Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1373 E. 2021/507 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1373 Esas
KARAR NO: 2021/507
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2018
NUMARASI: 2015/1106 Esas, 2018/35 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu ve aidatlarını ödediğini, davalı kooperatifin daha önce iki defa müvekkilini ihraç etmişse de, açılan davalar ile kararların iptal edildiğini, kooperatifin aynı nedenlerle müvekkilini yeniden ihraç etmesinin kesinleşmiş mahkeme kararlarına aykırı olduğunu, ihtarname usulsüz olup ihraç şartları taşımadığını, iki ihtar 2013 yılında yapılmasına rağmen ihraç kararının 2015 yılında alınmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı kooperatifin üyelere eşit davranma ilkesine aykırı hareket ettiğini, borcu olan bazı üyelere ödeme yapılarak üyelikten çıkarıldığını, kooperatif başkanına da ödeme yapılarak kooperatiften çıkarılmasına rağmen şahsın halen başkan durumunda olduğunu, üyelik şartları sağlanmadan bazı şahısların üye yapıldığını, kooperatif arsasının usulsüz satıldığını belirterek ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davacının 15 yıldır koopratife karşı mali yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle ihtarname gönderildiğini ve üyelikten çıkarıldığını, önceki ihraçların iptali için açılan davalarda usulü eksiklikler nedeni ile davaların aleyhlerine sonuçlandığını, o dosyalardada davacının mali yükümlülüklerini yerine getirmediğinin belirlenmiş olduğunu, bu ihraçta usulü eksikliklerin giderilmiş olduğunu, kooperatiften çıkarma işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacıya mali yükümlülüklerini yerine getirmesi için yapılan ihtarların usulüne uygun olduğu, ancak davalı kooperatifin eşitlik ilkesine uygun davranıp davranmadığı ve bu doğrultuda ihraç kararının yerinde olup olmadığı hususunda bilirkişi tarafından istenilen belgelerin ihtara rağmen sunulmadığı, bu nedenle ihraç kararında eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiğinin kabulü gerekeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf talebinde; davacıdan genel kurul kararı ile tüm üyeler için istenen bedel dışında bir mali yükümlülük talep edilmediğini, taleplerin dayanağının genel kurul kararları olduğunu, eşitlik ilkesinin genel kurul kararlarına göre tespiti gerekirken, dava konusu olmayan, ayrılan üyelere yapılan ödemelerin araştırılmak istenmesinin hatalı olduğunu, belgeler dosyaya sunulmadığı için eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı sonucuna varılamayacağını, hangi işlem veya eylem ile eşitlik ilkesine aykırı davranıldığının açıklanması gerektiğini, davacının 25 yıldır aidat ödemediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili, davalı kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı hereket ettiğini belirterek istinaf talebinin reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkin ilişkindir. Mahkemece, davacıya mali yükümlülüklerini yerine getirmesi için yapılan ihtarların usulüne uygun olduğu, ancak bilirkişi tarafından istenilen belgelerin ihtara rağmen sunulmadığı, bu nedenle ihraç kararında eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiğinin kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmiş, davalı kooperatif vekili karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. İşbu davaların ihraç kararının tebliğinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden açılması gerekmekte olup, eldeki davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde ve davalı koopetarif merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden açıldığı anlaşılmaktadır. Kooperatifler Kanunun 27. maddesi uyarınca sermaye veya sair ödemelerle yükümlü ortakların, ödemelerini geciktirmesini takiben yapılacak iki çağrının da sonuçsuz kalması halinde ortaklığın kendiliğinden düşeceği hüküm altına alınmıştır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği bu durumda kooperatifin bir karar alması gerekmektedir. Davalı kooperatif anasözleşmenin 14. maddesinin parasal yükümlülükler ile ilgili ihraç prosedürüne ilişkin 2. fıkrasında ise, ihraç kararı verilmeden önce parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortakların noter aracılığıyla yapılacak ihtarı takip eden 10 gün içinde bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde ikinci kez ihtar edileceği, ikinci ihtarı takip eden 30 içerisinde yükümlülükleri yerine getirmeyenlerin ihraç edileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamından davalı kooperatif tarafından keşide edilen 20.11.2013 tarihli birinci ihtarnamede, 1999 yılı Temmuz ayından 2006 yılı Temmuz ayına kadar toplam 29.400,00 TL aidat ile, 49.577,00 TL faiz tutarı olmak üzere toplam 78.977,00 TL borcun ödenmesi istenilmiştir. Süresinde ödeme yapılmaması üzerine davacıya çıkartılan 18/12/2013 tarihli 2. ihtarnamede 1 ay içinde ödeme yapılmaması durumunda ortaklıktan çıkarma kararı alınacağı belirtilmiş, yine ödeme yapılmaması üzerine davalı kooperatif yönetim kurulu 26/10/2015 tarihinde davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar vermiştir. