Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1628 E. 2021/634 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1628 Esas
KARAR NO : 2021/634
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI: 2017/758 Esas, 2018/262 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıya ait … Konut Projesinde taşınmaz yönetimi hakkında danışmanlık hizmetleri ifa edilmesi amacıyla taraflar arasında 25/03/2014 tarihli sözleşme düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalının hizmet için düzenlenen faturaların bir kısmını -faturalara itiraz etmeyip defterlerine işlemesine rağmen- ödemediğini, davalının 5 ay boyunca sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine 03/01/2017 tarihli ihtarla sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiklerini ve 5 aylık hizmet bedelinin ödenmesini istediklerini, ihtardan sonuç alınamayınca davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, ayrıca davalının alacağın en az % 20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; davacı ile yönetim danışmanlığı yapılması, kiralama ve yönetim hizmetlerini yürütmek için anlaşma yapıldığını, ancak davacının fahiş bir bedel karşılığında verdiği hizmeti eksik ve ayıplı sunduğunu, taahhüt edilen sayıda ve kalitede personel çalıştırılmadığını, kat malikleri ve kiracıların talepleri müvekkili şirkete iletmeyerek kat malikleri ve kiracılar ile müvekkkili arasında ihtilaflar doğmasına neden olduğunu, aidat dağıtımlarında ve finansal tablolarda hatalar yapıldığını, davacının taşeronlarınca sunulan temizlik, bahçe, bakım ve güvenlik hizmetlerinin eksik veya hiç ifa edilmediğini, hijyen ve görüntü kirliliği oluştuğunu, güvenlik zafiyeti yaşandığını, eksik personel bulundurulması nedeniyle ortak alanlardaki ekipmanların bakımı ve onarımının yapılmadığını ve demirbaş hasarları oluştuğunu, proje yönetiminde sorun yaşandığını ve yönetim boşluğu oluştuğunu, kat maliklerinin ve projeyle ilgili kişilerin ayıplı hizmet ve kalitesiz yönetim hizmeti nedeniyle şikayetçi olduğunu, raporlama ve bilgilendirme yükümlülüğünün ihlal edildiğini, davalının müvekkil ve kat malikleri ile yapılan toplantılara katılmaktan da kaçındığını, davalının özensizliği nedeniylmle özel bir mimariye sahip … Projesinin imaj kaybı yaşadığını, hizmetin düzeltilmesi taleplerinin yerine getirilmediğini ve oyalama yoluna gidildiğini, şifahi mutabakat ile ticari ilişkinin sonlandırıldığını, müvekkili şirketin cari hesapların düzeltilmesi talepleri yönünden oyalandığını ve faturaların düzeltilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; tarafların ticari kayıtları birbirleri ile uyumlu olup, davacının davalıdan 76.251,29 TL alacağı bulunduğu ve davalının hizmetin eksik ve ayıplı verildiğine yönelik savunması yönünden delil ibraz etmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline ve davalının icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili cevap dilekçesini tekrarla, davacının eksik ve ayıplı hizmet verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf talebinin reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hizmet bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının toplam 76.251,29 TL fatura bedelinin tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının yasal süresinde borca itiraz ettiği, bunun üzerine davacının takibe itirazın iptali için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi yukarıda belirtilen gerekçe ile itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra tazminatına mahkum edilmesine karar vermiş, davalı taraf karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Taraflar arasında davalı şirketin yöneticisi olduğu … adlı taşınmaz için yönetim ve işletme hizmetleri sözleşmesi düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacı şirketin edimlerini gereği gibi yerine getirip getirmediği, eksik/hiç ya da ayıplı ifada bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mali müşavir bilirkişi 08/01/2018 havale tarihli raporunda; tarafların ticari defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 76.251,29 TL alacaklı bulunduğu belirtilmiştir. Davalı taraf aralarında hizmet ilişkisi olduğunu inkar etmemekle birlikte davacının edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini ve hizmeti eksik ve ayıplı ifa ettiğini savunmuştur.6102 Sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi tacirler arasındaki hizmetin ayıplı olması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemektedir. Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır (Yargıtay 23. HD’nin 2016/991 Esas, 2018/5119 Karar sayılı kararı). Somut olayda, davalı tacir olup, verilen hizmetin ayıplı olduğuna hususunda süresinde davacıya ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin delil sunmamıştır. Yine HMK’nın 190. maddesi uyarınca ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davalı, davacı ile aralarında hizmet ilişkisi olduğunu ve hizmet aldığını kabul ettiğine göre, davacının eksik ya da ayıplı ifada bulunduğu ve edimlerini gereği gibi yerine getirmediği yönündeki savunmasını kanıtlamalıdır. Ne var ki davalı bu yöndeki savunmasını kanıtlamış değildir.Bunun yanında davalının takip konusu faturaları ticari defterlerine işlediği, davacının incelenen ticari defterlerinin ise usulü uygun tutulup birbirlerini doğruladığı, her iki taraf ticari defterlerinin birbirlerine uyumlu olduğu ve iki taraf ticari defterlerine göre takip konusu faturalardan dolayı davacının davalıdan 76.251,29 TL TL alacaklı olduğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulü yönündeki kararı dosya içeriğine uygundur.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 5.208,72-TL nispi karar ve ilam harcının, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.302,18-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.906,54-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davalı tarafça karşılanan istinaf harç ve yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.27/05/2021