Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1380 E. 2018/1476 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1380 Esas
KARAR NO : 2018/1476
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2017
NUMARASI : 2015/1023 2017/135
DAVA : İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 04/10/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Vekiledeni şirketlerin, bünyesinde 16 şirketi barındıran grup şirketlerin çatı şirketleri olduğunu, ortaklık yapısı olarak da iç içe şirketler olduğunu, şirketlerin genel bilinir isminin “…” şeklinde olduğunu, Enerji projelerine yatırım yapma, geliştirme ve yönetmenin yanı sıra enerji santrallerinin inşası, yönetimi ve işletilmesi amaçlarıyla faaliyette bulunulduğunu, …’un temel hedefinin akaryakıt, elektrik ve doğalgaz sektörlerinde son tüketiciye erişecek şekilde yeni enerji yatırımlarının entegre bir yaklaşımla hayata geçirilmesi olduğunu, grubun proje yönetimi alanında faaliyet gösteren şirketinin ….Tic.A.Ş. olduğunu, serbest tüketicilere elektrik ve doğalgaz satışı yapan şirketin ise … A.Ş. olduğunu, ayrıca akaryakıt ve petrol ürünlerinin ticareti amacıyla …. Ltd. Şti’nin kurulduğunu, anılan şirketler dışında elektrik üretimi alanında değişik tüzel kişilikler altında, işletmede olan, inşaatı devam eden ve kesin proje aşamasında olan santrallerin bulunduğunu, grup şirketlerde halen 51 personelin çalıştığını, bu personellerin çoğunun mühendis, pazarlama ve finans alanında istihdam edildiğini, …sermayesinin 6.500.000,00 TL olduğunu ve şirkette tek ortak olarak ….Tic. A.Ş. olduğunu, … A.Ş. sermayesinin 3.000.000,00 TL olduğunu, şirket hissedarlarının yarı yarıya …A.Ş. ile … A.Ş. şeklinde oluştuğunu, . … A.Ş. sermayesinin 1.000.000,00 TL olduğunu ve şirket ortaklarının yine yarı yarıya … ve …şeklinde oluştuğunu,.. .’ un , nakit akış tablosunun, denk bütçe esasına göre ve tahsil edilen tüm nakitlerin işletme faaliyetleri çerçevesinde borç ödemeleri dahil olarak kullanıldığı varsayımına göre hazırlandığını, şirketin bağlı ortaklık satışından, sermaye artış ve taahhüt ödemesinden sağlayacağı nakitle rahatlıkla negatif özkaynağını düzeltebilecek, mevcut alacak ve varlıklarından, yaratacağı fonlarla borçlarını ödeyebilecek, faaliyetlerini idame ettirecek potansiyeline sahip olduğunu beyanla, vekiledeni şirketler hakkında amme alacakları da dahil olmak üzere hakkında yapılacak ve yapılmış, haciz, ihtiyati tedbir, iflas, tahliye, ipoteğin ve rehin ile ticari işletme rehininin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ve yapılacak icra takip ve tedbirlerin durdurulmasına, İİK 89/1 maddesi gereğince, davacılara gönderilen haciz ihbarnamelerinin durdurulmasına, şirket malları üzerine konulacak olan haciz ve muhafaza tedbirlerinin kaldırılmasına ve şirketler hakkında borca batıklığın tespiti ile şirketlerin şimdilik 1 yıl süre ile iflasının ertelenmesine ve şirketlere kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Davacı yanın iflasın ertelenmesi talebinin reddi ile her üç şirketinde İİK. 179/b-son Maddesi Uyarınca İflaslarına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar Vekili İstinaf Taleplerinde;
Şirketlerin iyileşme gücünün bulunduğunu, bağımsız denetim firmasının hazırlamış olduğu değerleme raporunda 2015 yılı değerinin 48.361.313 TL olduğunu, cari hesapla ve Enerji Piyasasındaki konjonktür ile daha da fazla değerleneceğini, EPDK’dan alınmış olan üretim lisansı sahibi… Ltd. Şti.nin %49 hissesinin…. ve Tic. A.Ş. uhdesinde olduğunu, iflas kararı verilir ise bu çok değerli lisans sahibi şirketin hisse satışı çok zor ve değerinin çok altında işlem göreceğini, hatta lisansın iptal edilebilme riski doğacağını, bu lisansın şu an ki değerinin 6-7 milyon € civarında olup, …. Ticaret A.Ş. ‘nin mali durumunun iyi olduğunu, borca batıklık durumunun söz konusu olmadığını, ancak, kefaletten dolayı şirketin haciz baskısı altında kalması ve varlıklarının (lisans ve ruhsatların) değerinin çok altında fiyatlarla elinden çıkması veya iptal olması ve bu duruma bağlı olduğu grup şirketlerinin mali durumunu düzeltme imkanının tamamen yok olmaması için iflas erteleme kararının önemli olduğunu, davacı şirketlerin finans kuruluşlarına olan borçları ile ilgili ödeme planı oluşturmak amacı ile birçok finans kuruluşu ile görüşüldüğünü, yapılandırma protokolleri imzalandığını belirterek İstanbul 13.Asllye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1023 E. 2017/135 K. Sayılı kararın bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi talep ve istinaf edilmiştir.