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; davacıya gönderilen ihtarlarda ana sözleşmeye ve kanuna aykırılık bulunmadığı, ancak ihraç kararının, aidat borcunun ödenmesi için düzenlenen ihtarların gönderilmesinden iki yıl geçtikten sonra alınmasının mahkemenin takdirinde olduğu, davalı kooperatifin eşitlik ilkesine uygun davranıp davranmadığı ve dolayısıyla alınan ihraç kararının yerinde olup olmadığının tespiti için üyelerin yaptığı ödemeleri ve ayrılan üyelere yapılan ödemeleri gösteren kayıt ve belgelerin, ayrılan ve mevcut üyelerin tamamını gösteren kayıtların getirtilmesi gerektiğini belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda belirtilen belgelerin uyarıya rağmen süresinde sunulmadığı, bu nedenle kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı hareket ettiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle ihraç kararının iptaline karar verilmiştir. Ancak davacıdan istenen aidat ve faiz tutarı, genel kurul kararlarına göre alınmaktadır. Hernekadar bilirkişi raporunda davalı kooperatifin, aynı koşullardaki ortaklara aynı işlem yapmamışsa eşitlik ilkesine aykırı davranmış sayılacağı belirtilmişse de, Yargıtay 11. HD’nin 25/02/2008 tarih ve 2007/327; 2066 Karar sayılı kararında değinildiği üzere; davacı ile aynı durumda olan kişilerin ihraç edilmemesi ve ihraç prosedürünün uygulanmaması kooperatif yöneticilerinin hukuki sorumluluğunu gerektiren durum olup, davacı hakkında alınan ihraç kararını sakatlamaz. Zira, davacının kooperatife olan olan aidat ve gecikme faizi borcunu ödemediği ve bu şekilde ana sözleşme ve yasa hükmünü ihlal ettiği sabittir. Kaldi ki davacı tarafça ileri sürülen ayrılan üyelere yapılan ödemelerin, kooperatifi ait arsasının satışının, bazı şahısların usulsüz üye yapıldığı iddialarının eldeki ihraç kararının iptali davası ile ilgisi de bulunmamaktadır. Öte yandan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir (Yargıtay 23. HD’nin 2015/7425 Esas, 2016/4644 Karar sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta, ihtarnamelerde hangi aylara ait olduğu belirtilerek ve faiz oranı da gösterilerek gecikme faizi ile aidat alacağının dökümünün gösterildiği, ihtarların usulüne uygun tebliğ edildiği, birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık süre verildiği, bu süre içerisinde ödememe halinde üyenin ortaklıktan çıkarılacağının belirtildiği, ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtildiği görülmektedir. İstenen faizin, yasal faiz oranına göre talep edildiği ve yasal faiz oranını aşmadığı da anlaşılmaktadır. Bunun yanında davacının istenen borcun gerçek borç olmadığına dair bir itirazı da bulunmamaktadır. Davacıya mali yükümlülüklerinin yerine getirilmesi için yapılan iki ihtardan, iki yıl geçtikten sonra davalı kooperatif yönetim kurulunun ihraç kararı almasında da hukuka aykırılık bulunmayıp, Kooperatifler Kanununda, iki ihtarın tebliğinden sonra hangi süre içinde ihraç kararı verilmesi gerektiğine dair hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının ihraç kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1106 Esas, 2018/35 Karar, 22/01/2018 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2a-Davanın REDDİNE, 2b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken maktu 59,30-TL peşin harcın, davacı tarafından yatırılan 27,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 31,60-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2c-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 2d-Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin DAVACIDAN TAHSİLİ İLE DAVALIYA VERİLMESİNE, İstinaf Giderleri Yönünden 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken istinaf maktu karar harcı 59,30 TL’nin davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davalı tarafından peşin yatırılan toplam 134,00-TL istinaf harçlarının davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,6-Davalı tarafından karşılanan istinaf gidiş dönüş ve tebligat masrafı toplamı 99,00-TL istinaf yargılama giderlerinin davacı taraftan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE, 6-HMK 333.maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi..08/04/2021