Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1270 E. 2021/497 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1270 Esas
KARAR NO: 2021/497
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/12/2017
NUMARASI: 2014/1352 Esas, 2017/1193 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında, 02.12.2013 tarihinde “Katma Değerli Hizmetlerin Sunulmasına İlişkin Sözleşme” akdedildiğini, sözleşme ile davalı tarafından abonelere katma değerli hizmetlerin sunulmasına yönelik, müvekkili şirket şebekesinden hizmet alan abone veya kullanıcılarının işletmeciye tahsis edilmiş, numaraları arayabilmelerini teminen, müvekkili şirket tarafından davalıya “çağrı taşıma” hizmeti sunulmasına ilişkin olarak karışlıklı hak ve yükümlülükler belirlendiğini, sözleşmenin “Çağrı Taşıma Ücreti ve Çağrı Taşımaya İlişkin Gelir Paylaşımı Esasları” başlıklı 7/4. Maddesi, “Faturalama” başlıklı 8/2. Maddesi, “Vergi, Harç, Fon ve Masraflar” başlıklı 15. Maddesi gereğince taraflar arasında akdedilen sözleşmeden ve dahi ileride imza edilebilecek ek protokolden doğacak vergi ve sair tüm masrafların işletmeci/davalı tarafından karşılanacağının hüküm altına alındığını, sözleşme hükümleri kapsamında; 11.12.2013 tarih ve … nolu 4.740,00 TL tutarındaki damga vergisine ilişkin faturanın müvekkili şirket tarafından usulüne uygun tahakkuk edilerek davalı şirkete tebliğ edildiğini, faturanın davalı şirket tarafından ödenmemesi üzerine, vade farkını ihtiva eden 28.02.2014, 31.03.2014 ve 30.04.2014 tarihli faturaların düzenlendiğini, fatura bedellerinin Beyoğlu … Noterliği’nin 04.04.2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesine rağmen ödenmediğini, davalı aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin kendi bünyesinde istihdam etmiş olduğu muhasebe görevlisinin işini layıkıyla bilmemesinden ötürü hesapta olmayan bir damga vergisinin ortaya çıktığını, talebin hukuki dayanağının bulunmadığını, sorumluluklarının bulunmadığını, davacı şirket çalışanının sözleşmeyi belirli bir bedeli ihtiva ediyor gibi işlem yaptığını ve nisbi bir bedel üzerinden vergi tahakkukuna sebebiyet verdiğini, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu madde 10,11 ve buna istinaden çıkarılmış olan 43 seri no.lu Damga Vergisi Genel Tebliğinin 6. maddesinde de belirtilmiş olduğu üzere belirli bir bedeli ihtiva etmeyen sözleşmeler için damga vergisi ödenmeyeceğini, sözleşmenin bir bedeli ihtiva etmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; sözleşmenin tetkikinde, Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde tanımlandığı surette belli parayı ihtiva eden değerli kağıtlardan olduğunun kabul edilmesiısı mümkün olmadığı, çağrı taşımaya ilişkin rapor kısmında %40-%60 olarak belirlenen oranların, gelir paylaşımına esas tutarın 250.000,00 TL’yi aşması halinde akit şirketlerin payının %30-%70 olarak belirleneceğinin tespit edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; sözleşme hükümleri gereğince damga vergisinden davalının sorumlu olduğunu, dosya kapsamında tanzim edilen 30.10.2015 tarihli bilirkişi raporunun 6. ve 8. sahifesinde damga vergisi faturası ve vade farkı faturalarının yasalara ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiğinin tespit edildiğini, ek raporda da aynı tespitlere yer verildiğini, buna rağmen davanın reddine karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; davacının fatura alacağı nedeni ile davalı aleyhinde başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhinde 08.05.2014 tarihinde, dayanak Katma Değerlerin Sunulmasına ilişkin sözleşmeden doğan damga vergisinin rücuen tahsili açıklaması ile 4.740,00 TL asıl alacak, 310,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.050,89 TL üzerinden takip başlattığı, davalının takibe itiraz ederek durdurduğu, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesiz olup uyuşmazlık, damga vergisinden kaynaklı fatura ve vade farkı faturalarından davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.30.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda; Katma Değerli Hizmetlerin Sunulmasına İlişkin sözleşmenin 15. Maddesinde “… tüm vergi, harç, fon ve sair masrafların İŞLETMECİ tarafından karşılanacaktır..”, düzenlemesinin bulunduğu, sözleşmenin Ek 1 Çağrı Taşımaya İlişkin Rapor bölümünde Sözleşme Bedelinin 250.000,00 TL olduğu, Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 43) kapsamında 6.1.1. 