Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1534 E. 2021/692 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1534 Esas
KARAR NO: 2021/692
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2017
NUMARASI: 2015/793 Esas, 2017/992 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin yıllardır bir çok ünlü markanın reklamlarını ve ürünlerinin tanıtımı yaptığını, dava dışı …’nin piyasaya yeni süreceği … adlı telefonunun tanıtımı için de … şirketi ile anlaşma yapıldığını, anlaşmada … Yalısında ön kokteyl yapılması; yan arazide ise akşam yemeği, konserler, tanıtım standları vs gibi işlerin yapılmasının kararlaştırıldığını, … ile yapılan anlaşmanın 7. maddesinde bu alanların tamamı veya bir kısmının etkinliğe tahsis edilmemesi halinde müvekkilinin sözleşme bedelinin %50’sini cezai şart olarak …’ye ödemesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin … ile yaptığı sözleşme gereği … Yalısını işleten davalı şirket ile yalıda ve yan arazide sözkonusu etkinliğin yapılması için 11/06/2014 tarihinde anlaşma yaptığını, yan arazide konser sahaları, yemek masaları ve tanıtımı sahneleri kurulduğunu, ancak organizasyona bir kaç saat kala yan arazinin maliki olduğunu ileri süren 3 şahıslarca arazinin boşaltılmasının istendiğini, bunun üzerine müvekkilinin yan arazideki çalışmaları yalının küçük ön bahçesine aldığını, küçük bir konser ve tanıtım sahnesi kurup üst üste yemek masaları düzeni oluşturduğunu, davalıdan kaynaklı bu olay nedeniyle … şirketinin cezai şart olarak 486.446,72 TL’yi müvekkilinin alacağından kestiğini, olay nedeniyle müvekkilinin itibar kaybı yaşadığı gibi … şirketinin müvekkiline vermeyi düşündüğü işleri de askıya aldığını ve müvekkilinin zarara uğradığını, ayrıca yan arazide bitmiş hazırlıkların sökülüp yeniden kurulması nedeniyle de zararlarının olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi zararın 29/06/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davacının …’ye verdiği taahhütlerin müvekkilini bağlamayacağını, davacının yan arazinin müvekkiline ait olmadığını bildiğini ve bu riski üstlenerek sözleşme yaptığını, müvekkilinin izin alma sorumluluğu bulunmadığını, müşterinin aldığı izinler doğrultusunda hizmet verdiğini, sözleşmenin 17. maddesinde diğer mahallerin mücbir sebep, mülk haklarının kullanılması gibi tesisin iradesi haricinde nedenlerle bu yerlerin temininin imkansız olabileceğinin belirtildiğini, sözleşmede bu durumda yalı idaresine sorumluluk yüklenmeyeceğinin kabul edildiğini, organizasyonun başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini, etkinliğin sorunlu geçtiğine dair iddianın doğru olmayıp basında etkinliğin iyi geçtiğinin ifade edildiğini, davacının hizmet bedelini de ödemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; yan arazinin mülkiyetinin davalıya ait olmadığı, arazi sahibinin organizasyonu kabul etmediği, davacının yan arazide bu riskin olabileceğini kabul ettiği, davalının tasarrufunda bulunmayan yan arazinin kullanılmamasından doğan riskin sözleşmenin 17. maddesinde mücbir sebep olarak kabul edildiği ve davalının sorumlu tutulamayacağı; kaldı ki etkinliğin gerçekleştirildiği, davacının ücretinin kesildiğine dair faturası bulunmadığı, yan arazideki yapıların sökülüp kurulması ile ilgili zararın de ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf talebinde; davanın kısmi dava olarak açılması nedeniyle istinafın vereceği kararın temyiz yoluna tabi olması gerektiğini, müvekkilinin yalı ve yan arazinin kullanılması için sözleşme yaptığını, yan arazinin kullandırılmaması durumunda sözleşme yapmayacağını, davalı ile yapılan sözleşmenin 3.1 maddesinde açıkça yan arazide akşam yemeği düzenleneceği ve yan arazideki sahne alanının düzenine ilişkin hüküm bulunduğunu, buna göre yan arazinin yalı ile birlikte tahsis edilmesi gerektiğinin açık olduğunu, daha önce yan arazinin de müvekkiline tahsis edildiğini ve müvekkilinde yan arazinin