Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/138 E. 2018/366 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/138 Esas
KARAR NO : 2018/366
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/05/2016
NUMARASI : 2016/415 E.
DAVANIN KONUSU : İHTİYATİ TEDBİR
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili 06/04/2016 tarihli dava dilekçesinde davalı gerçek kişilere diğer davalı kooperatif tarafından satılan davaya konu 7 adet bağımsız bölümün davacılar adına tahsisli olduğunu, haksız yere muvazaalı olarak bu satışın gerçekleştiğini ileri sürerek taşınmazların tapusunun iptali ile davalı kooperatif adına tescilini talep etmiş ve açılan davada taşınmazlar ile ilgili dava sonuçlanana kadar 3.kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, 05/05/2016 tarihli ara kararla talep kabul edilerek bahse konu taşınmazların dava sonuçlanana kadar 3.kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmuş, bu kez davacılar vekili tedbirin icrai satışları da kapsayacak şekilde genişletilmesi talebi mahkemece 09/11/2017 tarihli ara kararla ve tedbirin 3.kişilerin haklarını da etkileyecek şekilde genişletilemeyeceği gerekçesi ile reddedilmiş, bu karar karşı davacı vekili süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacılar vekili istinaf taleplerinde; Dava dilekçesinde açıklandığı üzere davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinin yetkileri olmadığı halde, usulsüz olan 22/12/2015 tarihli batıl genel kurul kararına dayanarak, henüz karar kesinleşmeden, dava konusu taşınmazları muvazaalı bir şekilde kooperatif üyesi olan ve kooperatifin yüklenicisinin alacaklarını temlik aldıklarını iddia eden diğer davalılara devrettiklerini, mahkemece dava konusu taşınmazların iyiniyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tedbir kararı verildiğini ancak bu tedbir kararı davacıları, icrai satışlara karşı korumadığından icrai satışları hakkında etkili tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, mahkemece bu tedbir taleplerinin reddedildiğini, dava konusu taşınmazların icrai yolla satılması halinde dava konusuz kalacağı ve davacılar konut edinme hakkından mahrum kalacaklarından telafisi imkansız zararlarının da doğacağını, zira davalı kooperatif bünyesinde başkaca bir taşınmaz da bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak dava konusu taşınmazların icrai satışlarının da önlenmesi bakımından tedbir kararı verilmesine karar verilmesi talep ve istinaf edilmiş, istinaf dilekçesi davalı kooperatife 20/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 28/12/2017 tarihli dilekçe ile cevap verilerek müvekkili Kooperatifin, yüklenici firması olan …td. Şti.nin alacağını tahsil etmek için davacıların hiçbir ödeme yapmadan sahip olmaya çalıştıkları taşınmazlar üzerine kooperatiften olan alacağına karşılık olmak üzere haciz koyduğunu ve bunları 3. Kişi olan diğer davalılara temlik ettiğini, ancak bu durumun davacılar tarafından sürekli olarak yüklenici firma lehine muvazaalı bir alacak yaratılmak sureti ile bu taşınmazların 3.kişilere devredildiklerini iddiasında bulunduklarını, yüklenici firma… Şti.nin müvekkili kooperatiften kesinleşmiş alacağı bulunduğunu, bu hususların tümü ticari defter ve vergi kayıtları ile açık ve sabit olduğunu, davacının iddia ettiği gibi muvazaalı bir alacağın söz konusu olmadığını, davacılar tarafından K.Çekmece Cumhuriyet B.Savcılığına yapmış oldukları suç duyurularının da 2016/14001 E. ve 2016/7580 K. sayılı kararla takipsizlikle sonuçlandığını, mahkemece davacı tarafın istediği şekilde icra satışlarını da kapsayacak şekilde bir tedbir kararı verilmesi halinde diğer davalıların ve 3.şahısların telafisi imkansız zarar göreceklerini, çünkü alacaklarının teminatı kalmayacağını, istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
Davacılar vekilinin 06/04/2016 tarihli dava dilekçesiyle davalı gerçek kişilere diğer davalı kooperatif tarafından satılan davaya konu 7 adet bağımsız bölümün davacılar adına tahsisli olduğunu, haksız yere muvazaalı olarak bu satışın gerçekleştiğini ileri sürerek taşınmazların tapusunun iptali ile davalı kooperatif adına tescilini talep etmiş ve açılan davada taşınmazlar ile ilgili satış ve devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, mahkemece 05/05/2016 tarihli ara kararla talebin kabulü ile davaya konu İstanbul İli.. İlçesi … Nolu ve İstanbul İli … nolu bağımsız bölümün 3.kişilere devrinin önlenmesi için % 15 teminatla ihtiyati tdbir konulmasına, karar verildiği, daha sonra davacılar vekilince verilen tedbir kararının icrai satışları da engelleyecek şekilde genişletilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince dosya kapsamına göre 05/05/2016 tarihli tedbir kararının yerinde olduğu, 3. Kişilerin haklarını etkileyecek şekilde tedbirin genişletilmesinin usulen mümkün bulunmadığı gerekçesi ile davacılar vekilinin tedbirin genişletilmesine ilişkin talebinin reddine dair verdiği kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacı taraftan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1f Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/02/2018