Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1850 E. 2021/1028 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1850 Esas
KARAR NO: 2021/1028
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2018
NUMARASI: 2014/1347 Esas, 2018/517 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili 06/07/2011 tarihli dava dilekçesi ile; müvekkillerinin murisi …’ın davalı … şirketi nezdinde 04/06/2010 tarihli sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, murisin 07/06/2010 tarihinde yaşanan trafik kazasında vefat ettiğini, sigorta bedeli talebinin davalı … şirketinin 06/06/2011 tarihli yazısı ile reddedildiğini belirterek fazlaya ait alacakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin ihbar tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; muris ve müvekkili arasında … Eğitim Güvencesi Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nın 5. maddesi uyarınca tehlikede bulunan eşhas ve malları kurtarmak hali müstesna, sigortalının kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bırakacak hareketlerde bulunması halinin teminat haricinde olduğunu, murisin kaza anında ehliyetsiz araç kullanarak kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bırakması nedeniyle zararın sigorta teminatı dışında olduğunu, 6762 Sayılı TTK’nın 1277 maddesinde “sigortadan faydalanan veya sigorta ettiren kimsenin kanunla yasak edilmiş ve ahlaka aykırı fiilinden doğabilecek bir zarara karşı sigorta yapılamaz” düzenlemesi olduğunu, motorlu araçların sürücü belgesi olmaksızın kullanılması yasak olup TTK’nın 1277 maddesi gereğince yasaklanmış bir halin sigorta kapsamında kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, sigorta poliçesinde mefaattar olarak davacı …’ın bulunduğu, diğer davacıların davada sıfatının bulunmadığı, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmediği ve teminat kapsamında olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili istinaf talebinde; ehliyetsiz araç kullanan murisin bile bile kendini tehlikeye atması nedeniyle genel şartların 5 /d maddesi uyarınca zararın teminat kapsamında olmadığını, sürücü belgesiz araç kullanmak yasak olup, TTK’nın 1277. maddesi gereği kanunla yasaklanmış bir halin sigorta teminatı kapsamında olmadığını, kaza sırasında sigortalı sürücünün yasal sınır olan 0.50 promilin çok üzerinde 1,98 promil alkollü olduğunu, Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nın 4/1.d bendinde aşikar sarhoşluğun tevlit ettiği vefat halinin kaza sayılmayacağının belirtildiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte alacağa yasal faizin uygulanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacılar vekili istinaf talebinin reddini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, … Eğitim Güvencesi Sigorta Poliçesi kapsamında vefat tazminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/310 Esas, 2013/270 Karar sayılı görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, dosyanın gönderildiği Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesince yukarıda belirtilen nedenler ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davacıların murisi ile davalı arasında, başlama tarihi 04.06.2010, bitiş tarihi 04.06.2011 olan sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçede, sigortalının kaza, deprem veya terör saldırısı sonucu yaşam kaybı ve sürekli sakatlık durumunda, sigorta kapsamındaki çocuğun bakım ve eğitim masraflarının, poliçede belirtilen süre ve teminat limitleri dahilinde temin edildiği, sigortalının 07/06/2010 tarihinde yaşanan kaza nedeniyle 24/06/2010 tarihinde vefat ettiği, sigortalının sürücü belgesi olmadan araç kullandığı ve ATK’nın 08/06/2010 tarihli raporuna göre 1.98 promil alkollü olduğu görülmektedir. Taraflar arasında, Sigorta Poliçesi, sigorta genel ve özel şartları, davacıların murisinin çift taraflı trafik kazası nedeniyle vefat ettiği konularında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, sigortalının, sürücü belgesiz araç kullanması ve kaza sırasında 1.98 promil alkollü olması nedeniyle talebin poliçe teminat kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece içinde nörolog doktorunda bulunduğu hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kazanın münhasıran sürücünün alkollü olması nedeniyle meydana gelmediği, sürücünün araç kullanma konusunda tecrübesizliği, yol ve hava şartlarının da kazada etkili olduğu, sürücünün alkol almış olmasının genel şartların 5. maddesinde belirtilen -kendisini bile bile ağır tehlikeye bırakacak hareketlerde bulunması- olarak değerlendirilemeyeceği, kazanın poliçe kapsamında kaldığı, poliçede menfaattarın davacılardan … olduğu belirtilmiştir. Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının 4. maddesi; “Aşağıdaki haller kaza sayılmaz: a) Her nevi hastalıklarla bunların neticelerinin ve marazi bir halin, b) Sigortanın şumulüne giren bir kaza neticesinde vukua gelmediği takdirde, suhunetin, donma, güneş çarpması ve konjestion gibi tesirlerinin, c) Herhangi akıl ve ruh haleti ile olursa olsun, intiharın veya intihara teşebbüsün, d) Aşikar sarhoşluğun, sigortanın şumulüne giren bir kazanın icap ettirmediği ahvalde uyuşturucu madde kullanmanın, ilaç ve zararlı madde almanın, e) Sigortanın şumulüne giren bir kazanın icabettirmediği cerrahi; müdahalenin (ameliyatın) ve her türlü şua tatbikinin, tevlit ettiği vefat hali veya cismani arızalar.” hükmünü düzenlemektedir. Yine genel şartların 5.d bendinde; tehlikede bulunan eşhas ve malları kurtarmak hali müstesna, sigortalının kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bırakacak hareketlerde bulunmasının teminat kapsamında olmadığı belirtilmiştir. Dosyada mevcut kaza tespit tutanağında, sigortalı …’ın idaresindeki aracı ile seyir halinde iken aracını yavaşlatmak için frene bastığı esnada aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek aracın karşı şeride geçtiği ve karşı şeritten gelen araç ile çarpışılması sonucu sigortalının hayatını kaybettiği belirtilmiş, 26/10/2020 tarihli ATK raporunda sigortalının zemin durumunu dikkate almadan tatbik ettiği fren nedeniyle aracının zeminde kaydırdığı ve kazada tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan nörolog bilirkişinin de bulunduğu heyet raporunda; kazada sigortalının aşırı alkollü olmasının baskın olduğu, ancak kazanın münhasıran sürücünün alkollü olması nedeniyle meydana gelmediği, sürücünün araç kullanma konusunda tecrübesizliği, yol ve hava şartlarının da kazada etkili olduğu belirtilmiştir. Bu durumda sigortalı sürücü kaza anında 1.98 promil alkollü olmakla birlikte, sürücünün araç kullanma konusunda tecrübesizliği, zeminin kaygan olması ve yol ve hava şartlarının da kazada etkili olduğu, sürücünün alkollü olmasının, teminat kapsamı dışında sayılan hallerden olan -sigortalının kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bırakacak hareketlerde bulunması- olarak değerlendirilemeyeceği, kazada zemin ve hava durumunun etkisinin de bulunması karşısında yine teminat dışı hallerden sayılan -aşikar sarhoşluğun tevlit ettiği vefat halinin- bulunduğundan da söz edilemeyeceği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b-1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 170,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 111,50 TL harcın talep halinde kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/09/2021