de tahsis edileceğine dair güvence oluşturulduğunu, yan arazinin başkasına ait olduğu ve izninin alınması gerektiği konusunda bilgisi bulunmadığını, öngörülemeyen ve öngörülse de alınacak tedbirler ile engellenemeyecek olayların mücbir sebeb olduğunu, yan arazinin başkasına ait olmasının ve kullanılamamasının mücbir sebep olamayacağını, mahkemenin bu gerekçesinin yerinde olmadığını, yan arazinin kullanılamaması nedeniyle eksik ve ayıplı ifada bulunulduğunu, bu nedenle mahkemenin etkinliğin yalıda gerçekleştirildiği gerekçesinin de hatalı olduğunu, müvekkilinden kesilen cezai şart bedeli ile mahrum kaldığı kar yönünden inceleme yapılmadığını, dosya kapsamı ve … ile yapılan yazışmalara göre müvekkilinden kesilen cezai şart miktarı belli olmasına rağmen fatura olmadığı gerekçesiyle bu taleplerinin reddedilmesinin de doğru olmadığını, bu faturanın kesilmesine gerek olmadığını, yalı bahçesinde tekrardan kurtarılan tekrar kurulumuna ilişkin masrafların açık olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf talebinin reddini istemişir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hizmetin eksik ve ayıplı getirildiği iddiasına dayalı tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Dosya kapsamından; dava dışı …’nin piyasaya yeni süreceği … adlı telefonunun tanıtımı için davacı ile … şirketi arasında anlaşma yapıldığı, anlaşmada … Yalısında ön kokteyl yapılması; yan arazide ise akşam yemeği, konserler, tanıtım standları vs gibi işlerin yapılmasının kararlaştırıldığı, … ile yapılan anlaşmanın 7. maddesinde bu alanların tamamı veya bir kısmının etkinliğe tahsis edilmemesi halinde davacının sözleşme bedelinin % 50’sini cezai şart olarak …’ye ödemesinin kararlaştırıldığı, davacının … ile yaptığı sözleşme gereği … Yalısını işleten davalı şirket ile yalıda ve yan arazide sözkonusu etkinliğin yapılması için 11/06/2014 tarihinde anlaşma yaptığı, yan arazide konser sahaları, yemek masaları ve tanıtımı sahneleri kurulduğu, ancak yan arazinin maliki olduğunu ileri süren şahıslarca arazinin boşaltılmasının istenmesi üzerine, davacının yan arazideki teşrifatı yalının küçük ön bahçesine aldığı ve ön bahçede konser ve tanıtım sahnesi kurup akşam yemeğinin de bu alanda yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı şirketi, yan arazide etkinliğin yapılmaması nedeniyle … şirketine cezai şart ödendiğini ve şirketin vereceği bir kısım işlerin askıya alınarak kardan mahrum kaldıklarını, ayrıca yan arazideki ekipmanların sökülüp tekrar yalı bahçesine kurulması nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek tazminat talep etmiş; davalı taraf ise yan arazinin kullanılmama riskinin bulunduğunu ve davacının bu riski kabullenerek sözleşme imzaladığını, sözleşmenin 17. maddesi uyarınca yan arazinin kullanılmamasından kaynaklı zararlardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunmuştur.Taraflar arasında dava dışı … şirketine ait ürünün tanıtımı için yalı ve yan arazide bir kısım etkinliklerin gerçekleştirilmesi hususunda anlaşma yapıldığı, ancak yan arazide yapılması kararlaştırılan etkinliklerin arazinin mülkiyeti nedeniyle yapılamayarak yalı bahçesinde yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, yan arazide etkinlik yapılmaması nedeniyle davacının zararı bulunup bulunmadığı ve bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bilirkişi heyeti 22/05/2017 tarihli raporunda; davacının sunduğu masraflar listesinin 154.899,00 TL olduğu, ancak davacının bu miktarın sahne, masa tefrişat vb eklentilerin sökülüp yeniden monte edilmesi karşılığı ödemeler olduğunu ispatlaması gerektiği belirtilmiş, ancak harita bilirkişisi ayrık raporunda bu miktara ilişkin faturaların kurulum tarihinden önce düzenlenmesi nedeniyle yeniden kurulum masrafı olduğuna katılmadığını belirtmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 3.1 maddesinde davet yeri olarak ön kokteylin tüm yalıda, akşam yemeğinin