Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1706 E. 2018/1567 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1706 Esas
KARAR NO : 2018/1567
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2018 (Ara Karar & İhtiyati Haciz)
NUMARASI : 2018/450 E.
DAVA : ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA : İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ: 11/10/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı şirket arasında düzenlenen Fotovotaik Tesisi projelerinin geliştirilmesi sözleşmesi gereğince müvekkilinin güneş enerjisinden elektrik üretimi projesine uygun araziyi araştırırak bulma, proje geliştirme yükümlülüğü altına girerken, davalı şirkette her projede her 1 MWP karşılığı 50.000 Euro ödeme yapmak taahhütü altına girdiğini ve müvekkilinin sözleşme hükümleri uyarınca kendisine düşen yükümlülüklerini ve edimleri yerine getirdiğini, davalı şirketin sözleşmede belirtilen edim ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkiline bu zamana kadar pek çok talepte bulunmalarına rağmen herhangi bir ödeme yapmadığını, bu sebeple müvekkilinin emeğinin karşılığı olan ücretini alamadığını ve ciddi zararlara uğradığını iddia ile fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile belirli hale geldiğinden artırılmasını tale etmek üzere fiil ödeme tarihindeki rayiç üzerinden olmak üzere şimdilik 1.000 Euro alacağın faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline ayrıca müvekkilinin alacağının teminat altına alınabilmesi için öncelikle teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine, aksi takdirde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf taleplerinde;
1-Dava konusu ‘’Fotovoltaik Tesisi Projelerinin Geliştirilmesi Sözleşmesi’’ her iki tarafa tam borç yükleyen bir sözleşme olup; müvekkilinin söz konusu sözleşmenin kendisine yüklediği yükümlülüklerini tam ve eksiksiz ifa etmiş olmasına rağmen, davalı şirketin sözleşmede belirtilen ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini,
2-Haricen edinilen bilgilere göre davalı şirketin araç ve birtakım malvarlığı değerlerini elden çıkarmak üzere olduğunun öğrenildiğini, davalının üzerine kayıtlı malvarlıklarının satışını gerçekleştirmesi durumunda müvekkilinin alacağının tahsilinin imkansız hale geleceğini, İİK.nun 257.maddesi uyarınca ‘’borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa’’ borçlu hakkında ihtiyati haciz istenebileceğini, Yargıtay 21. H.D 2012/1007 E., 2012/508 K. sayılı ilamınında bu yönde olduğunu, Yerel Mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddi yönündeki hukuka aykırı ve haksız kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf Dilekçesi Davalı Vekiline 04/06/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 18/06/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; Davacının ihtiyati haciz kararı alabilmek amacıyla, davalı müvekkilin araç ve birtakım malvarlığını elden çıkarmak üzere olduğu yönündeki iddialarının asılsız, delilsiz ve ispata muhtaç olduğunu, davacının, davalı müvekkilinden alacaklı olmadığını, aksine davacının, geliştirilmekte olan veya başarısız olan bir kısım projeler için aldığı avanslar nedeniyle davalı müvekkile cari hesaptan kaynaklı borcu olduğunu, ilk derece mahkemesinin, ihtiyati haciz/ihtiyati tedbir talebinin reddine, dair kararının hukuka uygun olduğunu savunarak istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen Fotovotaik Tesisi projelerinin geliştirilmesi sözleşmesi gereğince, davacının sözleşme hükümleri uyarınca kendisine düşen yükümlülüklerini ve edimleri yerine getirmesine rağmen davalı şirketin sözleşmede belirtilen edim ve yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasıyla açılan alacak davasında talep edilen ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Talep, mahkemece reddedilmiş, red ara kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İhtiyati haciz şartları İİK.nun 257.maddesinde düzenlenmiş olup buna göre Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebilir. Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder
İİK nun 258. hükmüne göre de, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delileri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa ‘ nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarından olan alacaklıya ilişkin şart, bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin alacağın alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Alacağa ilişkin ise, alacağın vadesinin gelmiş veya vadesi gelmemiş olmamakla birlikte, yasada belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muacceliyet temerrüdün zamanla ilgili şartıdır. Hakim hukuksal işlemlerden doğan alacaklar için yapılan ihtiyati haciz istemlerine karşı öncelikle alacağın muaccel olup olmadığını saptaması gerekir, alacağın muaccel olduğunu alacaklı ispat etmelidir. Bir haksız fiilden doğan borç haksız fiilin meydana gelmesi ile doğmuş sayılacağından bu durum alacaklıya bir ispat külfeti getirmeyecektir. Alacağın vadesinin gelmiş olması, alacaklının alacağını dava veya takip edebilme yetkisini ifade eder. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi veya alacaklının alacağına kavuşmasına engel olarak davranışlarda bulunması gerekmez.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince; ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından dosyaya sunulan belgeler iddialarını ispata yeterli değildir. İlk derece mahkemesinin kararı yerinde olduğundan davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında sonucu itibariyle usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1f Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/10/2018