Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1833 E. 2021/961 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1833 Esas
KARAR NO: 2021/961
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 31/01/2018
NUMARASI: 2015/995 Esas, 2018/116 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 04.11.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili kooperatif tarafından, 06.07.2008 tarihli 2007 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı, 08.11.2009 tarihli 2009 yılı Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı, 31.07.2010 tarihli 2009 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı, 24.04.2011 tarihli 2010 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı ve 08.09.2013 tarihli 2012 yılı Olağan Genel Kurul toplantılarında alınan karar gereğince borçluya ait ödenmeyen üye aidat alacağının şifahi taleplerine rağmen ödenmemesi üzerine, borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe karşı borçlu olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu iddia ederek, İtirazın 920.530,00 TL asıl alacak, 472.461,86 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, takibin aylık %1,5 ( yıllık %18 ) faizi ile devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 27.04.2016 tarihli dilekçede, takip ve dava konusunun davalıya ait toplam 44 daireye ait ödenmemiş aidat bedeli olduğunu, davalı şirketin, müvekkili kooperatifin 16.11.2005 tarih ve 254 sayılı kararına göre ve bu tarihten sonra üye olduğunu, davalının üye olarak bu tarihten sonra yapılan toplantılarda yer aldığını, hazirun listelerinde ismi ve imzası ile genel kurullara katıldığını, dava ve takibe konu 44 daire için toplam 7 adet yönetim kurulu kararı olduğunu belirterek açıklamada bulunmuştur.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili yüklenici şirketin, davacı kooperatife ait taşınmaz üzerinde 26.08.1988 tarihli sözleşme uyarınca 604 konut ve 91 işyerini inşa ederek hak sahiplerine teslim ettiğini, müvekkili şirketin kooperatif üyesi olmadığını, inşaatın yüklenicisi olduğunu, ödeme emrindeki açıklamanın yetersiz olduğunu, kooperatifin hak ediş alacaklarını ödeyemediği için, yüklenici şirkete kendisine ait bazı bağımsız bölümleri hak ediş karşılığı verdiğini, müvekkili şirketin hak edişlerini nakit alamadığı için ayni ödeme teklifine istemeyerek evet demek zorunda kaldığını, kooperatifin müvekkili şirketi re’sen üye kabul etmesi ve bilahare kooperatif üyelerini toplayarak Genel Kurulda aldığı kararlarla kendilerinden aidat talep etmelerinin mevcut hukuki statü kapsamında mümkün olmadığını, davacının daha evvel ikame ettiği ve halen Temyiz aşamasında bulunan İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/759 Esas sayılı dosyasında, müvekkili şirketin bazı genel kurullara asaleten veya vekaleten katıldığı, iki bağımsız bölüm için aidat ödediği gerekçelerini ileri sürerek kooperatif üyeliği bulunduğu iddiasında bulunduğunu, iki bağımsız bölüm için üyelik iddiasının mahkeme tarafından kabul edildikten sonra iş bu davanın aynı gerekçelerle huzura getirildiğini, halbuki genel kurula katılımın üyelik dışında nedenleri olduğunu, müvekkili şirket adına işin devamı sırasında inşaatların ilerleyişi ve özellikle hak edişlerin ödenmesinde sıkıntılar vb. nedenlerle bizatihi kooperatif yönetiminin ısrarı ile kooperatif genel kuruluna katılımın söz konusu olduğunu, bağımsız bölümlerin üye olunmadan devir alındığını, daha sonra bazı üyelerin bu devirleri yapan eski yöneticiler hakkında Ümraniye C.Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, kooperatife üye yapılmadan şirkete 10 adet daire ve 15 adet dükkan verdiklerinden bahisle cezalandırılmalarını talep ettiklerini, İstanbul Anadolu 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.07.2013 tarihli, 2008/717 Esas, 2013/651 Karar sayılı kararı ile kooperatif yönetiminin üye yapmadan müteahhit şirkete 10 adet daire ve 15 adet bağımsız bölümü hak ediş karşılığı devrettiğini tespit etmiş ise de sanıkların görevlerini kötüye kullanmadıklarına karar verilerek haklarında beraat kararı verildiğini, müvekkili şirkete hak ediş karşılığı bağımsız bölümlerin devredilmiş bulunduğunun yönetim kurulu kararları ile sabit olduğunu savunarak, davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, incelenen taraf defterlerine göre davalı şirketin davacı kooperatifinin yüklenicisi olduğu, 31.08.1998 -20.11.2011 tarihleri arasında 14 yıllık ilişki içerisinde davacı kooperatifin davalı firmaya toplam 29.995.812,98 TL avans ödemesi yaptığı, 40 adet kooperatif dairesini davalı müteahhit şirketin 3.411.740 TL ‘lik hak edişine karşılık davalı şirkete verildiği ve davalının hak edişinden mahsup edildiği, takip konusu 44 adet aidat bedelinin tahsil edilemediği, davalı şirkete ait defter kayıtlarında ise davalının davacı kooperatife üç adet toplam 23.230.092,58 TL tutarlı hak ediş düzenlediği, davalı şirketin 42 adet kooperatif daire ve dükkanını hak ediş bedellerine karşılık kabul ettiği, takip konusu aidat bedellerinin ise ödenmediğinin belirlendiği, kooperatif uygulamalarında kooperatif dairelerinin üye yapılmaksızın bir başka şahıs veya firmaya satılmasının ancak genel kurul kararı İle mümkün olduğu, incelenen davacı kooperatife ait genel kurul tutanaklarında kooperatif dairelerinin hak ediş karşılığında davalı şirkete verilmesine yönelik bir karar bulunmadığı, ayrıca kooperatife daha sonraki tarihlerde üye olmak isteyen kişilerin o tarihe kadar diğer üyelerin ödediği tutara eskalasyonlu bir hesapla toptan giriş aidatı alınmak suretiyle üye yapılmasının mümkün olduğu, bu durumda kooperatifin ayrıca bir genel kurul kararı almasına gerek olmadığı, somut olayda da davacı kooperatifin mevcut borcuna karşılık davalının imal ettiği 42 adet daire bedelini hesaplamak suretiyle davalı yüklenici firmaya verdiği ve sonrada davalı şirketi kooperatife üye kaydettiği, Kooperatifler Kanunun 8/1. maddesi gereği ortak olmak isteyen kişilerin kooperatif ana sözleşmesi hükümlerinin tüm hak ve ödevleri ile birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile yönetim kuruluna başvurmaları gerektiği ve kooperatif ortaklarına kendi varlığı dışında şahsi bir sorumluluk ve ek ödemeler yüklüyor ise bu başvurunun yönetim kurulu tarafından kabul edilmesi gerektiği belirtilmekle birlikte yazılı giriş bildiriminin Yargıtayın kökleşen içtihatları uyarınca bir geçerlilik şartı değil ispat belgesi niteliğinde olduğu, davalıya ait üye yazılı başvuru belgesinin olmamasının genel kurul toplantılarına iştirak ederek genel kurul tutanağını imzalayan davalının kooperatife ortak olma irade ve başvurusunun bulunmadığı anlamına gelmeyeceği, İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/759 Esas sayılı ilamında da davalı şirketin davacı şirketin üyesi olduğuna karar verildiği, benimsenen bilirkişi raporunda da ayrıntılı olarak hesaplanan genel kurul kararları ile uyumlu olduğu, davacı kooperatifin 44 adet daireye ait 913.930,00 TL aidat ve 465.306,74 TL işlemiş faiz olmak üzere 1.379.236,74 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan İtirazın kısmen iptali ile takibin 913.930,00 TL ana para, 465.306,74 TL işlemiş faiz olmak üzere 1.379.236,74 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %18 