yan arazide yapılacağı, 3.2 maddesinde ise yan arazide gerçekleşecek organizasyonlarda sahne alanının deniz, yol veya yalı tarafına göre düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Sözleşmenin mücbir sebep başlıklı 17. maddesinde ise aynen; “… Yalısı idaresi tarafından temin edilecek bütün salonlar, bahçe ve diğer mahallerin, mücbir sebep ile hükümet ve resmi makamların muameleleri ile harp, mülk haklarının kullanılmaması hali, grev, lokavt, ayaklanma, salgın hastalık, karantina, ve bunun gibi tesisin iradesi haricinde kalan durumlarda salon ve/veye davete rezerve edilen bu yerlerin temini imkansız olabilir. Söz konusu bu sebeplerden birinin vuku bulması halinde rezerve edilmiş bu yerler için … Yalısı idaresi hiçbir sorumluluk kabul etmeyecektir.” hükmünü düzenlemektedir. Sözleşmenin mücbir sebep başlıklı 17.maddesinde belirtilen hususların (sınırlayıcı olmayacak biçimde) gerçekleşmesi ile yerlerin temininin mümkün olmaması halinde davalı yalı yönetimine sorumluluk yüklenmeyeceği kabul edilmiştir. Türk-İsviçre Borçlar Hukuku’nda mücbir sebep “kusurdan uzak, sezilemeyen, karşı konulamayan gerçek bir olay” olarak tarif edilmektedir. Bu tanıma göre mücbir sebebin unsurları; a) Kusursuzluk b) Sezilememezlik c) Karşı konulamazlık’tır. Mücbir sebebin mevcudiyeti için kusursuzluk şarttır. Eğer olayın doğumuna sebep olan bir kusur varsa, mücbir sebebin öteki unsurlarını araştırmaya gerek yoktur. Diğer taraftan, bir olayın mücbir sebep sayılabilmesi için sezilememiş, kestirilememiş, önceden tahmin edilememiş olması da lazımdır. Bu olayın aynı zamanda karşı konulamaz, yenilemez olması da zaruridir (Yargıtay 11. HD’nin 2015/14270 Esas, 2016/89 Karar sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta, mülkiyeti davalı işletme ile ilgili olmayan yan arazide de akşam yemeği ve sahne kurulumu gibi etkinliklik yapılacağı sözleşmede hüküm altına alınmıştır. Davalının işletmesi ile ilgili olmayan yan arazideki etkinliklerin mülkiyet sorunu nedeniyle yapılamaması, sezilemeyen ve öngörülemeyen bir sebep olarak kabul edilemez. Bu nedenle mahkemenin yan arazideki etkinliğin mülkiyet sorunu nedeniyle yapılamamasını sözleşmenin 17. Maddesi uyarınca mücbir sebep olarak kabulü, taraflar arasındaki sözleşme içeriğine uygun değildir. Davacı taraf yan arazide etkinliğin yapılmaması nedeniyle … şirketine cezai şart ödendiğini ve şirketin vereceği bir kısım işlerin askıya alınarak kardan mahrum kaldıklarını, ayrıca yan arazideki ekipmanların sökülüp tekrar yalı bahçesine kurulması nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL talep etmiştir. Mahkemece davacının, davalıdan herbir alacak kalemi için ne kadar talepte bulunduğu açıklattırılarak sonucuna göre işlem yapması gerekirken, davacının talepleri somutlaştırılmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacının yan arazideki ekipmanlarının sökülüp tekrar yalı bahçesine kurulması talebi yönünden görüş bildirilmişse de, yan arazide etkinliğin yapılamaması nedeniyle … şirketine cezai şart ödendiği ve şirketin vereceği bir kısım işlerin askıya alınarak kardan mahrum kaldıkları iddiası yönünden herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece her bir zarar kalemi yönünden uzman bilirkişilerden tarafların ticari defterleri de incelenerek; yan arazide etkinliğin yapılamaması nedeniyle … şirketine cezai şart ödendiği ve şirketin vereceği bir kısım işlerin askıya alınarak kardan mahrum kaldıkları iddiası yönünden, yan arazide etkinliğin yapılamamasında davacının kusurunun bulunup bulunmadığı ve varsa oranı da gözetilerek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenler ile uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek önemli ölçüde delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeni ile davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/793 Esas, 2017/992 Karar, 29/12/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/06/2021