Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1308 E. 2021/505 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1308 Esas
KARAR NO : 2021/505
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2018
NUMARASI: 2017/490 Esas, 2018/143 Karar
DAVA:İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili 04/05/2017 havale tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan davalıya ait … plakalı araçların ihlalli geçişleri nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı para cezası bedellerinin tahsili amacıyla Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine karşı itirazda bulunduğunu, bunun üzerine Kocaeli 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/159 Esas sayılı dosyası ile şikayet yoluna gidildiğini, mahkemece, takibin 640,20 TL yönünden devamına, 6.402,00 TL’lik kısmına yönelik müdürlüğün durdurma kararının kaldırılmasına, yaptıkları itirazın ise reddine karar verildiğini, itiraz konusu dosya alacağı hakkında takibin devamı amacıyla iş bu davayı ikame ettiklerini, itirazın haksız ve yersiz olduğunu, davalı borçlunun gerçek kişi olmasına rağmen ihlalli geçiş yapan araçların kamyon vasıflı araçlar olduğundan ve geçiş yapan aracın ticari faaliyeti sırasında geçiş yaptığından ticaret mahkemesinin görevli olduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline ait aracın HGS cihazının mevcut bulunduğunu, Gebze … E-5 şubesinden alındığını, banka hesabında gerekli nakit ödeme bulunmasına rağmen davacı firmanın sisteminin işleyişinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle banka hesabından tahsilat yapılamadığını ve fahiş ve haksız borç oluşturulduğunu, aynı sorunun binlerce araç sahibinin başına geldiğini, geniş bir mağdur kitlesinin oluştuğunu, müvekkili banka hesabında geçiş için gerekli ödeme bulunmasına rağmen, müvekkilinden kaynaklanmayan ve tamamen davacı firma sisteminden kaynaklanan sorunlar nedeniyle fahiş cezai miktarın ve devamında icra takibinin kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili davanın esası hakkındaki 07/11/2017 tarihli beyan dilekçesinde; tacirler için ticari işlerde önemli olan hususun, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü olduğunu, mahkemeye intikal eden her bir ihlalli geçişe ilişkin olarak müvekkili şirketin elinde bulunan geçiş anına ilişkin kamera kayıtlarının temin edilebileceğini, delil listesinde de mahkemece talep edilmesi halinde davalı tarafın geçişine yönelik maddi olaya veya İGB fişinin teslimine ilişkin belgelerin itiraz halinde sunulabileceğinin belirtildiğini, video kaydı yanında İGB fişinin teslim anının fotoğraflanarak mahkemelere talep halinde sunulduğunu, bu anlamda tespit edilebileceği gibi hiç bir HGS / OGS / Nakit Kredi Kartı ile ödeme olmaksızın geçmek isteyen araç sürücüsüne İGB bildirim fişi verilmeksizin bariyer açılarak geçiş imkanın verilmediğini, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne uymayarak çalışanların kullanımına sunduğu araçların gün içerisinde seyri halinde trafik cezasına muhatap olup olmadıkları, devlete ait yollar ile müvekkili şirkete ait yollardan ücretini ödeyerek geçip geçmediği gibi kontrolleri yapmayan kendi çalışanı tarafından bilgilendirilmemesi ve / veya internet sitesinden kontrol eksikliği nedeniyle cezalı duruma düşen araç sürücüsü tarafından kendisine teslim edilen İGB bildirim fişini okumayarak ödeme kanalları hakkında şahsi kanaatlerine göre hareket ederek HGS / OGS bakiyesine para yükleyerek yapmayı seçen davalının bir tüketici veya işçi gibi kanunda yer almayan gerekçelerle korunmaya alınmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili şirketin işlettiği otoyoldan geçerken geçiş ücretinin HGS / OGS sisteminden provizyon alınamaması veya başka bir sebeple ücret tahsilatı yapılamaması halinde teslim aldığı ihlalli geçiş bildirimi evrakının araç maliki işletme sahibini bağlayıcı bir hukuki dokuman olduğunu, araç malikinin sürücüye verdiği işin mutat gerekliliklerini ve söz konusu gerekliliklerden çıkabilecek sorunları basiretli tacir sıfatı ile öngörebileceğini, geçiş anında araç sürücülerine teslim edilen İGB fişlerinin tutanakla imza karşılığı teslim edilmesi gerektiği veya şirket yetkilisine gönderilmesi gerektiğinin pratik yaşama uymadığı gibi kanuni bir zorunlulukta olmadığını, geçiş yapılan Osmangazi Köprüsü ile bağlantı yolları ve otoyollarının ortalama günde 25.000, aylık 750.000, yıllık 9.000.000 aracın geçiş yaptığı bir güzergah olduğunu, bu yoğunlukta bir gişede İGB tesliminin ispatı için imzalı tutanak şartı aranmasının oluşacak trafik sıkışıklığı düşünüldüğünde hayatın gerçeklerinden uzak olduğunu, üstelik her bir geçişin 24 saat kameralarla kayıt altına alınarak ispatlanabilirken araç sürücüsünün imzasının da karalama