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, alacağın %20’si inkar tazminatının davalıdan tahsiline fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkili şirketin kooperatife üye olmaksızın hak ediş karşılığı aldığı bir kısım daireleri dava dışı 3. kişilere satarak İnşaat işlerini ikmal ettiğini, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/759 Esas sayılı dosyasının halen temyiz incelemesinde olduğunu, söz konusu dosyada davacının 44 daire ortaklığından hiç söz etmediğini, 44 bağımsız bölümün hak ediş karşılığı alındığının yönetim kurulu kararları ile belli olduğunu, bilirkişi kurulu tarafından yönetim kurulu kararlarına farklı bir anlam yüklenerek bu kararlarla üye / ortak oldukları yorumunda bulunulduğunu, yönetim kurulu kararlarında üyelik / ortaklık kelimesi ve ne de bu anlama gelebilecek hiçbir kelime geçmediği gibi müracaat kelimesi de geçmediğini, yapılacak hakediş karşılığında dairelerin ödemelerden düşülmek kaydı ile müvekkili şirkete oybirliği ile devredilmesine karar verildiğini, ceza mahkemesi kararında üye yapılmaksızın devir yapıldığının tespit edildiğini, hukuk hakiminin maddi vakıaları tespit eden caza mahkemesi kararı ile bağlı olduğunu, müteahhitin alacaklarının nakden ödeme sağlanamadığı için inşa edilen daire bedelleri ile ödenmesine hiç kimsenin ses çıkarmadığını aksine hesapları ve raporları tasdik ederek yönetimleri her defasında ibra ettiğini, yapılan işi kılıfına uydurmak için kooperatifin yeni yönetim kurulunca müvekkili şirketin tek taraflı işlemlerle üye kayıt edildiğini, işlem yapıldığını, genel kuruların bir kısmına katılma bedenlerinin, hak ediş alacaklarını alamadıkları ve sadece 3 üyelikleri olduğu için hususunu açıkladıklarını, raporun çelişkili olduğunu, ayrıca taraf ticari defterlerinde müvekkiline yapılan bağımsız bölüm devirlerinin hak ediş karşılığı yapıldığının açıkça belli olduğunu, rapora haklı itirazlarının nazara alınmadığını ve ek rapor taleplerinin dahi karşılanmadığını, eksik inceleme ve denetlenebilir olmaktan uzak bilirkişi raporuna istinat etmenin hatalı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, kooperatif genel kurul kararı gereğince aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında, davalı şirketin davacı kooperatifin müteahhit yüklenici firması iken değişik tarihli ve birden fazla yönetim kurulu kararları ile yapılacak hakediş ödemeleri karşılığında davalı şirkete dairelerin devir kararı alındığı, yeni yönetimin şikayeti neticesinde eski yönetim kurulu üyelerinin görevlerini kötüye kullanmak suretiyle hareket ettiklerine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat ettikleri, bir kısım aidat alacağının tahsili amacı ile başlatılan takibe karşı davalı şirketin itirazı üzerine, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/759 Esas, 2015/765 Karar ve 13.10.2015 tarihli kararı ile davalının söz konusu dosyadaki bağımsız bölümler yönünden üye olduğunun kabulü İle davanın kısmen kabulüne karar verildiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Gerekçeli kararda yer verilen ve istinaf dilekçesinde henüz kesinleşmediği iddia edilen İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/759 Esas, 2015/765 Karar sayılı kararın keskinleşip kesinleşmediği, 6100 sayılıHukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/3. fıkrası gözetilerek mahkemeye yazılan müzekkere ile sorulmuştur. Mahkemece dosyaya ibraz edilen cevabı yazıdan, kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 13.06.2018 tarihli 2016/1913 Esas, 2018/3661 Karar sayılı ilamı ile onandığı, karar düzeltme talebinin ise Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 