Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1817 E. 2021/960 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1817 Esas
KARAR NO: 2021/960
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2017
NUMARASI: 2015/566 Esas, 2017/947 Karar
DAVA: ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 26.05.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, 31.08.2007 tarihinde, Beyoğlu, Bakırköy, Sarıyer İşletme Müdürlüklerine ait, El Bilgisayarı / Endeks ile ( GPRS) Endeks Okuma Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığını, hizmet alım sözleşmesi gereğince, müvekkili şirket tarafından davalının hüküm ve tasarrufunda bulunan sahalarda, Alçak Gerilim ( A.G) ‘den beslenen abonelerin el bilgisayarı endeksör vasıtasıyla abone adresinde endeksinin okunarak, fatura / fatura bildirim tanzimi ve aboneye bırakılması, durum kodu konmasına sayaç ve mühür kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların belirlenmesi abone kayıtlarının güncellenmesi ile bu bilgilerin idare bilgisayarlarına GPRS üzerinden aktarılarak faturaya dönüştürülmesi olarak belirlenen yükümlülüklerin tamamı yönünden ve yüklenici tarafından bu işlerin yerine getirilmesi karşılığı olarak davalı tarafından bedel ödenmesi ( teknik şartname 3.1 m) hususunda anlaşmaya varıldığını, sözleşmenin 9. ve 9.2 maddesinde, idari şartname, sözleşme tasarısı vb nin sözleşmenin ayrılmaz parçası olarak kabul edildiğini, sözleşmenin ayrılmaz parçası Teknik Şartname 3.1’de ana hizmet tanımı olarak, elektrik abonelerine ait sayaçların endeks tespiti, tespit edilen endekslerin el bilgisayarı / endeksöre kaydedilmesi, bildirim tanzimi ve aboneye bırakılması, abone ve sayaç durum kodları konmasına yönelik abone sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespiti, büroda fatura kontrolü, raporlama ile tespit edilmiş bilgilerin idaredeki bilgisayarlara aktarılması işlerinin yapılması şeklinde olduğunu, bu tanımlama yanında, kaçak elektrik kullanan abonelerin idareye bildirilmesi halinde, kaçak kontrol hizmetinin karşılığı olarak yükleniciye, EPDK müşteri hizmetleri yönetmeliğinin 25. maddesi gereğince A.G’den beslenen aboneler için belirlenen kesme – bağlama birim bedelinin %50’sinin ödeneceğini, ancak bu bedellerin ödenebilmesi için kaçak tutanağının EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine göre işlem yapıldıktan sonra tahakkuka bağlanmasının şart olduğu şeklinde kaçak ihbarının sözleşmede izahının yapıldığını, ayrıca EPDK 15. madde hükmü gereğince işlem tesis ettikten sonra tahakkuka bağlanması halinde ihbarların bedelini yüklenicinin müvekkili şirkete ödeyeceğini beyan ettiğini, davanın temel dayanağı olan hususun taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ayrılmaz parçası olan teknik şartname 2,3 ve 3.1 maddesinde tanımlanan ana hizmet kavramının ayrılmaz parçası olan kaçak elektrik kullananların …’a bildirilmesinin neticesi olarak ödenmeyen ihbarlara ilişkin alacak olduğunu, bu durumda müvekkili şirketin görevinin kaçak elektrik kullananların tespiti ile bu tespitin …’a bildirilmesi olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin bu anlamda asli görevinin sadece bildirimden ibaret olduğunu, sözleşme gereği müvekkilinin üzerine düşen edim yükümlülüğünün kaçak kullanımların davalı idareye yapmış olduğu tespitleri teslim ettiği an son bulduğunu, bundan sonra ise sözleşmede belirtildiği üzere davalı idarenin bu kaçak bildirimlerini tutanağa bağlamasını gerektiren karşı edimin ortaya çıktığını, kaçak ihbarlar için tutanak tutma ve tahakkuka bağlamanın davalının edimi olduğunu ve sözleşmede bu işlemler için süre öngörülmediğini, bu durumda davalının kaçak ihbarlar için tutanak tutma ve tahakkuka dönüştürme edimini M.K 2. maddesine uygun olarak makul süre içinde yapmasının beklendiğini, ancak yıllar geçmesine rağmen davalının bu edimi ifa etmekten imtina ettiğini, sözleşmenin ilgili maddesi gereğince müvekkilinin kaçak bildirimi ile bildirdiği döneme ait kesme -bağlama birim bedelinin %50’si oranında hizmet bedelini hak ettiğini, davalının müvekkili şirkete bir kısım kod bildirimleri ve bir kısım kaçak ihbarlar bedelini ikame edilen davalar neticesinde ödediğini, ancak davalının müvekkili şirkete THK Yok/ Faturalandırılamadı, kaçak ihbarlar ücretlerini hala ödemediğini, davanın konusunun alacak, alacağın kaynağının ise ödenmeyen THK Yok / Faturalandırılamadı – davalı takip / abone borçlu kaçak ihbarların bedeli olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalıya ihbar edilen kaçak ihbar adetleri ile yıllara göre birim fiyat tarifeleri üzerinden hesaplama yapıldığında toplam alacağın talep edilen miktarın üzerinde çıkacağını, davalı genel müdürlüğü bilgi işlem daire Başkanlığı tarafından dava konusu ve sözleşme dönemlerine ilişkin olarak, abone hakediş