Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1515 E. 2018/1220 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1515 Esas
KARAR NO : 2018/1220
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/01/2018
NUMARASI : 2016/335 Esas, 2018/22 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 09/07/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 22.03.2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin …bank Rami Şubesinden 28.05.2008 tarihinde konut kredisi kullandığını, bu kredi nedeniyle davalı şirket ile Kredi Hayat Sigortası yaptırdığını, müvekkilinin 23.01.2010 tarihinde trafik kazası sonucunda tedavisi için hastaneye kaldırıldığını, tedavisinin halen devam ettiğini, Ceyhan Belediye Basketbol Takımı ve Milli Takım oyuncusu olan müvekkilinin spor hayatının sona erdiğini, 3. kişinin yardımı olmadan hayatını devam ettiremez hale geldiğini, müvekkilinin SGK ya malulen emekli olmak için başvuruda bulunduğunu ancak talebinin reddedildiğini, Adli Tıp İhtisas Kurulu raporundan anlaşılacağı üzere çalışma gücünün en az %60 nı kaybettiğini, davalı tarafça uzun süre oyalama yoluna gidildiğini ve TTK nun 1420. maddesi gereğince 6 yıllık süre dolduğu gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini, davalı tarafa süresinde başvuruda bulunulmasına rağmen kötü niyetli olarak evrakların ulaştırılmadığı gerekçesi ile taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL nin muaccel olduğu tarihten itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 06.09.2017 tarihli dilekçesi ile , dava konusu taleplerini bilirkişi raporuna uygun olarak artırarak 55.061 TL ye çıkarttıklarını belirtip, poliçe limiti İle sınırlı kalmak üzere alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacı sigortalı ile müvekkili şirket arasında 28.05.2008 başlangıç , 28.05.2015 bitiş tarihli uzun süreli grup hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini , kaza tarihinde yürürlükte olduğunu , sigortalının maluliyetinin öğrenilmesi üzerine tazminat değerlendirilmesi yapılabilmesi için yazılar ile bilgi talebinde bulunulduğunu, geçen sürede eksik belgelerin müvekkiline ulaştırılmadığını, talebin zamanaşımı nedeniyle reddedildiğini, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece, teminat bedelinin kazanın olduğu yıl içerisinde 55.061,00 TL olduğunu, sigorta genel şartlarının 2. maddesinde kaza sonucu sigortalının 2 sene içinde oluşacak daimi maluliyet riskine karşı ferdi kaza sigortası genel şartları çerçevesinde poliçe üzerinde yazılı teminat tutarı kadar teminat verilmesinin belirlenmiş olduğunu, davalı vekilinin zamanaşımına yönelik İtirazının ise davacıya yüklenemeyen maluliyet raporunun alınması için geçen süre ve maluliyet raporunun alındığı tarihe göre ve davalının başvurusu üzerine talebin reddedildiği tarih üzerine davanın açıldığı zamana göre zamanaşımı itirazının reddine karar verilerek, davanın kabulüne 55.061,00 TL tazminatın talebin reddedildiği 02.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar yasal sürede davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, alacağın zamanaşımına uğradığını , talebin zamanaşımı nedeniyle reddedildiğini, TTK 1420.maddesi gereğince talebin 6 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını , tazminat değerlendirmesi yapılması için gerekli belgelerin lehdarlar tarafından sigorta şirketine sunulması gerektiğinin yasal düzenleme ile sabit olduğunu, maluliyetin süreklilik arz etmediğini kararın kaldırılmasını ve başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, “ Kredi Hayat Sigortası Poliçesi “ kapsamında sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacı sigortalının, dava dışı bankadan kullanmış olduğu konut kredisinin teminatını oluşturması amacı ile davalı sigorta şirketi ile davacı arasında gerçekleştirilen sigorta sözleşmesi kapsamında Uzun Süreli Kredi Grup Hayat Sigortası Katılım sigorta poliçesi düzenlendiği, davacının Ocak 2010 yılında araç içi trafik kazası geçirdiği , tedavi gördüğü, davalı sigorta şirketi tarafından ,davacının sigorta bedelini talebini reddetmesi üzerine iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların sıfatı, davanın niteliği ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun nedeniyle öncelikle ve resen mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının değerlendirilmesi gerekmektedir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, yasanın 87. maddesi gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi , tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan ,eser ,taşıma ,simsarlık, sigorta ,vekalet , bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez .Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması ,bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir.Somut uyuşmazlık , davacı ile davalı sigorta şirketi arasında gerçekleştirilen sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Açıklanan yasal düzenlemer kapsamında uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmakta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde , mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna yer verilmiştir.Aynı yasanın 114/1-c bendinde mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır.Mahkemenin görevi ile ilgili yasal düzenlemeler sonucunda görevle ilgili konular taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmaz.Çünkü dava şartlarının mevcut olup olmadığı, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır ve dava şartı noksanlığı halinde HMK 115. maddesi gereğince davanın usülden reddine karar verilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmiş olması yerinde görülmediğinden, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun , esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/335 Esas, 2018/22 Karar ve 16.01.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 98,10TL olmak üzere toplam 153,30 TL harcın davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.038,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 885,10 TL harcın talep halinde davalı tarafa iadesine
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/07/2018