17.06.2019 tarihli, 2018/2414 Esas, 2019/2708 Karar sayılı ilamı ile reddedilerek hükmün 17.06.2019 tarihinde hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, hak ediş alacağına karşılık yönetim kurulu kararı ile kooperatif daireleri devredilen davalı şirketin, kooperatif üyesi olup olmadığı, söz konusu üyeliklerden dolayı aidat borcundan sorumlu bulunup bulunmayacağı ile bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, kooperatif ve arsa sahipleri arasında 19.03.1998 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi düzenlendiği, kooperatifin İnşaat yapım işi için davalı şirket ile 26.08.1998 tarihli sözleşme düzenlediği, işyeri teslim tarihinin 28.08.1998, bitim tarihinin 31.12.2004 tarihi olduğu, taraflar arasında hak ediş alacağına dair hukuki uyuşmazlığın dava konusu olduğu, kooperatifin 16.11.2005 tarihli kararı ile davalı şirketin 4. blokta bulunan 5 adet daire için ve dava dışı gerçek kişilerin muhtelif daireler için kooperatife ortaklık başvurularının 254 Karar No ile oybirliği ile kabul edildiği, yönetim kurulunun 29.12.2006 tarihli 301 sayılı kararı ile “ yapılacak hakediş karşılığında aşağıda belirtilen daire ve dükkanlar ödemelerden düşülmesi kaydıyla 2.051.740 YTL bedelle…. ” davalı şirkete verilmesine oybirliği ile karar verildiği, kararda 10 daire ve 15 dükkan olduğu, 20.11.2007 tarihli 333 Karar nolu yönetim kurulu kararı ile yapılacak hak ediş karşılığında toplam 12 dairenin davalı şirkete devredilmesi kararı alındığı, 31.12.2007 tarihli 334 Karar nolu yönetim kurulu kararı ile 5 adet dairenin davalı şirkete devir edilmesine karar verildiği, 05.03.2013 tarihli 63 Karar nolu karar ile davalı şirketin dava dışı gerçek kişiye ait 45/1 nolu dairenin üyelik devrine oy birliği ile karar verildiği, devir kararı veren yönetim kurulu başkanının …, 2. başkanın … ve muhasip üyenin … olduğu, dava dışı gerçek kişilerin adı geçen yönetim kurulu hakkında, üye yapılmadan 2006 yılında hak ediş karşılığı …Ltd.Ştinin 10 adet daire ve 15 adet dükkan satışını ve 2004 yılında kesin hesap çıkartılmasına rağmen 31.12.2006 tarihi itibariyle muhasebe kayıtlarına ve müteahhit firma tarafından tanzim edilen faturalar ve hakediş raporlarına göre 1. ve 2. Etap maliyetlerinin ne olduğunun tespit edilmesine imkan sağlamak vb nedenlerle yöneticiler hakkında şikayetleri sonucunda, 13.06.2008 tarihli görevi kötüye kullanma suçlaması ile kamu davası açıldığı, İstanbul Anadolu 26.Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/707 Esas, 2013/651 Karar sayılı kararı ile yukarıda yer verildiği gerekçeye istinaden dosyada beraat kararı verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/759 Esas, 2015/765 Karar ve 13.10.2015 tarihli ilamı ile davacı kooperatifin aynı gerekçelerle davalı şirkete karşı başlatmış olduğu 2007 ve 2009 yılı ve 2010 yıllarına ait değişik tarihli genel kurul kararları doğrultusunda aidat alacağının tahsili amacı ile başlatılan takibe davalı şirketin itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasında, davalının takipte dayandığı A-3 ve A-7 nolu bağımsız bölümlere ait üyelik aidatları kapsamında davanın kısmen kabulüne karar verildiği, dosyada kararın kesinleşme ilamının bulunmadığı, söz konusu dairelerinde davalı şirkete yönetim kurulu kararı ile devredilen dairelerden olduğu, davacı şirketin dava konusu yıllara ve bağımsız bölümlere ait aidat alacağının tahsili amacı ile davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 920.530,00 TL kooperatif aidat alacağı ve 944.923,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.865.453,72 TL alacağın tahsili