Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1563 E. 2018/1481 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1563 Esas
KARAR NO : 2018/1481
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :03/05/2018
NUMARASI :2016/434 E. 2018/435 K.
DAVA : İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 04/10/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kurulduğu günden beri inşaat, turizm, otelcilik ve mimarlık sektöründe hizmet vererek faaliyetlerini artarak devam ettirdiğini, şirketin 1 yıl içinde mevcut ekonomik tabloları düzeltecek güce ve ekonomik olgunluğa sahip olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle iflasın ertelenmesi talepleri hakkında karar verilinceye kadar ihtiyati tedbirlere hükmedilmesini, müvekkili şirket hakkında iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Davacı şirketin iflas erteleme isteminin reddine ve iflasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı …. Tic. Ltd. Şti. Vekili İstinaf Taleplerinde;
1-Davaya konu olan kayyum raporuna karşı itirazlarının sunulması beklenmeyerek doğrudan müvekkili şirketin iflasına karar verildiğini, bu kapsamda müvekkilinin savunma hakkının engellendiğini, 19.04.2018 tarihli kayyum raporunun 26.04.2018 Tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, ancak 2 haftalık kesin süre dolmadan 03.05.2018 Tarihli duruşmada müvekkili şirketin iflasına karar verildiğini, kayyum raporuna ilişkin itirazları sunulamadan karar verilmesinin Anayasal hak olan hukuki dinlenilme hakkını engellediğini,
2-Borca batıklık incelemesinde rayiç değer hesaplanmasının güncel rayiç değerlere göre yapılması gerektiğini, oysa ilgili dosyadaki rayiç hesaplamalarının 2015 yılına ait olması nedeniyle güncel olmadığını, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 04/06/2015 Tarih ve 2014/5863 E. 2015/4256 K. Sayılı kararının bu yönde olduğunu, bu durumu mahkemeye 24.05.2018 tarihli dilekçelerinde belirtmelerine rağmen dikkate alınmadığını, verilen kararın kaldırılması ile yeniden yargılama yapılarak davalarının kabulünü talep ve istinaf etmiş; İstinaf dilekçesi tüm müdahillere tebliğ edilmiş olup, hiçbiri cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davacı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Beyoğlu/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirket vekili iflaslarının 1 yıl süre ile ertelenmesi tabiyle açtığı dava mahkemece reddedilerek davacı şirketin iflasına karar verilmiştir. Hüküm davacı şirket vekilince istinaf edilmiştir.
19/04/2018 tarihli kayyım raporunun mahkemece tebliğe çıkarıldığı, yazılı beyanda bulunmak için HMK.nun 281.maddesi gereğince 2 haftalık süre verildiği (tebligata buna dair şerh verildiği), raporun davacı vekiline 26/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğden 7 gün sonra henüz 2 haftalık süre dolmadan ve davacı vekilinin süre talebini yinelemesine rağmen mahkemece karar verildiği, bu hususun da istinaf konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.
HMK.nun Bilirkişi raporunun verilmesi başlıklı 280. Maddesi gereğince duruşma gününden önce bilirkişi raporunun birer örneği taraflara tebliğ edilir. 281. Madde gereğince taraflar, bilirkişi raporunun kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. Taraflara tanınan bu süre yasal süre olup aynı yasanın 90. Maddesi gereğince süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez.
İlk derece mahkemesince en son alınan 19/04/2018 tarihli kayyım raporunun davacı vekiline mahkemece tebliğe çıkarıldığı, yazılı beyanda bulunmak için HMK.nun 281.maddesi gereğince 2 haftalık süre verildiği (tebligata buna dair şerh verildiği), raporun davacı vekiline 26/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğden 7 gün sonra henüz 2 haftalık süre dolmadan ve davacı vekilinin süre talebini yinelemesine rağmen mahkemece davacı vekiline raporu inceleyip beyanlarını sunmaları için yukarıda açıklanan yasa hükümleri gereğince belirlenen sürenin dolması beklenmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Zira davacı vekili karar celsesinde raporu inceleyip beyanda bulunmak için süre istemediklerini açıkça söylememektedir. Bu nedenle davacı vekiline bu hak tanınmadan karar verilmesi aynı zamanda Anayasa’nın 26. ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27.maddesi uyarınca savunma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 15/10/2013 Tarih ve 2012/5593 E. 2013/76 K., 17.Hukuk Dairesinin 22/12/2015 Tarih ve 2015/15639 E. 2015/14785 K.vb Sayılı kararları da bu yöndedir. Öyleyse iflas erteleme davalarının kamu düzenine ilişkin özelliği de dikkate alındığında davacı vekiline raporu inceleyip beyanda bulunmak, varsa itirazlarını değerlendirip, gerek duyulursa yeniden bir ek rapor almak suretiyle sonuca gidilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebi bu yönüyle kabul edilerek ilk derece mahkemesinin kararının sair yönler incelenmeksizin kaldırılmasına karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının esası incelenmeksizin kaldırılmasına, 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1a,6. maddesi gereğince yukarıda açıklandığı üzere gereği için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/434 E. 2018/435 K. 03/05/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/10/2018