Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1746 E. 2021/835 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1746 Esas
KARAR NO : 2021/835
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI: 2016/528 Esas, 2018/315 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş.’nin müvekkili şirket nezdinde 17.02.2010-17.12.2012 tarihli İnşaat Ali Risks Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, şantiyenin güvenliğini ise 17.05.2010 tarihinde yapılan sözleşme gereği davalının sağladığını, şantiye deposunda 15/08/2011 tarihinde hırsızlık olduğunu, sigortalıya 01.12.2011 tarihinde 10.708,70 USD hasar tazminatı ödendiğini, davalı güvenlik şirketi ve sigortacısı … A.Ş, aleyhinde bahse konu 10.708,70 USD tutarlı tazminat ödemesinin o günkü kur karşılığı olan 19.275,66 TL’sinin tahsili amacıyla Bakırköy …İcra Müdürlüğümün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçluların takibe itiraz ettiğini, davalı ile sigortacısı … A.Ş. aleyhinde Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/190 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, aynı sigorta mahallinde bu defa 09.11.2011 tarihinde ikinci bir hırsızlık olayı gerçekleştiğini ve yine muhtelif model ve metrelerde bir takım “kablo” emtiası çalındığını, bahse konu ikinci hırsızlık olayı sebebiyle müvekkil şirketçe, sigortalıya 4.567,17 USD tazminat ödendiğini ve akabinde riziko adresinin güvenliğinden sorumlu davalı ile davalının sigortalısı aleyhinde 4.567,17 USD tutarlı tazminatın ödemesi için Bakırköy … İcra Müdürlüğümün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, borçluların takibe yine itiraz ettiklerini, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/191 esas sayılı dosyasında ikinci olayla ilgili itirazın iptali davası açıldığını, 2013/190 E. Sayılı dosyanın 2013/191 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verildiğini, yargılamada alınan bilirkişi raporunda davalı güvenlik şirketine %75 kusur izafe edilerek bu kusur üzerinden her iki dava için tazminat hesapları yapıldığını, mahkemenin bu kusur oranı üzerinden asıl dosya olan 2013/191 esas sayılı dosyada güvenlik şirketi hakkında kabul kararı verdiğini, sigorta teminatı dışında kalması sebebiyle diğer davalı … A.Ş için davanın reddedildiğini, 2013/190 esas nolu birleşen davada ise sigorta teminatı dışında kalması sebebiyle davalılardan … A.Ş için davanın reddine karar verirken, diğer davalı … Tic. Ltd. Şti. hakkında lehte ve aleyhte hiçbir hüküm tesis etmediğini, davalı güvenlik şirketi tarafından 01.07.2014 tarihinde mahkeme kararının temyiz edildiğini, müvekkilininde … Tic. Ltd. Şti. hakkında lehte ve aleyhte hiçbir hüküm tesis edilmemesi sebebiyle mahkeme kararını 04.08.2014 tarihinde katılma yolu ile temyiz ettiğini, 20.10.2015 tarihli Yargıtay ilamı ile davalı güvenlik şirketinin temyiz itirazlarının esastan; katılma yolu ile temyizin ise usulü şartların oluşmaması sebebiyle reddederek yerel mahkeme kararını onadığını, temyiz edenlerce Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yoluna gidilmediği için mahkeme kararının kesinleştiğini, 2013/190 esas nolu birleşen dosyada lehte ve aleyhte hiçbir hüküm tesis edilmediği için 10.708,70 USD tutarlı tazminat alacaklarının davalı güvenlik şirketinin kesinleşen % 75 orandaki kusuruna tekabül eden 8,031,52 USD’nin sigortalısına ödendiği tarih olan 01.12.2011 tarihinden itibaren kamu bankalarınca USD üzerinden açılan bir yıla kadar vadeli döviz tevdiat hesaplarına uygulanan azami faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; derdestlik nedeni ile davanın dinlenemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu, kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresi içerisinde davacı tarafça istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf talebinde; birleşen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/190 E. sayılı dosyasında sadece … A.