veya paraftan ibaret kalacağı aşikar olan ıslak imzalı tesliminin hayatın akışına aykırı olduğunu, kanun veya alt mevzuatta da bu hususun bu nedenle düzenlenmediğini, buna rağmen bilgilendirme amaçlı İGB bildirim fişlerinin müvekkili şirketin inisiyatifi ile düzenlenerek geçiş yapan araç sürücüsüne teslim edildiğini, kanun koyucunun bu açıdan araç sürücüsünün dahi bilgilendirmesini şart koşmadığını, şirket inisiyatifi ile yapıldığını, kanunu bilmemenin mazeret sayılmadığını, HGS / OGS sisteminin tek ödeme kanalı olmayıp mahkeme tarafından geçiş anında HGS / OGS bakiyesinde para olmasına rağmen çekilememesi durumunda sorumluluğun müvekkili şirkete ait olacağı yönündeki savunmasının aykırı olduğunu, HGS / OGS sisteminin ülke genelinde yaygınlığından dolayı müvekkili şirket tarafından sistemlerine entegre edilen bir ödeme vasıtası olduğunu, bu sistemin kullanımına müvekkili şirketi zorlayan bir mevzuat hükmünün bulunmadığını, geçiş yapmak isteyen aracın OGS / HGS kulvarına girdiğinde ilgili aracın etiket bilgisinin OGS / HGS antenleri aracılığıyla tespit edildiğini, etiket hesabından otoyol ücretinin tahsil edilebilmesi için sistem tarafından otomatik olarak OGS / HGS bankasından provizyon talebinde bulunulduğunu, provizyon alma süresinde hali hazırda ( 3 saniye ) olumlu cevap gelmemesi halinde ( provizyon süresi sınırı olmaması halinde gişelerde yoğunluk ve kuyruk oluşacağını ) sistem tarafından talep edilen provizyon için iptal talebinin OGS / HGS bankalarına gönderildiğini, bu talepten sonra sistemin artık nakit tahsilatına uyarlandığı için ( ihlalli geçiş oluşturmanında bu kapsamda olduğu ) ücretin OGS / HGS etiketinden tahsilatının mümkün olmadığını, süre aşımı sonrasında OGS / HGS bankaları aracılığıyla başlatılmış olan provizyon sürecinin iptal edildiğini ve varsa ayrılan paranın bankalar tarafından etiket hesabına iade edildiğini, bu nedenle etiket ekstrelerinde ücret alınmış ve iade edilmiş olarak görüldüğünü, bu uygulama ile mükerrer tahsilatın engellenmiş olduğunu, bu aşamadan sonra araç sürücüsüne nakit veya kredi kartı ile ödeme yapabileceğinin gişe görevlisi tarafından bildirildiğini, nakit veya kredi kartı ödeme yapamayacağını beyan eden sürücüler için ihlalli geçiş belgesi düzenlendiğini, ihlalli geçişe ait ödemenin nasıl gerçekleşeceği bilgisinin yazılı ve sözlü olarak sürücüye aktarılarak bariyerin kaldırıldığını ve aracın şeritten çıkışının sağlandığını, bu yöntemle provizyon alınamadığı için araç sürücülerinin mağdur edilmediğini, mahkemenin 2017/202 Esas, 2017/377 Karar sayılı dosyası ile verilen kararın ülke genelinde müvekkili şirket aleyhine verilen tek esastan ret kararı olduğunu, ülke genelinde kısa karar ve gerekçeli kararlardan da görüleceği üzere kabul yönünde hüküm tesis edildiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise bankadan gelen müzekkere cevabına karşı beyan dilekçesinde; davacı firmanın HGS sisteminin işleyişinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle banka hesabından tahsilat yapılamadığını, bu durumun sorumlusunun müvekkili olmadığını, hesabında bakiye bulunmasına rağmen geçişlerde düşülmemesinin sistemdeki sıkıntıdan kaynaklandığını, bu konuda bir çok mağdurda bulunduğunu, müvekkili araçlarında HGS etiketinin olduğunu ve içerisinde bakiyesinin bulunduğunu, ancak geçiş esnasında cihaz okumadığından cezalı duruma düşmesi ve fahiş cezadan müvekkilinin sorumlu tutularak mağdur edilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesin istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece; işletmeciliğini davacı şirketin yaptığı köprü ve otoyoldan davalının geçtiği, bankadan gelen yazı cevabında … plakalı aracın HGS kaydının bulunmadığı, … plakalı araç ile … plakalı aracın HGS kaydının bulunduğunun belirtilmiş ise de davalının işlettiği aracın köprüyü ve otoyolu kullanmasından dolayı ihlalli geçiş bildiriminin verildiği, dolayısıyla HGS’den bakiyenin düşmediğini bilmesi gerektiği, belirtilen süre içerisinde ihlalli geçiş ücretini yatırmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının Kocaeli … İcra Dairesinin … sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 6.432,00 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına, alacak likit olmadığından koşulları oluşmayan icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; İİK 67.maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş olmasının yasal koşullardan biri olmadığını, geçiş ücreti ve geçiş ücretinin on katı tutarının basit bir çarpma işlemi ile somutlaşmış tutarlar olduğunu, bu anlamda alacağın somut ve likit olduğunu, icra inkar tazminatına yönelik bölümün kaldırılmasını ve dava değeri üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkiline ait HGS cihazının mevcut