Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1667 E. 2021/635 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1667 Esas
KARAR NO : 2021/635
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI: 2013/515 Esas, 2018/25 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin genel ve sosyal alanlarda yönetim ve temizlik hizmeti verdiğini, davalı şirket ile yapılan 03/11/2011 tarihli sözleşme ile de davalı şirketin inşaatını yürüttüğü şantiye sahasının yönetim işleri hizmetini görmeyi üstlendiğini, sözleşmenin 15/01/2013 tarihinde sonlandırıldığını, sözleşmenin 9.8 maddesi uyarınca kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretlerinin toplam hizmet bedeline eklenmesi gerektiğini, bu ücretlere ilişkin davalının 9.584,82 TL hizmet borcu bulunduğunu, alacaklarının tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, ancak davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın en az % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında; davacı şirket ile düzenlenen 03/11/2011 tarihli sözleşmenin, davacının güvenlik sertifikası olmaması nedeniyle 15/01/2013 tarihinde sona erdiğini, sonrasında davacı ile grup şirketi olan … şirketi arasında 15/01/2013 tarihli ve bir yıllık sözleşme imzalandığını, ancak 30/01/2013 tarihli SGK işyeri tespit tutanağında şirketin vergi ve sgk mükellefiyetlerini yerine getirmediğinin tespiti üzerine, şirketin sorumlu olduğu alanı tek taraflı ve keyfi olarak 05/02/2013 tarihinde terkederek inşaat alanı ve saha emniyetini bozduğunu, sözleşmenin tek taraflı ve haksız olarak süresinden önce feshi nedeniyle uğradıkları zararın tespit edilerek takas ve mahsubunu talep ettiklerini, eski firmanın kestiği faturaya istinadan yapılan takip ve davanın haksız olup davacının dava açma sıfatı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; bilirkişi raporuna göre davacının 03/11/2013-15/01/2013 tarihleri arasında işçilerinin kıdem ve yıllık izin alacakları olan 9.584,16 TL’yi talep edebileceği, alacak faturaya dayanmakla birlikte fatura konusu kıdem ve yıllık izin alacaklarının hesaplamayı gerektirdiğinden likit olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 9.584,16 TL asıl alacak yönünden devamına, davacının icra tazminatı ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili istinaf talebinde; bilirkişi raporunda kıdem ve yıllık izin alacağının SGK hizmet dökümü ve özlük dosyası olmadan davacının beyanına dayalı olarak hesaplandığını, hizmet döküm kaydı olmadan ve işçilere yaptığı ödeme ispatlanmadığından davanın reddi gerektiğini, 30/01/2013 tarihli SGK işyeri tespit tutanağında şirketin vergi ve sgk mükellefiyetlerini yerine getirmediğinin (dört değil, üç işçi çalıştırdığının) tespiti üzerine davacının 05/02/2013 tarihinde işyerini terkettiğini, davacının ücretini ödemediği, sigortasız çalıştırdığı ve mesnedi olmayan fatura alacağını talep ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf talebinin reddini istemişir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, faturaya dayalı hizmet bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; davacı ve davalı şirket arasında davalı şirket tarafından belirlenmiş genel alanlar ve sosyal alanlarda yönetim hizmeti verilmesi hususunda 03/11/2013 tarihli hizmet sözleşmesi düzenlendiği, davacının hizmet bedeline dahil olan personel kıdem ve yıllık izin ücreti için 06/02/2013 tarihli ve 9.584,82 TL bedelli fatura düzenlediği, fatura alacağının tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalının takibe yasal süresinde itirazı üzerine, itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; hizmet süresince hizmet bedeline dahil olan kıdem ve yıllık izin ücretlerinin miktarı noktasında toplanmaktadır.Talimat yolu ile alınan 02/03/2014 tarihli bilirkişi raporunda; takip konusu faturanın davalı tarafından yasal süresinde iade edildiği ve davalı defterlerinde yer almadığı, davacının kendi defter ve kayıtları ile fatura konusu hizmetin verildiğini kanıtlaması gerektiği belirtilmiştir.14/09/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacı defterlerinin sahibi lehine delil vasfını taşımadığı, fatura dayanağı belgelerin dosya kapsamında bulunmaması nedeniyle fatura içeriği kıdem ve yıllık izin ücretlerin alacaklarının hesaplanmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.24/08/2016 tarihli raporda ise; davacının sözleşmenin 9.8 maddesi uyarınca kıdem ve yıllık izin ücretlerini isteme hakkı bulunup bulunmadığının uzmanlık alanları dışında olduğu belirtilmiştir.