Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1637 E. 2021/774 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1637 Esas
KARAR NO : 2021/774
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2018
NUMARASI : 2017/103 Esas, 2018/170 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … – … – Maçka Adi Ortaklığı vekili 01/02/2017 tarihli dava dilekçesinde: müvekkilinin adi ortaklık olarak İstanbul Kongre Merkezini işletmekte olduğunu, davalı şirket ile aralarında İstanbul Kongre Merkezi Alan Kiralama Kontratı adı altında 18/01/2016 tarihli bir sözleşme akdettiklerini, 23/01/2016 – 24/01/2016 tarihleri arasında gerçekleştirilecek … Organizasyonu ile ilgili olarak organizasyon sahibi, katılımcılar ve ziyaretçilerle ilgili sözleşme ve eklerindeki verilecek bedellerin belirlendiğini, davalının sözleşme kapsamında aldığı hizmetler karşılığında ödemesi gereken bedelin 1.038,40 Euro bakiyesini ödemediğini ve davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalı tarafın takibe karşı itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, sözleşme gereğince İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, davalı şirketin dekontlardan ve çizelgelerden görüleceği üzere toplamda KDV dahil 56.852,40 Euro sözleşme bedelinin 55.814,00 Euro’luk kısmını ödediğini, bakiye 1.038,40 Euro borcu ise ödemediğini iddia ederek, icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf yazılı veya sözlü beyanda bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, sözleşme kapsamında verilecek hizmet bedelinin taraflarca KDV dahil 55.814.-EURO olarak belirlendiği, buna göre, davacıların oluşturduğu …- Maçka Adi Ortaklığı ile davalı arasında akdedilen sözleşmede hizmet bedelinin; 46.000,00.-EURO+KDV Alan Kiralama Bedeli ve 2 Gün 20 MB İnternet Kullanımı 1.300,00.-EURO+KDV olmak üzere toplam 55.814.00.-EURO olarak belirlendiği, ancak her ne kadar sözleşmede hizmet bedeli 55.814,00.-EURO olarak kararlaştmlmış ise de Adi Ortaklık tarafından davalıya düzenlenen 30/01/2016 tarihli fatura tutarının 56.852.40.-EURO olduğu, işbu (56.852,40 – 55.814,00 -) 1.038,40EURO’luk farkın, faturadaki “Operasyon Hizmet Bedeli” tutarından kaynaklandığının anlaşıldığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmede, davalı tarafından ödenecek hizmet bedelinin toplam 55.814,00-EURO olarak belirlendiği, Adi Ortaklık tarafından davalıya düzenlenen fatura bedelinin ise toplam 56.852.40-EURO olduğu,davalı tarafından, davacıların oluşturduğu adi ortaklığa 19/01/2016 tarihinde 10.235,50-TL EFT ve 28/01/2016 tarihinde 175.000,00-TL bedelli çek olmak üzere toplam (10.235,50 + 175.000,00 -) 185.235,50-TL’lik ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemelerin, ödeme tarihlerindeki EURO karşılıkları toplamının ise 56.788,14-EURO olduğunun belirlendiği, buna göre sözleşmede belirlenen hizmet bedelinin esas alınması durumunda davalı tarafından Adi Ortaklığa (56.788,14 – 55.814,00 =) 974,14- EURO’luk fazladan ödeme yapıldığı ve bu durumda davacıların herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, icra takibinden sonra davalı tarafça borcun kapatılması yönünde birkaç kez sözlü talepte bulunulduğunu, ancak davalının ödeme niyetlerinin olduğunu ifade etmelerine rağmen zaman istediklerini ve takip tarihine kadar bakiyeyi ödemediklerini, bu şekilde davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, sözleşme mutabakat ve fatura örnekleri ile mail yazışmalarının olduğunu, buna göre müvekkilinin toplam alacağının 56.852,40 Euro olduğunu, davalının aksine bir savunma veya iddiasının bulunmadığını, mali müşavir bilirkişiye dosyanın tevdi edilmesi yönündeki itirazlarının dikkate alınmadığını, mahkemenin itirazlarına rağmen en az giderle yargılamanın tamamlanması ilkesine aykırı hareket ettiğini, sözleşmenin bir etkinlik alanı, kiralama ve ek hizmetler sözleşmesi olduğunu, kiralama bedelinin 46.000,00 Euro ve internet kullanım bedelinin 1.400,00 Euro olarak belirlendiğini, dördüncü madde ve sözleşmenin ilgili diğer maddelerinde belirtilen