Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1871 E. 2018/1470 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1871 Esas
KARAR NO : 2018/1470
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2018
NUMARASI : 2017/459 Esasa 2018/255 Karar
DAVANIN KONUSU : Sıra Cetveline İtiraz
KARAR TARİHİ : 20/09/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2017/459 Esas, 2018/255 Karar sayılı 20/03/2018 tarihli kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurul- muş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir.
Davacı vekili davalı müflis şirketten olan alacağı için, iflas masasına yaptığı başvurunun iflas masasınca reddinin haksız olduğu, bu nedenle alacağının iflas masasına kayıt kabulünü talep etmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkemece davanın 3 aylık yasal sürede yenilenmemesi nedeni ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre davacı vekilince dava açıldıktan sonra 14/08/2017 tarihinde vekillikten istifa dilekçesi sunduğu, istifa dilekçesinin davacı asile 19 Ağustos 2017 tarihinde tebliğ edildiği, 26/10/2017 tarihinde yapılan ilk duruşmada tarafların gelmemesi üzerine dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 3 aylık sürenin son gününde 26/01/2018 tarihinde istif adilekçesi sunan aynı vekilin, yenileme dilekçesini dosyaya sunduğu, mahkemece 30/01/2018 tarihli ara karar uyarınca davanın kaldığı yerden devamına, 20/03/2018 günü ve tarihinde duruşma yapılmasına ve taraflara duruşma günü tebliğine karar verilmiş, duruşma davetiyelerininde davalı ile istifa eden davacı vekiline teb- liğ edildiği görülmüştür.
20/03/2018 tarihli duruşmada ise, davacı vekilin hazır olduğu, mahkemece davanın 3 aylık yasal süre içinde yenilenmeyerek 26/01/2018 tarihi itibariyle HMK’ nın 150/son maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve bu karar davacı vekilince yasal süresinde sunulan 02/05/2018 tarihli istinaf dilekçesinde istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak verilen kararın müvekkili açısından ileride telafisi olmayan zararlara sebebiyet verdiğini, kendisinin müvekkili tarafın- dan azledilmediğini, daha önce sunduğu vekaletnamenin süresiz ve geçerli olduğunu, kaldı ki yenileme dilekçesinin mahkemece kabul edilerek taraflara duruşma günü verildiğini, buna rağmen, ardından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı ve çeliş- kili olduğunu, kaldı ki Yargıtay uygulamasında da gecikmesinde zarar umulan hallarde mah- kemenin vereceği kesin süre içinde vekaletnamesini getirmek şartı ile vekilin dava açmasına ve usuli işlemleri yapmasına izin verilmesi gerektiği belirterek ilk derece mahkemesi kararı- nın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava şartlarının açıklandığı HMK 114/1.f maddesine göre, ve- kil aracılığı ile takip edilen davalarda, vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve usu- lüne uygun bir vekaletnamenin bulunması gerekmektedir. Dosyada davacı vekilinin usulüne uygun olarak düzenlenmiş genel bir vekaletnamesi bulunmaktadır.
HMK 77/1. maddesine göre, vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir.Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul etti- ğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapıl- mamış sayılır.
HMK 82/1 maddesine göre ise, istinaf eden vekilin vekalet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süre ile devam edecektir.
TBK’nın ilgili hükümlerine gelince; 503’maddede ” Kendisine bir işin görülmesi önerilen kişi, bu işi görme konusunda resmî sıfata sahipse veya işin yapıl- ması mesleğinin gereği ise ya da bu gibi işleri kabul edeceğini duyurmuşsa, bu öneri onun ta- rafından hemen reddedilmedikçe, vekâlet sözleşmesi kurulmuş sayılır.” düzenlemesi,
“Vekâletin kapsamı başlıklı”, 504/1-2.maddede “Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir.
Vekâlet, özellikle vekilin üstlendiği işin görülmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılması yetkisini de kapsar….” düzenlemesi,
“Talimata uygun ifa” başlıklı 505.maddede “Vekil, vekâlet verenin açık talimatına uymakla yükümlüdür. Ancak, vekâlet verenden izin alma imkânı bulunmadığında, durumu bilseydi onun da izin vereceği açık olan hâllerde, vekil talimattan ayrıla- bilir….” düzenlemelerinin mevcut olduğu görülmektedir.
Bu açıdan bakıldığında, somut olayda, davacı vekili, 14/08/2017 tarihli dilekçe ile vekillikten istifa etmiş olduğunu bildirmiş, fakat bu dilekçeden sonra yapılan ilk duruşmada, tarafların gelmemesi üzerine dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi üzerine, aynı vekil, 3 aylık yenileme süresi dolmadan dosyanın yenilenmesi talebini içeren dilekçe sunarak, müvekkili davacı asil lehine yukarıda yazılan HMK ve TBK’nın ilgili düzenlemelerine uygun olarak usuli bir işlem gerçekleştirmiştir.
Kaldı ki, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan vekaletname usulüne uygun düzenlenmiş geçerli bir vekaletnamedir. Davacı vekilince dosyadan çekilme, vekaletnameyi geçersiz hale getirmeyecektir. İstifa, sadece o dosya için var olan vekalet ilişkisinin sona erdiği anlamına gelecektir. Vekaletname sözleşmesi halen ayaktadır. Dosya da vekil, vekaletnamenin sona erdiğini değil, iş bu davadan çekildiğini bildirmiş olup, vekil- likten azledilmediği sürece, vekil, aynı vekalet sözleşmesine dayanarak TBK 502 ve izleyen maddeleri çerçevesinde yasal ve usuli işlemleri yapabilecektir. İstinaf dilekçesi de davacı asil tarafından verilmekle, vekilin yaptığı işleme icazet verilmiştir.
Yargıtay uygulamasına göre, dosyada hiç vekaletname olmasa bile vekil tarafından yapılan işlemler, hemen yok hükmünde sayılmayıp, asilin bu işlemler için onayının bulunup bulunmadığının sorulması gerekmekte, asilin icazet vermesi halinde işlemler geçerli sayılmaktadır.
Bu durumda, geçerliliği devam eden vekaletnameye dayanarak vekil tarafından yapılan duruşmanın yenilenmesi talebi geçerli olup, yeniden duruşma günü verildikten sonra delillerin usulünce toplanıp yargılamaya devam edilmesi gerekirken davanın açılmamamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmadığından, davacı asilin istinaf talebinin kabulü ile, HMK 353 1.a.5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılmasına karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/459 Esas 2018/255 Karar 20/03/2018 tarihli kararının HMK 353 1.a/5 fıkrası gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a /5.fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/09/2018