icmalinin istendiğini, müvekkili şirketin daha önce davalıya karşı kod bildirim ve kaçak ihbarından kaynaklanan alacakları konusunda dava ikame ettiğini ve davaların lehe hüküm tesis edecek şekilde sonuçlandığını, bu kere davalının gerek hakediş döneminde gerekse de mahkeme kanalıyla ödemediği ihbarların bedelinin talep edildiğini, benzer bir hususun daha önce Beyoğlu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/149 Esas, 2007/364 Karar sayılı ilamı ile tartışıldığını, davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29.01.2009 gün 2008/5229-932 sayılı ilamı ile mahkemece BK’nın 19. maddesi gereğince tarafların sözleşmeye bağlı olduğu ve henüz tutanağa bağlamamış ihbarlar için davalının ücret ödeme yükümlülüğünü kabul edildiği halde, davalının yine sözleşme ile yükümlü olduğu kaçak elektrik kullanımı ile ilgili tutanağı makul süre içinde yerine getirmesi gerektiği hususunun gözardı edildiğini, davacının BK’nın 81. maddesi gereğince kendi edimini yerine getirdiği ve davalının da edimini yerine getirmesini istemiş olmakla MK 2/1 maddesi gereğince davalının sözleşme gereğince davacının ihbarlarının doğru olup davacı olmadığını iyi niyet kuralları içinde makul sürede değerlendirip, tutanağa bağlanması gerekenleri tutanaklayıp ücretini de davacıya ödemesi gerektiğini, mahkemece davalının savunmalarının açıklanan çerçeve içinde değerlendirip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın reddinin doğru görülmediği gerekçesiyle bozulduğunu, 25.02.2010 tarihli kararla davanın kabulüne karar verildiğini, benzer hukuki uyuşmazlıkların daha evvel Beyoğlu Asliye Ticaret Mahkemesinde tartışıldığını, karara bağlandığını ve Yargıtay onayıyla birlikte hüküm altına alındığını iddia ederek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 11.800,00 TL alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan dava tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 20.06.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı ıslah ederek, bakiye asıl alacak 903.336,20 TL üzerinden gereğinin ifasını talep ettiklerini ifade etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, HMK 109/2. fıkra gereğince kısmi dava açılamayacağını, davacının alacak kalemlerinin nelerden ibaret olduğunu açıkça beyan etmediğini, dava dilekçesinde hem kaçak elektrik kullanımından hem de usulsüz elektrik kullanımından bahsedildiğini, dava konusu alacak kalemlerini açıklaması gerektiğini, teknik şartnamenin 3.1 ana hizmet başlıklı maddesi ile elektrik abonelerine ait sayaçların ( aktif, indüktif, kapasitif reaktif ) endeks tespiti, tespit edilen endekslerin el bilgisayarına kaydedilmesi, bildirim tanzimi ve aboneye bırakılması, abone ve sayaç durum kodları konmasına yönelik abone sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, raporlama ile tespit edilmiş bilgilerin idaredeki bilgisayarlara aktarılması işlemlerinin yapılması, elektronik sayaç taktıran ve puant tarifesi ( çok zamanlı tarife) seçen abonelerin okuma işlemlerin de bir ana hizmet sayılacağı ve farklı fiyat uygulanmayacağı, bu aboneler için düzenlenen fatura bildirimininde puant tarifeye uygun olacağı idare tarafından okunmak üzere yönlendirilen abonelerden, o emisyon dönemi içinde çıkan ve dönem faturası olarak bilinen, tahakkuka bağlanan fatura sayısı x ana hizmet bedelinin yükleniciye ödeneceğini, ancak her emisyon dönemi sonunda tüketimi olmayan ( okunan son endeks ile ilk dendeksi aynı olan ) abonelere sahada yapılacak sondaj usulü kontrol sonucunda elde edilen bilgiler doğrultusunda yükleniciye ödeme yapılacağını, bu bedelin ödenebilmesi için kaçak tutanağının EPDK Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre işlem yapıldıktan sonra tahakkuka bağlanması şartını içerdiğini, müvekkili şirket ile davacı taraf arasında imzalanan sözleşme ve eki şartname hükümleri gereğince davacı tarafından ana hizmet tanımı içinde yer alan kaçak kullanımı için ihbarın müvekkili şirkete yapılmış olmasının bu işlem açısından davacı tarafa ödeme yapılması için yeterli olmadığını, her şeyden önce söz konusu ihbarın bildirilen Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinde tanımı yapılan kaçak ve usulsüz elektrik tanımına uygun bulunması gerektiğini, davacı tarafça yapılan ihbar sonucunda davacı tarafa ödeme yapılabilmesi için müvekkili şirketin gerek işletme müdürlüğü ve gerekse genel müdürlük bünyesinde oluşturulan kaçak elektrik ekipleri tarafından yapılan kontrollerde kaçak elektrik kullandığının tutanağa bağlanması yani kaçak elektrik zaptının düzenlenmesi gerektiğini, davacı firma elemanlarının kaçak elektrik kullanıldığını belirleyebilecek bilgi ve deneyimden uzak olduğunu, taraflarınca yapılan işlemin yalnızca kaçak elektrik kullanıldığı şüphesinin müvekkili şirkete ihbar olduğunu, davacı firma elemanları