Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1726 E. 2021/805 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1726 Esas
KARAR NO: 2021/805
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/03/2018
NUMARASI: 2015/1165 Esas, 2018/289 Karar
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin ortağı olduğunu, 22.11.2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında Kooperatif daha önce tasfiye aşamasına girmiş olmasına rağmen, bu toplantıda arsa alınmasına karar verildiğini, tasfiye sürecine girmiş olan bir kooperatifin, arsa almasının Kanun ve Ana sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek 22.11.2015 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK’nun 292. Maddesinin şirketlerle ilgili olup kooperatiflere uygulanamayacağını, davanın yasal dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, tasfiye haline girmiş olan kooperatifin ancak tasfiye ile ilgili cari işlemleri yaparak tasfiyeye girmesinden önce başlamış ve bitirilmemiş işleri tamamlayarak tasfiyeyi sonuçlandırması gerektiği, tasfiye memurlarının 22.11.2015 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan kararı yerine getirme hakları ve yetkileri bulunmadığı gibi kooperatif yönetim kurulunun da artık tasfiye aşamasında böyle bir yetkisi kalmadığı gerekçesi ile DAVANIN KABULÜ ile davalı Tasfiye Halinde SS Ermankent Konut Yapı Kooperatifi’nin 22.11.2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınmış olan “Belediyeden arsa alımı hakkındaki” kararın İPTALİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf talebinde; iptale konu işleme ilişkin, yolun imar durumu, birleştirilmesi istenen kooperatif arsalarının durumunu gösteren teknik detaylar, ilgili tüm belgeler ve krokiler dosya içine alınmış olmasına rağmen mahkemece eksik inceleme ile hatalı hüküm kurularak davanın kabulüne karar verildiğini, önceden davalı kooperatife ait olmakla imar uygulaması sonucu yola terk edilen ve kooperatife ait 2 parsel arasından geçen yolun, eksik olan arsa payının denkleştirilmesi için Kartal Belediyesince satılmasına karar verilip 605 parsel olarak isimlendirildiği, kooperatifin ferdi mülkiyete geçebilmesi için 605 parselin satın alınması gerektiğini, iskân alınması, kat mülkiyetine geçilmesi, üyelere tapularının verilerek, amacına ulaşan kooperatifin tasfiyesi için bunun yasal bir zorunluluk olduğunu, mahkemece, Kartal Belediyesine ve Kadastro Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak gerekli evraklar temin edildikten sonra dosyanın Ek Rapor tanzim edilmek üzere yeniden bilirkişiye gönderilmesine karar verildiğini, diğer bilirkişinin talebi ile heyete bir de mimar bilirkişinin eklendiğini, bilirkişi incelemesi ve tebligatlar için mahkeme veznesine 1.200,00 TL yatırılması konusunda davacıya kesin süre verildiğini, davacının kesin süre içerisinde masrafları yatırmadığını, mahkemece yasal gerekçe belirtmeden ve ek bilirkişi raporu alınmasına ilişkin ara kararından da rücu etmeden, dosyanın esası hakkında hüküm kurduğunu, davalı kooperatifin savunmalarının dayanağı olan belge asılları hiçbir şekilde değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, kök bilirkişi raporunu tanzim eden bilirkişinin mali müşavir olup, Kooperatifler hukuku, İnşaat, ve Mimarlık Alanında yeterli bilgi sahibi olmadığını, 22.11.2015 tarihli ve iptale konu Genel Kurul Kararı’nın, Kooperatif Kanunu ile amaçlanan kooperatifin üyelerini konut sahibi yapabilmek ve amacını gerçekleştirebilmek için zorunlu olarak alındığını, arsanın kat mülkiyeti tesisi ve kooperatifin tasfiyesine ilişkin zorunlu olan bir tevhit işlemi olduğunu, mahkemenin eksik inceleme ile bu işlemi yeni bir arsa alımı olarak nitelendirmesinin hatalı olduğunu, kooperatifin yeniden arsa alması ve yeni ortak ve üye kaydedilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, TTK m.292 hükmünün tasfiye halindeki sermaye şirketleri için uygulanan özel bir hüküm olup, tasfiye halindeki ve özel hükümlere tabi kooperatiflere uygulanamayacağını, davacının kooperatif aleyhine dava açmayı alışkanlık haline getirdiğini, usul ekonomisi ve hukuki yarar yokluğundan haklı haksız açılan birçok davalardan dolayı Kooperatifin uğradığı ve ileride uğrayacağı zararların bertaraf edilmesi için 1163 Sayılı Kooperatif Yasasının m.53/son fıkrası gereği davacının makul bir miktar teminat göstermesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, 22.11.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesiyle; toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahiplerinin kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurmak suretiyle kararın bozulması için dava açabilirler. Davacının yasanın aradığı şartları yerine getirerek huzurdaki davayı yasal hak düşürücü süre içinde açtığı anlaşılmaktadır. 