Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1727 E. 2018/1566 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1727 Esas
KARAR NO : 2018/1566
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2017
NUMARASI : 2015/878 2017/1131
KARAR TARİHİ: 11/10/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 14/08/2015 tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili olan şirketlerin borca batık olduğunu ancak iflas erteleme şartlarına uygun olduklarını; müvekkillerinden …. Ltd. Şti. 30 yılı aşkın deneyimle 1990 yılında kurulmuş olduğunu, .. Kimya ile birlikte … Şirketler grubunun bir üyesi olduğunu; yüksek saflıkta organik ve inorganik ürünleri; geliştirilmesi, üretilmesi ve pazarlaması aşamalarında faaliyet gösteren kimya sektöründe bir şirket olduğunu; kendi sektöründe birçok dev firmaları Türkiye Distürüpütörlüğünü yaptığını, … Limited Şirketininde yine kimya sanayi sektöründe … şirketler grubunun üyesi olduğunu; bu şirketlerin hem altyapı kıymetleri hem de uzun süreden beri sektörde yer alması nedeniyle birer milli değer olduğu, ülke ekonomisine katkıda bulunduklarını; şirketlerin kendi dışında kaynaklanan sebeplerle finansal dar boğaza girdiklerini; piyasaların yeni koşullarına uyum sağlamak amacıyla basiretli bir tacir gibi hareket etmeninde gereği olarak iyileştirme projesi hazırladıklarını, iflasın ertelenmesi kurumunun koruma şemsiyesi altında faaliyetlerine devam etmeleri halinde kısa süre içinde finansal dar boğazı atlatabileceklerini, nakit dar boğazından çıkabileceklerini, bu nedenle İİK’de düzenlenen iflas erteleme kurumunun tüm koşul ve niteliklerine haiz olduklarını belirterek; iyileştirme projelerinide sunmak suretiyle İİK’nun 179/a maddesi gereğince ihtiyati tedbir mahiyetinde olarak muhafaza tedbirlerine karar verilmesini; şirketin borca batıklığının tespiti ile İİK’nun 179. Madde uyarınca iflasının şimdilik bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Davacı Şirketler … Limited Şirketi Ve … İflas Erteleme taleplerinin reddi ile şirketlerin iflaslarına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf taleplerinde;
1-Yerel mahkemenin alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermeksizin, çelişkili bilirkişi raporlarındaki tespit ve görüşler dikkate alınarak karar verdiğini, 03.08.2017 tarihli Bilirkişi 2. Ek Raporunda da …nin görüşlerini aynen korumasına rağmen, aksi görüşte olan mali bilirkişinin müvekkili şirketlerin borca batıklıktan çıkarak yapısal iyileşmeye kavuşabileceğini belirttiğini, bilirkişi heyetinde görüş ayrılıkları bulunduğunu,
2-Tahkikatın bittiğinin huzurda bulunan taraflara tefhim edilmediğini, sözlü yargılama için bir gün tayin edilmediğini, duruşmada hazır bulunan taraflara son sözlerinin sorulmadığını, HMK.nun 186.maddesine muhalefet edildiğini,
3-Davacı …Ltd. Şti.’nin ödenmemiş sermaye artış bedeli bulunmadığını, mahkeme kararında ise davacı …Ltd. Şti.’nin 190.699,00 TL sermeye artış bedelini ödemediğini belirttiğini, mahkeme dosyasında da mübrez 26.09.2017 ve 27.09.2017 tarihli banka dekontlarından da görüleceği üzere müvekkili şirketin ödenmeyen sermaye artışı bulunmadığını,
4-Mahkeme kararında ve hukukçu bilirkişi görüşünde müvekkil … Ltd. Şti.’nin de borca batıklıktan çıkmasının mümkün olmadığını belirttiğini, müdahillerin protokol hükümlerinin yerine getirilmediği yönünde bir iddiası olmadığını, müvekkil … Ltd. Şti.’nin ödenmemiş sermayesi bulunmadığını, hatta iyileştirme projesinde belirtilenin çok üstünde bir miktarın sermaye olarak şirkete girişinin sağlandığını,
5-Şirketler arasında organik bağın olması, şirket ortaklarının aynı olması, şirketlerin aynı adreste faaliyet göstermesinin müvekkili … Tic. Ltd. Şti.’nin kaderinin diğer müvekkili …Ltd. Şti.’nin kaderine bağlı olduğunu göstermeyeceğini, bu görüşün bilimsellikten uzak, herhangi bir hukuki dayanağı bulunmayan temelsiz bir görüş olduğunu, mahkeme kararının bu yönüyle de hatalı olduğunu,
6-Müvekkili şirketlerin iflas erteleme talebinden sonra ülkemizde yaşanan terör olayları ve diğer siyasi olaylar sebebiyle özellikle döviz kurunda ciddi dalgalanmalar olmuş ve müvekkili şirketlerin borçlarında bu nedenlerle artış olduğunu ancak bu istikrarsız ortama rağmen çalışmaya devam edildiğini, üretim faaliyetlerinin yeniden hayata geçirilerek belirli bir karlılığa ulaşıldığını, müvekkili şirket … Ltd. Şti.’nin alacaklılar ile yaptığı protokolleri kısmen yerine getirememesinde yine ülkemizde yaşanan terör olaylarının ekonomiye verdiği zararların etkili olduğunu, mahkemenin değerlendirmelerinde mucbir sebeplerin göz önünde bulundurulması gerektiği halde bu hususun da gözetilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İstinaf Dilekçesi Müdahil …Tic. A.