tarafından yapılan işlemin yalnızca kaçak elektrik kullanıldığı şüphesinin müvekkili şirkete ihbarı olduğunu, kaçak elektrik kullanıldığı yönünde bir hüküm tesisi olmadığını, müvekkili şirketin kaçak elektrik kullanımı konusunda eğitimli, tecrübeli ve her türlü donanıma sahip elemanları tarafından yerinde değerlendirilerek kaçak elektrik kullanıldığı yönünde bir tespit yapılarak kaçak elektrik zaptı düzenlenirse ve tahakkuka bağlanırsa davacı yönünden ana hizmet tanımı içinde belirtilen tahakkuka bağlanma koşulunun gerçekleşip ödeme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından davacının kaçak elektrik kullanımına ilişkin ihbarlarının değerlendirilerek tutanağa bağlanmış olan aboneler ve kullanıcılar açısından tahakkuk yapılarak ödeme yapıldığını, davacının iddia ve talep ettiği her ihbar için tahakkuk yapılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki davacı tarafın ihbarda bulunduğu vakıaların Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği gereğince kaçak elektrik olarak kabul edilmesi ve ihbarın arz edildiği gibi fotoğraf veya video ile desteklenmesi ve bu kayıtlara ilişkin tutanakların zimmetle müvekkili şirkete teslim edilmesi gerektiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi sadece ihbar yükümlülükleri kabul edilse bile ihbar edilme aşamasında teknik şartname ile kabul edilen ( fotoğraflama, video kaydı ve zimmetle teslim gibi ) hususların ayrıca yerine getirilmesi gerektiğini, davacı tarafça teknik şartnamenin hükümlerine uygun yapılmış bir ihbarının olmadığını, konuya ilişkin belgelerin davacı tarafça sunulması gerektiğini, iş tanımından görüldüğü üzere davacı tarafın sadece abone olan kişilerin kullandığı elektriği belirlemek ve bu kişilerle ilgili işlemleri yerine getirmekle mükellef olduğunu, davacının abone olmayan hiçbir kişinin adresine gitmediğini, abonesiz elektrik kullanımı ile ilgili bir işlem yapmadığını, müvekkili şirketin abonelerin ve abone olmadan elektrik kullanan kişilerin elektriklerinin kesim işlemini ise Beyoğlu, Sarıyer ve Bakırköy Bölgelerinde 10.09.2007/25.11.2009 dönemi için … Ltd.Şti firmasının gerçekleştirdiğini, adı geçen şirketin bu dönem için gerçekleştirdiği elektrik kesme işlemi adedinin hakediş raporlarında açıkça görüldüğünü, ayrıca davacı tarafça iddia edilen alacağa ilişkin düzenlenen hak ediş ödemelerine herhangi itirazı kayıt ileri sürülmeden kabul edildiğini, davacının dava konusu alacağa İlişkin dava ve talep hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, bilirkişi raporlarında davacı tarafça sözleşme süresi içinde düzenlenen hakedişlere makul süre içinde itiraz edilmediği, ayrıca zimmet raporlarının düzenlenerek davalı iş sahibine teslim edilmediği, bildirime konu abonelerin aynı aboneler mi yoksa farklı aboneler mi olduğu hususunun tespitine olanak sağlayacak verilerin davacı tarafça sunulmamış olması nedeniyle sözleşme kapsamında kaçak kullanım kesme – açma hakediş ücretinin hesaplanamadığı mütalaa edilmiş ise de, raporlarda değinildiği üzere davalı işverenin, THY YOK durum kodu altındaki ( davalı takip – abone borçlu ) abonelerle ilgili olarak ilk kaçak elektrik kullanım bildirimi ile ilgili Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 25. maddesine göre abone mahalline giderek kaçak elektrik kullanım tutanağı düzenlemesi ve gereken işlemin yapılması, tamamen davalı dağıtım şirketinin yükümlülüğünde olan bir husus olduğu bu ihbarlarla ilgili makul sürede davalı işverenin bu konudaki yükümlülüğünü yerine getirmediği ve her ne kadar davacı şirket tarafından THK Yok durum kodu altında elektronik ortamda davalı sistemine aktarılan davaya konu kaçak elektrik tüketim ihbarlarıyla ilgili olarak sözleşme eki Teknik Şartnamenin 2.1. maddesine uygun şekilde aylık olarak yazılı bir rapor zimmetle davalı dağıtım şirketine teslim edilmemiş ise de 37 aylık sözleşme süresi boyunca davalı işverenin bu hususta davacı yüklenici şirketi uyarmadığı gibi, elektronik ortamda yapılan bu bildirim altındaki aboneleri makul bir şekilde kontrol edip, kaçak tutanağı düzenlenmediği, yanlış bildirim olup olmadığını tespit etmediği ve bu konularda davacı yüklenici şirkete herhangi bir cezai işlem de uygulamadığı, davacı yüklenicinin her defasında takip eden aylarda aynı aboneler ile ilgili hizmet sunmaya devam ettiği, bu aboneler İle ilgili önceki ihbarlar doğrultusunda henüz kaçak kullanım tespitlerinin yapılmadığı ve sayaç okuma işlemi yapılmaması yönünde davalı işverenin davacıyı uyarmadığı, davacının sözleşme ilişkisi içerisinde düzenlenen diğer hakedişlerde dava konusu ihbarlara ilişkin ücrete yer verilmemesine rağmen hakedişlere itiraz etmemesinin ve bunlara faturada yer vermemesinin bu ihbarlara İlişkin verdiği hizmet bedeli talep etmesine engel teşkil etmeyeceği, ancak davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında kaçak kullanım ihbarlarına ilişkin kesme – açma ücretini tam olarak hak edebilmesinin ihbara konu abonelerin kaçak kullanımının yerinde tespit edilerek tutanağa bağlanmasının taraflar arasındaki sözleşmede hüküm altına alındığından tam ücreti talep edemeyeceği, yanlar arasındaki menfaatler dengesi ve hak – nesafet kuralları nazara alındığında davacı yanın ancak dava konusu ihbarlar yönünden sayaç okuma hizmet bedeli talep edebileceği, aksi durumun davacı için davalıdan kaynaklanan sebeple bedelsiz hizmete yönelik külfet, davalı açısından ise sebepsiz zenginleşme teşkil edeceği gerekçesiyle sayaç okuma bedeli olarak ıslah miktarı da dikkate alınarak, davanın kabulüne, 913.336,20 TL ‘nin 11.800,00 TL’sine dava tarihinden, bakiye kısmına 20.06.2017 ıslah tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, kabul kararının hukuka uygun olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinin 4. bölümünde davanın dayanağı olan hususu teknik şartnamenin 2.3 ve 3.1 maddesinde tanımlanan kaçak elektrik kullananların bildirilmesi neticesinde ödenmeyen ihbarlara ilişkin alacak şeklinde ifade edildiği gibi teknik şartnamenin 3.1 de belirlenen kesme açma birim bedelinin %50’si oranında hizmet bedeline hak ettiğini ileri sürdüğünü, bilirkişi raporundada belirtildiğini, mahkemece, davacı tarafça talep edilmeyen bir alacak kalemi için davacı yanı haklı bularak davanın kabulüne karar verdiğini, oysa taleple bağlılık ilkesi gereğince hakimin talep sonuçları ile bağlı olarak karar vermesi gerektiğini, HMK 26. maddede bu kuralın olduğunu, HMK 176. madde kapsamında ıslahın kapsamının belirlendiğini, HGK’nın 26.09.2011 tarih, 2011/1-364 Esas, 2011/453 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla dava konusu haline getirilmesine yasal olanak olmadığını, davacının dava konusu etmediği sayaç okuma hizmet bedelinin hüküm altına alınmasına yasal olanak olmadığını, hukuka aykırı kararın kaldırılması gerektiğini, yasal şartları oluşmayan ve ispatlanamayan davanın tümden reddi gerekirken kabul kararının hatalı olduğunu, mahkeme gerekçesinden TBK ‘nın 50/2. fıkra hükmü gereğince takdiri bir miktar belirlediğinin görüldüğünü, söz konusu maddenin haksız fiilden doğan borç ilişkilerini düzenleyen bölüm içinde yer aldığını, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmeye dayandığını, yargılama sonucunda davacı yanın edimini yerine getirmediğinin açıkça belirlenmiş olduğuna göre davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece davacının tam olarak yerine getirmediği bir yükümlülükten dolayı ücret ödenmesinin sözleşme hükümlerine ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin davacı tarafın kaçak elektrik bildirimi nedeniyle bir ücret talep edemeyeceği yönündeki gerekçesinin hukuka uygun olduğunu, hizmetin bedeli için verilecek teklifin ana hizmet bedeli olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşme ve eki şartname hükümleri uyarınca davacı tarafından ana hizmet tanımı içinde yer alan kaçak elektrik kullanımı için ihbarın müvekkili şirkete yapılmış olmasının bu işlem için davacı tarafa ödeme yapılması için yeterli olmadığını, her şeyden önce söz konusu ihbar ve bildirimlerin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinde tanımı yapılan kaçak ve usulsüz elektrik tanımına uygun bulunması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacının kaçak elektrik kullanımına ilişkin ihbarlarının değerlendirilerek tutanağa bağlanmış olan aboneler veya kullanıcılar açısından tahakkuk yapılarak ödeme yapıldığını, davacının iddia ve talep ettiği her ihbar için tahakkuk yapılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki buna dair edimlerini davacının yerine getirmediğini, usulüne uygun kaçak ihbarı yapmayan davacının kaçak ihbar bedelini isteyemeyeceğini, sözleşmede tarafların kendi edimlerini yerine getirmesinin sorumluluğunun diğer tarafa yüklenemeyeceğini, emsal bozma ilamlarına göre özellikle davacı ihbarlarının kaçak elektrik kullanma niteliğinde olup olmadığının dikkate alınmadığını, bilirkişilerce, ihlali kesintisiz olarak devam eden aynı abonelere ilişkin ilk ihlal için ücrete hak kazanılacağı, diğer ihlaller için bedel istenemeyeceğinin kararda dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi kurulunun haklı olarak davacı tarafça beyan edilen tespitlerin gerçeği yansıtmadığını, aynı abonenin birden çok aya İlişkin verilerinin ayrı bir ücretlendirmeyi gerektirmediğini beyan ettiklerini, rapora aykırı olarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafın hakedişlere yansıtmadığı ve ihtirazı kayıt ileri sürmediği bedelleri istemesinin mümkün olmadığını, ayrıca mahkemece hüküm altına alınan sayaç okuma hizmet bedellerinin ise ilgili hizmetin karşılığı olarak davacı tarafa zaten ödenmiş olduğunu, ödenmiş olan aynı bedelin yeniden tahsiline karar verilmesi ile davacı tarafın mükerrer ödemeler ile sebepsiz zenginleşeceğinin izahtan vareste olduğunu, ayrıca ıslah dilekçesinde faiz talebinin olmadığını iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE; Dava, “ El bilgisayarı/endeksör ile ( GPRS) endeks okuma hizmet alımı sözleşmesi “ kapsamında, teknik şartnamenin 2.3 ve 3.1 maddesinde tanımlanan kaçak elektrik kullananların …’a bildirilmesi neticesi olarak ödenmeyen ihbarlara dair alacağın tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında, “… A.