hizmetlerin alınması durumunda ise bunlara ilişkin ücretlerin ayrıca hüküm altına alınacağının belirtildiğini, bu kapsamda dava dilekçesi ekinde bulunan etkinlik mutabakatından görüleceği üzere davalı alan kiralama, teknik ekipman, yiyecek, içecek, internet kullanımı ve ekstra temizlik hizmetleri aldığını, müvekkilinin mutabakata göre 46.000,00 Euro alan kiralama, 1.400,00 Euro internet bedeli ve 780,00 Euro ekstra temizlik bedeli olmak üzere toplamda KDV dahil 56.852,40 Euro bedelli sözleşme karşılığında davalıya fatura edildiğini, müvekkili şirkete toplamda 55.814,00 Euro ödendiğini, 1.038,40 Euro bakiye borcun kaldığını, dosyaya sunulan delillerin ve ödeme gününe ilişkin itirazlarının kesinlikle dikkate alınmadığını, hatta incelenip okunmadığını, doğru gerekçe dahi açıklanmadan davanın reddine karar verildiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında, ticari ilişkinin varlığı, davalı şirketin davacıdan hizmet aldığı ve ödemiş olduğu bedeller konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık; davacının takip konusu yapmış olduğu faturadan kaynaklı olarak alacaklı olup olmadığı ve mahkeme incelemesi ile gerekçesinin usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından davalı adi ortaklık hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 28/12/2016 tarihli 3.557,20 TL harca esas değer olmak üzere 1.038,40 Euro fatura bedeli, 66,32 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.104,72 Euro alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlattığı, takibe konu faturanın 30/01/2016 tarihli olduğu, fatura konusunun alan kirası 46.000 Euro ve operasyon hizmet bedeli 2.180,00 Euro olmak üzere toplam %18 KDV dahil 56.802,40 Euro olarak düzenlendiği, davalı vekilinin süresinde takibe, icra dairesinin yetkisine ve alacak ile tüm ferilerine itiraz ettiği, davacının ise İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı, taraflar arasında 18/01/2016 tarihinde ” İstanbul Kongre Merkezi Alan Kiralama Kontratı” ‘nın imzalandığı, sözleşmede davalının organizasyon sahibi olduğu, sözleşmenin konusunun davacı tarafından İKM’nde detayları verilen organizasyon ile ilgili olarak organizasyon sahibine, katılımcılara ve ziyaretçilere sözleşme ve eklerinde belirtilen hizmetlerin verilmesi ve bu hususta tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi olarak belirtildiği, üçüncü maddede fiyatların düzenlendiği, 3.1.bentte sözleşme kapsamında, organizasyon sahibi tarafından davacıya ödenmesi gereken tutarların alan kiralama bedeli olarak 46.000,00 Euro + KDV, iki gün 20 MB internet kullanımı 1.300,00 Euro + KDV olmak üzere toplam 55.814,00 Euro olarak belirlendiği, ödemelerin 5.500,00 Euro ve 50.314,00 Euro şeklinde ödeneceğinin belirtildiği, 4.maddede, alan kiralama dışındaki hizmetlerin organizasyon sahibi tarafından talep edilmesi halinde bedeli karşılığında ayrıca verileceği, bu hizmetlerin davacı dışındaki kişi ve kurumdan alınmasının kesinlikle yasak olduğunun belirtildiği, davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderildiği anlaşılan 05/02/2016 tarihli mailde, mail konusunun mutabakat olarak belirtildiği, içeriğinde, telefon görüşmesinde vermiş oldukları onaya istinaden ekte yer alan mutabakat doğrultusunda tarafınıza faturanın hazırlanıp ulaştırılacağının belirtildiği, davalı şirketin herhangi bir kabulüne dair belgenin dosya içerisinde bulunmadığı, mutabakat şeklinde olduğu kabul edilen miktarın ise davacı şirketin muavin defteri çıktısına yazılmış olan 1.038,40 Euro olduğu, söz konusu defter örneğinde herhangi bir imza veya onayın mevcut olmadığı, davalı şirket tarafından davacı tarafa tarafların kabulünde olduğu üzere banka havalesi yoluyla ödemelerin yapılmış olduğu anlaşılmıştır. 