olduğunu, banka hesabında gerekli nakit ödeme bulunmasına rağmen davacı firmanın sisteminin işleyişinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle hesabından tahsilat yapılamadığını, fahiş ve haksız borç oluştuğunu, bu durumun sorumlusunun müvekkili olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava; köprü ve otoyoldan ihlalli geçiş bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.Davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu şirket aleyhine Kocaeli … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında 640,20 TL geçiş ücreti, 6.402,00 TL ceza tutarı olmak üzere toplam 7.042,20 TL alacağın tahsili amacıyla 13/12/2016 tarihinde takip başlatıldığı, davalı tarafından takibe ve borca itiraz edildiği, davacı şirket tarafından Kocaeli 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/159 Esas, 2017/230 Karar sayılı dosyasında takibin tamamen durdurulmasına dair verilen karara karşı şikayette bulunulduğu, şikayet sonucunda mahkemenin 31/03/2017 tarihli kararı ile davalının 640,20 TL para cezası dışındaki 6.402,00 TL ceza tutarına yönelik itirazda bulunduğu, itirazın açık ve anlaşılır olduğu gerekçesiyle davacı şikayetinin kısmen kabulüne, Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … takip dosyasında davalı borçlu hakkında başlatılan takipte 640,20 TL yönünden icra müdürlüğünce verilen takibin durdurma kararının iptaline karar verildiği, davacı vekili tarafından borçlunun itirazı üzerine, icra hukuk mahkemesince şikayetin kabul edilmediği miktar olan 6.402,00 TL ceza tutarı üzerinden İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında söz konusu geçişler, başlatılan takip, takip miktarı, davalı borçlunun takip konusu alacağın asıl alacak dışındaki kısmına itiraz etmesi, davacının icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına dair işlemini şikayet konusu yapması, şikayet sonucunda mahkemenin şikayeti kısmen kabul etmesi konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; davalıya ait araçların ihlalli geçişinde davacıdan kaynaklanan ihmal ve kusurun olup olmadığı ile mahkemenin icra inkar tazminat talebinin ret kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Mahkemece; davalının savunması doğrultusunda, dava dışı … Gebze E-5 şubesine müzekkere yazılmıştır. Söz konusu 16/11/2017 tarihli cevabı müzekkerede; davalı adına ait … plakalı araç için banka sisteminde HGS kaydının bulunmadığı, … plakalı araç için ve … plakalı araç için banka sisteminde HGS kaydının yapılmış olduğunun gözüktüğü, davalıya ait HGS hesabından bakiye düşmediği belirtilmiştir.Davacı vekili tarafından, davalının adına kayıtlı olan araçlarla ilgili Gebze İzmir Otoyoluna ait ihlalli geçiş bildirimlerine ilişkin bilgi ve belgeler, ihtarnameler, ihtarname içerisinde araç geçişine dair fotoğraflar, emsal mahkeme ilam örnekleri dosya içerisine ibraz edilmiştir.Mahkemece dosyadaki bilgi ve belgeler ve özellikle tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak, dava konusu alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilinin dosya içerisine ibraz etmiş olduğu yazılı beyanından, yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere sistemden kaynaklandığı iddia edilen HGS hesabından bakiye düşmemesine dair çözüm yollarının ve devamında yapılan işlemlerin ayrıntılı şekilde açıklandığı, davalı hizmet alan tarafından böyle bir durumda söz konusu eksikliği veya hatayı giderebilmesi mümkün iken bu yolu tercih etmemesinde davacının herhangi bir ihmal veya kusurunun bulunmadığı, davacının hizmetin gereği olan tüm edimlerini yerine getirmiş olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin buna dair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Diğer taraftan istinaf aşamasında, 16.05.2018 tarihinde kabul edilerek, 25 Mayıs 2018 tarihinde yürürlüğe giren, 7144 sayılı “ Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” unun 18.maddesi ile, 25.06.2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 30’uncu maddesinin, birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “ on” ibareleri “ dört “ şeklinde değiştirilmiş, beşinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri yürürlükten kaldırılmış, yedinci fıkraya, otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen yabancı plakalı araçlara uygulanan idari para cezaları için bu fıkrada belirlenen on beş günlük sürenin beklenmeyeceği, bu maddenin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, yedinci ve sekizinci fıkralarının Bakanlık tarafından işletilen otoyolları ve erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için, beşinci, altıncı ve yedinci fıkralarının ise Bakanlık tarafından 3996 sayılı Kanun ve diğer ilgili kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayollar için de uygulanır, şeklinde, cümle ile fıkra eklenmiş, 19. madde ile, 6001 sayılı kanuna geçici madde eklenmiş, söz konusu geçici madde 3’te, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu kanunun 30. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30. maddesinde yer alan oranların uygulanacağına dair düzenlemeye yer verilmiş, yasanın 22. maddesinde ise, bu kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.Somut davanın yasal değişiklikler kapsamında değerlendirilmesi gerekmiştir. Davalı araçları için, ihlalli geçiş bildirimlerinin ayrı ayrı Gebze – İzmir otoyolu için düzenlendiği ve istinaf aşamasında herhangi bir ödemenin yapılmamış olduğu anlaşılmıştır. 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında 30’ncı maddesi üst başlığı, “ Geçiş Ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali “dir. Yukarıda belirtilen yasal değişiklikle, maddenin birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “ on “ ibareleri “dört olarak değiştirilmiştir. 30/5. fıkrada, 4056, 3465 ve sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işleticisi şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında cezanın genel hükümlere göre tahsil edileceği belirtilmiştir.Bu durumda yasanın emredici düzenlemesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 33.maddesinde yer alan, hakimin, Türk hukukunu resen uygulayacağına dair hükmü ve para cezasının tahsil edilmemiş olmasıda göz önünde bulundurarak, hükmün cezanın dört katı tutarında ceza şeklinde davalı yararına düzeltilmesi uygun görülmüştür.Davacı yönünden ise, ihlalli geçiş sonucu ödenmesi gereken gecikme zammı likit ve bilinebilir nitelikte olduğundan, davacı vekilinin talebi doğrultusunda kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmemiş olması da isabetsiz olmuştur. Bu nedenle de davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle köprü ve otoyollar ile ilgili geçişleri düzenleyen kanun ve ilgili mevzuat hükümleri ile yasal düzenlemeler çerçevesinde, kabul edilen alacağın likit bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminat talebinin kabulü gerekirken red kararı ve yasanın değişikliği kapsamında, takip konusu ihlalli geçiş ücreti 640,20 TL ‘nin dört katı tutarında (640,20 TL *4)= 2.560,80 TL yönünden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, on katı tutarı (640,20*10)= 6.402,00 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş olması isabetli olmamıştır. Ancak, kanunun olaya uygulanmasında gerçekleştirilen hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında takdiren aşağıdaki gibi karar edilmesi gerekmiştir. Davalı yararına kararın düzeltilmesi, yasal değişiklik nedeniyle ve yasanın değişikliği mahkeme karar tarihinden sonra gerçekleşmiş olduğundan, hükmün kısmen kabulü şeklinde düzeltilmesine rağmen, yargılama giderlerinden davalının sorumluluğuna karar verilmesinin hakkaniyete uygun düşeceği kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1- Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2- Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/490 Esas, 2018/143 Karar ve 07.03.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3-a ) Davanın kısmen KABULÜNE, b) Davalının, Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı sayılı İcra dosyasında yapmış olduğu itirazının 2.560,80 TL üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına, c) Alacak likit olduğundan kabul edilen 2.560,80 TL üzerinden %20 oranında İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,d) Davacının fazlaya İlişkin talebinin reddine,e) Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 174,92 TL harçtan peşin olarak alınan 109,34 TL harcın mahsubu ile bakiye 65,58 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,f) Davacı tarafından yapılan 140,74 TL harç, 44 TL tebligat ve 18,80 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 203,54 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,g) Kendisini vekille temsil eden davacı yararına, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,h) Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine ,4-a Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken istinaf maktu karar ve ilam harcının 59,30 TL’ye ikmali ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsile ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, peşin harcın mahsubuna 4-b Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken istinaf maktu karar ve ilam harcı olan 59,30 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla yatırılan 50.03 TL harcın talep halinde davalıya iadesine,5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,6- Davacının yapmış olduğu istinaf harcıda dahil olmak üzere toplam 300,90 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.08/04/2021