Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1387 E. 2018/1216 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1387 Esas
KARAR NO : 2018/1216
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/10/2016
NUMARASI : 2016/3516 D.iş, 2016/3516 Karar
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ : 09/07/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sigorta Tahkim Komisyonun K-2016.213 karar sayılı ,08.04.2016 tarihli kararına karşı davacı vekilinin itirazı üzerine verilen ,19,08.2016 tarih ve K-2016/İHK.2125 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti Kararına karşı , itiraz eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş , hakem heyeti kararının hüküm kısmında gösterilen şekilde 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/12. madddesi gereğince karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulacağı gerekçesi ile Dairemizin 2017/3 Esas, 2017/3 Karar ve 05.01.2017 tarihli kararı İle, istinaf dilekçesinin reddi ile dosyanın ilgili Yargıtay Hukuk Dairesine gönderilmek üzere ilk derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ise de, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/967 Esas, 2017/2060 Karar ve 27.02.2017 tarihli oy çokluğu ile alınan kararı üzerine , söz konusu ilamın sonuç kısmında, bölge adliye mahkemelerinin açıldığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen hakem heyeti ya da itiraz hakem kararlarının istinaf kanun yoluna tabi olduğu, incelemenin bölge adliye mahkemesince yapılacağı gerekçesi ile dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere yerel mahkemesine iadesi sonucunda, dosya saklanmak üzere tevdi edilen, İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nın 2016/3516 D.İş Esas, 2016/3516 D.İş Karar sayılı dosyası üzerinden Yargıtay ilamı gereğince istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiştir.Dosyanın dairemize gönderilmesine dair gönderme karar tarihi 24.05.2018’ dir.
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili sigortalının 05.08.2014 tarihinde yurt dışı seyahat sağlık sigortası yaptırdığını, sigorta yaptırmasının nedeninin , Amerika Birleşik Devletlerinde arkadaşları ile bir motorsiklet turuna katılması olduğunu, kısa süre sonra kiraladıkları motorsikleti alarak seyahatlerine başladıklarını, müvekkilinin 11.10.2014 tarihinde Calaveres Country mevkiinde bir sürücünün aracını kurallara aykırı şekilde sürmesi sonucunda kaza geçirdiğini , adeta ölümden döndüğünü, yaklaşık 15 gün hastanede yatarak tedavi edildiğini, ailesininde uçak İle geldiklerini toplamda bir ay boyunca Amerika’da tedavi görmek zorunda kaldığını, Türkiye ‘ye 14 saatlik uçuşu gerçekleştirmek için business clas seviyesinde yolculuk yapmak durumunda kaldığını, müvekkiline eşi ve kızının eşlik ettiğini, uzun süre istirahat etmek zorunda kaldığını, yaklaşık 8 adet omurga kemiğinin kırık olup halen dahi bir iyileşme sağlanamadığını, davalı … şirketine başvuru sonucunda başvurunun reddedildiğini, müvekkiline yazılı veya sözlü olarak bilgilendirilme yapılmadığını, motorsiklet İle kaza geçirilerek yaralanması neticesinde ortaya çıkacak sağlık giderlerinin sigorta kapsamında olmayacağı bilgisine sahip olmadığını, müvekkiline teklif formu veya bilgilendirme formu gönderilmediğini, sigorta şirketinin bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bilgilendirilme yükümlülüğü madde 7 gereğince müvekkilinin uğramış olduğu zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla sigorta bedeli 30.000,00 Euro nun ticari faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Sigorta şirketi vekili, yapılan değerlendirme sonucu , Yurtdışı Seyahat Sağlık Sigorta Poliçesi ‘nin genel istisnalar başlığı altında belirtilen “ Yolcu taşıma yetkisine sahip olmayan bir hava taşıtının ve helikopterlerin bir yolcu veya mürettebat Sıfatıyla kullanılması , motorsiklet kullanımı “ dendiğini, dolayısıyla motosiklet kazalarının söz konusu poliçede kapsam dışı bırakıldığından talebin reddedildiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, talebin fahiş olup reddi gerektiğini savunmuştur.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM KARARI :
Hakem heyeti 08.02 .2016 tarih ve K-2016.213 karar sayılı kararı ile, dosyada yer alan 15.07.2015 tarihli ret yazısından talebin Seyahat Sigortası Genel Şartlarının 9. maddesinin (r) bendi kapsamında meydana gelen zararın motorsiklet kazası olduğu gerekçesiyle reddedildiğinin anlaşıldığı, sigortacının aydınlatma yükümlülüğünün TTK 1423. maddede düzenlendiği, bu düzenlemeye göre sigortacının sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süreside tanımak sureti ile kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri gelişmelere bağlı yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildireceği, kanuna göre bilgilendirmenin yazılı olması esas olsa da ,yönetmelik ile telefon , internet vb iletişim araçları ile kullanılarak uzaktan yapılan sözleşmelerde yazılılık şartının aranmayacağının düzenlendiği ( m.5) .Ancak her halde sigortacının asgari bilgilendirmenin yapıldığını ispatla yükümlü olduğu, sigortacıdan 11.02.2016 tarihli bir yazı ile bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğini gösteren bilgi ve belgeleri sunmasının talep edildiği, buna karşılık şirketin 18.02.2016 tarihli e- posta ve yazı İle cevap verdiği, buna göre ilgili poliçenin 05.08.2014 tarihinde sistem üzerinde düzenlendiği, yine aynı gün saat 16;44 de sigortacıya aracılık eden Kadir Yeniaydın’a e- posta ile sigorta poliçesinin gönderildiği ancak şirket antetli Seyahat Sigortası Genel Şartlarının ve Bilgilendirme Formunun iletilmediğinin tespit edildiği, dolayısıyla sigortalının bilgilendirilme yükümlülüğünün yerine hiç getirilmediğinin kanaatine varıldığı, yönetmeliğin 7. maddesi gereğince, bilgilendirme formunu gereği gibi teslim etmeyerek bilgilendirme yükümlülüğünü gerektiği gibi ifa etmeyen sigortacının bu davranışı ile sigorta ettirenin kararına etkili olursa sigorta ettirenin sigorta sözleşmesini feshedebileceği, her ne kadar sigortanın bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmese de poliçeyi sigortalıya ilettiğinin tartışmasız olduğu, sözleşmeye ilişkin hükümlerin iki tarafıda bağladığı, poliçe para biriminin Euro olduğu, sözleşmede aynen ödeme koşulu olmadığı gibi sigorta sözleşmesi kapsamındaki taleplerin dövize endeksli olarak TL üzerinde ödenmesi hususunda tarafların anlaştığı , ayrıca primin sigortalıdan yine aynı tarihte geçerli olan kur üzerinden Türk Lirası olarak tahsil edildiği, sigorta şirketinin bilgilendirme yükümlülüğüne yerine getirmediğinden sigortalıdan tahsil edilen primin iadesine karar verildiği gerekçesiyle, başvurunun kısmen kabulüne, 49.31 Euro’nun tahsil anındaki kur üzerindeki karşılığı olan 142,00 TL nin 05.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibi sigortalıya verilmesine karar verilmiştir.