05/12/2017 tarihli Mali Müşavir ve Sektör Bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyet raporunda; davacının iddiası, davalı tarafın takibe yapmış olduğu savunması, takip dayanağı 30/01/2016 tarihli faturalar ve taraflar arasında gerçekleştirilen sözleşme değerlendirildikten sonra davacıya ait ticari defterlerin tetkikinde, hesabın takip tarihi itibariyle 3.489,85 TL borç bakiyesinin vermiş olduğunun görüldüğü, buna göre davacıların oluşturduğu adi ortaklığın kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 3.489,85 TL alacaklı bulunduğunun tespit edildiği, davacıların oluşturduğu adi ortaklık tarafından davalıya 30/01/2016 tarihli ve 186.043,79 TL bedelli fatura düzenlendiği, 19/01/2016 tarihinde 10.235,50 TL eft ve 28/01/2016 tarihinde 175.000,00 TL bedelli çek olmak üzere toplam 185.235,50 TL’lik ödeme yapıldığının görüldüğü, sözleşmede hizmet bedelinin toplam 55.814,00 Euro olarak belirlendiği, her ne kadar sözleşmede bu bedel düzenlenmiş ise de, adi ortaklık tarafından 30/01/2016 tarihli fatura tutarının 56.852,40 Euro olduğu, 1.038,40 Euro’luk farkın faturadaki operasyon hizmet bedeli tutarından kaynaklandığı, sözleşmenin 3.3.maddesinde ise, adi ortaklık tarafından düzenlenecek faturanın efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası olarak hesaplanacağının düzenlendiği, buna göre toplam 53.704,04 Euro olduğu, netice itibariyle davalı tarafından davacıların oluşturduğu adi ortaklığa yapılan ödemelerin Euro karşılığının 56.788,14 Euro olduğunun hesaplandığı, sonuç olarak, davacı tarafından düzenlenen fatura bedelinin kontrattakinden fazla olduğuna ilişkin veyahut söz konusu hizmetlerin adi ortaklık tarafından eksik verildiğine yada hiç verilmediğine dair herhangi bir itirazın mevcut olmadığı, mali incelemeye nazaran taraflar arasındaki ihtilafın ödeme tutarları yönünden olduğu, ihtilafın teknik yönünün bulunmadığı, değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, yapılan hesaplamaya göre hizmet bedelinin esas alınması durumunda davalı tarafından adi ortaklığa ( 56.788,14 – 55.814,00 = ) 974,14 Euroluk fazladan ödeme yapıldığı, bu durumda davacıların herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı belirtilmiştir. Davacılar vekili rapora itiraz ederek, tarafların anlaştığı tarih itibariyle kur üzerinden hesaplama yapılmasını talep etmişlerdir. Mahkemece, rapor sonucuna göre sözleşme kapsamındaki ödemenin yapıldığı, hatta fazladan ödemenin yapılmış olduğu, davacının herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK nun 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Davacı taraf bu anlamda ileri sürdüğü alacak iddiasını ispat edememiştir. Davalı hizmet alan şirketin, sözleşme bedelini fazlasıyla ödemiş olduğu, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile davacı delillerinden anlaşılmaktadır. Davacı taraf her ne kadar özellikle istinaf dilekçesinde alacak talebine ilişkin faturaya ekstra temizlik bedelininde ekli olduğunu, bu konuda mutabakatta bulunulduğunu iddia etmiş ise de sözleşmenin ilgili maddelerinde ve yukarıda yer verildiği üzere davacı tarafça gönderilen mailde taraflar arasında herhangi bir şekilde söz konusu bedelin ödeneceğine veya hizmetin alındığına dair geçerli bir muvafakatın olduğundan söz etmek mümkün olmamıştır. Diğer taraftan, davalı taraf 6100 sayılı HMK’nın 128.maddesi gereğince dava dilekçesine karşı cevap vermemiş olmakla davacının dava dilekçesindeki ileri sürüdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağından, davacı tarafın aksine iddialarının yerinde olmadığı ve ayrıca aynı yasanın 357.maddesi gereğince ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar dinlenilmeyeceğinden, davacı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve özellikle taraflar arasında gerçekleştirilen sözleşme ve davalı ödemeleri ile ilgili bilgi ve belgeler göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafın takip konusu yapmış olduğu bakiye fatura alacağının sübuta erdiğine dair usulüne uygun bir delil sunulmadığı ve ispat edilemediği kanaatine varıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/103 Esas, 2018/170 Karar ve 14/03/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından davacı vekilinin peşin olarak yatırmış olduğu 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/06/2021