Ş Genel Müdürlüğünün 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunun 3’üncü Maddesinin ( G) Bendi Kapsamında Yapacağı Mal ve Hizmet Alımları Hakkında Yönetmeliğe Göre Uygulanacak Birim Fiyat Esaslı El Bilgisayarı/ Endeksör ile ( GPRS) Endeks Okuma Hizmet Alımı Sözleşmesi “ düzenlendiği, sözleşmenin 31.08.2007 tarihli olduğu, davacı şirketin yüklenici, davalının idare olarak yer aldığı, ihale kayıt numarasının 2007/77668 olduğu, 5. maddede işin tanımının, …, Beyoğlu İstanbul ilindeki alçak gerilimden beslenen abonelerin el bilgisayarı, endeksör vasıtası İle abone adresinde endeksinin okunarak fatura/ fatura bildirim tanzimi ve aboneye bırakılması, durum kodu konmasına yönelik sayaç ve mühür kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların belirlenmesi abone kayıtlarının güncellenmesi ile bu bilgilerin idare bilgisayarlarına GPRS üzerinden aktarılarak faturaya dönüştürülmesi olarak belirlenen yükümlülüklerin tamamı şeklinde belirtildiği, 7. maddede, sözleşme bedeline dahil olan giderler başlığı ile taahhüdün ( ilave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlar dahil ) yerine getirilmesine ilişkin idari şartnamenin 26. maddesinde belirtilen tüm giderlerin sözleşme bedeline dahil olduğuna yer verildiği, 9. maddede sözleşme ekleri başlığı ile 9.1. bentte, ihale dökümanının bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olduğu, 9.2. bentte, ihale dökümanını oluşturan belgeler arasında öncelik sırasının, idari şartname, sözleşme tasarısı, birim fiyat tarifleri, özel teknik şartname vb şeklinde belirlendiği, sözleşme süresinin işe başlama tarihinden itibaren 730 takvim günü olduğunun 10.1. bentte belirtildiği, ödeme yeri ve şartlarının sözleşmenin 13. maddesinde yer aldığı, 13.1. bentte, sözleşme bedelinin ( ilave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlara ilişkin bedel dahil ) eksik, hatalı, kusurlu işlere ilişkin 32. madde hükümleri ve sözleşmenin 17. madde hükümleri saklı kalmak üzere, yükleniciye yapılacak ödemelerin her ay düzenlenecek ara hakediş raporları ile fatura karşılığı ödeneceği, yüklenici tarafından hazırlanan hakedişlerdeki bir kalem veya kısım üzerinde ihtilaf olduğu veya idare tarafından anlaşılmayan bir husus bulunduğu takdirde hakedişin ihtilaflı veya anlaşılmayan kısmı dışında kalan kalemlerin ödeneceği, hakedişin tutulan kısmının ihtilafın ortadan kalkması ile ödeneceği, yüklenicinin, tutulan kısım için hiçbir faiz, zarar veya ziyan talebinde bulunamayacağı, yapılacak ödemelerde yüklenicinin, idarenin ödeme planına uymayı önceden kabul edeceği şeklindeki plan ve şartlar çerçevesinde ödeneceğinin düzenlendiği, 13.2. bentte, yüklenicinin iş programına göre daha fazla iş yapması halinde idarenin bu fazla işin bedelini imkan bulduğu takdirde ödeyeceği, 13.3. bentte, yüklenicinin yapılan işe ilişkin hakediş ve alacaklarını idarenin yazılı izni olmaksızın başkasına devir ve temlik edemeyeceğine yer verildiği, işin yürütülmesine ilişkin kayıt ve tutanakların teknik şartnamede belirtildiğinin 20. maddede düzenlendiği, maddede, abone ve sayaç durum kodları listesi, kaçak / usulsüz ihbar tutanaklarınında bulunduğu, teknik şartnamenin 2. madde başlığının yapılacak işin açıklanması olduğu, maddede, mevcut abonelere ait okumaları sonrasında, idarenin belirlediği programa göre Metropol ilçeler / Merkez ilçe abonelerin ayda bir okunacak şekle dönüştürülecek tarzda idarenin madde 4.3’te belirtilmiş esaslara uygun olarak, el bilgisayarı / endeksör ile sayaç endeks tesbiti, fatura / fatura bildirim tespiti, fatura / fatura bildirim tanzimi ve aboneye bırakılması, endeks abone bilgilerinin elektronik ( GPRS ) veya manyetik ortamda idarenin belirlenen kayıt yapılarına uygun olarak idare bilgisayarına aktarılarak fatura çıkmasının sağlanması ve sayaçların kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespiti olarak belirtildiği, 2.1 madde başlığının ana hizmetler, 2.2. madde başlığının tali hizmetler, 3. madde başlığının “ Yapılacak İşler İçin Ödenecek Bedeller “ 3.1 maddede ana hizmete yer verildiği, 3.1. bendin içerisinde dava konusu yapılan konuya yer verildiği düzenlemede “…Ayrıca ; Kaçak elektrik kullanan abonenin İDARE ‘ye bildirilmesi