Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1503 E. 2021/643 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1503 Esas
KARAR NO: 2021/643
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI: 2016/982 Esas, 2018/52 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’ın dava dışı … Bankasının Gümüşhacıköy Şubesinden 100.000,00 TL kredi kullandığını ve krediden dolayı 09.03.2015 başlangıç, 09.03.2016 bitiş tarihli … Sigortası poliçesi düzenlendiğini, müvekkillerinin murisinin poliçe süresi içinde vefat etmiş olmasına rağmen sigorta tazminatının ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile HMK 107. maddesi gereğince şimdilik 10.000,00 TL sigorta tazminat bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, davacıların murisinin poliçe düzenlenirken pankreans kanseri olmasına rağmen bunu beyan etmeyerek TTK 1435. maddesindeki beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, davacıların murisinin sigorta poliçesi düzenlenirken Samsun … hastanesinde Pankreans kanseri tedavisi gördüğü, murisin bu durumu davalıya beyan etmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, poliçenin eksik ve gelişi güzel bir şekilde hazırlandığını, poliçe ile ilgili olarak gerekli bilgilendirmenin yapılmadığını ve karşılaşılacak olumsuzluklar hakkında hiçbir somut verinin olmadığını, emsal Yargıtay kararlarının dikkate alınmadığını, imzalanan sigorta sözleşmesinde murisin sağlık ile ilgili kısımda “okuduğuna, anladığına” dair herhangi bir elyazısı olmadığını, Hastalık beyan kısmında yalnızca bilgisayar üzerinden sigortacı tarafından işaretlenen “hayır” seçeneklerinin olduğunu, müvekkili ile hastalık ve sağlık durumu ile ilgili konuşma yapılmadığı gibi, kendisinden sağlık durumunu belgeleyecek herhangi bir belge istenmediğini, kredi sözleşmesi imzalanırken, yüzeysel açıklamalar ile murise sözleşme imzalatıldığını, murise bilgi verilmediğini, aydınlatılmadığını, müteveffanın tedavi sürecinde kesin olarak teşhisi konmuş bir kanser hastalığının bulunmadığını, Kaldı ki, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, murisin bir an için kesin olarak teşhisi konmuş bir kanser hastalığı olduğu varsayılsa bile, bu hastalık ile savaşan kişiler ve hasta yakınları da çok iyi bilmektedir ki, uygulamada doktorlar ve hastane tarafından kendilerine kanser hastası olduğunun söylenmediğini, hastanın bu durumu bilemeyeceğini, müteveffanın kredi borcunun mirasçıları tarafından tamamen ödenerek kapatıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, hayat sigorta poliçesi kapsamında vefat tazminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacıların murisi esnaf (şoför-Kamyon) … tarafından dava dışı … A.Ş Gümüşhacıköy Şubesinden kullanmış olduğu Esnaf kredisine istinaden davalı sigorta şirketi ile 09/03/2015- 09/03/2016 tarihlerini kapsayan … Sigorta poliçesi düzenlendiği, sigorta teminatı miktarının 100.000,00 TL, sigorta ettirenin … A.Ş, olduğu, poliçede daini mürtehin kısmının boş bırakıldığı, lehtarın kanuni mirasçılar olarak belirlendiği, muris …’a ait 15/07/2015 tarihli ölüm belgesine göre ölümünün Kardiyojenik şok, Akut Koroner Sendrom nedenine bağlı olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacıların vefat tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı, müteveffanın beyan yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı noktasında toplanmıştır.Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. 25.