amacı ile 05.08.2014 tarihinde ilamsız takip başlattığı, davalının takibe ve borca itirazı üzerine davacının İİK 67. maddesi gereğince İtirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.Mahkemece, taraflara ait tüm deliller toplanarak ve davacı kooperatife ait genel kurul, yönetim kurulu kararları, hazirun cetvelleri dosyaya celbedilerek, dosya üzerinde ve taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 10.11.2017 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı kooperatifin yönetim kurulunun 16.11.2005 tarihli 254 sayılı kararı ile kooperatif üyeliğine müracaat eden davalı şirketin 5 üyelik müracaatının kabul edildiği, 29.12.2006 tarihli 301 sayılı, 20.11.2007 tarihli 333 sayılı 31.12.2007 tarihli 334 sayılı yönetim kurulu kararı olmak üzere 4 adet yönetim kurulu kararı ile davalı şirketin 5 adet üyelik başvurusunun doğrudan kabul edildiği, 42 adet üyeliğinin ise davalı şirketin yaptığı hakediş karşılığında üye kabul edildiğinin görüldüğü, hazirun cetvellerinin incelenmesinden davalı şirketin genel kurul toplantılarına iştirak ettiği, 17.06.2006 tarihli genel kurul tutanağının 55. sırasında, 24.03.2007 tarihli genel kurul tutanağının 60. sırasında, 31.05.2008 tarihli genel kurul tutanağının 75. sırasında, 06.07.2008 tarihli genel kurul tutanağının 76. sırasında 27.06.2009 tarihli genel kurul tutanağının 72. sırasında isim ve imzasının olduğu, dosyaya sunulan borç döküm listesinde talep edilen ana para alacağının 44 üyeliğe ilişkin olduğu, bu üyeliklere ait bağımsız bölümlere ait genel kurul tarihleri belirtilerek toplam aidat alacağının 920.530,00 TL olduğu, tapu kayıtlarının dosyaya geldiği incelendiğinde, takibe konu bağımsız bölümlerden 5 adedinin kooperatif tarafından satış suretiyle davalı şirkete verildiği, diğer bağımsız bölümlerin tescillerinin doğrudan davalı şirket adına tescil edildiği, kooperatife ait 1998 yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı, 1999…2009 yılları dahil yevmiye defterlerinin noter kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, envanter defterlerinin noter kapanış onamalarının yaptırılmadığı, bu nedenle kooperatife ait 1998-2009 yılı ticari defterlerin kanuni şartları taşımadığından delil niteliğinde bulunmadığı, davalı şirketin davacı kooperatifin yüklenicisi konumunda olduğu ve kooperatifin İnşaat işlerini üstlendiği, davacı kooperatifin, davalı şirketle olan ilişkisini 159 kodlu verilen sipariş avanslarından takip ettiği ve muhasebeleştirdiği, bu hesabın incelenmesinden 31.08.1998 -20.11.2011 tarihleri arasındaki 14 yıllık ilişki içerisinde davacı kooperatifin davalı müteahhit firmaya toplam 29.995.812,98 TL avans ödemesi yaptığı, 40 adet kooperatif dairesinin davalı müteahhit şirketin 3.411.740 TL‘lik hakedişine karşılık davalı şirkete verildiği ve davalı şirketin hakedişinden mahsup edildiği, takip konusu 44 adet aidat bedelinin tahsil edilmediğinin tespit edildiği, davalı şirkete ait 1998-2008 yıllarına ait yevmiye ve envanter defterlerinin noter kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı bu nedenle kanuni şartları taşımadığı, davalı şirketin aynı zamanda davacı şirketin yüklenicisi durumunda olduğu, davalı defterleri incelendiğinde kooperatife 3 adet hak ediş kestiği bu hakediş tutarlarının toplam 23.230.092,58 TL olduğu, davalı şirketin 42 adet kooperatif daire ve dükkanını hakediş bedeline karşılık kabul ettiği, takip konusu aidat bedellerinin ise ödenmediği, kooperatif uygulamalarında, kooperatif dairelerinin üye yapılmaksızın bir başka şahıs veya firmaya satılmasının ancak genel kurul kararlarıyla mümkün olabildiği, genel kurul