halinde; kaçak kontrol hizmetinin karşılığı olarak YÜKLENİCİ’ye, EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 25. maddesi uyarınca “ AG’den beslenen aboneler “ için belirlenen kesme- bağlama birim bedelinin %50’si ödenecektir. Ancak bu bedelin ödenebilmesi için; ( kaçak tutanağının ) EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre işlem yapıldıktan sonra tahakkuka bağlanması şarttır “ ifadelerine yer verildiği, davacının teknik şartname kapsamında kaçak kontrolü karşılığı kesme bağlama birim bedelinin tahsili için iş bu davayı açtığı ve benzer şekilde ihale sonucu Bakırköy ve Sarıyer ile ilgili sözleşmelerin düzenlendiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında, ihale sonucu düzenlenen, hizmet sözleşmesi konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı yüklenicinin, sözleşmenin eki ihale dökümanı kapsamında, kaçak elektrik kullananları ihbar alacağına hak kazanıp kazanamayacağı, edimlerini yerine getirip getirmediği, mahkemenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı hüküm tesis edip etmediği, mahkeme hükmünün usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Tarafların tüm delilleri ve özellikle dava konusu sözleşme ve ekleri ile endeks okuma hakediş belgeleri ve ekleri dosya içerisine celp ve ibraz edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.09.05.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, tarafların iddia ve beyanları, tüm dosya incelenerek, sonuç olarak, teknik şartnamenin 3.1. maddesindeki kaçak elektrik kullanan abonenin idareye bildirilmesi halinde kesme bağlama bedelinin %50 sinin ödeneceğine dair düzenlemesine rağmen, davalı idarenin kaçak ekipleri tarafından yapılacak kontroller sonucu abone hakkında kaçak elektrik zaptının tutularak kaçak elektrik tüketiminin tahakkuka bağlanmasının davalının yükümlülüğünde olan bir husus olduğu kanaatinde olduklarını, bu durumda Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinin (b) bendi dikkate alındığında, dağıtım lisans sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açmasınında kaçak elektrik tüketimi olduğu, davalı takip abone borçlusu durumunda olup elektriği kesilen, ancak yükümlülüğünü yerine getirmeden yasal olarak tesis edilmiş sayaçtan geçirerek elektrik tüketimi yapan abonelerinde kaçak elektrik tüketimi yapmış olduklarından THY Yok durum kodu açıklaması ile yapılan bu durumdaki abonelerle ilgili ihbarlar karşılığında da taraflar arasında akdedilen sözleşme eki Teknik Şartnamenin 3.1. maddesi kapsamında davacı yüklenici firmaya kesme bağlama birim bedeli ödenmesi gerekir kanaatinde olmakla birlikte, sözleşme eki Teknik Şartnamenin 2.1 maddesinde, kaçak usulsüz kullanım tarifine giren durumlarla karşılaştırıldığında yüklenici tarafından idareye haber verileceği, madde 5’deki Abone ve Sayaç Durum Kodlarına göre el bilgisayarı / endeksör kaydedilerek ve hazırlanacak raporun zimmetle idareye teslim edileceğinin belirtildiğini, huzurdaki davada davalı idarenin, THY Yok durum kodu altında sistemlerine elektronik ortamda aktarılan ihbarlarla ilgili kendilerine davacı yüklenici tarafından herhangi bir belge ve rapor teslim edilmediğini savunduğunu, takdirin mahkemeye ait olduğu, ayrıca davacı şirketin GPRS okumalarının hak ediş icmal tablolarında THY Yok ( tahakkuk yok ) sütununda yer alan bu verilerin hesaplaması yapılan istihkak rapor özeti ücretlendirmesinde yer almadığını, hak ediş aşamalarında bilinmekte olduğunu, makul bir süre sonunda da bu duruma itiraz etmediği, düzenlediği hak edişe konu fatura içeriklerinde de bu kaleme yer verilmediği, 2007 Ekim -2010 Ekim tarihleri arasında fatura yok / faturalanmadığı ( THY Yok ) adı altında, davacının bilgisayarına elektronik ortamda aktardığı bu kaçak elektrik tüketim ihbarları için 2015 yılında huzurdaki davayı açtığı, THY Yok sutünü durum kodu altında yer alan ve birbirini takip eden aylık verilere bakıldığında 27 aylık sürede Beyoğlu İşletme Müdürlüğünde bu durumda olan abone sayısının 1.671.874 adet gibi bir rakama aylık ortalama 60 bin, Sarıyer İşletme Müdürlüğünde bu durumda olan abone sayısının 27 aylık sürede 755.461 adet gibi bir rakama aylık ortalama 28.700, 29 aylık bir sürede Bakırköy İşletme Müdürlüğünde bu durumda olan abone sayısının 958.604 adet gibi bir rakama ( ortalama aylık 33 bin ) ulaşmasının her ay büyük bir olasılıkla aynı durumda bulunan aboneler için kaçak elektrik kullanım ihbarı yapıldığı olasılığını getirdiği, sonuç olarak, davaya konu ihbarlarla ilgili davacı yükleniciye kesme bağlama karşılığı bir ücret ödenebilmesi için öncelikle bu abonelerin her ay aynı aboneler olup olmadığının tespit edilerek, bir önceki aylarda davalı takip abone borçlu durumunda olup elektriği kesilen, bunu takip eden bir ayda da ilk olarak yükümlülüğünü yerine getirmeden yasal olarak tesis edilmiş sayaçtan geçirerek elektrik tüketimi yapan abone sayısının aylık bazda belirlenerek delil olarak sunulması ve THY Yok durum kodu altında elektronik ortamda davacı sistemine aktarılan bu kaçak tüketim ihbarlarıyla ilgili ayrıca davalı idareye taraflar arasında akdedilen El Bilgisayarı / endeksör ile ( GPRS) Endeks Okuma Hizmet Alım Sözleşmesini eki Teknik Şartnamenin 2.1. maddesi gereği bildirimde bulunduğunun somut delillerle kanıtlanması gerekir kanaatinde olduklarını belirtmişlerdir. Davacı vekili rapora itiraz ederek, ek rapor alınmasını talep etmiştir. 