22.11.2015 tarihli genel Kurul toplantısına 78 üyeden 41 üyenin (3 ortak vekaleten) katıldığı, 3. Gündem maddesinde ” kooperatifle ilgili imar izni, kat irtifakı, arsa tevhidinin yapılması, belediye ruhsat işlerinin ve belediyeden arsa satın alma işlemlerinin görüşülmesi, yürütülmesi ve ve belediyeden arsa alımı için ödeme planını görüşülerek karara bağlanmasının kabulü görüşmesine geçildi. Arsa alımı için ve her üyenin arsa alımı için bir ay içinde 22.12.2015 tarihine kadar 900,00 TL ödenmesine oylamaya sunuldu. …, …’ı vekaleten temsil eden …’ın ret oylarına karşılık kabul oyu ile oy çokluğu ile kabul edildi” denmek suretiyle karara bağlandığı anlaşılmıştır. Davalı kooperatifin tasfiye halinde olduğu yanlar arasında çekişmesiz olup uyuşmazlık, tasfiye halindeki kooperatif genel kurulunda belediyeden arsa alımı konusunda tasfiye kuruluna verilen yetkinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konusunda bilirkişi raporu alınmıştır. 20.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda; tasfiye memurları kural olarak kooperatifin cari işlemlerini yapabilirler. Başka bir ifadeyle, kooperatifin tasfiyeye girmesinden önce başlanmış ve bitirilmemiş işleri tamamlanır. Dolayısıyla Kanun ve Ana sözleşme hükümlerine yeni bir arsa alımı yapılamayacağı belirtilmiştir. 1163 Sayılı Kanun’un 81/5.maddesinde tasfiye kurulunun görevlerinin anasözleşmede gösterileceği belirtilmiştir. Anasözleşme dosyaya celbedilmediğinden tasfiye kurulunun görevleri konusunda bir değerlendirme yapılamamıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 81/4. maddesi ise “Anasözleşme ile özel bir nisap belirlenmemiş ise, tasfiye halinde kooperatiflerin genel kurul toplantılarında nisap aranmaz. Kararlar oyçokluğu ile verilir.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.” hükmünü içermektedir. Yine dosya kapsamında Kooperatif ana sözleşmesi bulunmadığından anasözleşmede tasfiye sürecinde genel kurul toplantılarında aranan toplantı nisabı konusunda yine bir değerlendirme yapılamamıştır. Kooperatifler Kanunun 42. Maddesi – “Genel Kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır. Genel Kurul, aşağıdaki yetkilerini devir ve terk edemez. 1. Anasözleşmeyi değiştirmek, 2.Yönetim Kurulu ve Denetçiler Kurulu üyeleriyle gerektiğinde tasfiye kurulunu seçmek, 3. İşletme hesabıyla bilanço ve gerektiğinde gelir gider farkının bölüşülmesi hakkında karar almak, 4. Yönetim ve denetçiler kurullarını ibra etmek, 5. Kanun veya anasözleşme ile Genel Kurula tanınmış olan konular hakkında karar vermek. 6. (Ek: 6/10/1988 – 3476/9 md.) Gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliğini, yerine ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını belirlemek.
7. (Ek: 6/10/1988 – 3476/9 md.) İmalat ve inşaat işlerinin yaptırılma yöntemini belirlemek. 8. (Ek: 6/10/1988 – 3476/9 md.) Yapı kooperatiflerinde; kooperatifin ortak sayısı ile yapılacak konut veya işyeri sayısını tespit etmek.” hükmünü düzenlemiştir. Somut uyuşmazlıkta, genel kurul kararında gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliğini, yerine ve azami fiyatını” belirleyen açıklamaların yer almadığı, kooperatif lehine veya aleyhine olacak hususların neler olduğunun anlaşılamadığı, dolayısıyla, taşınmaz alım ve satımı konusunda münhasıran yetkili olan genel kurulun bu konuda yönetim kuruluna verdiği yetkinin kanuna aykırı olarak gerçekleştiği, genel kurul kararının, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42/6. ve 59/son maddelerindeki emredici hükümlere aykırı olması nedeniyle, butlan yaptırımına tabi olduğundan bahisle yok hükmünde olduğu bu sebeple genel kurul kararının iptali gerektiği, geçerli bir genel kurul kararı ve yönetime verilmiş bir yetki bulunmadığından tasfiye halindeki davalı kooperatifin taşınmaz alımı yapıp yapamayacağı hususunun değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı, bu gerekçe ile davanın kabulü gerektiği ancak mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, genel kurul kararının yok hükmünde olduğu, iptali gerektiği, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı, ancak söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden gerekçenin düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK’nun 353/1b-2 maddesi uyarınca İstanbul Anadalou 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/03/2018 tarih ve 2015/1165 Esas, 2018/289 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davanın KABULÜNE, davalı Tasfiye Halinde SS Ermankent Konut Yapı Kooperatifi’nin 22/11/2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında 3 nolu gündem maddesi ile alınmış olan “Belediyeden arsa alımı hakkındaki” genel kurul kararın İPTALİNE, 3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 -TL harcın mahsubu ile bakiye 31,60 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL ilk masraf, 109,00 TL tebligat ve yazışma gideri 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 736,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından davalı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsile ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2-Davalı tarafından peşin yatırılan istinaf harçları toplamı 134,00 TL, 46,90 TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 180,90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/06/2021