tutanakları incelendiğinde kooperatif dairelerinin davalı şirkete verilmesine yönelik bir karar bulunmadığı, diğer taraftan kooperatife daha sonraki tarihlerde üye olmak isteyen kişilerin o tarihe kadar diğer üyelerin ödediği tutara eskalasyonlu bir hesapla toptan giriş aidatı alınmak suretiyle üye yapılmasının da mümkün bulunmadığı, bu durumda kooperatifin ayrıca bir genel kurul kararı almasına gerek bulunmadığı, bu gibi ortaklık işleminde davalı şirketin üye yazılı başvurusunun alınmasının gerekmekte olduğu, kooperatif merkezinde yapılan incelemede üyelik dosyalarının olmadığı ve tutulmadığı beyanıyla bilirkişilere tevdi edilmediği, bu nedenle davalı şirketin 42 adet daire için başvurusu olup olmadığının anlaşılamadığı, somut olayın özelliğine göre davalı şirketin kooperatif üyesi olduğunun kabulü gerektiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 8/1’de ortak olmayan kişilerin kooperatif anasözleşme hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile yönetim kuruluna başvurmaları gerektiği, yazılı giriş bildiriminin Yargıtayın kökleşen içtihadı uyarınca bir geçerlilik şartı değil ispat belgesi niteliğinde olduğunun kabul edildiği, diğer yandan zimmi kabulünde mümkün ve geçerli olduğu, davacı kooperatifin, 42 adet dairenin bedelini, daha önceki ortakların ödediği tutarlarıda dikkate alarak üye kayıt etmek suretiyle muhasebeleştirdiği, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/759 Esas sayılı dosyasında davalı şirketin davacı kooperatifin üyesi olduğuna karar verdiği, diğer yandan davalı şirketin tapu iptali ve dairelerin davacıya geri verilmesi durumunun söz konusu olmadığı, davalı şirketin 44 daire için üyeliğinin bulunmadığı iddiasının kabul edilemeyeceği, davalı şirketin söz konusu 44 adet daireyide kapsamak üzere davacı kooperatifin üyesi olduğu kanaatine varıldığı, davacının 15.08.2014 tarihinde ödemesi gereken 6.600 TL aidat tutarının 05.08.2014 takip tarihinde muaccel hale gelmediği dikkate alındığında, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 913.930,00 TL aidat alacağı olduğu. TBK 120. madde gereğince davacının 465.306,74 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 1.379.236,74 TL alacağının olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun ikinci bölümünde, ortaklık sıfatının kazanılması ve kaybedilmesi düzenlenmiştir. 8. madde üst başlığı, ortaklığa girme şartları ve ek ödemelerdir. Ortaklığa girme ve ortak sayısı başlığı ile kooperatif ortaklığına girmek için gerçek kişilerin medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmaları gerektiği, ortak olmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerin kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvuracakları, yönetim kurulunun, ortaklar ile ortak olmak için müraat edenlerin anasözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak zorunda olduğu, 14. maddenin 3. fıkrasında ise ortaklığın devredilebileceği, yönetim kurulunun ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde bu kişiyi ortaklığa kabul edeceği, 35. maddede, ortakları şahsen sorumlu veya ek ödemelerle yükümlü bir kooperatifte, durumu bilerek yeni giren kimsenin girişinden önce doğmuş olan borçlardan diğer ortaklar gibi sorumlu olacağı, konut yapı kooperatifi anasözleşmenin 11. maddesinde, ortaklığa kabulün yönetim kurulunun kararı ile gerçekleşeceği, 23. maddede genel kurulun görev ve yetkilerine yer verilerek, en yetkili organ genel kurulun görev ve yetkilerinin belirlendiği, 6. bentte, ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ve gecikme halinde uygulanacak esasları tesbit etmek, 