Müdahil C… A.Ş.
Vekili İstinaf Taleplerinde;
Genel hatları ile davacılar vekilinin beyanlarını tekrarlayarak; Şirketlerin iyileşme gücünün olduğunu, şirketlerin sahibi olduğu varlıklar ve lisansların çok değerli olup, şirketler tarafından işletilmesi halinde kazanımları da çok yüksek olacağını,
1-…A.Ş. nin iştiraki olan, …. Tic A.Ş.’ne küçük bir harcama yapıldığında, çok kıymetli kömür rezervi olması sebebiyle, piyasa değerinin 50 Milyon TL üzerine çıkacağını,
2- EPDK’dan 17.11.2011 tarih ve EÜ/3498-2/2144 no ile alınmış olan…Ltd. Şti.nin %49 hissesi … Tic. A.Ş.nin olup, iflas kararı verildiğinde bu çok değerli lisans sahibi …td. Şti.nin hisse satışının çok zor ve değerinin çok altında işlem göreceğini, hatta bu lisansın iptal edilebilme riski doğacağını ,lisansın şu an ki değeri 6-7 Milyon € civarında olduğunu,
3- Dosyada mübrez, 01.02.2016 havale tarihli bilirkişi raporunun 10 ve 11. Sayfalarında yer alan Rüzgar Elektrik Santralleri- Lisans devirlerine ilişkin bilgileri tekrar sıralayarak, lisansların bu kadar önemli ve değerli olmasına rağmen şirketin iflasına karar verilmesinn hatalı olduğunu,
4-… A.Ş. ‘nin mali durumunun iyi olup borca batık olmadığını, eksik incelemeyle karar verildiğini, bu nedenle İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1023 E. – 2017/135 K. Sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İstinaf Dilekçesi Müdahil …A.ş. Vekiline 05/03/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 21/03/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek;
1-Davacı şirketlerin borca batıklıktan kurtulma imkanlarının olmadığını, yargılama sürecinde hiçbir düzelme kaydedilemediğini, ihtiyati tedbir kararlarına rağmen borca batıklıklarının giderek arttığını, davacı şirketlerin borca batıklıktan kurtulma imkânı bulunmadığını, bilirkişi ve kayyım raporlarına atıfla davacı şirketlerin borca batık olduğu ve iyileşme ihtimalinin bulunmadığının sabit olduğunu, davacıların, mevcut mali durumlarını alacaklılarına olan borçlarını ödeyerek değil de ödemeyerek düzeltmeyi amaçladıklarını, iyileştirme projesi’nde davacıların alacaklılarına olan borçlarını ne zaman ve ne şekilde ödeyecekleri ile ilgili olarak herhangi bir proje bulunmadığını, bu hali ile iyileştirme projesi samimi olmadığı gibi kabul edilebilir nitelikte de olmadığını, her ne kadar borçlarını yapılandırdıklarını ve ödemelerini yapmaya çalıştıklarını söylemekteler ise de bugüne kadar, müvekkili şirkete olan borçlarını ödemek için hiçbir girişimde bulunmadıklarını, sürecin uzatılmaya çalışıldığını, kötü niyetli olduklarını, Yerel Mahkeme kararının yasaya ve usule son derece uygun olup istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
İstinaf Dilekçesi Müdahil … Lımıted Şırketı. Vekiline 05/03/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 19/03/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek;
Müvekkil Şirketin yaptığı ön ödemeli (peşin) hizmet alımı karşılığında, taahhüt edilen hizmeti alamadığını, başlatılan icra takibine de herhangi bir itirazda bulunulmamış ve takibin kesinleştiğini, toplam 1.042.379,84 TL alacakları olduğunu, iflas erteleme kurumunun amacının alacaklıların haklarının korunmasını sağlamak olduğunu, yerel mahkeme kararının doğru olduğu belirtilerek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacılar ve müdahil vekilleri tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davacı şirketlerin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Şişli/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilirkişi ve kayyım raporlarından anlaşılacağı üzere;
