oto teslimi yönünden …’ın ibrasına ilişkin olduğunu, mahkemece…’ın otomobil ve para edimlerini yerine getirmesinden önce yönetim kuruluna ibra sözleşmesi yapılması yetkisi verilmeyeceği gerekçesiyle kararın iptal edildiğini, ancak kooperatif ve …’ın karşılıklı olarak edimlerini yerine getirdiğini, 19 nolu kararın oybirliği ile alınmasına rağmen kısa kararda iptaline karar verildiğini, gerekçeli kararda bu kararın sehven alındığı ve kararın iptali edilemeyeceği belirtilerek çelişki oluşturulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava ve birleşen dava, kooperatif genel kurul kararlarının mutlak butlanla hükümsüzlüğüne olmazsa iptaline ilişkindir. Mahkemece, 2012 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan 4-5-6-7-8-10-11-12-17-18-19 numaralı kararların iptaline; 9-13-14-15-16 numaralı kararlar yönünden ise iptal istemi talebinin reddine karar verilmiş, davalı kooperatif karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesinin 22/03/2018 tarihli kısa kararında, 15/12/2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan 19 nolu kararında iptaline karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararda anılan kararın oybirliği ile alındığı ve iptalinin talep edilemeyeceği ancak sehven iptal hükmü kurulduğu belirtilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. HMK’nın 298/2 maddesi; “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” hükmünü düzenlemektedir. Anılan hüküm emredici olup, kamu düzenine ilişkindir. 10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması öngörülmüştür. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ve yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK nun bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye izin verilmemesinin amacı kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük önem verilmiştir. Yargıtay 17. HD’nin 2016/14209 Esas, 2017/6913 Karar ve 19.06.2017 tarihli emsal kararında, belirtilen hususlar açıklandıktan sonra, çelişkinin varlığının tespiti halinde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.Somut olayda, mahkemeninde kabulünde olduğu gibi kısa karar ve gerekçeli karar çelişki olması nedeniyle hükmün kaldırılması gerekmiştir. Hükmün kaldırılma nedeni gözetildiğinde, istinaf incelemesine tabi usulüne uygun kurulmuş bir hükmün varlığından söz edilemeyeceğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/13 Esas, 2018/271 Karar ve 22/03/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Asıl dava için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, birleştirilen dava için alınması gereken 59,30 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a3.fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/12/2021