26.04.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda, sonuç olarak, THY Yok durum kodu altında elektronik ortamda davalı dağıtım şirketi sistemine davacı yüklenici firma tarafından aktarılan dava konusu kaçak elektrik tüketim ihbarları ile ilgili davacı yükleniciye kesme bağlama karşılığı bir ücret ödenebilmesi için öncelikle bu abonelerin ihlali kesintisiz olarak her ay devam ettiren aynı aboneler olup olmadığının tespit edilerek davalı takip abone borçlu durumunda olup elektriği kesilen ancak yükümlülüğünü yerine getirmeden yasal olarak tesis edilmiş sayaçtan geçirerek elektrik tüketimi yapan abonelerin ilk olarak bu eylemlerini hangi ayda gerçekleştirdikleri belirlenerek, Beyoğlu, Bakırköy ve Sarıyer İlçeleri İşletme müdürlükleri ile ilgili aylık bazda bu durumdaki abone sayılarının hesaplama için sunulması gerektiği kanaatinde olduklarını, bu sayı tespit edildikten sonra geri kalan durum kodu altındaki bildirimlere endeks okuma hizmeti karşılığı olarak sözleşmede belirlenen Ana Hizmet bedelinin %100 olan 0,278 TL üzerinden yapılacak hesaplama karşılığı bulunacak bedelin ödenmesi gerektiği, şayet THY Yok durum kodu altında yapılan ihbarlarla ilgili davalı takip abone borçlu durumunda olup kesilen ancak yükümlülüğünü yerine getirmeden yasal olarak tesis edilmiş sayaçtan geçirilerek elektrik tüketimi yapan abonelerin ilk olarak bu eylemlerini hangi ayda gerçekleştirdikleri sözleşme dönemini kapsayacak şekilde aylık olarak liste halinde sunulmadığından, THY yok durum kodu altında yapılan ihbarlar için endeks okuma hizmeti karşılığı olarak ana hizmet bedeli hak ediş bedeli hak ediş tutarının 913.336,20 TL olduğu, bununla birlikte davacı yüklenici firmanın davalı işletmeden THY Yok durum kodu altında yaptığı ihbarlar karşılığı talep ettiği tutarın, Beyoğlu İlçesi … İşletme Müdürlüğü için =7.529.523,30 TL, Bakırköy İlçesi … İşletme Müdürlüğü için =4.216.442,95 TL, Sarıyer ilçesi … İşletme Müdürlüğü için =3.282.402,40 TL olmak üzere toplam 15.028.368,65 TL olmakla birlikte THY Yok durum kodu altında aylık bazda yapılan ihbarların abone sayıları dikkate alındığında, bu abone sayılarının tamamının davalı takip abone borçlusu durumunda olup, ilk olarak ait olduğu ayda yükümlülüğünü yerine getirmeden yasal olarak tesis edilmiş sayaçtan geçirilerek elektrik tüketimi yapan aboneler olmadıkları, büyük bir çoğunluğunun bu ihlali devam eden aylarda da kesintisiz olarak devam ettiren aynı aboneler oldukları gerçeği karşısında takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili davasını ıslah etmiştir. Mahkemece, ıslah dilekçesi dikkate alınarak ve dava konusu talebin sayaç okuma bedeli olduğu belirtilmek suretiyle,talep dışı bir konuda hüküm tesis edilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki talepten farklı bir konuda karar verilmiş olması isabetli olmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ikinci bölümünde düzenlenen “ Yargılamaya Hakim Olan İlkeler “ arasında 26. maddesinde taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiştir. 26/1. fıkrada, hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği düzenlenmiştir. Yasanın düzenlemesi emredici niteliktedir. Bu anlamda, mahkeme tarafından talebin hatalı nitelendirilerek ve hatalı niteleme sonucunun kabulü yerinde olmamıştır. Diğer taraftan, iş bu uyuşmazlıkta öncelikle taraflar arasında sözleşme ilişkisi mevcut olduğundan ve davacı talep konusu alacağını iş bu sözleşme ve eki teknik şartname hükümlerine dayandırdığından, sözleşmenin anlamı ile birlikte somut davada ki sözleşme ve eklerinin değerlendirilmesi isabetli olacaktır. 6098 sayılı TBK’nın, birinci kısım, birinci bölüm, birinci ayrımının başlığı, sözleşmeden doğan borç ilişkileridir. 1. maddede, sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları ile kurulacağı ifade edilmiştir. Serbest iradeleri ile sözleşme gerçekleştiren tarafların, sözleşmenin kendilerine yüklediği edimleri yerine getirmeleri gerekir. Diğer yandan sözleşmenin eklerinin de taraflar yönünden bağlayıcı nitelikte olacağı tartışmasızdır. Somut davada, yukarıda yer verildiği üzere taraflar arasında ihale neticesinde yazılı sözleşme düzenlenmiştir. Sözleşmenin içeriği ve ekleri ile maddeleri hakkında taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Sözleşmenin 9.1. bendinde, ihale dökümanının sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olduğu, idareyi ve yükleniciyi bağlayacağı, ancak sözleşme hükümleri ile ihale dökümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki ya da farklılık olması halinde, ihale dökümanında yer alan hükümlerin esas alınacağı belirtilmiştir. 