Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1524 E. 2018/1227 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1524 Esas
KARAR NO : 2018/1227
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2018 (Ara Karar)
NUMARASI : 2015/1210 E.
DAVA : İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
TALEP : İHTİYATİ TEDBİR
KARAR TARİHİ: 09/07/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 24/12/2015 tarihinde iflasın ertelenmesi talebiyle dava açtığı, bu talep çerçevesinde devam eden takiplerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ve bundan böyle de, icra takiplerinin yapılmamasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiği, dava devam ederken müdahil .. Bankasının 07/03/2018 tarihli dilekçesi ile niteliği dilekçede yazılı 2 adet gayrimenkulün cebri icra yolu ile satılabilmesi için ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebin reddedildiği, red ara kararına karşı müdahillerin istinaf kanun yoluna başvurdukları ve alacaklarını tahsil edemedikleri, davanın 2015 yılından beri devam ettiği, alacaklarını tahsil etme imkanlarının her geçen gün zorlaştığı, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, bu hususun gerekçeli ara kararda değerlendirilmediği, villa niteliğindeki taşınmazların şirketlerin ticari faaliyetine hiç bir katkısı olmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasını talep ettikleri, müdahil Halk Bankası vekilinin istinaf dilekçesinin 12/04/2018 tarihinde, … Bankası Vekilinin istinaf dilekçesinin ise 05/04/2018 tarihinde davacılar vekiline tebliğ edildiği, ancak her iki istinaf dilekçesine cevap verilmediği anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının müdahiller vekilleri tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Müdahil iş bankası vekili söz konusu villaların, davacı şirketlerin ticari faaliyetleri ile bir ilgisinin bulunmadığından bahisle tedbirlerin kaldırılmasını talep etmiş ise de iflas ertelemenin amacı şirketin malvarlığının tasfiyesi değil, bilakis malvarlığının korunarak borca batıklıktan çıkartılıp ekonomiye kazandırılması, böylece ticaret hayatına devam ederek borçların tasfiyesini sağlamaktır. Bu nedenle şirket üzerine kayıtlı ve aktiflerinde bulunan taşınır veya taşınmaz malların ticari faaliyet ile ilgisinin bulunup bulunmamasına göre bir ayırım yapılarak ihtiyati tedbirlerin buna göre değerlendirilmesi mümkün olmadığından buna yönelik itirazlar yerinde görülmemiştir.
İİK.nun 179/b.maddesi gereğince
“Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kararları uygulanmaz; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
…”
Buna göre, İİK.nun 179/b maddesi uyarınca erteleme süresince davacılar aleyhine İİK.nun 206.maddesinin l.sırasında yazılı alacaklar hariç olmak üzere 6183 sayılı yasadan kaynaklanan alacaklar dahil olacak şekilde hiç bir icra takibinin yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durdurulur. Erteleme süresi içerisinde taşınır taşınmaz veya ticari işletme rehni ile temin edilen alacaklar nedeni ile rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibin yapılabilir, başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takipler nedeniyle muhafaza tedbirlerinin alınamaz ve rehinli mallann satışının gerçekleştirilemez. Ancak yargılama sonunda iflas erteleme kararı verilmesi halinde rehinli ve ipotekli alacaklar için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipler nedeniyle alacaklı tarafın satış talep etmesi ve satış gününün icra müdürlüğünce tayini halinde erteleme süresinden kalan süre için işleyecek faizin ipotek ile karşılanmayan kısmının icra müdürlüğü tarafinda hesaplanacak faizinin davacı tarafça teminatlandınlması halinde satış durdurulabilir, aksi halde satış durdurulamaz. İlk derece mahkemesinin tedbir ara kararı da bu yöndedir. İlk derece mahkemesince erteleme kararı verilmesi halinde bu kararla birlikte değerlendirilmesi gereken faizlerin teminatlandırılmasına ilişkin kararın henüz işin esası hakkında bir karar verilmeden hüküm altına alınması mümkün değildir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2013/17001 E. ve 2014/6215 K. sayılı kararında da benzer şekilde işaret edildiği üzere İİK.nun 179/b-2 maddesinin uygulanabilmesi için iflasın ertelenmesi kararının verilmesi gerektiği, dosyada henüz iflas erteleme kararı verilmediği, henüz hüküm verilmeden İİK.nun 179/b-2.maddesinin uygulama alanı bulunmadığı, anılan madde hükmünün hükümle beraber değerlendirilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Müdahil vekillerinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince müdahil tarafların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Müdahil taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/07/2018