9. bentte, gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliğini, yerini ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını belirlemek, 11. bentte, kooperatifin ortak sayısı ile yapılacak konut sayısını tesbit etmek vb görev ve yetkilerine yer verilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28.04.2005 tarihli, 4706 Esas, 4359 Esas sayılı emsal ilamında, Yapı Kooperatiflerinde açık kapı ilkesi gereğince ortaklığın gerçekleşmesinin ayrıca bir kabule bağlı olmadığı, kabul açıkça olabileceği gibi örtülü olarak ortaklığı kabulünde mümkün olduğu belirtilmiştir. Somut davada, davalı şirket temsilcisinin bilirkişi raporunda belirtildiği üzere genel kurul toplantılarına katıldığı hazirun cetvelinde imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı şirketin, daha önceden açılan ve kabul ile sonuçlanan mahkeme kararı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kendisine hakediş alacağı karşılığında teslim edilen dükkanlar ve daireler karşılığında kooperatif üyesi olduğu ve aidat borçlarından sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır. Zira yapı kooperatiflerine ortaklık, kurucu ortaklığı olarak, kurulmasından sonra, ortaklığın devir alınması yoluyla, veraset yoluyla ve taşınmaz mal veya İşletme karşılığı olarak mümkün olabilmektedir. Kooperatiflerin, kendi ortaklarının ekonomik yararlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet sureti ile koruyacakları 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 1. maddesinde belirlenmiştir. Yapı kooperatiflerinde ise, ana sözleşmelerine konulan madde ile kooperatifin amacının, ortaklarının konut ihtiyaçlarının karşılanması olacağı hususu belirtilmiştir. Bu amaçlarının gerçekleşmesi doğrultusunda Kooperatif ana Sözleşmesinin 21,23/6 ve 61. maddesi gereğince konutun ve işyerinin maliyet bedelini genel kurul kararları doğrultusunda ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Parasal yükümlülük, kooperatife karşı her türlü akçeli yükümlülüğü ifade etmektedir. Uygulamada, kooperatif ve ortak arasındaki anlaşmazlıkların çoğunun ödemelere ilişkin olduğu görülmektedir. Ortaklardan tahsil edilecek miktar, zaman ve ödeme koşullarının belirlenmesi genel kurulun devir ve temlik edemeyeceği yetkileri arasında sayılmıştır. (. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 42. maddesi, Anasözleşme 23/6 ). Genel kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır. Genel kurul kararlarının iptali 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53. maddesinde düzenlenmiştir. Genel kurul kararı iptal edilmedikçe taraflar yönünden bağlayıcı olacaktır. Bu açıklamalardan sonra somut dava değerlendirildiğinde, davacının takibe konu ettiği alacak miktarı genel kurul tarafından belirlenmiş, genel kurul kararınının iptaline dair herhangi bir dava açılmamıştır, bu durumda bilirkişilerin kooperatif defter ve kayıtları ve özellikle genel kurul kararını inceleyerek hazırlamış oldukları bilirkişi raporunun, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğunun kabulü ve kooperatife üye olan ortağın sorumlu olduğunun kabulü gerekecektir. Mahkemece, rapor sonucuna göre verilen hükmün isabetli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli bilirkişi heyet raporu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve tip anasözleşmenin ilgili hükümleri ile emsal ilamlar neticesinde davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/995 Esas, 2018/116 Karar ve 31.01.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 23.553,92 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23.494,62 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/09/2021