Davacı … Ticaret A.Ş’nin; 30.09.2015 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden (-) 7.627.560,71.-TL, rayiç değerler üzerinden (-) 65.474.043.17.-TL borca batık olduğu, şirketin faaliyetini durdurduğu ve gelir yaratamadığı, borca batıklıktan çıkabilmesi için, yaklaşık 48.000.000.- TL değerinde satılabileceği tahmin edilen iştirakin ne zaman paraya çevrileceğinin belirsiz olduğu, iştirak satışından elde edilecek tutarın, aradan geçen 1,5 yıla yakın bir süre ve beklenmesi gerekecek belirsiz süre dikkate alındığında şirketi borca batıklıktan çıkarmaya yetmeyeceği,
Davacı …Tic.A.Ş.’nin; 30.09.2015 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden (-) 1.441.754,07.-TL, rayiç değerler üzerinden (-) 30.824.726.44.-TL borca batık olduğu, bu miktarın aşırı yüksek (öz sermayenin en fazla % (-) 25’i olması gerekirken % (-) 79) bulunduğu, şirketin faaliyetlerini durdurduğu ve gelir yaratamadığı, borca batıklıktan çıkabilmesi için, en önemli unsurun iştirak satışından elde edilecek tutar olduğu, şirketin faaliyetine devam etmemesi halinde, iştirak satışıyla bir anlamda kısmi tasfiye yapılacağı ancak borca batıklığın aşırı tutarda olduğu ve borca batıklıktan kurtulamayacağının anlaşıldığı
Davacı …Tic. A.Ş.’nin; 30.09.2015 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden öz sermayesinin (+) 181.038,78 TL olup, şirketin kayden borca batık durumda olmadığı görülmesine rağmen rayiç değerler üzerinden yapılan hesaplamada, şirketin 26.940.663,05 TL tutarındaki kefalet riskinin de borçlarına eklenmesi nedeniyle (-) 27.370.955,12.-TL borca batık olduğu, borca batıklık oranının % (-) 95 seviyesinde olduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince; Davacı şirketlerin sermaye artırımlarını tamamlayamadıkları, iflas erteleme kararı verilmesi koşullarının oluşmadığı, iflasın derhal açılmasına nazaran erteleme kararı ile alacaklılara belirrgin olarak bir yarar sağlanacağına ilişkin somut önerilerinin bulunmadığı, davacı şirketlerin 1,5 yıldır mali yapılarında düzelme olmadığı, borca batıklıktan kurtulamadıkları, davacı yanın birkısım alacaklılarla borçlarının yeniden yapılandırıldığına dair sözleşmeler sunarken iyileştirme kapsamında yeni projeleri olduğuna dair bilgi ve belge sunmadıkları, bu nedenle davacıların iflas etmeksizin tüm alacaklıların alacaklarını karşılayabilecek ve şirketlerin mal varlığını koruyup mevcudiyetini devam ettirebilecek inandırıcı bir iyileştirme projelerinin bulunmadığı, davacı şirketlerin faaliyet alanları itibariyle her ne kadar satılık proje mevcut ise de, mevcut ekonomik şartlar içinde satışın kısa zamanda gerçekleşmesinin pek olanaklı görülmediği, davacı yanca sunulan iyileştirme projesinin salt eldeki mevcut projelerin satışına, kaynağı belli olmayan sermaye artışına ve şirket giderlerinin kısıtlanmasına dayalı düzenlendiği ancak öngörülerin gerçekleşmediği, alacaklılar yönünden gerekli güvenceyi sağlamadığı, borca batıklığı miktarınca şirketlerin kurtarılması ümidi görülmemekle, alacaklılarında mevcut durumdan daha kötü ve güvensiz bir duruma düşürülmemesi gerektiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekili ile müdahil vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı vekil ve müdahil vekilinin istinaf başvurularının esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı ve müdahil tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile, İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/10/2018