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünde, “A-Beİli parayı ihtiva eden kağıtlar” ve “B-Belli parayı ihtiva etmeyen kağıtlar” olarak ayrıldığı, yapılan düzenleme ile (1) sayılı tablonun I/A fıkrasında sayılan kağıtlardan belli parayı ihtiva etmeyenler damga vergisinin konusu dışına çıkarıldığından, belli parayı ihtiva etmeyen mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknameler, kira mukavelenameleri, kefalet, teminat ve rehin senetleri, fesihnamelerin damga vergisine tabi tutulmayacağı, ancak, tahkimnameler ve sulhnamelerin, belli parayı ihtiva etmeleri durumunda Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-4 bendine göre nispi: belli parayı ihtiva etmemeleri durumunda ise aynı tablonun 1/B fıkrasının ilgili pozisyonuna göre maktu damga vergisine tabi tutulacakları, 01.01.2013 tarihli 28515 Sayılı resmi Gazetede yayınlanan Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğine (SERİ NO: 56) istinaden Mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerde Damga Vergisinin Binde 9,48 olduğu, bu sebeple Sözleşme Bedeli: 250.000,00 TL x 0.00948 = 2.370,00 TL damga vergisi doğduğu, sözleşme 2 nüsha olarak düzenlendiği için 2.370,00 TL x 2 = 4.740,00 TL Damga Vergisinden davalının sorumlu olduğu, davacının sözleşme hükümlerine göre davalıdan 137,69 TL gecikme faizi ve 118,50 TL gecikme cezası olmak üzere toplamda 256,19 TL vade farkı talebinde bulunabileceği, davacının davalı adına 28.02.2014 tarihinde 80,19 TL (KDV Hariç), 31.03.2014 tarihinde 88,77 TL (KDV Hariç) ve 30.04.2014tarihinde 85,92 TL (KDV Hariç) olmak üzere toplamda 254,88 TL vade farkı faturası düzenlediği ve bu faturaların sözleşme şartlarına ve 6102 sayılı TTK’nun 21. maddesine uygun olarak düzenlendiği, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 11.1.22013 tarihli … Nolu 4.740,00 TL bedelli Damga Vergisi faturasının davalıya 12.12.2013 tarihinde teslim edildiği, sözleşmenin 8. Maddesinde, “taraflar usulüne uygun olarak düzenlenmiş olan faturaları, fatura tarihini takip eden ayın son iş gününe kadar ödemekle yükümlüdür” hükmünün yer aldığı, davalının 31.01.2014 tarihinde temerrüde düştüğü ve ilamsız takip tarihi 08.05.2014 tarihine kadar davacının davalıdan 229,89 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, davacı tarafından davalı adına düzenlenen. 28.02.2014 tarihinde 80.19 TL (KDV Hariç), 31.03.2014 tarihinde 88,77 TL (KDV Hariç) ve 30.04.2014 tarihinde 85,92 TL (KDV Hariç) olmak üzere toplamda 254,88 TL vade farkı faturası düzenlediği ve ilgili faturaların süresinde ödenmediğinden temerrüde düştüğü ve ilamsız icra takibine konu 06.05.2014 tarihinde kadar davalıdan 4,42 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği belirtilmiştir. İtirazların değerlendirildiği ek raporda bilirkişi, sözleşmede belirli bir bedelin kararlaştırıldığı gerekçesi ile kök raporu aynen tekrar etmiştir. Çözülmesi gereken hukuki uyuşmazlık, Sözleşmenin “Çağrı Taşıma Ücreti ve Çağrı Taşımaya İlişkin Gelir Paylaşımı Esasları” başlıklı 7.6. Maddesinde ve de Ek-1 ” Çağrı Taşımaya İlişkin Rapor” kısmında geçen 250.000,00 TL’ifadesinin, belli bir parayı ihtiva edip etmediği, dolayısı ile damga vergisine konu edilip edilemeyeceği hususudur. 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde; bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra söz konusu tablonun 1. bölümünde; mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerden belli bir parayı ihtiva edenlerin nispi damga vergisine tabi tutulacağı hükmüne yer verilmiş, Kanunun 3. maddesinde, Damga Vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olarak belirtilmiş, 10. maddesinde de; damga vergisinin nispi veya maktu olarak alındığı, nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli para, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas olduğu, belli para teriminin, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade ettiği kurala bağlanmış, 26. maddesinde de, resmi dairelerin ilgili memurlarının kendilerine ibraz edilen kağıtların Damga Vergisini aramaya ve vergisi hiç ödenmemiş veya noksan ödenmiş olanları bir tutanakla tespit etmeye veya bunları tutanağı düzenlemek üzere, vergi dairesine göndermeye mecbur oldukları hususları ifade edilmiştir. Öte yandan, yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinde, damga vergisine tabi bir kağıdın, nispi oranda vergilendirilebilmesi için ya kağıda bağlanan işlem bedelinin (kağıdın içerdiği meblağın) kağıtta açıkça belirtilmiş olması ya da bu bedelin hesaplanmasına ilişkin verilerin yer alması gerekmektedir. (Danıştay 9. Dairesinin 2019/2723 E. 2020/4867 K. Sayılı ilamı) Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında akdedilen Katma Değerli Hizmetlerin Sunulmasına İlişkin Sözleşme maddelerinde belirtilen 250.000,00 TL’nin gelir olarak belirlendiği, düşük ya da yüksek olması durumuna göre taraflar arasındaki gelir paylaşım esaslarını belirleyen kriter olduğu, sözleşme bedeli olmadığı, belli bir parayı ihtiva etmediği, sözleşmelerde bulunan birim fiyatların ve iş nevilerinin tek başına sözleşme konusu bedelin hesaplanmasına olanak sağlamadığı, bu sebeple davacının damga vergisi adı altında fatura düzenlemesinin mümkün olmadığı, mahkemece tesis edilen karada usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken istinaf maktu karar ve ilam harcının 59,30 TL’ye ikmali ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsile ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, peşin harcın mahsubuna, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/04/2021