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda, dava dosyası ekinde bulunan … Samsun Hastanesi kayıtlarına göre; 04.12.2013 tarihli epikriz raporu, 11.12.2013 tarihli epikriz raporu, 29.01.2014 tarihli epikriz raporu, 03.02.2014 tarihli radyoloji raporlarında, müteveffa …’a safra yolu maling neoplazmt (kanser) teşhisi konulduğu, davacıların miras bırakanı müteveffa …’nın 15.07.2015 tarihinde ölüme sebep olan hastalık veya durumun “Safra Yolları Malign Tümörü + Akut Pankreatıt ve Duedonum Kanseri sonucu solunum ve dolaşım yetmezliği olduğu, … Hastanesi’ne ait Epikriz Formları incelendiğinde, tanısı konulmuş olan bu hastalık ile ölüm arasında illiyet bağının açıkça bulunduğu belirtilmiştir. Sigorta Sözleşmesi 6102 sayılı TTK’nun 1401. maddesinde, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Tüm sigorta sözleşmelerinin gerçekleştirilmesinin ana amacı, kişinin can veya mal varlığına gelebilecek tehlikelere yani rizikolara karşı güvence sağlayabilmektir. Sigorta akti hiçbir şekle bağlı değildir. TTK 1424. maddede, sigortacının sigorta sözleşmesinin yapılmasından itibaren imzalanmış poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlü olduğu, 1425. maddede ise poliçenin içeriği düzenlenmiş, maddede, sigorta poliçesinin tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içereceği, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenleneceği ifade edilmiştir. TTK’nun 1435. maddesinde, sigorta ettirenin sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı düzenlemeye … Sigortaları Genel Şartları C.2.2. bendinde de yer yer verilmiştir. TTK’nun 1439. maddede ise bildirme yükümlülüğünün ihlali ile ilgili yaptırım düzenlenmiş, ikinci fıkrada, beyan yükümlüsünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantının bulunması halinde sigortacının tazminat ve bedel ödeme borcunun ortadan kalkacağına yer verilmiştir. Somut olayda, bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, müteveffanın vefat nedeni ile beyan edilmeyen hastalığı arasında illiyet bağının olduğu belirtilmiştir. TTK’nun 1423. maddesinde aydınlatma yükümlülüğü düzenlenmiştir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 11/3. Maddesinde de, sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından gerek sözleşmenin kurulması, gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehtar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirilmeye ilişkin hususların yönetmelikte düzenleneceği öngörülmüş, anılan yasa hükmüne dayanılarak Hazine Müşteşarlığı tarafından çıkarılan 28.10.2007 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan, Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirme Yönetmeliğinin de detaylı açıklama yapılmış, 7. maddesinde, bilgilendirme formu gereği gibi teslim edilmemiş veya bilgiler gerçeğe aykırı düzenlenmiş ise bu hallerden herhangi birinin sigorta ettirenin kararına etkili olmuş ise sigorta ettirenin sigorta sözleşmesini feshedebileceği ve uğradığı zararın tazmini talep edebileceği belirtilmiştir. Somut olayda sigortalı imzasını taşıyan bilgilendirme formu ve imzalı poliçe suretleri dosyaya ibraz edilmiştir. Dosya içerisindeki, … A.Ş.’ye ait … Sigortası Formu incelendiğinde; Muris …’ın, Sağlık Beyanı kısmında, Kalp hastalığı, Kanser, kronik Böbrek Yetmezliği, Siroz ve AIDS hastalıkları ile ilgili ameliyat veya tedavi oldunuz mu? Yukarıda belirtilen hastalıkları dışında ameliyat tedavi oldunuz mu? Ameliyat tedavi olmanızı gerektiren bir sağlık sorununuz bulunuyor mu? sorularına HAYIR cevabı verdiği ve formun altını imzaladığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davacıların murisi sigortalıya ait 04.12.2013 tarihli, 11.12.2013 tarihli, 29.01.2014 tarihli epikriz raporları, 03.02.2014 tarihli radyoloji raporlarına göre, safra yolu maling neoplazmt (kanser) teşhisi konulduğu, sigortalı müteveffa …’nın 15.07.2015 tarihinde vefat ettiği, poliçe başlangıç tarihinden önce tespit edilen hastalığı ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği, sigortalının beyan yükümlülüğünü ihlal ettiği, 6102 sayılı TTK hükümleri ile … Sigortaları Genel Şartları gereğince davanın reddi gerektiği, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/05/2021