Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/173 E. 2020/1758 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/173 Esas
KARAR NO: 2020/1758
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2017
NUMARASI: 2016/1165 Esas, 2017/190 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili Kocaeli Birinci Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/627 Esas sayılı dosyasına ibraz ettiği 06/12/2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifte iki ayrı üyeliğinin bulunduğunu, bu durumun kooperatif üye defteri ve karar defterlerinde açık olduğunu, müvekkilinin hak ve hisselerinin tamamını Çatalca … Noterliğinin 08/10/2010 tarih ve … yevmiye no ile “kooperatif Hisse Devir Sözleşmesi” ile usulüne uygun olarak …’a devrettiğini, müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini …’dan öğrendiğini, müvekkiline ortaklıktan çıkarma kararına dair herhangi bir bildirim yapılmadığını, Kooperatifler Kanunu ve Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Ana sözleşmesi 14.maddesine aykırı olarak ihraç kararı verildiğini, bu nedenlerle ihraç kararının iptaline ve müvekkilinin 2 ayrı üyeliği olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya yetkisizlikle Gebze 1. Asliye Hukuk(Ticaret) Mahkemesinin 2012/526 Esasını almış, Gebze 1. Asliye Hukuk(Ticaret) Mahkemesi’nin 2011/21 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. Gebze 1. Asliye Hukuk(Ticaret) Mahkemesi’ nin 23/11/2015 tarih ve 2011/21 Esas, 2015/1212 Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/688 Esasını almış, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/688 Esas sayılı dosyasında, 30.06.2016 tarihli duruşmada, birleşen, Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/526 Esas, 2011/22 Esas, 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/23 ve 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/23 Esas sayılı dosyalarının İş bu dosyadan tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiştir. Tefrik kararı neticesinde, davacının dava dilekçesine konu tespit davası, 2016/1165 Esas sayılı dosya numarasını almıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının üyeliğini devrettiği … tarafından da açılan dava olduğunu, davacının bu davayı açmakla kötüniyetli olduğunu, davacının … nolu Çayırova Taşıma Kooperitifinde üyeliğinin bulunduğunu ancak hissesini de devrettiğinden bu davayı açma hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, tüm dosya kapsamına nazaran; davacının ihracına ilişkin Yönetim Kurulu kararı öncesinde davacıya ana sözleşemenin 10. maddesinde yazılı ortaklık şartlarından eksik olanları gidermek üzere haberdar edilerek mehil verilmemesi, ortaklıktan çıkarmaya ilişkin Yönetim Kurulu kararı ile genel kurul kararının Ana sözleşmesinin 14/2. fıkrası gereğince davacı ortağa tebliğ edilmemiş olması nedeni ile Yönetim kurulunun 25/07/2009 tarihli ihraç kararının, Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesi ile ana sözleşmenin 14. maddesine aykırı ve usulsüz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının ihracına ilişkin olarak davalı kooperatifin yönetim kurulunun 25/07/2009 tarihli kararının iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının kendi üyeliklerini, bu üyeliklere bağlı tüm hak ve alacaklarını noter huzurunda dava dışı …’a temlik ettiğini davacının dava açmakta menfaati ve dava ehliyetinin bulunmadığını, davacının en başından beri üyelik şartlarını zaten taşımadığını, üyeliğe de kabul edilmediğini, olmayan hakkın temliki veya usul eksikliği nedeni ile haktan mahrumiyeti de söz konusu olamayacağını, dava dışı … tarafından da müvekkili aleyhine aynı gerekçelerle dava açıldığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, kooperatif üyeliğinden çıkarılma kararının iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı taşıyıcılar kooperatifinin, 13.10.1994 yılında kuruluşuna izin verildiği, 23 Ağustos 1994 tasdik tarihli kooperatif ana sözleşmesinin 6. maddesinde, kooperatifin amacının, ortaklarının taşıma hizmetlerini pazarlamak ve bu hizmetlerle ilgili ihtiyaçlarını karşılamak olarak ifade edildiği, 10. maddede, ortaklık şartlarının, 11. maddede, ortaklığa kabulün, 13. maddede, ortaklıktan çıkma, 14. maddede, ortaklıktan çıkarmanın düzenlendiği, 14. maddede, çıkarma kararının gerekçeli olarak, yönetim kurulu karar defteri ile ortaklar defterine kaydedileceği, kararın onaylı örneğinin, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde notere tevdi edileceği, ortağın çıkarma kararının tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabileceği veya genel kurula itiraz edebileceği düzenlenmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. ve anasözleşmenin 14. Maddesindeki düzenleme gereğince çıkarma kararının onaylı örneğinin tebliği ile kararın niteliğinin ve üyenin hangi gerekçelerle ihraç edildiğinin öğrenilmesi sağlanmış olur. Dava açılmasına ilişkin bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece de re’sen dikkate alınması gerekir. Ortağın ihraç kararının tüm unsurları ile içeriğini bildiğini kanıt yükü davalı kooperatiftedir. İhraç kararının sadece varlığını, ortağın haricen öğrenmesi tebliğ zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Davacı sadece ihraç kararının varlığını öğrenmiş ise, bu öğrenmede ihraç kararının tüm unsurları yer almadığından ve ihraç kararının sadece varlığından davacı haberdar olduğundan ihraç kararının yasanın aradığı şekilde öğrenildiğinden söz edilemez. Bu itibarla, ihraç kararının davacıya tebliğ edilmemiş olduğu gözönüne alındığında davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacının üyelik müracaatı üzerine genel kurulun verdiği yetkiler doğrultusunda anasözleşmenin 10. Maddedeki şartları taşıdığı kabul edilmek suretiyle 11/2. Maddesi gereğince davacının 29/01/2008 tarih ve 124 sayılı yönetim kurulu kararı ile iki üyelik hakkına sahip olacak şekilde davalı kooperatif üyeliğine kaydı gerçekleştirilmiştir. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi heyeti 30/10/2014 tarihli raporlarında; 25/07/2009 tarih ve 145 sayılı karar gereğince kooperatife hiç uğramayan …’in anasözleşmenin 10 ve 14. Maddeleri gereğince üyeliklerin fesih edilmesine karar verildiğini, ancak davacının üyeliğin sona erdirilmesinde hangi üyelik şartlarını taşımadığı veya sonradan kaybettiği veya hangi genel kurulca alınan karar gereğince üyenin ödemesi gereken hangi aylara ilişkin ödemelerin ne kadar geciktirildiği ve borcun ne kadar olduğu yönünde usulüne uygun iki haklı ihtarın keşide edilmediğini, işlemin 1163 sayılı KK. 16. Maddesi ile anasözleşmenin 14. Maddesine aykırı olduğunu,12/11/2013 tarihinde yapılan olağanüstü Genel Kurul Toplantısında Gündem maddelerinin 4/1. Maddesinde davacı … ile birlikte Mustafa Kahraman’ın üyeliklerinin feshinin 1163 sayılı Koop. Kanunu ve anasözleşmenin 10 ve 14. Maddelerine riayet edilmek suretiyle yapılmadığı kabul edilmek suretiyle yeniden haklarında ilgili karar gibi işlem yapılması hususunda karar alındığını, davacının üyelik hak ve hisselerinin tamamını ” Koop. Hisse Devir Sözleşmesi ” ile Çatalca …Noterliğince Düzenlenen 08/10/2010 tarih ve … yevmiye no ile …’a devrettiğini, gerek davacının ve gerekse hisseyi alan …’un sözleşmeyi kooperatife ibraz etmediklerini bildirmişlerdir. Ortaklığın devir biçimi yasada gösterilmemiştir. Ancak pay devrinin alacağın temliki yolu ile yapılması, temlikin de TBK’nın 184. maddesi uyarınca yazılı olması gerekmektedir. Üyeliğe bağlı hak ve alacakların borçlusu kooperatif, alacaklısı ise üyeliği devir alan yeni ortaktır. Eğer devir eden ortak pay yönünden borçlu ise, borcun nakli hükümleri uygulanır (TBK 195 vd), borç devir alana geçer. Ancak, pay devri için resmi şekle bile gerek bulunmamaktadır. Üyelik devir sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından ise 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve anasözleşmenin 10. Ve 11. maddeleri hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve yönetimin makul sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda devir alanı makul süre içerisinde üyeliğe kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade eder. (Yargıtay T.C. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/2728 Karar No:2015/2508) Somut uyuşmazlıkta, davalının davacının ihracı ile ilgili işlemleri yasa ve ana sözleşmeye uygun yapmadığı, davacının ortaklık payını devretse de temlikin yanlar arasında hukuki sonuç doğurduğu, devir alanın kooperatife ana sözleşme ve yasaya uygun bir bildirim ve kabul kararı bulunmadığından kooperatif nezdinde sonuç doğurmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1165 Esas, 2017/190 Karar ve 13/03/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan, davalının peşin olarak yatırdığı 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,00 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/09/2020