UYUŞMAZLIK HAKEM KARARINA İTİRAZ:
Başvuran vekili tarafından, sigorta tahkim Komisyonu uyuşmazlık hakem kararına karşı itiraz edilmiştir.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ KARARI : İtiraz Hakem Heyetinin 19.08.2016 tarih ,K-2016/İHK-2125 karar sayılı kararı ile , sigortacının bilgilendirme yapmayarak sigortalının bu sigortayı ve prim ödemesine yol açtığı , dolayısıyla ödenen primin iadesine karar verildiği , dosyada kararla ilgili sigorta şirketinin itirazına ilişkin dilekçesine tesadüf edilmediği, dosya içerindeki belgeler incelendiğinde kararın yerinde olduğu gerekçesiyle başvuru sahibi vekili tarafından yapılan itirazların reddi ile hakem kararının onanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
İtiraz hakem heyeti kararına karşı, davacı vekili tarafından yasal sürede istinaf kanun yoluna başvurulmuş, davacı vekili istinaf nedenleri olarak, iddia ve hakem kararlarını tekrar ettikten sonra, sigorta şirketinin poliçeyi dahi uygun şekilde düzenlemediğini, heyetin istisna göstermesini gerekçe göstererek müvekkili aleyhine karar verildiğini, uğranılan zarar ile illiyet bağı noktasındaki tespitin kanuna aykırı olduğunu, itirazların değerlendirilmediğini, taraflarınca yabancı para olarak bildirilen dava değerinin hiçbir temele dayanmaksızın TL olarak yazılması ile verilen kararın niteliğini ortaya koyduğunu, vekalet ücretinin fazla ve hatalı hesaplandığını, ikinci kez vekalet ücreti verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, “Yurt Dışı Seyahat Sağlık Sigortası“ kapsamında hasar bedelinin ödenmesidir.
Taraflar arasında, davacı İle davalı … şirketi arasında, başlangıç tarihi 05.08.2014 bitiş tarihi 05.08.2015 tarihi olan sigorta poliçesinin düzenlendiği , sigortalının yurt dışında motorsiklet kazası geçirerek tedavi olduğu, sigorta poliçesi düzenlenirken başvuran tarafın yasa gereğince bilgilendirilmediği , talebin reddi sonucunda tahkime başvurulduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, verilen kararın yerinde olup olmadığıdır. Başvuran vekili tarafından her ne kadar teminat kapsamı İle ilgili iddialar dile getirilmiş ise de, sigorta poliçesinde poliçe konusu ve kapsamının açıkça belirtildiği ve tüm dünya ülkelerine seyahatı süresinde ani olarak hastalanması veya yaralanması durumunda yararlanabileceğinin yazılı olduğu, ayrıca, Türk Seyahat Sağlık Sigortası Genel Şartları ile poliçede temin edilmişse, Ferdi kaza mesleki sorumluluk genel şartları çerçevesinde temin edeceğinin yazılı olduğu, ayrıca Yurt Dışı Seyahat Sağlık Sigortası Poliçesinin genel istisnalar kısmında motorsiklet kullanımının teminat kapsamı dışında olduğu belirtildiğinden başvuran vekilinin teminata ilişkin iddialarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Uyuşmazlık hakem kararı ile ayrıca başvuran sigortalının bilgilendirilmediği, 6102 sayılı TTK nun 1423.maddesi gereğince sigorta şirketinin aydınlatma yükümlülüğünü yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca yerine getirilmediği de kabul edilmiştir. Bu durumda başvuran vekilinin istinaf başvurusunda ileri sürdüğü iddialarının yerinde olmadığı kanaatine varılarak istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/3516 D.İş Esas, 2016/3516 D.İş Karar ve 19.10.2016 tarihli kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem heyetinin 19.08.2016 tarihli, 2016/İHK -2125 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan başvuran vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması 55,20 TL başvuru harcı ile, 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 153,30 TL harcın, başvuran tarafından peşin olarak yatırılan 108,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,40 TL harcın başvuran taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361. ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/12. maddeleri gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/07/2018