ş. Vekiline 08/06/2017 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 22/06/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; müvekkilinin ….Ltd. Şti.’den 272.000 USD ve 40.000 Euro (faiz ve masraflar hariç) ve.. Kimya San. Tic. Ltd. Şti.’den yaklaşık 945.000,00 Euro alacağı bulunduğunu, 30.11.2018 tarihli duruşma zaptından da anlaşılacağı üzere son sözlerin sorularak yargılamanın kanuna ve usule uygun bir şekilde sonlandırıldığını, dosyada yer alan kayyım ve bilirkişi raporlarında şirketin borca batıklık durumunun devam ettiği, iyileştirme projelerinin inandırıcı olmadığı ve şirketlerin mali durumunda iyileşme kat edilemediği husususun sabit olduğunu, çelişki bulunmadığını, davacı şirketlerin ticari defterlerini ve muhasebe kayıtlarını usulüne uygun olarak tutmadıklarını, borçlarının tespit edilenden daha fazla olduğunu, ne müvekkil şirket ile ne de diğer birçok alacaklı şirket ile iletişime hiç geçilmediğini, iyiniyetli olmadıklarını, 2 yıllık süre boyunca da bu şekilde hareket ettiklerini, verilen iflas kararının kanuna uygun olduğunu belirterek davacı şirketlerin istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
İstinaf dilekçesi Müdahil … A.Ş.. vekiline 11/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 19/01/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; yargı sürecinde yapılmış olan gerekli incelemeler neticesinde verilmiş olan iflas kararının usul ve yasaya uygun olup yerel mahkeme ilamının onanması gerektiğini belirterek davacıların istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
İstinaf dilekçesi Müdahi … A.Ş. vekiline 130/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 29/01/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Yerel mahkemenin 30.11.2017 tarihli celsede taraflara son sözlerini sorarak yargılamayı yasaya ve usule uygun bir şekilde yaptığını, davacı şirketlerin son derece kötü niyetli olarak ve ya tutarsa mantığı ile hareket ederek, aksi yönde birtakım asılsız ve mesnetsiz iddialar ileri sürerek yasaya ve usule uygun Yerel Mahkeme kararı ile ilgili olarak istinaf yoluna gittiklerini, davacı şirketlerin borca batıklıktan kurtulma imkanı olmadığı hususunun yapılan yargılama ile sabit olduğunu, davacı şirketlerin, mevcut mali durumlarını alacaklılarına olan borçlarını ödeyerek değil de ödemeyerek düzeltmeyi amaçladıklarını, borçlarını ne zaman ve ne şekilde ödeyeceği ile ilgili olarak herhangi bir projeleri bulunmadığını, bu hali ile iyileştirme projesinin samimi olmadığı gibi kabul edilebilir nitelikte de olmadığını, borçlar yapılandırmış olsa da, borç yapılandırma protokollerine riayet etmediklerini, bu hususun da bilirkişi ve kayyım raporları ile sabit olduğunu, davacı şirketlerin bugüne kadar, müvekkili şirkete olan borçlarını ödemek için hiçbir girişimde bulunmadıklarını, protokol yapmadıklarını, herhangi bir ödeme de olmadığını, davacı şirketlerin istinaf sebeplerinin hiçbir somut veriye dayanmıyor olması ve son derece soyut olması sebebiyle davacı şirketlerin istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
İstinaf Dilekçesi Müdahi …c. Ltd. Şti. Vekiline 11/01/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 23/01/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; Huzurdaki davada iflas erteleme talebinin, alacaklıları oyalama amacı güderek hiç bir somut iyileşme belirtisi göstermeksizin tasfiye sürecini uzatma ve mal kaçırma amacı güttüğünü, hakkın kötüye kullanıldığını, davacı şirketlerin geçen 2 yıllık süre boyunca hiçbir iyileştirme sürecine girmediklerini, taahhüt edilen sermayelerin ödenmediğini, alacaklılara herhangi bir ödeme yapılmadığını, aksine davacıların borç yükünün arttığını, bilanço dengelerinin bozulduğunu, borca batıklığın arttığını, bu durumun gerek bilirkişi raporu gerekse kayyım raporlarıyla sabit olduğunu, müvekkili şirkete de ödeme taahhüdünde bulunduklarını ancak ne müvekkiline ne de başka alacaklılara hiçbir ödeme yapmadıklarını, sermaye koyma borcunun dahi tam anlamıyla yerine getirilmediğini, yerel mahkemenin kararının isabetli olduğu belirtilerek istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
İstinaf dilekçesi Müdahil … Bankası vekiline 10/01/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 18/01/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Yargılama sırasında toplanan delillerle davacıların borca batıklıktan kurtulmalarının ve mali durumlarının iyileşmesinin mümkün olmadığını,…Ltd. Şti.nin iyileştirme projesinde yapılacağı taahhüt edilen ancak hala ödenmemiş bulunan 198.699-TL. sermaye açığının mevcut olduğunu, imzaladıkları protokollere riayet etmediklerini, borca batıklıklarının arttığını, davacıların haksız ve hukuki mesnetten yoksun istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davacı şirketlerin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Tuzla/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere iflas erteleme davaları basit yargılama usulüne tabi olup HMK.nun 321/1.maddesi gereğince taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilemez. Bu nedenle davacılar vekilinin sözlü yargılama için ayrıca gün verilmediği yönündeki istinaf taleplerinin yerinde olmadığı gibi karar celsesi olan 30/11/2017 tarihli duruşmada davacılar yetkilisine son sözlerinin sorulduğu anlaşıldığından bu hususa yönelik istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir.
