Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1750 E. 2018/1461 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1750 Esas
KARAR NO : 2018/1461
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2018
NUMARASI : 2017/19 Esas 2018/179 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 20/09/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/19 Esas, 2018/179 Karar sayılı 26/03/2018 tarihli kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde Müvekkilinin 13 numaralı kooperatif üyesi iken aynı hatta birleşme yapılması ile davalı 5 nolu İzmit Şehir içi Minibüs ve Otobüsçüleri Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi ile aynı hatta çalışmaya başladığını, davalı … Başkanlığının 08/05/2013 tarih ve 2013/220 Sayılı UKOME kararında belirtilen haktan faydalanmak için başvurduğunu, davalı kooperatifin 20 adet geçici ruhsat ile araç almak için başvurduğunu ve başvurusunun kabul edildiğini, kararın 16. Maddesinde bu hakkın karşılığında geçici ruhsat verilen araçların koltuk sayısı kadar mevcut koltuk sayısında eksiltme yapılarak eksiltme yapılan araçların çalıştırılmayacağını, kararın 17 maddesine göre kooperatifin sorumlu olduğunun belirtilerek mevcut koltuk sayısının eksiltilmemesinden dolayı davacının uğradığı maddi zararın şimdilik 10.000,00 TL sinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Büyükşehir Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle, yargı yolu itirazında bulunarak davanın idari yargıda açılması gerektiğini beyan etmiş ayrıca davanın husumet nedeni ile reddini karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince HMK’nun 114/1b ve HMK’nun 115 maddesi gereğince yapılan incelemede davalı … hakkında açılan tazminat davasında idari yargı görevli olduğundan yargı yolunun caiz olması dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili süresinde yaptığı 24/05/2018 tarihli istinaf başvurusunda dava konusunun, idarenin doğrudan doğruya yaptığı ve idari işlemle ilgisinin bulunmadığı idari işlemin sonuçlarının daha önceden öngören idarenin gerekli denetim ve gözetim sorumluluğunu yerine getirmemesi sebebiyle üçüncü kişinin zararının giderilmesinden ibaret olduğu, dava konusu zararın alınan kararın 3.şahsın vermiş olduğu zarar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği bu nedenle davalı … hakkındaki davanın da adli yargı mahkemesinin bakması gerektiği ve hukuka aykırı ilk derece mahkemesi kararının bu nedenle kaldırılması gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
Somut olayda, davacı tarafından, davalı S.S.5 Nolu İzmit Şehiriçi Münübüs ve Otobüsçüleri Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi ile davalı … Büyükşehir Belediyesi hakkında, … Büyükşehir Belediye Başkanlığının 08/05/2013 tarih ve 2013/220 sayılı UKOME kararına davalı kooperatifin uymaması, belediyenin de gözetim ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmemesinden dolayı uğranılan zararın tazmininin talep edildiği, mahkemece … hakkındaki davanın tefrikine karar verildiği, mahkemece davalı … hakkındaki davanın aslında belediyenin hizmet kusuru nedeni ile açıldığı görülmektedir.
Her ne kadar davacı vekilince, davalı … hakkındaki davasının hizmet kusuruna dayanmadığı istinaf dilekçesinde ileri sürülmekte ise de, dosya kapsamına göre, davacının davalı … ile olan davasında haklı olup olmadığı, davalı belediyenin almış olduğu UKOME kararı çerçevesinde, idare olarak denetim ve gözetim görevini tam olarak yerine getirip getirmediğine ilişkin yapılacak inceleme ile sonuca varıla- bilecektir. Davalı belediyenin idare olarak almış olduğu bir karardan dolayı doğan zarar, ancak idarenin hizmet kusuru çerçevesinde değerlendirilebilecektir. İdarenin hizmet kusuruna ilişkin değerlendirme ise, idare hukuku ilkeleri ve kurallarına göre yapılacak olup, adli yargıda geçerli olan kusur ile kusursuz sorumluluk hallerine ilişkin kıstasların burada uygulanması imkanı bulunmamaktadır. Zira idare hukuku konusu olan ve bu davada uygulanması gerekli olan tam yargı, hizmet kusuru kıstasları ile özel hukuk konusu olan kusursuz sorunluluk, objektif özen yükümlülüğü kıstasları birbirinden farklıdır.
Bu nedenle davalı … hakkındaki yapılacak yargılamanın, idare hukuku kapsamında tartışılacak hizmet kusuru kavramı çerçevesinde gerçekleştirile- ceği, bu tür davalara bakma görevinin idare mahkemelerine ait olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince yargı yolu yönünden davanın usulden reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesi kararının usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.a.3 maddesi gereğince kesin olarak reddine karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/19 Esas, 2018/179 Karar sayılı 26/03/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.a.3 ve 353/1.b.1 maddeleri uyarınca REDDİNE,
2- İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/09/2018