Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1488 E. 2021/544 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1488 Esas
KARAR NO: 2021/544
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2018
NUMARASI: 2014/1065 Esas, 2018/278 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu firmanın reklamlarının müvekkilinin yayıncısı olduğu TV kanalında yayınlandığını, davalının fatura bedelini ödemediğini, davalı aleyhinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; anılan döneme ilişkin ilan ve reklam verilmesi konusunda müvekkili tarafından onaylanmış bir süreç ve taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığını belirterek davanın reddine, kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı firmanın Lüksemburg merkezli olup Türk yasaları çerçevesinde defter tutmadığı, mahkemece verilen kesin sürede ticari defterlere ait yabancı dilde sunulan belgelerin tercümelerinin yaptırılmadığı, davacı yana hizmete dair belge sunması için kesin süre verildiği, bu süre içinde reklam hizmetinin medya takip merkezinden yurt dışında reklam hizmetinin verildiğinin ispatı yönünden inceleme yapılacak merci bildirilmediği gibi belge de sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkilinin …’nın yayıncısı olduğunu, kanalın Avrupa’da yerleşik Türkler tarafından izlenilme oranları ve kanalın erişilebilirliği göz önüne alındığında reklam verenler tarafından öncelikle seçilen TV kanalı olduğunu, davalı firmanın Avrupa’daki yerleşik Türklere yönelik diş sağlığı hizmeti vermek üzere kurulmuş iştigal merkezi İSTANBUL sınırlan içinde olan bir diş hastanesi olduğunu, davalıya ait reklamların müvekkili … tarafından yayınlandığını, davalıya gönderilen faturalara itiraz edilmediğini, müvekkili firmanın Lüxemburg Cumhuriyeti Kanunlarına göre kurulmuş ve Lüxemburg kanunlarına tabii bir Türk şirketi olup ticari yönetim merkezlerinden bir tanesinin de dilekçe adresinden de analaşılacağı üzere Bağcılar İstanbul olduğunu, mahkemenin davacı ve davalı firmaya ait ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesine karar verdiğini, tüm ihtarlara rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmediğini, mahkemeye müvekkili firmaya ait ticari defterin Lüxemburg vergi kanunlarına uygun olarak tutulduğunu, tutulma şeklinin Türk vergi ve muhasebe mevzuatına uygun ve mukayeseli olmadığının bildirildiğini, bunun üzerine mahkemece 12.07.2017 tarihli oturumun 2 numaralı ara kararı gereğince müvekkili firmanın vergi kayıtlarının ve faturaların tercümelerinin dosyaya ibrazı yönünde ara karar oluşturulduğunu, söz konusu vergi kayıtları ve fatura tercümelerinin 09.11.2017 tarihinde dosyaya ibraz edildiğini, mahkemece 10.11.2017 tarihli duruşma da belgelerin ibraz edildiğini zapta geçtiğini, gerekçeli kararda ise tam tersi ifadelerin kullanıldığını, mahkemenin 18.03.2016 tarihili ara kararı gereğince müvekkili firma tarafından kesilen faturaların davalı firma tarafından kullanılıp kullanılmadığının akıbeti hakkında davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılmasına karar verdiğini, Beylikdüzü vergi Dairesi Başkanlığının 18.04.2016 tarihinde verdiği cevabı yazının 20.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda da denetlendiğini, davalının almış olduğu hizmete ilişkin faturaları gelir idaresi başkanlığına bildirdiğini, mahkemenin olayı hatalı değerlendirdiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, davacının faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhinde başlattığı takibe karşı davalı itirazının iptali istemine ilişkindir. Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 11.12.2014 tarihinde 16.825,05 Euro üzerinden takip başlattığı, ödeme emrinin davalı şirkete 16.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirketin 19.12.2014 tarihinde alacağa ve tüm ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, yanlar arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece tarafların ticari defter ve belgelerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır. Davalı araf ticari defter ve belgelerini ibraz etmemiş, mahkemece ilgili vergi dairesinden davalı şirketin anılan yıllara ilişkin BA/BS formları celbedilmiştir. 20.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin davalı adına 31.05.2014 tarih 13.000,00 Euro, 31.05.2014 tarih 2.000,00 Euro, 30.06.2014 tarih 1.000,00 Euro, 30.06.2014 tarih 1.000,00 Euro olmak üzere, toplam 17.000,00 Euro olan 4 adet fatura düzenlediği, davalı şirketin BA/BS formlarının tetkikinde, davalının Şubat 2014 tarihinde 15.465,00 TL, Mart 2014 tarihinde 6.253,00 TL, Haziran 2014 tarihinde 46.796,00 TL olmak üzere davacıdan toplam 68.514,00 TL’lik mal ve hizmet aldığını beyan ettiği, davacı şirket tarafından sunulu olan ve davalı ile ticari ilişkiyi gösteren hesap ekstresine göre davalı şirket tarafından Gelir İdaresi Başkanlığı’na Şubat 2014 tarihinde bildirilen 15.465,00 TL bedelli hizmet alımı ile Mart 2014 tarihinde bildirilen 6.253,00 TL tutarlı hizmetlere ilişkin ödemelerin sırası ile 28.02.2014 ve 11.03,2014 tarihlerinde yapıldığı, nitekim davacı şirketin işbu iki fatura bedelini takip konusu yapmadığının görüldüğü, Haziran 2014 tarihinde davalı şirketçe beyan edilen 46.796,00 TL bedelli hizmet alımının ise takip ve dava konusu 4 adet faturaya ilişkin olduğu, Faturaların Euro üzerinden düzenlendiği, davalı şirket tarafından ticari defter ve belge ibraz edilmediğinden işbu faturaların Türk Lirası karşılıklarının hangi kur üzerinden hesaplanarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na beyan edildiğinin tespitinin mümkün bulunmadığını, fatura tarihleri itibarıyla TCMB efektif satış kurlarına göre 17.000 Euro’nun Türk Lirası karşılığının 48.657,80 TL olduğu belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; davalı şirkete ait BA/BS formlarında davacıdan Haziran 2014 tarihi itibari ile 46.796,00 TL’lik hizmet aldığının sabit olduğu, beyan edilen bedelin davacı şirketi tarafından düzenlenen 31.05.2014 tarih 13.000,00 Euro, 31.05.2014 tarih 2.000,00 Euro, 30.06.2014 tarih 1.000,00 Euro, 30.06.2014 tarih 1.000,00 Euro olmak üzere toplam17.000,00 Euro’ya karşılık geldiği, tespit edilen bu durum karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken tamamen hatalı değerlendirme ile ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK’nun 353/1b-2 maddesi uyarınca Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/03/2018 gün ve 2014/1065 Esas, 2018/278 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davanın KABULÜ ile, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas takip dosyasında davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin DEVAMINA, yabancı para alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince faiz işletilmesine, 16.825,05 Euro’nun takip tarihi itibari ile karşılığı olan 48.476,33 TL üzerinden hesap edilecek %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 3.260,39 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 585,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.674,79 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı tarafından yapılan 614,60 TL harç, 1.241,55 TL posta/tebligat/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.856,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap edilen 7.004,81 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken istinaf maktu karar ve ilam harcının 59,30 TL’ye ikmali ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, peşin harcın mahsubuna, 2-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf harçları toplamı 134,00 TL, 46,90 TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 180,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-2 bendi ve aynı Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.15/04/2021