Ş. aleyhine açılmış gibi bu davalı yönünden karar verildiğini, diğer davalı … Tic. Ltd. Şti. yönünden lehte veya aleyhte bir hüküm kurulmadığını, müvekkili şirketin 19.275,66 TL’lik rücuen tazminat alacağına ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Uyuşmazlık, davanın kesin hüküm nedeni ile reddinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır.Davacı tarafça Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/191 esas (asıl) ve Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/190 esas (birleşen) davada, müvekkiline İnşaat All Risk Sigorta poliçesi ile sigortalı olan işyerinde meydana gelen iki ayrı hırsızlık neticesinde oluşan hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, yapılan ödemelerin rücuen tahsili için başlatılan icra takiplerine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini, güvenlik zafiyeti sonucu meydana gelen hırsızlık olayında sorumluluğu bulunan … Tic. Ltd. Şti. ve özel güvenlik mali sorumluluk sigortacısı … A.Ş’nin zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, borçluların itirazlarının iptali ile takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava ettiği, taraflar arasında görülen davada Bakırköy (Kapatılan) 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 15.05.2014 tarih ve 2013/264-2014/140 sayılı kararı ile davalı … Ltd. Şti. yönünden asıl davanın kısmen kabulüne, 6.254,69 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminat talebinin reddine, … A.Ş. yönünden asıl ve birleşen davanın reddine karar verildiği, kararın davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/8836 E. 2015/10720 K. Sayılı ilamı ile “1-Davacı tarafça hükmü temyiz eden davalı … Ltd. Şti. vekilinin temyizi üzerine katılma yolu ile temyiz isteminde bulunulmuş olup 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) 433. maddesi uyarınca katılma yoluyla temyiz asıl temyize tabi olduğundan ancak hükmü temyiz edene karşı katılma yoluyla temyiz mümkündür. Bu bakımdan asıl davada diğer davalı … A.Ş.’nin bir temyizi mevcut olmadığına ve davalı … Ltd. Şti’nin birleşen davaya yönelik bir temyizi de bulunmadığına göre, davacı vekilinin asıl davada davalılardan … A.Ş. aleyhine ve birleşen davaya yönelik katılma yoluyla temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı … Ltd. Şti. tarafından diğer davalı … A.Ş’nin sorumluluğuna yönelik temyiz itirazlarının aralarındaki iç ilişkide değerlendirilecek bulunmasına göre, davalı … Ltd. Şti. vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. ” gerekçesi ile kararının onanmasına karar verdiği, kararın 27.01.2016 tarihinde kesinleştiği, birleşen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/190 esas sayılı dosyasında davalı konumunda bulunan … Tic. Ltd. Şti. hakkında olumlu ve olumsuz bir kararın verilmediği anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nun “Kesin hüküm” başlıklı 303/1. maddesi; Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.” hükmünü düzenlemiş olup, kesin hüküm şekli ve maddi olarak ikiye ayrılır. Verilen bir hükme karşı kanun yolları kapalı ise veya kanun yolları açık olsa bile süresinde gidilmemişse veya tüm kanun yolları tükenmişse hüküm şeklen kesinlik kazanmıştır. Maddi anlamda kesin hükümde ise; dava sebebinin (maddi vakıaların), taraflarının ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.Önemle vurgulanmadır ki; maddi anlamda kesinlik, yalnız hüküm fıkrası için söz konusudur. Hüküm fıkrası, davada (veya karşı davada) istenen hususlar (talep sonucu) hakkında mahkemece verilen kararı (hükmü) gösterir. Hükmün gerekçesinin kesin hüküm gücü yoktur. Bununla beraber, gerekçe maddi anlamda kesinlikten tamamen soyutlanmış da değildir. Maddi anlamda kesinlik, yalnız hüküm fıkrasına ilişkin olduğundan hükümde tarafların talep sonuçları (veya talep sonuçlarının bazı kalemleri) hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemişse, hakkında karar verilmemiş olan hususlar bakımından maddi anlamda kesin hüküm söz konusu olmaz. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2016/(7)9-1247 E. 2021/54 K. Sayılı ilamı)Somut uyuşmazlıkta, Bakırköy (Kapatılan) 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce tesis edilen 2013/264-2014/140 sayılı hükümde, birleşen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/190 esas sayılı dosyasında davalı konumunda bulunan … Tic. Ltd. Şti. Hakkında olumlu ve olumsuz bir karar verilmediği, bu sebeple kesin hükümden bahsedilemeyeceği, mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/528 Esas, 2018/315 Karar, 22/03/2018 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsile ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/07/2021