Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1301 E. 2018/1200 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1301 Esas
KARAR NO : 2018/1200
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :16/04/2018
NUMARASI :2015/165 E. (Ara Karar)
DAVA : İFLAS (İİK.nun 177.maddesine dayalı)
KARAR TARİHİ: 04/07/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirketin dava dışı …Ltd. Şti.’den sattığı mazot nedeniyle alacaklı olduğunu ve alacağının ödenmediğini, dava dışı bu şirketin davalı ile arasındaki ortaklık anlaşmasından kaynaklanan alacağının bulunduğunu, dava dışı bu şirketin davalıdan 6.560.000,00 TL alacaklarını 12/02/2015 tarihli adi yazılı temlik sözleşmesi ile kendilerine temlik ettiğini ve keyfiyetin noter aracılığı ile borçlu davalıya bildirildiğini, ancak ödenmediğini ileri sürerek ihtiyati tedbir ile temlik konusu alacaktan fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 300.000,00 TL’lik kısmının davalıdan alınarak taraflarına verilmesini istediği, bilahare davacı şirket temsilcisinin 06/11/2015 tarihli dilekçesiyle davayı ıslah ederek İİK 177/1. maddesi gereğince davalı şirketin iflasına karar verilmesini istemiş, aynı davada muhafaza tedbiri ve ihtiyati haciz talep edilmiş, talebin mahkemece; davanın kısmi alacak davası olarak açıldığı, daha sonra doğrudan doğruya iflas davası olarak ıslah edildiği, delillerin henüz tam toplanmadığı, bilirkişi incelemesi yapılmadığı, davalı tarafça kabul edilmeyen alacağının varlığı ve miktarının belirsiz olduğu, İİK.nun 159.maddesindeki defter tutma dahil diğer muhafaza tedbirlerinin alınmasının gerekliliği yönünde kanaat oluşmadığı, muhafaza tedbiri alınması yönündeki talebin yerinde görülmediği gibi somut olayda alacağın varlığı ve miktarı konusunda sunulan belge ve bilgilerin yaklaşık ispat koşulları bakımından yeterli olmadığından ve alacağın varlığı ve miktarının yargılama ile belirlenebileceğinden İİK 257 m. gereğince ihtiyati haciz koşulları da olmadığı gerekçesi ile reddi üzerine karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Davacı … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf taleplerinde; Mahkemece iflas davasının ilanı taleplerinin reddine dair ara kararının iptali ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 177/son ve 178/2 maddeleri uyarınca borçlu hakkında iflas talep edilmiş olduğunun yasanın 166/2 maddesinde belirtilen usul ile ilan edilmesine karar verilmesini, borçlu şirket hakkında tedbir kararları alınması zorunlu olup yine mahkeme tarafından amir yasa hükümlerinin dosya incelenmeden reddine dair verilen kararın hukuki dayanağı bulunmadığını, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 177. Maddesi uyarınca doğrudan doğruya iflas davasında uygulanacak yasa hükümlerini düzenleyen aynı yasanın 181. Maddesi ile, “159, 160, 164, 165 ve 166 ncı maddeler bu fasıl hükmüne göre vukua gelen iflaslara da tatbik olunur.” düzenlemesine yer verildiğini, mahkemenin re’sen borçlunun malları hakkında defter tutulmasını sağlamakla yükümlü olduğunu, yasanın 181. Maddesi yollaması ile aynı yasanın 159. Maddesi uyarınca borçlunun malları üzerinde tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, mahkeme tarafından verilen ret gerekçelerinin hukuki dayanağı bulunmadığını, dava ve diğer dilekçe içeriklerini tekrarlayarak, davalı şirket yetkilisinin 04.04.2018 tarihli duruşmadaki beyanları dikkate alındığında davalı şirket yetkilisinin de alacağı, muvazaalı ve hileli işlemleri kabul etmiş olduğunun kabulü gerektiğini, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/165 E. sayılı dosyasında verilen 16.04.2018 tarihli muhafaza tedbiri alınması ve ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinin reddine dair kararın iptali ile davalı borçlu şirket hakkında iflas talebinin ilanı ve muhafaza tedbirlerine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İstinaf Dilekçesi Davalı … Vekiline 08/05/2018 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 21/05/2018 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; İcra ve İflas Kanunu 177/1-2-3 maddesinde borçlunun iflasının talep edilebileceği hallerin açıkça belirtildiğini, sayılan hiçbir nedenin müvekkili şirket açısından mevcut olmadığını, iflas talebi şartlarının dahi oluşmadığı bir davada, haklılığını hiçbir şekilde ispat edemeyen davacı yanın muhafaza tedbiri ve ihtiyati haciz kararı talep etmesinin tamamen kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu, müvekkiline karşı yapılmış herhangi bir icra takibi bulunmadığını, İİK.nun 181 maddesinde geçen tespit ve kriterlerin hiçbirinin somut olayda bulunmadığını belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Davacı vekili, iflas ilanlarının yapılması hususundaki taleplerinin reddedildiğinden bahisle bu ara kararın kaldırılmasını isteyerek istinaf konusu yapmış ise de 24/11/2015 tarihli celsenin 4 nolu ara kararı ile İİK.nun 166.maddesi gereğince ilanların yapılmasına karar verildiği gibi istinafa konu ara karara ilişkin talep dilekçesinde zaten böyle bir talep olmadığından bu konuda verilmiş olumlu veya olumsuz bir karar da bulunmadığından istinaf aşamasında, olmayan bir hususun incelenmesi de zaten mümkün görülmemiştir.
Somut olayda alacak davası olarak açılan davanın ıslah edilerek İİK.nun 177/1. maddesine dayalı doğrudan doğruya iflas davasına dönüştürüldüğü, davacının alacağın dayanağı olarak ortaklık sözleşmesi ve temliknameyi gösterdiği, temlik edilen alacağın varlığı ve miktarının tartışmalı olduğu, delillerin henüz toplanmamış olması, bilirkişi incelemesi yaptırılamamış bulunması karşısında İKK.nun 159 maddesi gereğince defter tutma dahil diğer muhafaza tedbirlerinin alınması yönündeki talebin reddine dair mahkemenin kanaat ve takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, fazla alınan harcın talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1f Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/07/2018