30/11/2017 karar celsesinden yaklaşık 45 gün önce dosyaya 12/10/2017 tarihinde sunulan son kayyım raporunda; …Ltd Şti.’nin ; tedbir kararının verildiği 31.12.2015 tarihi itibariyle 6.600.000,00.-TL’lik borca batıklık seviyesinin 30.06.2017 tarihi rayiç değerlere göre 2.400.000,00.-TL azalarak 4.250.601,93.-TL seviyesine gerile ancak satışların azalması ve elde edilen kâr miktarının düşmesi nedeniyle borca batıklıkta kayda değer bir azalma olarak kabul edilemeyeceği, 2016 yılında satışlarda %60’lık düşüş yaşadığı, hedefler yakalanamadığı sürece ödemelerin yapılamayacağı, 2016 yılında banka ve satıcılarla yapılan borç yapılandırmalarına uyulmadığı, düşük satış ve dönem karları ile elde edilen fon kaynaklarıyla borca batıklığın giderilmesi ile iyileştirme projesinde öngörülen banka kredi ve satıcı borç ödemelerinin yapılamayacağından bu dönemde iyileştirme proj esinin ciddi ve inandırıcılığım kaybettiğinin bildirildiği, 30/11/2017 karar celsesinden yaklaşık 40 gün önce 18/10/2017 tarihinde dosyaya sunulan sok ek-bilirkişi raporuna göre; ödenmesi gereken bakiye sermaye artışının yapılmadığını, her ne kadar istinaf dilekçesinde aksi iddia edilse de bu iddiaları destekler belge sunulmadığı gibi, dosyada da buna ilişkin bir beyan ve dekont fotokopisine de rastlanamadığı, iyileştirme projesinin ihtimallere dayalı olarak hazırlandığının anlaşıldığı, tedbir kararının verildiği tarihten, rapor tarihine kadar geçen yaklaşık 23 aylık dönem içerisinde gözlendiği üzere yapısal iyileşmeye kavuşmasının mümkün görünmediği, raporda örneği verilen bir kısım müdahillerle yapılan yapılandırma protokollerine uyulmadığı, taksitlerin ödenmediği, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olarak değerlendirilmesinin imkansız olduğu belirtilmiştir.
…Limited Şirketinin ; 30.06.2017 tarihinde rayiç değerlere göre borca satıklığın 6.641.122,00.-TL olduğu, şirketin ticari faaliyetinin bulunmadığı, bu nedenle borca batıklığının artmaya devam edeceği, şirketin artık gayri faal durumda olması nedeniyle ana ve ek iyileştirme projesinin, somut iyileşme tedbirlerinin gerçekleştirilemeyeceği, mevcut tablo itibarıyla iyileştirme projesinin somut, gerçekçi ve inandırıcı olarak mütalaa olmadığı, davacı işletmenin fon yaratma imkanı olmadığmdan iyileşme ümidinin var olmadığının bildirildiği, 30/11/2017 karar celsesinden yaklaşık 40 gün önce 18/10/2017 tarihinde dosyaya sunulan sok ek-bilirkişi raporuna göre; bu şirketin de borç yapılandırma protokollerine uymadığı, diğer şirket ile organik bağı ve sürekli zarar ettiği düşünüldüğünde, borca batıklıktan çıkarak yapısal iyileşmeye kavuşmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, tedbir kararı ile koruma altına alınan davacı şirketlerin, yaklaşık 23 ay gibi bir süre içerisinde borca batıklıktan kurtularak yapısal iyileşmeye kavuşmalarının mümkün olmadığı, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcılığının kalmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin davacı şirketlerin iflasları yönündeki takdir ve kararında bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2’şer TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve özellikle davanın niteliği itibariyle müdahiller yararına vekalet ücreti verilmeyeceğinden vekâlet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile, İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/10/2018