İşçilik alacağında uzman hesap bilirkişisi 10/10/2017 tarihli raporunda; hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştırılan işçilere ait SGK hizmet dökümlerinin ve özlük dosyalarının dosyada bulunmadığını, hizmet alım süresi 03/11/2013-15/02/2013 tarihleri arasında çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatına esas sürelerinin 1 yıl 2 ay 13 gün olduğunu, sözleşmede işçilere yol yardımının aylık İETT mavi kart olarak belirlendiğini, davacının günlük 10,00 TL yemek bedeli verildiğini ileri sürmüşse de, buna ilişkin belge bulunmadığından rayiç değerlere göre yemek bedelinin 4,50 TL olarak belirlendiğini, buna göre işçilerin fesih tarihindeki aylık 978,60 TL asgari ücretlerine yemek ve yol ücretinin eklenmesi ile aylık giydirilmiş brüt ücretlerinin 1.223,60 TL olduğunu, hizmet alım süresince 4 işçi için kıdem tazminatının 5.884,44 TL ve yıllık izin ücretinin ise 1.826,72 TL olup, davacının KDV dahil alacağının toplam 9.584,16 TL olduğunu belirtmiştir.Davalı taraf; davacı şirket ile yapılan 03/11/2013 tarihli sözleşmenin 15/01/2013 tarihinde sona erdiğini, davacı ile grup şirketi olan … şirketi arasında 15/01/2013 tarihinde bir yıllık sözleşme yapılmışsa da 30/01/2013 tarihli SGK işyeri tespit tutanağında şirketin vergi ve sgk mükellefiyetlerini yerine getirmediğinin tespiti üzerine davacının 05/02/2013 tarihinde işyerini terkettiğini, davacının ücretini ödemediği, sigortasız çalıştırdığı ve vergi ödemediği mesnedi olmayan fatura alacağını talep ettiğini savunmaktadır.Taraflar arasında 03/11/2013 tarihinde düzenlenen “Prosas Hizmet Sözleşmesinde, hizmetin konusu güvenlik hizmeti verilmesi olmayıp, davalı şirket tarafından belirlenmiş genel alanlar ve sosyal alanlarda yönetim hizmeti verilmesi olduğu görülmektedir. Bu sözleşmenin 15/01/2013 tarihinde sona erdiği iki tarafında kabulündedir. Davalının, davacının işçi ücretini ödemediği, sigortasız işçi çalıştırdığı ve vergi ödemediğini belirttiği, Güvenlik ve Koruma Hizmet sözleşmenin ise ayrı bir tüzel kişilik olan dava dışı … ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu sözleşmenin ise dava konusu alacağın dayandığı sözleşme ile ilgisi bulunmamaktadır. Yine 30/01/2013 tarihli SGK işyeri tespit tutanağının da davacı şirket ile ilgisi olmayıp, …. ile yapılan Güvenlik ve Koruma Hizmet sözleşmesi ile ilgilidir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 3.2 maddesinde, hizmet için davacının 4 personel görevlendireceği kararlaştırılmış, 9.1 maddesinde hizmet bedeli 4 yönetim personeli için aylık 5.700,00 TL ve KDV olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin 5.2 maddesinde yıllık izin gideri ile kıdem tazminatının taraflar arasında sağlanacak mutabakat ile davalı şirket tarafından karşılanacağı, 9.8 maddesinde ise kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretlerinin toplam hizmet bedeline ekleneceği kararlaştırılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere 30/01/2013 tarihli SGK tutanağında belirtilen hususların davacı şirket ile ilgisi bulunmayıp, dava dışı güvenlik şirketi ile ilgili olduğundan, davalı taraf, hizmetin eksik ve ayıplı yerine getirildiğine yönelik savunmasını ispatlamış değildir. Buna göre davacının sözleşme gereği hizmet süresince 4 personel görevlendirdiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Davacı şirketin hizmet verdiği sürede çalıştırdığı işçilerinin yıllık ve izin ücretlerinin hizmet bedeline dahil edilmesi sözleşme ile kararlaştırıldığından tarafların serbestçe kararlaştırdığı bu hükmün davalı tarafı bağlayacağı açıktır. Bilirkişi raporunda asgari ücrete sözleşmede belirtilen yol ücreti ile rayiç değerlere göre yemek ücreti eklenerek işçilerin giydirilmiş ücreti tespit edilmiş, davaya konu kıdem ve yıllık izin alacakları tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereği davalı, hizmet aldığı süredeki kıdem ve yıllık izin alacaklarından sorumludur. Davacının işçilerine ücretlerini ödeyip ödememesi ve kamusal yükümlülüklerini yerine getirip getirmemesi eldeki davanın konusu da değildir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 654,69-TL nispi karar ve ilam harcının, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 164,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 490,69-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafça karşılanan istinaf harç ve yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.27/05/2021