Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1492 E. 2018/1221 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1492 Esas
KARAR NO : 2018/1221
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2018
NUMARASI : 2017/1124 Esas, 2018/317 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 09/07/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 08.12.2017 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, gıda şirketim paket poliçesi düzenlendiğini, poliçede bina hırsızlık başlığı olduğunu, müvekkili şirket işyerinde 05.03.2015 ve 12.05.2015 tarihlerinde iki ayrı hırsızlık olayının meydana geldiğini , poliçe kapsamındaki zararların davalı şirketten talep edilmişse de ,15.05.2015 tarihli cevaplarında reddedildiğini, davalı şirketin hırsızlıktan kaynaklanan bu zararlarını karşılaması gerekirken talebin reddine karar verilmesinin sözleşme ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, davanın HMK 107. madde gereğince belirsiz alacak davası olarak ele alınmasını , hırsızlık nedeniyle uğranılan zarar miktarının tespit edilerek şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını , 6102 sayılı TTK nun 1420. maddesi gereğince sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemlerin 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davacı taraf her ne kadar uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı yönünde hüküm içeren Yargıtay kararını dilekçesine eklemiş ise de , anılan kararın dava konusu uyuşmazlıkla ilgisi olmadığını , uzamış ceza zamanaşımı süresinin BK ‘nın haksız fiil ve KTK nun haksız fiilin özel bir türü olan trafik kazaları neticesinde meydana gelen zararlarda , zarara sebep olanlara karşı ileri sürülecek talepler bakımından uygulanabildiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davanın belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceğinden davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, dava konusu taleplerin teminat dışında olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, davanın sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat taleplerinin sigortalı ile sigortacının tarafı olduğu sözleşmeye dayanmakta olduğu, bu davaların TTK 1420. maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, somut olayda, dava konusu rizikonun 05.03.2015 ve 12.03.2015 tarihlerinde meydana gelmiş olup 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan ve davalının süresi içinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar, davacı vekili tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, davacı vekili iddialarını tekrar ettikten sonra, 6098 sayılı TBK 72.maddesi gereğince tazminatın cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa , bu durumda ceza kanunlarında öngörülen zamanaşımı süresi daha uzun ise bu zamanaşımı süresinin uygulanacağını , somut olayda, müvekkilinin olayın hemen ardından davacı tarafa riziko ihbarında bulunduğunu ancak davacının ekspertiz gönderdim gönderiyorum diyerek oyaladığını, zamanaşımı itirazında bulunmasının TMK 2. maddeye aykırı olduğunu, 1420. maddede belirtilen 6 yılın geçmediğini, kaldı ki , zamanaşımı süresinin Küçükçekmece 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/626 Esas sayılı dosyasında dava açıldığından durduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, sigorta hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından , davacı ile davalı … arasında, başlangıç tarihi 08.07.2014, bitiş tarihi 08.07.2015 olan “ Gıda Şirketim Paket Poliçesi “ düzenlendiği, sigortalı işyerinde 05.03.2015/12.03.2015 tarihlerinde hırsızlık olayının meydana geldiği,12.03.2015 ekspertiz talebi üzerine,28.04.2015 tarihinde ekspertiz raporunun düzenlendiği, davalı şirketin 15.05.2015 tarihli cevabı ile talebi reddettiği, iş bu davanın ise 08.12.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır .Uyuşmazlık, davada uygulanması gereken zamanaşımı süresinin ne olacağı ve ceza zamanaşımının uygulanıp uygulanamayacağıdır.
Sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK nun 1420. maddesinde zamanaşımı düzenlenmiştir. Düzenlemede “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482’nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her halde rizikonun gerçekleştiği tarihten altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır “ ifadelerine yer verilmiştir.Bu alacağın muacceliyet tarihi ise, TTK nun 1427/1. madde hükmü yollaması İle 1446. maddesi hükmü uyarınca yapılacak ihbar borcunun doğduğu tarihten itibaren olacaktır.1446 . maddede , sigorta ettirenin rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildireceği, 1427/2.fıkrada ise, sigorta tazminatı ve bedelinin , rizikonun gerçekleşmesine müteakip ve riziko İle ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmalar bitince ve herhalde 1446 ‘ncı maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muaccel olacağı belirtilmiştir.Bu durumda, davacı sigortalının ,davalı … şirketine ihbarı en geç 12.03.2015 tarihinde yaptığı kabul edilse dahi ,yasa gereğince 45 gün sonra yani 27.04.2015 tarihinde muaccel olan tazminat talebinin iki yıl sonra olan 27.04.2017 tarihinde zamanaşımına uğramasına rağmen davacı davasını 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra 08.12.2017 tarihinde açmıştır.Davacı müvekkilinin oyalandığını iddia etmiş ise de, davacı , sigorta şirketinin tazminat talebini red tarihi olan 15.05.2015 tarihinden itibaren dahi iki yılık süre içinde dava açmamıştır. Davacının bir diğer iddiası, hırsızlık olayı ile ilgili ceza davası açıldığı ve bu durumda 6098 sayılı TBK nun 72. maddesi gereğince uzamış ceza zamanaşımı uygulanması gerektiğine ilişkindir.Davacı , davalı … şirketine karşı davasını haksız fiil hükümlerine göre değil ,sigorta sözleşmesi hükümlerine göre ileri sürmüştür.Uzamış ceza zamanaşımı hükümlerinin iş bu davada sigorta şirketine karşı uygulanması mümkün değildir.Yukarıda ifade edildiği üzere, sigorta ilişkisinden doğan her türlü talep hakkı iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir.Zamanaşımı süresini değiştiren sözleşme hükümleri geçersizdir.Zamanaşımın başlangıç tarihi alacağın muaccel olduğu tarihtir.TTK 1420/2’de , diğer kanunlardaki hükümler saklı tutularak , zamanaşımı süresi İle ilgili olarak başka kanunlarda farklı bir düzenleme yapılabileceği öngörülmüştür. Nitekim , 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 109. maddesinde TTK 1420 ‘den daha değişik bir düzenleme mevcuttur. Ancak söz konusu düzenleme somut uyuşmazlığa ilişkin değildir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden ,istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1- Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1124 Esas, 2018/317 Karar ve 30.03.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE,
2- İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi ile aynı yasanın 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
09/07/2018