Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1826 E. 2018/1447 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1826 Esas
KARAR NO : 2018/1447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2018
NUMARASI : 2016/1091 2018/598
DAVANIN KONUSU : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 20/09/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 07.11.2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisi …’nün….u Bank Pendik Şubesinden konut kredisi kullandığını, söz konusu kredi kullanımı sırasında muris hakkında davalı tarafından 05.11.2012 başlangıç tarihli 70.000,00 TL bedelli hayat sigortası yapıldığını, murisin 09.07.2013 tarihinde vefat ettiğini, davalı tarafından hayat sigortası kapsamında 24.300,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin mecburen kredi taksitlerini ödemeye devam ettiğini ihtarname keşide edilmesine rağmen bakiye poliçe bedelinin ödenmediğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 45.700,00 TL nin 27.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğraması nedeniyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ödenen tutarın bir yıllık sürenin dikkate alınarak hesaplanmış miktar olduğunu, hesaplamanın bu şekilde yapıldığını savunarak davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 43.558,10 TL nin 27.07.2013 ihtar tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar yasal sürede davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, zamanaşımı konusunda bir karar verilmediğini, poliçe gereği ödeme yapılmış olmakla müvekkili sigorta şirketinin başkaca bir sorumluluğu kalmadığını , kanuni faize hükmedilmesi gerekirken reeskont faizine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, “Kredi Hayat Sigortası” kapsamında bakiye sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacıların murisi ….’nün dava dışı bankadan kullanmış olduğu konut kredisinin teminatı olarak davalı sigorta şirketi ile kredi hayat sigortası düzenlediği, murisin vefatı sonrasında bir miktar sigorta ödemesinin gerçekleştirildiği, bakiye sigorta bedelinin tahsili amacı ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların sıfatı, davanın niteliği ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun nedeniyle öncelikle mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının değerlendirilmesi gerekmektedir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, yasanın 87. maddesi gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi , tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık v.b. sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez .Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. 6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması,bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir.Somut uyuşmazlık, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında gerçekleştirilen sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Açıklanan yasal düzenlemer kapsamında uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmakta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna yer verilmiştir.Aynı yasanın 114/1-c bendinde mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır.Mahkemenin görevi ile ilgili yasal düzenlemeler sonucunda görevle ilgili konular taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmaz.Çünkü dava şartlarının mevcut olup olmadığı, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır ve dava şartı noksanlığı halinde HMK 115. maddesi gereğince davanın usülden reddine karar verilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmiş olması yerinde görülmediğinden, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1091 Esas, 2018/598 Karar ve 18.05.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 98,10TL olmak üzere toplam 153,30 TL harcın davalı tarafça peşin olarak yatırılan 842,00TL harçtan mahsubu ile bakiye 688,70 TL harcın talep halinde davalı tarafa İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/09/2018