9.2. bentte ise ihale dökümanları arasında, Hizmet İşleri Genel Şartnamesinede yer verilmiştir. Yani, 9.1. bent düzenlemesi kapsamında, sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olup idareyi ve yükleniciyi bağlayan şartnamedir. Sözleşmenin, Ek – 7 ‘de yer verilen “Hizmet İşleri Genel Şartnamesi “nin yedinci bölüm üst başlığı “ Hakedişler ve Ödeme”dir. 42. madde başlığı ise “ Hakediş Ödemeleri “dir. 42-a bendinde, sözleşme bedelinin İş sürecince dönemler itibarıyla ödenmesidir. Maddede, sözleşme konusu hizmetin yüklenici tarafından belli bir süre boyunca devamlı olarak verilmesi veya işin bölümlere ayrılabilir olması durumunda sözleşmede belirtilen aralıklarla, kesin ödeme mahiyetinde olmamak ve kazanılmış hak sayılmamak üzere geçici hakediş ödemelerinin yapılacağı, yüklenici tarafından yapılan işlerin bedellerinin, sözleşmedeki kayıtlara ve ilgili kanunlara göre yapılacak kesintilerde çıktıktan sonra sözleşmenin ödemeye ilişkin hükümleri çerçevesinde kendisine ödeneceğinin ve devamında hakediş raporlarının düzenlenmesinin hangi esaslara göre yapılacağının düzenlendiği, maddede, yüklenicinin geçici hakedişlere itirazı olduğu takdirde karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneği de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunun “ idareye verilen… tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla”cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gerektiği, eğer yüklenicinin hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğu, yüklenicinin itirazını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişin olduğu gibi kabul edilmiş sayıldığı belirtilmiştir. Somut davada, taraflar arasında davacı yüklenicinin hakediş raporlarına herhangi bir itirazda bulunmadığı, hakediş bedellerini herhangi bir ihtirazı kayıt koymaksızın tahsil ettiği çekişmesizdir. İş bu sözleşme kapsamında, ödemelerin ne şekilde gerçekleştirileceği ve şartlarıda açıktır. Bu durumda, hakedişe herhangi bir itirazı olmayan davacı tarafın dava konusu alacak talebinde bulunması kabul edilemeyecektir. Bu husus, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2021/2098 Esas, 2021/1654 Karar ve 14.04.2021 tarihli vb emsal bozma ve ilamlarında aynen vurgulanmıştır.Mahkemece, sözleşme ve ekleri gözönünde bulundurularak davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, sözleşme hukuku ve dosya kapsamı, bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınmaksızın ve ayrıca taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde karar verilmiş olması isabetli olmamıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle sözleşme ve sözleşme eklerinden hizmet işleri genel şartnamesinin 42. madde düzenlemesi, yüklenici tarafça hakediş bedellerine itiraz edilmeksizin ve ihtirazı kayıt vb gibi çekince konulmaksızın hakediş alacağının tahsil edilmiş olması, kabul şekline göre ise davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında dava konusu alacağa dair kendisine düşen edimleri yerine getirmemiş olması nedeniyle davanın reddi gerekirken kabulü isabetli olmamıştır. Dosya kapsamına göre ve taleple bağlılık ilkesi gözardı edilerek verilen karar isabetli olmamakla birlikte, yapılan hata yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2. fıkrası gereğince düzeltilerek aşağıdaki gibi yeniden karar verilmesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/566 Esas, 2017/947 Karar ve 02.11.2017 Tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-a)Davanın REDDİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın davacının peşin olarak yatırmış olduğu (201,52 TL +15.427,00 TL =) 15.628,52 TL harçtan mahsubu ile bakiye 15.569,22 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, c)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 62.716,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, d) Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, e)Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, f)Tarafların yatırdıkları gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın davalı tarafça peşin olarak karşılanan 15.597,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 15.538,20 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine, 5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6- İstinaf incelemesi aşamasında davalı tarafça yapılan toplam 104,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16/09/2021